bugün

hayatında kıdem tazminatı almamış ergenlerin dolduğu başlık. eskiden işsiz kalanın tek çıkış yolu olan kıdem-ihbar tazminatı tarih olacaktır.

yöntem basit: önce güvence altına alıyoruz filan derler sonra kuşa çevirip bitirirler. atın fava bekleyin. kıdem tazminatının güvenceye alınması ne demek amk. zaten güvencedeydi.

cümleten geçmiş olsun, kimsenin yapamadığını da ohal ayağına yaptılar. artık işsiz kaldığınız gün sokakata yaşamaya başlarsınız amk. idrak ettiğiniz gün ağlamaya başlayabilirsiniz.
kıdem tazminatından yararlanamayan milyonları sevindiren gelişmedir. Sistemin olumlu yönleri: 1- kıdem tazminatı garanti altına alınıyor, 2- işçinin işten ayrılma şekli artık daha az bağlayıcı. yani bir tarafta biriken para gibi bir yapı. 3- işverenin durumunun sonradan kötüye gitmesi durumunda oluşacak hak kayıpları ortadan kalkıyor. 4- mahkemelerde kaybedilen zaman ortadan kalkar. işçiler uzun süreler tazminat alacağız diye beklemezler.

olumsuz yönü: kıdem tazminatı kullanılarak; ne işçi , ne de patron çalışanı bağlayamıyor. işi beğenmeyen işçi bir sebeple basıp gidebilir. Tazminatını da alır. Bu durum ne kadar olumsuz bilemiyorum.

Bu durum yasalaşsa bile etkileri uzun süreler sonra ortaya çıkar.
kıdem tazminatı işçinin güvence zırhıdır. mesela size bununla ilgili bir örnek vereyim. bazı çakal işverenler sırf kıdem tazminatı ödememek adına işçiye her yıl sgk dan gir-çık yaptırırlar. neticede 10 yıl aynı yerde çalışmış işçi ihtilaf ile ayrılmaya çalışsa "1" yıl çalışmış gibi görünür. gel gelelim bu husus yargıtay a taşındı ve yargıtay " belirli süreli olmasına rağmen sürekli yenilenen iş sözleşmeleri başından itibaren belirsiz süreli kabul edilir" şeklinde bir içtihatla bunu güvence altına aldı.

şimdi işverenin yapamadığını devlet kendisi yapmaya çalışıyor. bunun ortalama geri dönüşünün 15 yıl sonra olacağı da düşünülürse şu an sıcak parayı yaratalım da 15 seneye kim öle kim kala mantığıyla yapıldığı açık. 15 yıl sonra 45 bin olan kıdem tazminatınız 22 bin olarak elinize verildiğinde de ağlarsınız sevgili destekçiler. tabi o zamana bu düzenlemeyi yapanlardan muhtap olacak bulabilirseniz.
zaten bin tane sebep vardı. aha da hayır için bir sebep daha.

beyaz yakalı amelelik kesmiyor. beyaz yakalı kölelilik geliyor. eğer sen dur demezsen.
"Yoksulun sırtından vuran vurana" kelimelerinin döküldüğü şarkı aslında bunu bizlere uzun zaman once belirtmiştir.Buna imkan vermemek için haklarımızı savunmamız gerekiyor fakat bu savunma genellikle olmuyor ve kucuk bir azınlık ses çıkartıyor.ve olan da kucuk azınlığa oluyor ve bu azınlık zamanla iyice kuculuyor sonucunda herşeye tamam diyen bir topluluk çıkıyor.
ülke böyle giderse kimse kıdem tazminatı falan alamayacak zaten. En azından bu sistem gelirse herkesin garanti bir birikimi olur devlet güvencesinde. Ben olumsuz yaklaşmıyorum. Bence olumsuz olarak bu durumdan etkilececek çok ufak bir azınlık. Patronların da bu isteme çok sıcak baktığını zannetmiyorum. Yaygarayı koparan çoğunlukla bence patron kesimi.
lan arkadaş sözlükte dahi bu saçmalığı savunan tipler çıkıyor.

birkaç sorum var;

ben işten çıkarıldığımda devlet bana bu tazminatın ödemesini yapacak mı? hayır

ben bu ödemeyi ne zaman alabileceğim? emekli olduğumda veya 10 yıl sonra ev, araba vs. birşey aldığımda.

çalışma günüm yine 30 gün olacak mı? hayır, gelen bilgilere göre çalışma günü sayımız aylık 30 günden, 20 güne düşürülüyor.
para lazım müktedirlere! boş yapmayın boşa. böylece kıdem tazminatları da artık akepelilerin ceplerine akacak. havuz var ya hani havuz, hah işte o havuz kurudu, bir damla bile su kalmadı, mecburen para lazım. Bunun içinde çalışan gerizekalıların hakkı olan tazminatları ellerinden bir şekilde almak lazım. güzel bir yontma kanunuymuş.

o zaman ufak bir soru; daha emekli olmana çok var ve bu düzenleme ile sana ait olan tazminatı elinden aldılar, dediler ki; üstteki değerli kardeşimin de belirttiği gibi zaten güvence altında olan bir tazminatınızı biz daha da güvence altına almak istiyoruz. bunun için bu düzenlemeyi yaptık. itiraz etmeyin. diyelim ki 18 senen var emekliliğine, şimdi gitti kıdem tazminatları. 18 yıl sonra ne olacağını biliyor musun ki?uzun lafın kısası. gitti tazminatlar bu adamın cebine geçmiş olsun.

ha aksini iddia edenler iş ve işçi davalarına baksın. adam daha 7-8 yıl önceki tazminatlarını mahkemeye veriyor 2,5 yıldır mahkemede dava hala sonuçlanmıyor. sana bir de emekli olma kıstası getiriyor. artık emekli olabilir misin o da ayrı mevzu. ülkedeki ortalama yaşam standartları ve ömür süresi göze alındığında bu gerçekleşebilir mi bilemiyorum! hadi ıkındın oldun. ya o parayı yiyebilecek süre ne olacak zaten ölmek üzereydin. hadi hepsini boş verdim. sen zaten ölüsün! cebindeki paraya sahip çıkamayan öküzler zaten ölü demektir benim gözümde. adam resmen cebinizdeki parayı çalıyor kanunla, düzenleme ile.

soğuk su içsin taşeron da şurada, burada çalışanlar. ya da zaten ölüsünüz, gidin gerçek anlamda ölün. atın kendinizi.
ehonomimiz lohum tadında olduğu içün işçileri çoh fazla etkilemeyek olaydır.
(bkz: yol yabdı ama)
zorunlu bes gibi maaşımızdan yapılan onlarca anlamsız kesintiye tuz biber ekecek durum.
ya arkadaşlar, şu çalışma bakanı müezzinoğlu'nun son açıklaması.

--spoiler--

Aslında işçinin hakkı, 10 yıl, 20 yıl sonra işverenin cebinde olmamalı. Yani 10 yıl ve 20 yıl sonrasının koşullarını kimse bilemez. Bugün çok iyi olan bir işverenimiz, yarın zor durumda olabilir. Kocaeli'de böyle bir konu oldu. Üstelik o işyerinde sendika var. işveren, işler bozulunca 'Kıdem tazminatını ödeyecek durumum yok' dedi. işçiler de bize kıdem tazminatıyla ilgili geliyor. Kıdem tazminatı, hakkaniyetli, sürdürülebilir, güvenilir olmalı ve tarafların cebinde olmamalı. Onun gücü, onun yasayla verilen fonda veya yeni yapılacak yapıda olmalı. Bu yıl çalışma hayatının en önemli reformlarından birini kıdem tazminatıyla sağlayacağız. Başardığımızda çalışanla çalıştıran arasında hukuk birbirine güvene dayalı olmalı. 'O beni, ben onu istismar ediyorum' değil, herkes daha iyinin, başarının peşinde olmalı. Sağ ve sol ayak nasıl sağlıklı gidiyorsa, işçi ve işveren arasındaki hukuk da bu kadar hakkaniyetli olmalı. Bize de düşen bu arada iyi hakemlik yapmak, güçlü, adil hakemlik yapabilmek. inşallah bunu da yapma gayreti içerisinde olacağız.
--spoiler--

burada ne 20 günden bahsediliyor, ne de emekli olana kadar tazminat alınmayacağından. yani devlet bir nevi yeddi emin statüsüne geçiyor.

yani şu adamları bile bana savunduruyorsunuz ya.

bugüne kadar sağa oy atmadım ama şu kanunu herhangi bir sol hükümet çıkarsaydı " işte işci dostu hükümet " derdim.

haa, şu konuda kesinlikle hak veriyorum. "ulan bu adamlara nasıl güveneceğiz biz" diyorsunuz. ama emin olun, kendini dünyanın merkezine koyan, ne iktisattan ne yönetimden anlayan, skimsonik işlerle, yatırımlarla bir anda batabilme potansiyeline sahip geri zekalı bir patrona güveneceğime bunlara güvenirim daha iyi. biz çalışanlar için iki ucu da boklu değnek. ama bende ibre devletten yana. evet.
olayı tamamen yanlış tezahür etmişsin kardeş. olay senin öyle bahsettiğin gibi bir durum değil. sen şimdi 2 yıl çalıştın, işten çıkarıldın. kıdem tazminatını vermiyorsa patron ne yapıyorsun? mahkemeye başvuruyorsun. hatta bilenler bilir, çoğu tazminat muhabbeti bu mahkemelere daha gelmeden iş verenle, işçi arasında anlaşılarak hallediliyor. hadi patron iflas etti ve tazminatı ödeyemeyeceğini belirtti. bu bakan müsvettesinin söylediği gibi bir durum yok ki ortada. sen tazminatını patrondan alamıyorsan. devlettn alıyorsun mahkeme ile. yani senin tazminatın her türlü garanti altında zaten. ha bunu 2 yıl sürer 4 yıl sürer mahkeme ama alırsın kesinlikle. sen şimdi bunu durup dururken, üstelik finans açısından kötü bir durumunun olduğu dedikoduları dolaşırken yönetenlerin, hatta ve hatta varlık fonu orada dururken, neden şimdi ortaya koyuyorsun. ben zaten alıyorum kıdem tazminatımı senin amacın ne? varlık fonunu niçin kurduğun belli. bunu neden yapıyorsun?

ben şimdi maksimum 3-4 yılda alabileceğim bir tazminatı mevcut düzenlemeler ile almak yerine, senin getirdiğin düzenleme ile şimdi "derhal" sana bırakıcam ve 10 yıl 20 yıl sonra alacağım öyle mi? kusura bakma da bakan müsvettesi siz anca bu sözlükdeki gibi koyunlarınızı ve biatçılarınızı keklersiniz diyorum. hayırlı işler, bol kazançlar bakancık.
akp'nin meteliğe kurşun attığını gösteren vahim bir durumdur.

kıdem tazminatı kalkmıyor.

akp yine işverenin ve işçinin cebine elini eşkiya gibi sokup para çekmeye hazırlanıyor.

işçi açısından çeşitli sakıncalar var. onlara girmeyeceğim.

işveren açısından ise:

ulan belki işçi işyerinde uyuşturucu çekecek, fuhuş yapacak ve ben de götüne tekmeyi koyacağım. var mı böyle bir durumda tazminat ? yok !

e öyleyse ne diye benden kütür kütür peşin peşin para alıp cebine atıyorsun ?
YALANLAR: “Kıdem tazminatını işçilerin çoğunluğu alamıyor. Tek çare kıdem tazminatının mevcut biçimini kaldırarak bir fon/sandık kurulmasıdır.”

GERÇEKLER: Hükümetin 2016 eylem planında yer alan düzenlemenin amacı, patronların işçileri işten çıkartma maliyetlerini düşürmektir.

Kıdem tazminatlarımız, yani ücretimizin ödemesi sonraya bırakılmış kısmı (13. ay ücretimiz) sermaye için “yük” olarak görülmektedir.

“işçilerin çoğunluğu kıdem tazminatı alamıyor” bilgisi de doğru değildir. işçiler dava açmaları halinde çoğunlukla tazminatlarını almaktadır. işverenlerin hukuksuzluğunu önlemek yerine, kıdem tazminatı fiilen kaldırılarak hukuksuzluğa hukuk üretilmek istenmektedir.

1) iŞTEN ATMAK YA DA ÇIKARTMAK KOLAYLAŞACAK

Kıdem tazminatı fona/sandığa devredildiğinde, işveren işçi çıkardığında toplu bir ödeme yapmak zorunda kalmayacak. Böylece işten çıkarmalar kolaylaşacaktır. Tüm işçiler “gündelikçi” gibi çalışacak, sendikalaşma imkânsız olacak; işçilere sürekli giriş-çıkış yapılabilecek.

2) KIDEM TAZMiNATI ALMAK HAYAL OLACAK

Mevcut koşullarda kıdem tazminatından sadece işten atıldığımızda değil birçok durumda faydalanabiliyoruz.

işveren hakkımızı yediğinde, askerlik hizmeti dolayısıyla, kadınlar evlendiklerinde, 15 yıl sigortalılık süresini ve 3 bin 600 gün prim ödeme süresini doldurduysak, emeklilik halinde kendi isteğimizle işten ayırıldıysak kıdem tazminatına hak kazanıyorduk. Ayrıca kayıtdışı çalıştırılmamız halinde veya tazminat ödememek için işe giriş çıkış yaptırıldığında dava yolu ile kıdem tazminatını alma şansımız vardı.

Fon/sandık sisteminde bu yararlanma koşulları ortadan kalkacak. Ödeme emekli olduğumuzda ya da 10 yıl gibi bir kıdemde ev alma gibi şartlara bağlı olarak yapılacak.

3) KIDEM TAZMiNATININ SADECE ADI KALACAK

Kıdem tazminatı işverenin sorumluluğunda olan bir meseledir, esas olarak işçi ile işveren arasındaki ilişkinin sonra ermesiyle ilgilidir. Böyle olmaktan çıktığında, adı “emeklilik fonu”, “emeklilik sandığı” olur ama “kıdem tazminatı” olmaz. “Paralel” bir emeklilik sistemi kıdem tazminatı yerine ikame edilemez. Çünkü iş güvencesi sağlamaz!

4) FON DEMEK YAĞMA DEMEK

Zorunlu Tasarrufu Teşvik Fonu, Konut Edindirme Yardımı Hesapları, işsizlik Fonu… Bu fonların hepsi siyasal iktidarlar tarafından yağmalanmıştır ve yağmalanmaktadır. Türkiye’de milyonlarca işsiz açlıkla mücadele ederken işsizlik Fonu’ndan patronlara 50 milyon liraya yakın kaynak aktarılmıştır.

5) ÇOCUKLARIMIZIN HAKLARI GASP EDiLECEK

Kimi yetkililer “Kazanılmış haklara dokunulmayacak” diyor. Yani kıdem tazminatının bundan sonra işe girenler için ortadan kaldırılacağını söylüyor. Peki bu doğru olsa bile, yeni işçiler uzaydan mı gelecek? Onlar bizim çocuklarımız olacak. Bizden önceki kuşakların bedeller ödeyerek kazandıkları haklar, çocuklarımız için bize emanettir. Çocuklarımızı günübirlik, amele pazarı usulü çalıştırmak isteyenlere geçit vermeyeceğiz!

TÜM iŞÇiLERiN KIDEM TAZMiNATI ALMASI iÇiN NE YAPMALI?

Mevcut yasaya (1475 sayılı yasanın yürürlükteki 14. Maddesi) bir cümle koyarak, bir yılın altında çalışanlara da kıdem tazminatı ödenmesi sağlanmalıdır.
iflas nedeniyle ödenmeyen kıdem tazminatını devletin ödemesi ve işverenden haciz yoluyla tahsili sağlanmalıdır.
iflas halinde bankaların, devletin değil işçilerin alacaklarının ödenmesi öncelikli ve imtiyazlı hale getirilmesi gerekmektedir.
Kıdem tazminatı ödemeyen işverenlere ağır yaptırımlar getirilmelidir.
12 Eylül askeri darbesinin ürünü olan “kıdem tazminatı tavanı” kaldırılmalıdır.
Sendikal barajlar, örgütlenmenin ve grev hakkının önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır. Örgütlü işçinin kıdem tazminatını gasp etmek mümkün olmayacaktır.

Devrimci işçi Sendikaları Konfederasyonu (DiSK)
hâlâ evet vermeyi düşünen varsa buyursun evet versin. milletin emeğine de göz diktiler.
Referandumda evet çıkarsa ve başkanlık gelirse, peşinden 1 gecede çıkacak kararla kaldırılacaktır, fav'la bekle... sonra da tazminatımız gitti diye ağlar bitliler...
Kaldırılmamış da işverenin zaten çalışan için ayırdığı bedeli 20 gün üzerinden işverenden alacak, işçi işten ayrılınca devlet verecek miş.
Devlete güven kaldıysa sorun yok.
Benim aklıma deprem sigortası akıbeti geldi nedense.
Madem bu işi Japonlar felan takip etsin. Bizim süslümanlar Cukka eder bu paraları.
Ben güvenmiyorum. Acaba hata mı ediyorum?
evvelden bu tazminatı kendi isteği ile işten çıktığı halde almış olan arkadaşlar olduğunu görüp bir kez daha şaşırdığım sorunsalcıktır.

http://www.alo170.gov.tr/...er-kidem-tazminati-yazisi

--spoiler--

Kural olarak işten kendi isteğiyle (istifa) ayrılan işçi, kıdem tazminatı alamaz. Fakat; iş sözleşmesinin askerlik görevi, emeklilik hakkının elde edilmesi, sağlık problemlerinin işin yapılmasına sürekli bir biçimde engel oluşturduğunun belgelenmesi, işverenin iyi niyet ve ahlak kurallarına aykırı davranışlarda bulunması nedenleri ile işçi tarafından feshi halinde (istifa), çalışma süresinin en az 1 yıl olması koşulu ile kıdem tazminatı hakkı kazanmaktadır.

--spoiler--

velhasılı tamamen kalksa da kalkmasa da "ben kendim çıktım tamamını aldım alamıyorum diyene sktiri çekin" diyen tiplemelere itibar etmemek lazım. işverenin insafına kalmış bir şeydir adamda hak yeme korkusu varsa verir. veya mahkemeye gidersin bir yerlerini yırtar kendini bir şekilde kanıtlarsın artık dava 6 ay mı sürer 1 senemi sürer 2 senemi bilinmez tazminatı almaya hak kazanırsın. sevgili titonun söylediğine göre alıyormuşsun mutlaka ben alabilenine denk gelmediğim için sadece duyduğumu yazabiliyorum. defalarca bizim şirketten ayrılan oldu afedersiniz babayı aldılar giderlerken..

ülkedeki sistem bu şekilde işlerken hala neyin tartışması yapılıyor bilmiyorum. hükümetten çok hükümetçi olan işçiler ve işçi çocuklarını gördükçe gerçekten içim bir tuhaf oluyor. kendi insanlık haklarınızı savunun arkadaşlar bu hükümet gider bu muhalefet gider yenileri gelir emin olun iki tarafında "bir taraflarında" olmazsınız sizler kendi haklarınızı savunun artık emeğinizi savunun..
oğlum siz harbiden boşsunuz lan. hayır hiç bir araştırmanız yok bir şeyiniz yok. gelip burada hükümet savunuculuğuna soyunmuşsunuz. kıdem tazminatları mevcut düzenleme ile zaten patron iflas ettiyse bile alınmıyor mu devletten?

o tazminatları ödememek için işveren giriş - çıkış yapıyor imza karşılığı, o imza aynı zamanda ben kıdem tazminatımı aldım imzasıdır. fakat o işçi işinden olduktan ya da emekli olduktan sonra gidip " ben o imzaları baskı altında verdim, tazminatlarımın hiçbir ödenmedi" diyerek bir dilekçe yazıyor. sonrasında mahkeme süreci başlıyor. bu başlayan süreç o kıdem tazminatlarını ödemiyorsa devlet, ne için başlıyor o zaman. hepsi de bir şekilde sonuçlanır. yukarıda belirttiğim gibi birkaç sene sürebilir ama sonunda kesinlikle alınır. bu garanti değilde nedir? sen şimdi hükümet olarak daha neyi garantiye almak istiyorsun?

hatta bazı yerlerde işçi gider atmden işveren tarafından yatırılan kıdem tazminatlarını çeker, hemen atmnin yan tarafında patron bekler elinden alır ve imza attırır. bir dolu örneği vardır bunun. zonguldak'ta yaşanan bir olay bu şekilde gelişmiş daha sonrasında olay meclise kadar gitmiş, chp milletvekilleri meclisde bu olayı dönemin çalışma bakanına sormuştur. bu meclis arşivine geçmiştir. chp kendi özel arşivinde de buna yer vermiştir. daha sonra bu işçiler mahkeme yoluna başvurmuştur. sonrasında yaşanan gelişmeler ise şu şekildedir;

söz konusu taşeron firmanın sahibinin taşeron hizmet verdiği kurumla bağlantısı kesilmiş, o kurumun o müessesesi içindeki o patronla bazı kirli işler içinde olduğu tespit edilen müdür ve müdür yardımcılarının, olay çok dallanıp budaklandığı için kurum tarafından kurumla ilişkisi feshedilmiş, chpnin baskıları sonrasında o kuruma sadece bu taşeron skandalından ötürü değil başka sebeplerden dolayı da kurum dahilinde çalışan birçok kişi kurumdan uzaklaştırılmasından tutun da civardaki işadamlarının da malvarlıklarına el konulmasına kadar uzayan büyük bir yolsuzluk operasyonu düzenlenmiştir. operasyonun ucundan bazı yerel milletvekilleri ve köksal toptan'ın ismine ulaşılmış, netice olarak onlara dokunlması engellenmiştir.

madem devlet güvencesi yok bu kıdem tazminatta neden bunlar o kurumun başına ve o taşeron patronun başına gelmiştir. mahkeme hala devam etmektedir. bu neyin mahkemesidir sizce soruyorum burada kıdem tazminatları devlet güvencesi altında değildi şimdiye kadar hükümetimiz sağ olsun bunu da yaptı diyenlere.

hayır hiçbir bilginiz yok kıdemle alakalı gelip burada entry giriyorsunuz. kendi memleketinizden bile haberiniz yok, size bu devleti teslim edelim istiyorsunuz. sonuna kadar hayır aga.

sıfır bilgisiniz resmen.

edit: zoruna gitmiş akepelileri. iyi iyi. bakın bu anlattığım olay gerçektir, gerçek hayattan bir kesittir. isteyen yerel medyada bunla ilgili bir çok bilgiye rastlayabilir. burada kıdem tazminatı ile ilgili bilgisi olmayanlar ise gerçek hayattan değildir. hepsi sanaldır. sadece iddia ederler o kadar. delil sıfırdır. biri özelden yazmış; " yaşını neden söylemiyorsun" diye. ben sanal ortamda sahte hesaplara yaşımı neden belirteyim ki; neyi kanıtlamaya çalışacağım, egoist miyim ben senin gibi?
lan arkadaş şunu savunanlar açık açık bakın "açık açık" diyorum söylesinler!

devlet fondaki kıdem tazminatını işçi talep ettiği anda verecek mi? Bununla alakalı tek bir açıklama var mı, emeklilik şartı veya ev alma şartının olmayacağının garantisini veriyor musunuz?
ertelene ertelene gelen düzenlemeler genelde işçinin aleyhine oluyor. devlet bundan büyük para kazanacak. lakin ucu nereye varacak bilemiyorum. içimiz dışımız fon oldu.
(bkz: varlık fonu)
kıdem tazminatını kamu çalışanları alır, özel sektör çalışanları genelde alamaz.

gelelim işin diğer boyutuna. bir işten istifa etmek bir hak değil mi? hak tabi ki. 10 yıl çalıştığınız bir iş yerinden daha iyi koşullarda bir iş buldunuz ve istifa ettiniz. 10 yıllık kıdem tazminatınız konusunda avucunuzu yalarsınız(3600 gün priminiz yatsa bile 1999 yılından önce ssk sicil numarasına sahip değilseniz).

bu sistemi iyi okumak lazım. getirilen düzenleme ile kıdem tazminatı istifa ederek iş değiştirilse dahi hakkınız ölmüyor.

dipnot: 3600 prim günü ve 1999 yılından önce ssk sicil numaranız olmadığı sürece istifa halinde kıdem tazminatı alamazsınız.
Kisiye degil artil devlets odenecek paraymis. Az daha somurun az daha.
Ekseriyetle taşeronda falan asgari ücretle çalışan akp lileri vuracak düzenlemedir. Beter olun lan.