buyuk ihitmalle yazari hayatinda buz ve kar gormemistir.
kutuplarda oruç konusunun olmamasıyla aynı sebeptendir. dönemin ve bölgenin birikimini yansıtır.
(bkz: ohaa hemen dinimi değiştireyim).
dünyanın düz olduğu yazılmış olan bir kitapta, kardan buzdan bahsedilmemesi gayet doğaldır aslında.

--spoiler--

kehf sûresi

86 - güneşin battığı yere varınca, onu siyah balçıklı bir su gözesinde batar (gibi) buldu. orada (kâfir) bir kavim gördü. “ey zülkarneyn! ya (onları) cezalandırırsın ya da haklarında iyilik yolunu tutarsın” dedik.

--spoiler--

anlamayana kişisel not : güneşin battığı yer olmaz. güneş suya batmaz. dünyanın kenarı olması lazım bunun için. kenarı olan şey düzdür. adım adım mağara adamına anlatır gibi anlattım. şimdi de resimli gösterelim de her müslüman anlasın.

görsel

http://coverups.com/photo...a_flat_earth-3286281h.jpg
ALLAH'a ve onun kelamı olan kuran'a inanmayanların en çok kuran okuyup inceleyen kesim olması çok manidardır.
kuran da güneş battı demiyor. "güneşin battığı yer" diyor, iyi bir müslüman allahın hatasını düzeltmek için taklalar atıp yalan söyleyebilendir bunu hepimiz biliyoruz. sen batıya mı gidiyorum diyorsun, güneşin battığı yerdeki çamuru görmeye mi diyorsun meselesidir bu iş. gerisi, yazılmamış şeyi yazılmış gibi gösteren, işine yaramayan kısmı yokmuş varsayan, ad hominemci ikiyüzlü müslümanlıktır. burada bizi şaşırtan birşey yok.
göremeyen göze allah görmek nasip eylesin inşaallah....

--spoiler--
Kar Tanelerindeki Tasarım

Kar tanelerini çıplak gözle inceleyen kişi çok çeşitli biçimlere sahip olduklarını görecektir. Bir metre küp karda 350 milyon tane kar taneciği bulunduğu tahmin edilmektedir. Bunların hepsi altıgen ve kristalimsi bir yapıdadır, ancak her biri farklı şekillere sahiptir. Bu şekillerin nasıl ortaya çıktığı, nasıl olup da her birinin farklı şekillerinin olduğu, simetrinin nasıl sağlandığı gibi soruların cevapları bilim adamları tarafından yıllardır araştırılmaktadır. Elde edilen her bilgi ise kar tanelerindeki ihtişamlı sanatı ortaya çıkarmaktadır. Kar tanelerinin altıgen yapılarındaki çeşitlilik ve kusursuzluk Allah'ın Bedi (örneksiz yaratan) sıfatının bir tecellisidir. Allah yarattığı her şeyi en güzel yapandır. Kar tanelerinin oluşumları incelendiğinde Allah'ın sonsuz sanatının farklı bir yönü gözler önüne serilmektedir.

ince ve küçük tabakalar, çok dallı yıldızlar ya da küçük iğne başlarına benzer şekillerdeki kar taneciklerinin oluşumu tamamen hayret uyandırıcıdır. Bir kar tanesi iki yüzden fazla buz kristalinden oluşan bir kristaller kümesidir. Kar kristalleri gerçekte mükemmel bir düzen içinde şekillenmiş su moleküllerinden oluşur. Mimari şaheser olarak nitelendirilebilecek kar kristalleri su buharının bulutlardan geçerken soğumasıyla şekillenir. Bu olay şöyle gerçekleşir:

Su buharının içinde düzensiz bir biçimde her yana dağılmış olan su molekülleri bulutlardan geçerken sıcaklığın düşmesi ile birlikte hareketliliklerini kaybederler. Daha az hareket eden su molekülleri bir süre sonra gruplaşmaya başlar ve sonuçta katı bir biçim alırlar. Ancak gruplaşmalarında kesinlikle bir düzensizlik yoktur, tam tersine her zaman birbirine benzeyen mikroskobik altıgenler olarak birleşirler. Her kar tanesi önceleri tek altıgen su molekülünden oluşur, daha sonra diğer altıgen su molekülleri de gelip bu ilk parçanın üstüne eklenir. Konunun uzmanlarına göre bir kristalin şeklini belirleyen temel özellik bu altıgen su moleküllerinin tıpkı bir zincirin halkaları gibi birbirlerine kenetlenmesidir. Ayrıca sıcaklığa ve nem oranına göre aslında aynı olması gereken kristal parçacıkları çok farklı şekiller almaktadırlar.

Neden tüm kar tanelerinde altıgen simetri vardır ve neden her biri diğerlerinden farklıdır? Kenarları neden düz değil de köşeli bir yapıdadır. Benzer soruların cevaplarını bilim adamları hala çözmeye çalışmaktadırlar. Ancak apaçık ortada olan bir gerçek vardır; Allah yaratmada hiçbir ortağı olmayan, sonsuz güç sahibi olan ve her şeyi örneksiz olarak yaratandır.
--spoiler--
kuranda olmayan o kadar çok kelime var ki denmesi gereken cümle.kuranda şu kelime var mı bu kelime var mı diye araştırma yapmak yerine okuyup anlayıp(tefsirler ve peygamberler tarihide dahil) yorum yapmak daha mantıklıdır.Zira şu kelime bu kelime diye bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak ancak yazarımsıların işidir.
kar kelimesi geçseydi, iman mı edecektin diye sormak istediğim cehalet ehlinin zırvalamalarıdır.
aynı mantığa göre dünyada ki bütün cisimlerin isminin kuran' da geçmesi gerekir, şimdi kar kelimesi geçmedi diye, kuran geçerliliğini mi kaybetti? peki sorarım; karla ilgili nasıl bir kelime geçmesini beklerdiniz? kar kelimesinin veya kar yağması olayının herhangi bir ibadetle veya yaşam şekliyle nasıl bir alakası olabilir?
okuma, anlama, algılama konusunda insanların ne kadar sığ olduğunun ifadesi. kendince yanlış kabul etttiğini bir olguya dayanarak bütün kitabı yanlış kabul eden bu zihiyet aynı kitapda bir doğru gördüğünde hepsini doğru mu kabul edecek ?
algılarınızı, beyinlerinizi, kavrama kabiliyetinizi rezil etmeyin.
inanmıyorsan inanmıyorsun götünüzden bahane uydurmaya neden gerek duyarsınız?
inançsızlığınızı bu şekilde meşrulaştıramazsınız sadece trajıkomik oyunlar sergilersiniz.
(bkz: kuran ı türkçe arapça sözlük sanan mal)
diger kelimeler geçmiş de ne olmuş denilesi durumdur.
Sözlükte mala bağlayıp dışlandıktan sonra başka sözlüklere akmaya çalışan yazarımsı kişiliğin açabileceği bir başlık.
çok büyük bir keşifde bulunup, çok önemli bir kanıta imza attığını sanan zavallı inkaroğlu'nun lafıdır.

öncelikle evet kuran-ı kerim, evrenseldir, onun evrenselliği insanın dönemsel günlük basit yaşantısından çok, manevi yaşantısı ile daha çok ilgilidir.Bu arada kuran-ı kerim günlük yaşamla ilgili mesajları da vardır elbet, ancak o mesajları indiği kavmin dönemsel, kültürel ve coğrafik yaşamına uyarlanmış olarak vermesi gayet normaldir.Mesela kuran-ı kerim'de 2500 motor tdi ciplerden de bahsetmez, fakat develerden bahseder, çünkü o dönemin doğa şartlarına en iyi karşı koyarak, dayanıklılığı ön planda cipleri develerdi.veya hayvanlara iyi davranma öğüdü verirken, elbette çölde yaşayan bir halka, penguenlere iyi davranın demez, onların yetiştirdiği hayvanlardan bahseder.güncel bir örnekleme yapalım, bundan çok da değil sadece elli yı önce birileri, diyelim ki bugün ki internet ortamını ve internetin oluşturduğu hayat tarzını bilseydi ve o gün ki insanlara bundan bahsetseydi, daha doğrusu mesela chat yaparken donma olmaması için, işlemciniz ve internetinizin mgbit hızı çok önemlidir, ona göre tedbir alın deseydi, o insanların bir bok anlaması mümkün olmadığından, o laf boşa edilmiş bir laf olurdu değil mi?oysa ki bundan elli yıl önce aynı insanlara "telefonda tanımadığınız birileri ile konuşurken onlara güvenmeyim", mesajı bugünün teknolojisinde yaşayan insan içinde hala geçerliliğini koruyor olmaz mıydı?bunu belli ki başlıktaki tespiti yapan kişi düşünemez durumda, ancak ben gibi normal zeka seviyesine sahip bir insanoğlu bile düşünebiliyorsa, inanın alemlerin yaratıcısı, sınırsız kere fazlasını düşünmüştür, düşünür, çünkü "o herşeye kadirdir".

Kuran-ı kerim hikmetler ve mucizelerle de doludur bunun yanı sıra malum, bunlardan en bilineni, akla gelen ilk örnek olabilir,"hani, o iki denizin birleştiği yerde,çizgi halinde bir sınır olduğu, suyun yoğunluk farkı nedeniyle birbirine karışmadığının" bildirildiği ayet.bu acaba o yılların hangi teknolojisi ile bilinebilirdi, a be benim çok akıllı olduğunu sanan arkadaşım, buna da mantıklı bir açıklama getirsene.
daha elim ve vahim olanı:

(bkz: kuran da namaz kelimesinin geçmemesi)
kuranda vepkem, vantilatör gibi kelimeler de geçmez. ne kadar gayri evrensel bir kitap değil mi? oysa karla karışık yağmur diye bir ibare olsaydı hepimiz onun bir yaratıcıya ait olduğuna kanaat getirirdik. bu kanaat nerden geliyor bilmioyurm ama içimden sana tekrar tekrar cahilsin demek geliyor. bunu neden kabul etmediğini de biliyorsun; zira cahilsin.
(bkz: kuranda bazısının öküz kökenli olduğunun geçmemesi)
Olmadığını iddia edenler için geliyor...
(bkz: kuranda kar meselesi)
bıldır dinci tayfası gene demogojiye boğmuş ortamı.

--spoiler--
kuranda vepkem, vantilatör gibi kelimeler de geçmez
--spoiler--

soruyu soran, 20 tane maden, 50 tane alaşımdan, birbiriyle bağlantılı 100 -200 teknolojinin ürünü sofistike bir aleti sormuyor ki ? her yerde bulunan ve kullanımı çok da teknoloji gerektirmeyen ( içmek,yıkanmak) bir maddenenin, bir halinin ismini ve neden herşeyi açıkladığı iddiasındaki kitapta bu ismin geçmediğini soruyor.

çok zor bir soru değil , yanlış anlamana imkan yok ...

muz, incir,kiraz,zakkum gibi bitkileri saymış mesela kuran ... ya da arap yarımadasıyla neredeyse ilgisiz olan fil'i ...
kuran da insanın bütün sorularına, sorunlarına, dertlerine cevaplar,çareler elbetteki vardır. yeterki insan kalbini "o" na açmayı bilsin. kuran ın insanlara önceliği imanı tesis etmektir. alt yapı insanın yaratanını ve kendisini tanımasıdır. ve insana hayata dair gerçekler imanının kamilen tesisi için kafi gelecek şeklide bildirilir.

ve merak buyurmayınız yağmur gibi (bkz: kar) da bildirilir(geçer). kar suyun (bkz: buz kristalleri)ne dönüşmüş haline denir. malum maddenin üç halinden biri. suyun da katı haline (bkz: buz) denir.

(bkz: Dolu): "Düşen, kabaca yuvarlak şekilli ve çapı en az 5 mm olan buz tanecikleri. Dolu gök gürültülü fırtınalarla gelir. Dikey akımlarla aşırı derecede soğumuş su damlacıkları yuvarlak (bkz: kar) taneciklerine çarparak onların üzerinde toplanır ve büyürler."

(bkz: kar):"Bulut içindeki küçük (bkz: buz kristalleri) çarpışarak ve birbirine yapışarak kar taneciklerini oluşturur. Yere düşerken çoğu sıcaklığa bağlı olarak erir ve yağmur olarak düşer. Yer seviyesindeki hava yeterli derecede soğuksa kar olarak yağar..."

(bkz: HAVA OLAYLARINDAN KAR):
"Kar donmuş su buharı parçacıklarından oluşur. Bunlar havadan (bkz: buz kristalleri) ya da kar taneleri biçiminde düşer . Kar taneleri gerçekte (bkz: buz kristali) kümeleridir . Havadaki sıcaklık donma noktasına geldiğinde, su buharı yoğunlaşarak bir toz parçasının çevresinde buzlaşır ya da çok küçük bir (bkz: buz kristali) biçimini alır . Buz suyun katı ya da kristalli halidir . Saydam, renksiz, kokusuz ve tatsız bir yapısı vardır . Buzlaşma O (sıfır) derecenin altında ortaya çıkar . Birçok maddenin tersine, su donduğunda genleşir, yani hacmi artar. Bu nedenle kaya, yol ve yapı yarıklarında donan su çatlaklara yol açabilir ."http://www.google.com.tr/...ei=iRd2TYuEAc_wsgbVqsz1BA
not:(alınmasınlar ama; üçüncü sınıf fen bilgisi konularıdır)

(bkz: Nur-43): "Görmez misin ki Allah, bulutları sevk eder. Sonra, onları kaynaştırıp üst üste yığar. Nihayet yağmurun, onların arasından yağdığını görürsün. O, gökten, oradaki dağ (gibi bulut)lardan "dolu" indirir de onu dilediğine isabet ettirir, dilediğinden de geri çevirir. Bu bulutların şimşeğinin parıltısı neredeyse gözleri alacak."

buraya dikkaat!
kardan bahsedildiği gibi kar bulutlarından da bahsedilmiştir.
"dağ (gibi bulut)lardan" = Cumulus(kar bulutları), Cumulonimbus(dolu bulutları)

vesselam...
jeeplerden, vantilatörlerden allahları için medet uman haysiyetsiz müslüman kardeşlerimizi gördüğümüz kelime eksikliği projesi. kar lan bu kar, bu kar denilen donmuş su ile 2011 model jeepin ne alakası var diycem ama, neoliberal amerikan maşası arap aşığı her müslümanın değer kıstası bugünlerde 4*4 jeep üzerinden nemalandırıldığı için demiyorum.

muhammed, kendi yazdığı kitaba hayatında hiç kar görmemiş olduğu için kar hakkında bir şey yazmamıştır. iddia bu, bunun yanıtı jeep de yok ne yapalım yani midir? bir başkası da evrensel olan kuranda coğrafi ayrım yapılmış olmasının doğruluğundan bahsediyor, nasıl bir evrensellik anlamak güç.

omzunda iki melek ile dolaştığını sanan insanları yarattığı için islam suçtur. basit bir iddia için, anında özel mesaj ile küfretmeyi seçen insanları yarattığı için islam suçtur. kendi derdini anlatmaktan uzak edebi yetersizliği limite ulaşmış, yazılanı anlamayan, kendi imanının ne olduğu hakkında zerre fikri olmadığı halde atan tutan, allahının yanlışlarını düzeltmek için küfreden, yalan söyleyen, yazılmamışı yazılmış gibi göstermeye çalışan, allahını düzeltemek için çevirisne parantez içleri ekleyen [gökteki dağ(gibi bulut)lardan - kısmı aslında sadece gökteki dağlardan... şeklindedir. (gibi bulut, allahını düzelten editleyen çevirmenin eklemesidir.]ler ile savaşta ölmüş müşrik cesetlerini kuyulara istif eden peygamber arasında insanlık dışılık açısından hiç fark yoktur. öyle ucuz müslümanlık numaralarını artık sözlükte yiyen kimse yok.

terazinin islam tarafı ağır basana kadar mazlum tribine girip, demokrasi, dinime hakaret diye ağlayacaksın, terazinin islam tarafı ağır bastığı anda, içinde islamın senin içine koyduğu vahşeti insansızlıksızlığı kusacaksın. önce durduk yerde küfredeksin sonra sana küfredilince, haysiyet, itibar satmaya kalkacaksın. bu numaraları artık cidden yiyen kimse kalmadı. müslüman müslümanlığını yapacak, ateist ateistliğini, yahudi yahudiliğini. ya da hiç birisi yapmayacak. bunun tek yolu bu. müslüman ya sike sike kabul edecek kendisi müslümanlık yaptıkça ateistin de ateistlik yapacağını, ya da siktir olup gidecek. susacak. ben müslümanlık yapayım ama ötekiler hep sussun demekle olmuyor. ama öğreneceksiniz. basit bir büzük meselesi en nihayetinde.
(bkz: eyvah eyvah)
(bkz: kuranda yavşak kelimesinin geçmemesi)
beyninden sorunlu olan insan söylemidir. ama çok önemli bir mevzuya değinmiş. madem "kar" kelimesi geçmiyor, o zaman inanmayalım allah'a. kar kelimesi olmadan kutsal kitap mı olur? hatta belki "konjonktür" kelimesi de geçmiyordur. o yoksa kesin inanmayalım zaten.