bugün

94 yapımı başrollerinde brad pitt, tom cruise, antonio banderasgibi şimdinin de o zamanın da 3 büyük devini bir araya getirebilmiş kült film.
kitapta as adam ne kadar lestat gibi görünsede filmde konu louis üzerinde dönmektedir. Her yönden çok başarılı ve tekrar tekrar izlenebilecek bir filmdir.
vampirle gorusme olarak turkceye cevrilmistir. izleyipte bisey anlamadigim filmlerdendir.
claudia'nın bir wampir anne isteyerek louis'e bir kadın getirmesi ve loius istemesede(çünkü louis wampir olmayı bir gazla seçmiş ve pişman olmuştur ne kimseyi kanını içerek öldürmek nede wampir yapmak ister, bunun insani olmayan bir davranış olduğunu düşünebilen insani bir wampirdir) inatla kadını wampir yaptırdığı sırada louis balkona çıkar ve balkon duvarına uzanır, o sırada küçük cadımız wampire dönüşen kadının bağrışlarından korkar ve ne oluyor ona der, bir diyalog başlar...

louis- bu yalnızca ölümlü bedenin ölümü, bana kızma aşkım, artık ödeştik.
claudia-ne demek istiyorsun?
louis-o odada ölen o kadın değildi, ölen içimde kalan son insani nefesti...

bu diyalog beni çok etkilemiştir görüntü, müzik vs. açısından duygu hissettirilmez o anda yönetmen tarafından ama louis'in bu sözleri tüm filmin konusunu anlatmakla beraber çok can acıtıcıdır.
kirsten, dunst claudia karakteriyle o zaman 10 yaşında bir kızı canlandırmıştı. claudia brad pitt'in onu vampire yapması için uğraşmıştır. o da acınır vaziyette böyle olmaması gerektiğini ben vampir olmayı seçmedim demişti. en etkileyici sahnelerden biri. * *
bir vampirin haline acıdığınız film. mükemmel bir bakış açısıyla* ve sağlam bir oyuncu kadrosuyla çekilmiş bir neil jordan filmi.
94 yılının en iyi filmlerinden biri.
Anne rice'ın aynı isimli romanından uyarlanmıştır.
kirsten dunst ın, o yaştaki performansı ile, kendisinden korkmama yol açmış, entrika dolu, şiirsel vampirik film...
CHRiSTiAN SLATER' iN KARiZMAYA TAVAN YAPTIRDIĞI FiLM.
vampirlik olayını dalga geçmeden gayet ciddi ve dokunaklı bir atmosferde anlatan ve ince ince içimize acıma duygusu işleyen mükemmel bir film.kesinlikle bir kereden fazla izlenmesi gereken filmlerden ancak ozaman gerçek manada zevk alınabiliyor.özellikle bir bölüm beynime kazınıp kalmıştır.gazeteci brad pitte haç,kazık ve sarımsak olayının gerçekliğini sorduğunda brad pittin hayran kalınacak bir edayla "nonsense!" demesidir.
oyuncuların performansları kusursuz ve okadar iyi uyumlu oynuyorlar ki hepsi, izle izle doyamıyor insan.ama bir antonio banderas yerine johnny depp olsaydı kesinlikle tapacağım bir film olurdu(aman el insaf diyorsunuz adamlar okadar almış brad'i tom'u antonio'yu sen kalk bi de johnny iste küfür etmekte haklısınız lakin insan işte, maymun iştahlı mahlukun teki tatmin olmuyor!)yine de kirsten dunst' a hayran kalmam şapka çıkarmam,uzun bir süre ilgimi ona odaklayıp btün filmlerini izlemem,farelere değişik bir açıyla bakmam,sürekli insanların boyunlarına ve dişlerine dikkat etmem, hep bu filmin yüzünden olmuştur. ve bir kez daha acımışımdır brad pitt ve tom cruise'a yetenekleri yakışıklılıklarının arkasında kalıyor diye!çok yazık!
anne rice'ın vampire chronicles serisinin ilk kitabı.serinin tamamı 8 kitaptan oluşmaktadır.

1. interview with the vampire
2. the vampire lestat
3. the queen of the damned
4. the tale of the body thief
5. blood canticle
6. blood and gold: the vampire marius
7. the vampire armand
8. memnoch the devil
vampir felsefesinin yalnızca anlayabilecek olanlara anlatıldığı anne rice yapıtlardan birisidir.
(bkz: anne rice).
pedofili hastası bir vampirin hayat hikayesi...
the wampire lestat okunmadan izlenmesi gereken filmdir, zira okundukran sonra film daha bir zevkli gelir adama.
cast i yıldızlarla dolu olan, cnbc-e de evde sinema keyfi kuşagında sürekli gösterilen, her seferinde bu kez izleyeceğim diye kendi kendime konuşup her seferinde kaçırdığım, şiddetle izlemek istediğim film
bir insanın hayatında vampirlerle ilgili izlediği ilk filmse muhtemelen hayatının geri kalanında vampir olayına sevgi ve merhametle bakmasına sebep olacak filmdir.

louis, insani acılarını vampir hayatında yaşamaya devam etmiştir. bu acılar onun diğer vampirlerden daha üstün olmasına sebep olmuştur. bu yüzden banderas'ın oynadığı karakter de ona hayrandır. lestat ise onu tam bir vampir yapmaya uğraşmış ama başaramamıştır. louis dürtülerine yenilmek istememektedir ancak yaşayabilmesi için başka seçeneği yoktur. diğer tüm vampirler üstün yeteklerinden zevk alırken, kahramanımız vampirliğinde daha bir insan olmuştur sanki. ancak anlaşılamamak onun kaderidir.
aslında bu vampir karakteri altında günümüz insanına çok etkileyici mesajlar verilmektedir.
tom cruise kıl olanların kıl bir rol de oldukça beğeneceği bir filmdir.
brad pitt , antonio banderas , tom cruise içeren filmi izlerken sizin de vampir olasınız gelmektedir.. aynı zamanda küçük kirsten dunst ı da filmde görebilirsiniz.. bildiğim kadarıyla 94 yapımı bir film.. çeşitli ödülleri de vardır..
adamı s.ke s.ke vampirseksüel yapan film hayır yani bu filmi seyrettikten sonra "karşıma ilk çıkan helal kan emmiş bir vampirle içişeceğime" and içmiştim lakin dişime göre bir vampir çıkmadı karşıma.*geyik bir yana tom cruise'un adeta döktürdüğü filmdir.tom cruise'a benim gibi nedensiz bir önyargı besleyenler bundan kurtulmak istiyorlarsa o kurtuluş bu filmdedir.
vampirlere dair yapılmış en ciddi filmdir. izlenesidir...
Antonio Banderas ın canlandırdığı Armand karakteri dışında oyunculuklar beklenenden daha iyidir.
diğer yazarların da belirttiği gibi filmin en ürkünç karakteri Kirsten Dunst ve tabi tiyatrodaki vampirlerdir.

film boyunca lestat a haksızlık edilmektedir. sonuçta lois ile cami avlusunda tanışmadılar.
claudia yada lois i kandırmamıştır. bu durum yahu adam melek değil, vampir daha ne bekliyorsunuz dedirtir.

ayrıca tom cruise u izlemeye tahammül ettirecek kadar güzel bir filmdir. kendisi bu filmde gayet iyi bir performans sergilemiştir.
bir de johhny depp olsaydı kadro da tadından yenmezdi.
tom cruise'un popülerliğinin zirvesinde gezindiği, brad pitt'in yeni yeni parladığı zamanlarda çekilmiş vampir filmidir. şimdi olsa bir araya gelmeleri imkansız gibi görünen iki süperstarı barındırmasıyla farklı bir yer kazanmış filmdir ayrıca.
oyuncularının yanı sıra senaryosuyla da çok etkili olan, kanımca en başarılı vampir filmi. öyle ki, insan bu filmi izledikten sonra 'derhal vampir olmak istiyoruum!!' ya da 'vampir bi sevgili bulun lan bana!' şeklinde düşüncelere sahip olabilir.**
vampirlerin bütün filmlerde cani iğrenç yaratıklar olarak gösterilmesine tepki duyan bünyeme ilaç gibi gelmiş bir filmdir. tekrar tekrar izlenilesi, izlendikçe sevilesi bir yapımdır.
ayrıca, (bkz: antonio banderas)
(bkz: neil jordan)