bugün

(bkz: abi yenge de Erik gibiymiş kütür kütür)
Günümüz müslümanlarının anlayamadığı veya anlamak istemediği olay. Bazı tefsir kitaplarında Hz. Peygamber’in Zeyneb’le evlenmesi konusunda birçok sapkınca rivayetler nakledilmiştir. Bunlara göre güya Peygamber aleyhisselâm bir gün, açık kapıdan Zeyneb’i görmüş, onun güzelliğine vurulmuş ve “Ey gönülleri evirip çeviren rabbim! Sen her noksandan uzaksın!” demiş, Zeyneb bu sözü duyup kocasına haber vermiş, kocası Zeyd bu sözden, onun Zeyneb’i beğendiği ve kendisiyle evlenmek istediği sonucunu çıkarmış, kendisine gelerek Zeyneb’i boşamak istediğini söylemiş, Hz. Peygamber bunu kabul etmemiş, fakat Zeyd onu dinlemeyip karısını boşadıktan sonra onunla evlenmiş... (Zemahşerî, III, 427). ibn Kesîr ve ibnü’l-Arabî bu rivayetleri hatırlattıktan sonra çok önemli tenkitler yapmışlar, sened ve metin yönlerinden bu rivayetlerin sahih olmasının mümkün olmadığını belirtmişler, günümüz ilim yolcuları için de geçerli bulunan uyarılarda bulunmuşlardır (ibn Kesîr, VI, 420; ibnü’l-Arabî, III, 1542 vd.). Kur’an metnine, sahih rivayetlere ve genel ilkelere göre tesbit edildiğinde olayın gerçek öyküsü şöyledir: Zeyneb Hz. Peygamber’le evlenmeyi arzu ediyordu, mehir bile istemeksizin onun eşi olmayı teklif etmişti. Yakın akraba oldukları için örtünme emri gelmeden önce Peygamberimiz Zeyneb’i sık sık görüyor ve onu her yönüyle tanıyordu, zeyneb için çekici bir kadın deniyor kime göre neye göre ama peygamber bu teklifi kabul etmedi. Aradan zaman geçmiş, yukarıda sözü edilen sosyal değişimin perçinlenmesine sıra gelmişti. Bu uygulama için uygun bir örnek olarak Zeyneb, pek de istekli olmamakla beraber, Resûlullah’ın tebliğ ettiği emre uydu, köle olarak Hz. Peygamber’e verildiği halde onun ve Allah’ın müstesna lutuflarına mazhar olan Zeyd ile evlendi. Bu evlilik bir yıldan biraz fazla sürdü. Sosyal değerler ve örfe dayalı duygular kısa zamanda değişmediği için Zeyneb kocasını küçük görüyor, ona karşı sert ve kırıcı davranıyordu. Zeyd’in de aklından onu boşamak geçiyor, fakat kendilerini Peygamber evlendirdiği için bunu yapamıyordu. Bu esnada Allah Teâlâ peygamberine, Zeyneb’in boşanacağını ve kendisinin eşi olacağını bildirmişti. Çok geçmeden Zeyd, boşama niyetini açmak üzere Hz. Peygamber’e geldi, Zeyneb’den şikâyette bulundu, boşamak istediğini açıkladı. Hz. Peygamber, özel bilgisine göre değil, genel, objektif hukuk ve ahlâk kurallarına göre davranarak, bu arada halkın, özellikle münafıkların, “evlâtlığın boşadığı eş ile evlenme” konusunu kötüye kullanıp dedikodu yapmalarından da çekinerek Zeyd’e, eşini boşamamasını tavsiye etti. Buna rağmen Zeyd eşini boşadı. Dul kalan Zeyneb, önemli bir inkılâbın yerleşmesinde fedakârca rol aldığı için ödüllendirilmeyi hak etmişti. Allah ona dünyada bu ödülü, peygamber eşi olma şerefine nâil kılarak vermeyi murat etti. Muradını Peygamber’ine bildirdi, o da emri yerine getirdi. Meâlinde geçen “saklama” ve “çekinme”nin mâkul açıklamaları vardır. ileride Zeyneb’in boşanacağı ve Hz. Peygamber’in eşi olacağı bilgisi, Allah’ın ona verdiği bir sırdı, nasıl olsa zamanı gelince açıklanacaktı. Bu sırrı önceden açıklamasının birçok sakıncası da vardı. Bu sebeple “Allah’ın ileride açıklayacağı bir şeyi gizliyordun” cümlesi bir kınama değil vâkıanın ifadesidir. “Kendisinden çekinme hususunda Allah’ın önceliği bulunduğu halde sen halktan çekiniyordun” cümlesi de iki mânaya gelebilir: 1. “Sen Allah’tan çok halktan çekiniyorsun”; 2. “Kendisinden çekinilecek olan Allah’tır; O evlenmeni emrettiğine göre halk istediğini söylesin, onlardan çekinmene gerek yoktur.” Birinci mâna Hz. Peygamber için söz konusu olamaz; çünkü o bütün yapıp ettikleriyle yalnız Allah’tan korktuğunu ve O’na itaat ettiğini ispat etmiştir. islâm’a inansın inanmasın hiçbir kimse onun, halkı memnun etmek için Hakk’ın emrine aykırı davrandığını söyleyemez. Geriye muteber ve tutarlı mâna olarak ikincisi kalmaktadır. Zaten sûrenin başında, hem Hz. Peygamber hem de müminler, münafıkların yapacakları dedikodular ve çevirecekleri dolaplar karşısında uyarılmışlar, bunlara hazırlanmışlardı. Yukarıdaki cümle de aynı mahiyette bir uyarı hatta teselliden ibarettir.

Ayrıca yukarda da biri yazmış ama sapkınlar eksilemiş hz. Muhammed ölene kadar kendisinden büyük hz. Hatice ile evli kalmış kadına bu kadar düşkün olsa gençlik yıllarında yapardı bunları. Peygamber olduktan sonra evlenmesinin allah katında bir hikmeti olduğunu düşünüyorum senin benim evliliğim gibi düşünerek yorumlayanlar başlıkta da görüldüğü gibi anlamaz ve küfre düşer.
Bir bu bir de ebabil olayı. Açıklaması çok zor.

Ben iyi kötü Bi musluman.
Ahçı bahçıvana, bahçıvan ahçıya, sonra hepsi ahçıya olayının arap yarımadasında vuku bulmuş hali.
inanç kalpten gelir ve o benim için yaratan' a olan inançtır. o kadar zaman çok sey değişmiş çarpıtılmıştır, o yüzden inanç kalpten gelir kafamızda sorular olsada. herşey çok açık olsa zaten inancın anlamı kalmaz, allah' a emanet.
lesley hazletan'ın kitabına göre(kendisi bir agnostiktir) zeyd ile karısının arası bozuktur. ayrılmaya karar verirler. ayet iner. hz. muhammed'in evlenmesi için hiç bir sakınca kalmaz ve evlenir. neresi yanlış bunun?
eğer çıplak gördüğümüz her kadın islama göre helal oluyorsa "orayı yıkarlar" ahahs. * elimde kuranla kadınlar hamamına gidiyorum beyler. çarşıdan bir şey isteyen varsa söylesin.

- kızlaaaar selam * (elinde kitapla kadınlar hamamına girmiş yürüyor) şimdi sağdan sıra olup kitabı takip ediyoruz.
- teyze sen gelmesen de olur.
yahudi yazar voody allen kendinden 35 yaş küçük evlatlığıyla evlenince çağdaşlık oluyor.
kuran müslümanlarını da zora sokan bir olay çünkü olay direk kuranda geçiyor. ahaha. zavallı zeyd, sen hem karını kaybet hem de git mute de öl. olacak iş değil.
ayrıca muhammed in zeyd biyolojik oğlu değildir fakat hatice onu ona hediye etmiştir. (köle hediye kabul eden peygamber)
ardından o muhammed in yanına büyümüştür haliyle.
tabi gel zaman git zaman bu arkadaş evlendi. fakat hanımı muhammed i seviyormuş. ( islamistler öyle diyor)
sonra tabi boşandılar ve ardından muhammed o kadınla evlendi.
ama bunu tamamen korumak için yaptı bu onun için de çok zormuş.

işin daha da komik tarafı bu araplar tarafından tepki çekti çünkü buna arap toplumu sıcak bakmıyordu ve hemen ayet gelip bunun önü açıldı. yani evlatlığının eşiyle evlenmek arap kültüründe hoş karşılanmayan bir durumken bundan sonra artık serbest olmuş.

yani şimdi muhammed i de ebu talip büyüttü sayılır, yarın bir gün muhammed evlense ve eşine ebu talip göz dikip onu alsa bu sefer islamcılar ne diyecekti?
sonuçta muhammed ebu talibin biyolojik oğlu bile değil, ebu talip onun amacası ama kadınla bir kan bağı yok.
nihaha ha.
insanı din hakkında şüpheye düşüren yegane konulardan biridir. Şimdi üstte de bahsedildiği gibi kurandaki pek çok hükmün uygulaması yok sadece emir. Peki bunda neden uygulamaya ihtiyaç duyuldu? Ateist değilim ama bu olay üzerinde kafa yorulacak cinsten. insana sanki peygamber bunu yapmak istedi gelecek tepkilere karşı da ayet ile kendisini akladı gibi bir düşünce geliyor ki bu da çok korkutucu. sonuçta ayeti inkar edemiyorsunuz ettiğiniz takdirde sapıtmış oluyorsunuz. Hep fiks bir muhabbet var. Peygamber bu kadar eşi korumak için aldı diye. Hadi Zeynepin ayrılma sebebi soylu olmasıydı. Soylu olsun olmasın gördüğümüz üzere zeyd in de eşi Zeynep başka bir eş ben görmedim duymadım ya da sadece zeyd olarak değil bir sürü bekar sahabe var. Adamlar sahabe güvenilirdir bir çoğu mantıken. Neden onlar değil de peygamber evlendi bu kadar kadınla? Eğer kadın çoksa hani cahiliye adeti kız çocuklarını diri diri gömmekti bu kadar kadın nasıl var ortada? Bir ayette kafaya takılan sorunlar daha sonra soruları açıp duruyor. Sonu yok. Evlatlığın çocuk gibi görülmesi bana ahlaken daha iyi gibi geliyor. Buna çoğu kişinin de katılacağından eminim. Kuranı savunan çoğu kişinin de evlatlığının karısını da yine kendi gelini gibi sayacağını düşünüyorum. Hadi tamam mirastan pay almaz öz çocuğa haksızlık olur gibi şeyler adalet yönünden anlaşılır ama evlatlığının duluyla evlenmek? Ayrıca bunun da kutsal kitapta yazması. Yani daha aydınlatılmamış onlarca mesele varken aydınlatılmamış konulardan dolayı mezhepler çıkmış binlerce belki milyona yakın kan dökülmüşken Evlatlığın çocuğuyla evlenebilirsiniz bu konuda allah sizlere kolaylık sağlamıştır denmesi... Bilmiyorum baya kafa karıştırıcı bir konu.
onerme tam olarak nerede?
Tam bir şeyler yazacakken imzamı atacağım bir entry ye rastladım. Onu hortlatıyorum.
https://www.uludagsozluk.com/e/13289696/
--spoiler--
muhammed'in evlatlığının karısıyla evlenmesi
zeyd bin haris : muhammed onu önce köle olarak satın almış sonra da evlatlık edinmiş. zeyd muhammed'in halasının kızı zeynep'le evlenmiş. 
muhammed bir gün zeyd yokken eve geliyor zeynep'i biraz açık saçık bir kıyafet içinde görüp arzuluyor. sonrası malum o zamana kadar evlatlığın karısıyla evlenmek yasakken birden serbest oluyor ve hatta ayet iniyor. 
işin ilginç tarafı bu kural kalkacaksa yani evlatlığın karısı ile evlenmek yasak olmaktan çıkacaksa bu yasak anlamsızsa sadece yasağı kaldıran bir ayet inebilirdi ille de birinin yapması bir örnek olması gerekse muhammed yerine bir başkası evlatlığının karısıyla evlenebilirdi.

bakınız kuran'da muhammed ne diyor:

allah ve peygamber'i bir şeye hükmettiği zaman, inanan erkek ve kadına artık işlerinde başka yolu seçmek yaraşmaz. allah'a ve peygamber'e baş kaldıran şüphesiz apaçık bir şekilde sapmış olur.( ahzâb - 36)

hemen arkasından gelen ayet ne diyor:

hani sen, allah'ın kendisine nimet verdiği ve senin de kendisine nimet verdiğin kişiye: "eşini yanında tut ve allah'tan sakın" diyordun; insanlardan çekinerek allah'ın açığa vuracağı şeyi kendi nefsinde saklı tutuyordun; oysa allah, kendisinden çekinmene çok daha layıktı. artık zeyd, ondan ilişkisini kesince, biz onu seninle evlendirdik; ki böylelikle evlatlıklarının kendilerinden ilişkilerini kestikleri (kadınları boşadıkları) zaman, onlarla evlenme konusunda mü'minler üzerine bir güçlük olmasın. allah'ın emri yerine getirilmiştir. (ahzâb -37)

neyse muhammed zeynep'i anasından babasından değil zeyd'den istiyor. yani kocasından istiyor. oha dedirten bir durum bu. 37. ayete bakarsak şu ahzab suresini indirmeden evvel biraz utanman varmış insanlardan çekinebiliyormuşsun evladın yerindeki adamın karısını da alınca çekinme utanma da kalmadı sende.
--spoiler--
yanlislika ciplak gordugu zeyd in karisi ile ne kerametse gelen bir ayet ile evlenmesidir.

peygamberimiz, hz. muhammed (s.a.v)'nin biz müslümanlara evlatlığımızın eşlerinin bize caiz olduğunu göstermek için yaptığı, bu nedenle de türlü acılara, dedikodulara ve iftiralara maruz kaldığı evlatlığı, zeyd'in eşi zeynep ile evlenmesidir. (bu tanım şakirt kardeşim içindi.)

biliyorsunuz, malı mülkü yerinde bir dul olan hatice ile evlenen peygamberimiz, onun ölümünün ardından birçok eşe ve cariyeye sahip olmuştur. yeri gelmiş 9 yaşındaki aişe anamızı almış, yeri gelmiş ben-i kurayza kabilesini kılıçtan geçirdikten sonra kendi payına düşen kadınları cariyesi yapmıştır.

neyse efendim.

günlerden birgün peygamberimiz the allah resulü, evlatlığı zeyd'in evine gidiyor ancak zeyd evde yok. eşi zeynep'i uygunsuz bir kıyafetle görüyor. (buradaki uygunsuzluk kıstasını bilemeyeceğim). tabii aşık oluyor peygamberimiz evlatlığının eşine. gel zaman git zaman, yüreğindeki sevdayı bastıramayıp gidip zeynep'i eşi zeyd'den istiyor. (buraya dikkat)

kütüb-i sitte'de şöyle birşeyler var:

" resulullah (sav), zeyd (ra)e: 'git onu bana (kendinden) iste' dedi. zeyd gitti, zeynebe geldiği zaman hamurunu yoğuruyordu. zeyd der ki: 'onu gördüğüm zaman içimde bir zorluk hissettim, ona bakamaz hale geldim. sırtımı ona çevirerek, geri geri yaklaştım ve: 'ey zeyneb! beni resulullah (sav) gönderdi. seni istiyor' dedim." kaynak

tabii zeyd'in bu kadar zor bir kararı almasında ahzab suresi'nin 36. ayeti de etkili olmuştu:

"allah ve peygamber'i bir şeye hükmettiği zaman, inanan erkek ve kadına artık işlerinde başka yolu seçmek yaraşmaz. allah'a ve peygamber'e baş kaldıran şüphesiz apaçık bir şekilde sapmış olur." (ahzab 36)

tabii fitnenin ve dedikodunun hüküm sürdüğü arap yarımadasında bu durumun dedikodulara neden olması kaçınılmazdı. bu nedenle allah (c.c.) ahzab suresi'nin 60 ve 61'inci ayetlerini indirerek dedikoducuları açıkça tehdit etti: " andolsun ki, eğer münafıklar ve kalblerinde bir hastalık olanlar ve medine'de dedikodu yapanlar, bu yaptıklarından vaz geçmezlerse, mutlaka seni onlara musallat ederiz. sonra seninle orada az bir zamandan fazla komşu kalamazlar." (ahzab, 60) "melun olarak nerede bulunurlarsa yakalanırlar ve öldürülürler" (ahzab 61)
içinden bol entrikalı bir dizi çıkabilecek bir surede* allah tarafından ilan edilen evliliktir.

sadakayla uğraşmayın boşuna.
şu yazılanlar, iddia edilenler eleştiriden ziyade küçük düşürme, hakaret maksatlı yazılar. özetle; üstteki entry sahiplerinin üzüm yemek gibi bir dertleri yok. tek dertleri bağcıyı dövmek. allah'ın ve peygamberin laneti üzerinize olsun!
islam tarihinin ilk gavatlarından zeyd.
Ulan yapıyorsun böyle bir ....., Bari yaratıcının adını ortak etme bu iğrençliğe.
zeyd'in torunlari bugun eslerini badeletiyor seyhlere. yillar geciyor ama insanlar hep ayni.
Zeydin eşi zeydin köle oluşuyla dalga geçiyordur.

Zeyd ile karisini evlendiren hz. Muhammed'dir. Aralarında şiddetli geçimsizlik ve statusel farklar vardır. Kadın zeydi beğenmez kisacası.

Evet hz. Muhammed'e hayranlık duymaktadır. Zaten yürümeyecek bir evliliktir onların evliliği. Hz. Muhammed'de zeydin hanımına gönül verir.

Fakat böyle bir evlilik tasvip edilemez elbette. Bence de hatalidır.

Not: deist gibi bir şeyim.
yine kemoş beynin islam dinine saldırayım da nasıl olursa olsun iblisliğidir. efenim olay şöyle vuku bulmuştur...

Nebimizin Zeydin eski eşi Zeynep ile evliliği malum Ahzab Suresinde anlatılmaktadır. Kendi konteksti içerisinde sadece tek ayetle değil başka ayetlerle de bağlantılı olarak anlatılmaktadır. Sadece bu konuyla bağlantılı değil, çok müthiş mesajlar veren bir ayettir. Zeyd örneği tarihselci tezle Kurʼanʼı izah etmeye çalışan grupların en sık kullandığı hususlardan biridir. Aslında Zeyd ve Zeydʼin eski eşiyle nebimizin evlenmesi tarihselci tezi çökerten bir olaydır. Bu durumu şöyle ifade edebiliriz ki tarihselciler Kurʼanʼda günümüzde kabul edilemeyecek bir takım hususlar var (örn. Talak Suresi 65/4. Ayette geçen çocukların evlendirilmesi meselesi) bu hususlar olduğu gibi anlaşılmalı, farklı bir anlam yüklenmemelidir ama bunda da şunda da şaşılacak bir durum yoktur ki on dört asır önceki Arap toplumu böyleydi, Arap örfünde bunlar vardı. Dolayısıyla o gün için bunlar vardı çok şaşırmamak lazım derler. işte durum tam da bunun aksini göstermektedir. Örneğin bu Zeyd meselesinde Araplara göre evlatlık edinilen bir kişi, evlatlık edindiği kişinin oğlu kabul edilirdi. Arap örfüne göre nebimize Zeyd in babası, Zeyd e de Muhammedʼin oğlu nitelemesi yapılırdı. Fakat Kurʼanʼı Kerim bu örfü kabul etmedi. Reddetti, hayır o Muhammedʼin oğlu değil, bu sizin ağzınızla yaptığınız bir gevelemedir dedi. Diğer bir çok olayda olduğu gibi madem ki sizin örfünüzde böyle bir şey var, tamam biz de onu onaylıyoruz demedi. Tam tersine o Muhammedʼin oğlu değildir, Muhammedʼin hiçbir erişkin oğlu yoktur dedi ve bunu reddetti. ikincisi Arap örfüne göre evlatlık edinilen bir kişinin eski karısıyla evlenmek son derece büyük bir ayıptı. Ama Kurʼan böyle bir bağı kabul etmiyor. Çünkü o onun gerçek oğlu değil diyor. Biyolojik bir sıhriyet yok. Dolayısıyla sırf bu Arap örfünü yıkmak için Zeydʼin boşadığı eski karısıyla nebimizin evlenmesi emredilmiştir. Allah sadece bir ayet göndermekle kalmamış fiilen nebimize emrederek tatbik etmiştir. ilgili ayetlerle bu durum Allah ın bir emridir. Allahʼın emri olduğu için senin bunu yapmanda bir zorluk yoktur denmiştir. Dolayısıyla Zeyd evliliği bu bağlamda değerlendirilmelidir.
işin komik kısmı karısını kaybeden bahtsız zeyd in sonra muhammed in emri ile şaka gibi 3000 kişilik ekible istanbulu almaya ölüme gönderilmesidir.

hem karısından hem canından olmuştur gariban.
yapılan iğrençlikten çok, böyle bir iğlerçliği ölümüne savunan karaktersizler midesini bulandırıyor insanın.
islam devletinin lideri olan peygamberimiz Zeyd ile zeynepi bizzat kendisi evlendirmiştir. isteseydi daha en baştan kendisi evlenirdi ve kimse buna hayır demezdi.

Peygamberimiz eski bir köle olan ve Azad edilip özgürlüğünü kazananların toplumda hala ikinci sınıf muamelesi görmesinin önüne geçmek için eski köle ile hürleri evlendirip eski köleleri hürler ile akraba yapmak ve onların statülerini eşitleştirmek istiyordu.

işe en yakınlarından başladı fakat bu evlilik yürümedi.

Ve o islam toplumunda boşanma hakkı erkektedir. Zeyd peygamberimiz defalarca kendisini boşanma isteğinden vazgeçirmiş eşini yanında tutmasını öğütlemiştir. Fakat Zeyd sonunda gene boşanmıştır. Hz Zeynep boşanmamamıştır. Zeyd onu boşamıştır. O dönemki toplumda erkek kadından boşanıyordu.

Zeynep ise ileri yaşında eski bir kölenin boşadığı kadın olarak kalmıştı. Zeyd ise orduda en yukarılardaydı. Aslında Zeyd iyi durumda iken Zeynep zor bir durumdaydı.

Peygamberimiz de bir insandı ve iyi birşey yapmak isterken sonucu kötü oldu. Zeyd ile zeynepi o evlendirmişti. Fakat 2000li yıllarda değil; Ms 600lü yıllarda bir kadın ileri yaşında dul kalmıştı. Nereden bakılırsa bakılsın hz Zeynep zor durumdaydı.

işte Allah'ın ayeti ile hem Zeynep birinin himayesine girerek toplumdaki yeri, maddi hayatı ve güvenliği sağlanmış oldu, hem peygamberimizin iyi niyetle olsa da sebep olduğu bu olumsuz durum bir nebze olsa toparladı, hem de evlatlık müessesi ile ilgili geleneklerden gelen yanlış uygulamaya Allah bariz bir kural getirdi.

Ortada zeydin terkettiği kadın ile Allahın emri sonrası evlenen biri var.
(bkz: bu konuda ben de kendisine kırgınım)
Tanrı insanı yönlendirecekken, anlatılan hikayede bariz bir şekilde insan tanrıyı yönlendirmiştir.
Peygamber bir şeyler yaşadıkça, amacında zorluklarla karşılaştıkça sürekli olarak işini kolaylayan ayetler inmiş. insanlara ise katı kurallar kalmıştır.

Ulan bu dünya harbiden peygamberin yüzü hürmetine yaratılmış he.