bugün

yanlislika ciplak gordugu zeyd in karisi ile ne kerametse gelen bir ayet ile evlenmesidir. peygamber olmak varmis wallaha.
(bkz: ayetle evlenmek)
içinden bol entrikalı bir dizi çıkabilecek bir surede* allah tarafından ilan edilen evliliktir.

sadakayla uğraşmayın boşuna.
(bkz: deja vu)

buyrun burada; (bkz: ahzab suresi 37/#11333023)
bu konular bin kere konusuldu..
muhammed'in evlatlığının karısıyla evlenmesi
zeyd bin haris : muhammed onu önce köle olarak satın almış sonra da evlatlık edinmiş. zeyd muhammed'in halasının kızı zeynep'le evlenmiş.
muhammed bir gün zeyd yokken eve geliyor zeynep'i biraz açık saçık bir kıyafet içinde görüp arzuluyor. sonrası malum o zamana kadar evlatlığın karısıyla evlenmek yasakken birden serbest oluyor ve hatta ayet iniyor.
işin ilginç tarafı bu kural kalkacaksa yani evlatlığın karısı ile evlenmek yasak olmaktan çıkacaksa bu yasak anlamsızsa sadece yasağı kaldıran bir ayet inebilirdi ille de birinin yapması bir örnek olması gerekse muhammed yerine bir başkası evlatlığının karısıyla evlenebilirdi.

bakınız kuran'da muhammed ne diyor:

allah ve peygamber'i bir şeye hükmettiği zaman, inanan erkek ve kadına artık işlerinde başka yolu seçmek yaraşmaz. allah'a ve peygamber'e baş kaldıran şüphesiz apaçık bir şekilde sapmış olur.( ahzÂb - 36)

hemen arkasından gelen ayet ne diyor:

hani sen, allah'ın kendisine nimet verdiği ve senin de kendisine nimet verdiğin kişiye: "eşini yanında tut ve allah'tan sakın" diyordun; insanlardan çekinerek allah'ın açığa vuracağı şeyi kendi nefsinde saklı tutuyordun; oysa allah, kendisinden çekinmene çok daha layıktı. artık zeyd, ondan ilişkisini kesince, biz onu seninle evlendirdik; ki böylelikle evlatlıklarının kendilerinden ilişkilerini kestikleri (kadınları boşadıkları) zaman, onlarla evlenme konusunda mü'minler üzerine bir güçlük olmasın. allah'ın emri yerine getirilmiştir. (ahzÂb -37)

neyse muhammed zeynep'i anasından babasından değil zeyd'den istiyor. yani kocasından istiyor. oha dedirten bir durum bu. 37. ayete bakarsak şu ahzab suresini indirmeden evvel biraz utanman varmış insanlardan çekinebiliyormuşsun evladın yerindeki adamın karısını da alınca çekinme utanma da kalmadı sende.
Ateist arkadaşların en son okuduğu araştırdığı konudur. Araştırmaya devam etsinler. (bkz: kolay gelsin)
Not: eksiler gelsin bakalım tutamadım yine kendimi.
Bazı ön yargılı çevreler Hz. Zeynep annemiz ile Hz. Resul'ün evliliklerine dillerine dolarlar. Güya Hz. Zeynep'ten hoşlanan Hz. Resul onun eşinden boşanmasını bekleyip onunla evlenir. Halbuki Hz. Zeynep Hz. Resul'ün akrabasıdır ve daha onu genç , bakire bir kız iken tanımaktadır. istese onunla kız iken evlenebilirdi. Halbuki evlenmedi ve kendi eli ile Zeynep'i evlatlığı olan kölesi ile evlendirir. Ailenin devamı için huzursuzluk baş gösterip, boşanma talepleri gelince Hz. Resul hep bunlara engel olur. Fakat aile kendiliğinden dağılıp boşanma vuku bulunca her konuda, her türlü tapuyu yıkmakla görevlendirilen Hz. Resul, evlâtlıkta evlât gibidir. Evlenince hanımı kızın gibi olur türünden ön yargıları yıkmak için Allah'ın ayeti ile emretmesi üzerine Hz. Zeynep ile evlenir. Tapu dolayısıyla dedikodular çıkacağını bile bile, çünkü Hz. Resul insâni olmayan tüm tapu-taassuplara savaş açmıştı: Kadın savaşmıyor, miras alamaz, kız çocuğu uğursuzdur, namusumuza leke getirebilir, diri diri gömülmelidir. Soy erkek çocuktan devam eder, kız çocuk soyun kesilmesine neden olur...gibi bir çok günah; zararlı ön yargıları, yaşayarak, hayatıyla peygamber efendimiz yıkmış, yok etmiştir.Kısaca: Hz. Resul Zeyd'in evine girdi, Zeynep'i gördü beğendi...iddiası yanlıştır, çünkü Hz Resul bir eve gireceği zaman önce selam verirdi - cevap gelmezse toplam 3 kere, yine cevap veren olmazsa eve girmez geri dönerdi, sahabi Hz Resul'un daha çok selamına muhatap olmak için 3 selamını da bekler sonuncuda selamı alıp eve buyur ederlerdi... - Kızı Fatıma'nın evine bile böyle girerdi.Uygunsuz ortamda olan aile evine Hz Resul'un destursuz fütursuzca girişi imkansızdır.Ayrıca bakire iken, kendi akrabası olduğu için her anında kendisini gördüğü ve hicap ayeti de inmediği için evlilik öncesi yıllarca yanında gördüğü Zeynep'i beğenmeyip, -genç- bakire iken kendisini cezbetmeyen, kendi eli ile bizzat evlendirdiği akraba kızına -Haşa- evlendirince mi ilgi duydu Hz Resul. Bu iftira-iddianın mantıklı bir yanı var mıdır? Zeyd, daha evlatlıkların eşleri ile ilgili hüküm ayeti inmeden, Hz Resul'e gelip, "Boşayayım, siz evlenin" nasıl desin.O zamanki adetlere aykırı bir teklif olurdu bu.Kısaca iftira baştan sona mantık hataları ve yalanlarla doludur.
(bkz: geçici anayasa maddesi)
günümüz müslümanlarına ilham olabilecek bir olay.
sakın bir müslümana evlatlık olarak gitmeyin.mümkünse gayrımüslim olsun.
şüphesiz ki çok ilginç bir olaydır. akıllara ahzap suresi 50 inci ayeti getirir.
şüphesiz ki müslümanların aştığı ama şeytan ın köpekleri tarafından akıllara şüphe ve vesvese vermek için kullandıkları evlilik. atatürk ile ilgili açılan başlıklara karşı açılmış aciz kemalist taktikleri.
ona her yol serbest kılınmıştır.
amin suresi 1.ayet 2. entry 5. başlık.
Soru “Hazret-i Peygamber Aleyhissalatü Vesselamın Zeyneb'i tezevvücünü, eski zaman münafıkları gibi yeni zamanın ehl-i dalaleti dahi medar-ı tenkit buluyorlar; nefsani, şehevani telakki ediyorlar” diyorsunuz.
Elcevap: Yüz bin defa haşa ve kella! O damen-i muallaya şöyle pest şübehatın eli yetişmez.
Evet, on beş yaşından kırk yaşına kadar, hararet-i gariziyenin galeyanı hengamında ve hevesat-ı nefsaniyenin iltihabı zamanında, dost ve düşmanın ittifakıyla kemal-i iffet ve tamam-ı ismetle Haticetü'l-Kübra (r.a.) gibi ihtiyarca birtek kadınla iktifa ve kanaat eden bir zatın, kırktan sonra, yani hararet-i gariziye tevakkufu hengamında ve hevesat-ı nefsaniyenin sükuneti zamanında kesret-i izdivaç ve tezevvücatı, bizzarure ve bilbedahe, nefsani olmadığını ve başka ehemmiyetli hikmetlere müstenit olduğunu, zerre kadar insafı olana ispat eder bir hüccettir.
O hikmetlerden birisi şudur ki: Zat-ı Risaletin akvali gibi, ef'al ve ahvali ve etvar ve harekatı dahi menabi-i din ve şeriattır ve ahkamın me'hazlarıdır. Şıkk-ı zahirisine Sahabeler hamele oldukları gibi, hususi dairesindeki mahfi ahvalatından tezahür eden esrar-ı din ve ahkam-ı şeriatın hameleleri ve ravileri de ezvac-ı tahirattır ve bilfiil o vazifeyi ifa etmişlerdir.
Esrar ve ahkam-ı dinin hemen yarısı, belki onlardan geliyor. Demek bu azim vazifeye, birçok ve meşrepçe muhtelif ezvac-ı tahirat lazımdır.
Gelelim Hazret-i Zeyneb'in tezevvücüne:
Yirmi Beşinci Sözün Birinci Şulesinin üçüncü Şuaının misallerinden olan “Muhammed, erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir; o Allah'ın Resulüdür ve peygamberlerin sonuncusudur.” Ahzab Suresi, 33:40. ayetine dair şöyle yazılmış ki, insanların tabakatına göre birtek ayet, müteaddit vücuhlarla, herbir tabakanın fehmine göre bir mana ifade ediyor.
Bir tabakanın şu ayetten hisse-i fehmi şudur ki:
Resul-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselamın hizmetkarı veya “Oğlum” hitabına mazhar olan Zeyd (r.a.), rivayet-i sahiha ile itirafına binaen, izzetli zevcesini kendine manen küfüv bulmadığı için tatlik etmiş.
Yani, Hazret-i Zeyneb, başka yüksek bir ahlakta yaratılmış ve bir peygambere zevce olacak fıtratta olduğunu, Zeyd ferasetle hissetmiş. Ve kendisini ona zevc olacak fıtratta kendine küfüv bulmadığından, manevi imtizaçsızlığa sebebiyet verdiği için tatlik etmiştir. Allah'ın emriyle Resul-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselam almış.
Yani, “Biz onu sana nikahladık.” Ahzab Suresi, 33:37. nın işaretiyle, o nikah bir akd-i semavi olduğuna delaletiyle, harikulade ve örf ve muamelat-ı zahiriye fevkinde, sırf kaderin hükmüyledir ki, Resul-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselam o hükm-ü kadere inkıyad göstermiştir ve mecbur olmuştur; nefis arzusuyla değildir.
Şu kader hükmünün de ehemmiyetli bir hükm-ü şer'i ve mühim bir hikmet-i ammeyi ve şümullü bir maslahat-ı umumiyeyi tazammun eden “Ta ki, evlatlıklarının boşadığı hanımlarla evlenmekte mü'minler için bir günah olmadığı anlaşılsın.” Ahzab Suresi, 33:37. ayet-i kerimesinin işaretiyle, büyüklerin küçüklere “oğlum” demeleri, zıhar meseleleri gibi, yani karısına “Anam gibisin” dese haram olduğu gibi değildir ki, ahkam onunla değişsin.
Hem büyüklerin raiyetlerine ve peygamberlerin ümmetlerine pederane nazar ve hitapları, vazife-i risalet itibarıyladır; şahsiyet-i insaniye itibarıyla değildir ki, onlardan zevce almak uygun düşmesin.
ikinci bir tabakanın hisse-i fehmi şudur ki:
Bir büyük amir, raiyetine pederane bir şefkatle bakar. Eğer o amir, zahiri ve batıni bir padişah-ı ruhani olsa, merhameti pederin yüz defa şefkatinden ileri gittiği için, raiyetinin efradı, onun hakiki evladı gibi, ona peder nazarıyla bakarlar. Peder nazarı ise, zevc nazarına inkılap edemediğinden ve kız nazarı da zevce nazarına kolayca değişmediğinden; efkar‑ı ammede, Peygamberin, mü'minlerin kızlarını alması şu sırra uygun gelmediği için, Kur'an o vehmi def maksadıyla der:
“Peygamber, rahmet-i ilahiye hesabıyla size şefkat eder, pederane muamele eder.
Ve risalet namına siz onun evladı gibisiniz.
Fakat şahsiyet-i insaniye itibarıyla pederiniz değildir ki, sizden zevce alması münasip düşmesin.
Ve sizlere ‘Oğlum' dese, ahkam-ı şeriat itibarıyla siz onun evladı olamazsınız.”
Said Nursi / Risale-i Nur Külliyatı / Mektubat
ben okudum sizde okuyun yardımcı olacağını düşünüyorum.
beni dinden soğutan olaydır. abi tamam ilk oldu devrim yaptı diyebilirsin. bu işin başka çözümü yok mu? insan evlatlığın eşi ile evlenir mi?
NELER DONUMYORMUS HABERIMIZ YOKMUS DENILEN HEDEDIR. KLASIK OLARAK HANI MARJINAL BIZDIK DIYORUM.
hani sen, allah'ın kendisine nimet verdiği ve senin de kendisine nimet verdiğin kişiye: "eşini yanında tut ve allah'tan sakın" diyordun; insanlardan çekinerek allah'ın açığa vuracağı şeyi kendi nefsinde saklı tutuyordun; oysa allah, kendisinden çekinmene çok daha layıktı. artık zeyd, ondan ilişkisini kesince, biz onu seninle evlendirdik; ki böylelikle evlatlıklarının kendilerinden ilişkilerini kestikleri (kadınları boşadıkları) zaman, onlarla evlenme konusunda mü'minler üzerine bir güçlük olmasın. allah'ın emri yerine getirilmiştir. (ahzâb -37)

not:işin ilginç tarafı bu ayet indiği zaman daha zeyd eşi ile evliydi.
lafa bakarım laf mı diye,
söyleyene bakarım adam mı diye?
sözlüklere karşı açılmış savaşın devamıdır . sözlüklerde peygambere hakaret et sonra bunu sözlük sahipleri yazmış gibi göster twitter da tag ol bütün insanların dini değerlerini sömürerek ortadan kaldırmak istediğin şeyleri kaldır . Kesinlikle provokatif bir söylemdir . Ciddiye alınmaması gereken bir başlıktır . müminlerimiz de kesinlikle gaza gelmemeli bunu kişisel olarak değerlendirmeli ve şikayetini dile getirmelidir . sağduyunuza hayran olduğum milletim biz ne günler atlattık evvelallah bu entirikalı günleri de atlatacağız .
ateist olmamdaki etkenlerden biridir
(bkz: kutuplarda oruç tutulması)
(bkz: gelişmemiş müslüman ülkeler)
(bkz: kadının geri planda oluşu)

inanana saygım vardır, ama inanmayana saygı duymayana yoktur. neyin paylaşılamadığını anlamış değilim.
bide bunu muhammed isteseydi istediğini alırdı ama istemedi diye kıvıran var. zaten bir sürü evlilik yapmış kişi kendisi, tüm arapları mı alması lazımdı?

ayrıca evlatlıkla evlenmeyi sonra meşru kılmıştır.
allah'ın helal bulduğu evlenmedir.

diyenlerin yalancısıyım...
"Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın hizmetkârı veya "veledim" hitabına mazhar olan Zeyd, izzetli zevcesini kendine küfüv(denk,eş) bulmadığı için tatlik(boşamış) etmiş. Allah'ın emriyle Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm almış. Âyet der: "Peygamber size evladım dese risalet cihetiyle söyler. Şahsiyet itibarıyla pederiniz değil ki aldığı kadınlar ona münasip düşmesin."
ikinci tabakanın hisse-i fehmi şudur ki: Bir büyük âmir, raiyetine pederane şefkatle bakar. Eğer o âmir, zahir ve bâtın bir padişah-ı ruhanî olsa o vakit merhameti pederin yüz defa şefkatinden ileri gittiğinden o raiyetin efradı onun hakiki evladı gibi ona peder nazarıyla bakarlar. Peder nazarı, zevc nazarına inkılab edemediğinden, kız nazarı da zevce nazarına kolayca değişmediğinden, efkâr-ı âmmede Peygamber (asm), mü'minlerin kızlarını alması şu sırra uygun gelmediğinden Kur'an der: "Peygamber (asm), merhamet-i ilahiye nazarıyla size şefkat eder, pederane muamele yapar. Risalet namına siz onun evladı gibisiniz. Fakat şahsiyet-i insaniyet itibarıyla pederiniz değildir ki sizden zevce alması münasip düşmesin."

Peygamber efendimizin çok evliliğinin hikmeti de şudur : öncelikle nefsani bir cihetle denmesine binaen şöyle ki peygamber efendimiz evliliklerini peygamberlikten sonra yapmıştır . bir insanın şehvet ve hevesatinin en fazla olduğu yıllar gençlik yillaridir yani hemen hemen 40 yaşına kadar sonrasında azalır eğer vicdan sahibi iseniz bunu inkar edemezsiniz.peygamberimiz ki 25 yaşında deli dolu delikanlı çağında 40 yaşında ihtiyarane hz. Hatice ile evlenmiş ve uzun yıllar yaşamıştır. düşünün ki ahval bu iken 40 yaşından sonra evlenmesi nasil nefsani olarak nitelendirilebilir? peygamberliginden sonra evlenmesinin en önemli hikmeti şudur : biz sunneti nasıl biliyoruz? sahabelerden . evet sahabeler hep o'nun yanında her hareketini görüyorlar belleklerine atıyorlar . peki ev hayatını sahabe nasıl bilebilir? bu durumda da peygamberimizin zevceleri devreye giriyor. zevcelerinin çokluğunun bir hikmeti eve koruyup kollamasıdir fakat en önemli hikmeti zevcelerinin meşreblerinin yani yaratilisinin farklı olması . mesela nasıl ki sen bir marangoz olsan bir ece girdigimizde dikkatini ilk dolaplar çeker fakat benim nazarima ilişmez. öyle de zevceleri peygamberimizin farklı farklı haletlerini yakalayarak evdeki kaynak olmuşlardır.
Müslüman biri olarak, peygamberin bile eleştirilebilecek bir kişi olduğunu gösteren vahim hadise.
Peygamberi tanrılaştıranlar düşünsün.
Edit: Bu olay yüzünden iyiki ateistim fln demeyin. Allah ayrıdır, din, peygamber, inananlar ayrıdır.
nasıl bir kadınsa uğruna ayet bile yazılmış. kadın hakkında bir şey geçmiyor, sadece zeyd in eşi olduğu geçiyor. ancak bundan bile o kadını öne çıkaran bir şey olduğunu anlamak yeterli çünkü bu bir başkaldırı.

neden?

o zamanlar evlatlığının eşiyle evlenmek yasak ancak bir gün bu yasak her yasak gibi deliniyor. çok enteresan. bence güzel bir kadındı, kimse tipsiz bir kadın için gidip ayet yazmaz.
Her peygamberinde kendi kavminin kültürünú taşıması normal. Bir hadiste geçiyor olması gerek, biz peygamberler aynı babanın evlatları gibiyiz ama annelerimiz farklıdır der. Yani şeriatler farklıdır kültürler farklıdır. Evet çok eşli bir toplum ve peygamberde çok eşliydi ve eşleriylede birlikte olurdu kimse yalan konuşmasın yok koruma için alıyordu falan tamam korumakta bir sebepti elbette ama tek sebep değildi. Kadınlarıda biraz fazla sevdiğide aşikar. Zaten bir hadistede diyordu. Bu olayda hem hoşlanmada olabilir hemde insanlara evlatlığın eşiyle evlenmenin yasak olmadığını göstermede bir sebebidir. Bende müslüman olarak bu olayı kıvırmıyorum he dersen ki yaparmısın böyle birşeyi yapamam. Cariyelik mevzusuda böyledir kıvırmanın lüzumu yok ve kuranda yazanlar ve gerekse islam tarihine bakarsanız sahabelere bakarsanız muhammedin peygamber olduğunu ve yalan söylemediğini anlarsınız. Gösterdiği mucizeler ki bunları o kadar sahabe gördü. Yalancı peygamberlerde çıkıyor ama kimse kanmıyor. Yani muhammed yalancı olsa zaten iki gün yaşayamazdı orada..