bugün

Bir acındırma ve reklam klasiğinden öte olmadığına inandığım ayakkabılardır..
Zira türk gazeteci ortalamasının üzerinde bir malvarlığına sahip bir insandı kendisi.
ayakkabıları onun katıksız bir (malum kelime) olduğunu değiştirmez böyle ajitasyonlarla kimseyi kandıramazlar.
bakınca dalıp gittiğimdir... burkandır...
(bkz: hrant dink in ayakkabilari/#14297164)
bir insanın masumiyetini gösteren bir tablodur. illa yoksulluk anlamına gelmek zorunda olmayabilir ama kesinlikle şu anlama gelir: insan olan bu insana kıyamaz.
44 numaradır.
ic sizlatandir.
Nedense aklima hep topuklarina sikmak deyimini getiren ayakkabilardir.
(bkz: hrant dink in ayakkabıları)
2007 yılında, sokak ortasında ,her taraf tecavüzcü ,katil ,terorist ,hırsız kaynarken 17 yaşında türk milliyetçisiyim diyen bir çocuk tarafından ermeni olduğu ve çoğunluk gibi düşünmediği için başından kurşunlanarak öldürülen 3 çocuk + 2 torun sahibi malatya lı bir adamın ayakkabısıdır. çok sevilen gazete patronları ya da siyasetçiler gibi çalıp çıpmadığından normal vatandaşlar gibi ayakkabısının altında delik olması da son derece normaldir.
hala ölüp giden bir adamın ayakkabısıyla veya etnik kimliğiyle dalga geçen insanlara sabahattin eyüboğlundan gelsin;

(bkz: sen bugüne kadar hiç öldün mü)
ayağının numarasına göre ayağına biçimlendirilmiş/ ayağına uygun akkabıdır. ermeni müzesinde kokusu alınmış bir şekilde saklanması büyük ihtimaldir. onu koklamak için sıraya girenler varmış, der hayal gücü yüksek kişi ya da kişiler..
Ermeni asıllı bir ayakkabıcının ürettiğini düşündüğüm ayakkabi...
iyi bir tamire ihtiyacı olan ayakkabıdır, hepsi bu.
silinmeyecek bir karedir dimagımızda. tek kurşunla sona erdirilen bir yaşamın ardında, sahipsiz kalmıstır artık.
"buna da bir kulp uydurun behey aymazlar. buna da birşeyler söyleyin biz yobazız, biz ötekiciyiz diyen ağızlarınızdan" dedirten ayakkabılardır.

bu mu ulan diyasporadan beslenen insan? sabah evden çıkarken delik ayakkabılarımı giyeyim, ne de olsa bugün beni katledecekler, şekil olsun, mazlum olayım mı demiştir?

herkes ampulbaşı mı bu ülkede?

lan anadolu o; dedem, babam o, delik ayakkabı her kasabalı anadolu çocuğunun utandığı ve gurur duyduğu şey değil midir?
bu ülkede kaç "vatandaş"ın daha ayakkabısının altı delik, var mı haberi olan, var mı bi sesini çıkartan?
öncelikle; bir insanın vurulduğuna sevinecek kadar denyo olmadığımın altını çizerek başlamak isterim.

şişli osmanbey semtinde, en gözde binaların birinde, dolar bazında ölçülen katmerli bir kira bedeli ödeyen hiç kimse 25 ytl'ye yeni bir çift ayakkabı alamayacak kadar gariban değildir. bu nedenle fazlaca dramatize edilen bir çift ayakkabıdır...
ilginç benzerlik talat paşa suikastinde'de görülmüştür.
kaynak:http://www.platformdergis...t/news/detail.php?id=3662
elbette tasvip etmediğim bu cinayette basınımızın en büyük demagoji elementi.
hrant dink' in bu kadar konuşulmasının tek nedeni ermeni olmasıydı.
bunun aksini hiç kimse iddia edemez, etse bile bunu destekleyebilecek sağlam bir tez bulamaz.
medya avrupa' da katledilen diplomatlarımıza ne kadar yer ayırdı ki, tarafsız olduğunu iddia ettiklerinde inanayım.
ben söyleyeyim; öldürülen onlarca diplomatımıza, hrant dink' e ayırılan sürenin onda biri kadar zaman ayrılmadı medyada.
bu da demek oluyor ki onca diplomatımız tek bir hrant' tan daha değersiz.
iş bu değer de hrant'ın kara kaşına, kara gözüne veya yırtık ayakkabılarına verilmiyordu.
çünkü o bir ermeni idi...
ve bir diplomatlarının öldürüldüğünü duyan türkler'in milliyetçiliği artar, daha da tutucu olurlardı.
lakin kendi topraklarında bir ermeni' nin öldürülmesi onları utanca ve milliyetlerinden soğumaya götürecekti...
ah ayakkabılarına yandığım hrant ah...
dostum emin ol ki seni propoganda aracı olarak kullananların, ölüm haberini aldıklarında ağızlarından salyaları aktı.
ve 'bundan daha güzel haber olabilir mi? türk topraklarında öldürülen bir ermeni...' dediler...
lobileri de sevinçten çılgına döndü, aynı kanı paylaştıklarının.
'soykırım devam ediyor' naraları attılar her parlamentoda.
illa ki ağızlarından salyalar akarak....
bir tek biz yandık dostum, bir tek biz.
ölümünden utanmamız hedeflenen, türlü oyunlar oynanan ve en sonunda 'hepimiz ermeniyiz' dedirtilen, bir tek biz.
maalesef ölümüne sevinenler değil, bir tek biz...
babası şehit olan küçük güneş in yırtık çorapları ve olmayan ayakkabılarını düşününce pek de önemli olmayan durumdur.

birinin babası asil türk milletini korumak için ölmüştür, diğeri türk kanına laf ettiği için.
kızının kalbi gibi delik ayakkabıdır.
ayakkabısı yırtıktır ama beyninde ufacık bir çizik taşımaz.
mütevazi bir yaşamın onurlu nişanıdır.
bazen de hafızalara kazınmış son fotoğraf....
hrant dink i savunuyorum entel oluyorum önermesinin de sonunda yapılabileceği bir başlıktır. hrant dink'i savunmayı entellik olarak algılayan zihniyet, gerçekten vatansever mi, yoksa galayana mı gelmekte çok merak ediyorum. türkten boşalacak zehirli kan tabirini 4 günlük yazı dizisinden çıkarıp alanlar ve bunun türklüğe hakaret olduğunu iddia edenler, ümit ediyorum yazıların tamamını okumuş olsun ve hrant dink'e sadece ermeni olduğu için öfke duysun ya da öldürülmesine duyarsız olsun, skmde değil ifadesini kullansın. yoksa bu yazıyı okumadan, ya da okuduktan sonra türklüğe hakaret değil aslında ermeni diasporasına bir tokat olduğunu anlayamayan bir gürühsa bu, vah türkiye vah... galiba bazıları bu durumu şununla karıştırdı: (bkz: baba ve piç satın alıp entellik taslamak)
herkesin bir tarafından baktığı ayakkabılardır. kimilerini ''ulan memleketin anası ağlamış zikinizde değil'' tribine sokmuş, bazılarımızı ise, ki bu bazılarını ben de dahilim, düşündüren ve sadece o olaya bakarak üzülmemizi sağlamıştır bu ayakkabılar. yani uzun lafın kısası nereden bakarsan bakmak istediğin gibi görürsün bu ayakkabıları.
aşağıdaki bakınız konuyla alakasız ama gideceği yeri bilen bakınızdır;

(bkz: demogoji yaparak vatan sevmek)
görünce çok duygulandığım ayakkabılardır. bir ayakkabının beni ağlama seviyesine getireceği aklıma gelmezdi. ama hrant dink in ayakkabıları bana çok acı verdi. adam bir gazatenin genel yayın yönetmeni olabilir, çok parası olabilir, ama üstüne başına almaz gider o parayı yetimhaneye bağışlar. işte hrant dink bunu yapıyordu. * insanlar onun ayakkabısını görünce güldü geçti. * oysaki neden bu adam yırtık ayakkabıya talim ediyor diye kimse sormadı. cevabı bu entryde yazılı. sormayanlara çarpıcı bir cevap.
Dink'in kendisine satılmış deyip jeeple gezenlerin suratına çarptığı cevaptır.