bugün

ilkokul storyteller:

Bugün kalktım. Kahvaltı yaptım.

Okula gittim. Eve döndüm.

Yattım.

(kılçıksız bir anlatı örneği)
düzenli olarak tutulan, o gün yaşananların tarih, gün ve saat yazılarak anlatıldığı defter.
bence çok gerekli olan bir şeydir çünkü hatıralarımızı saklamamızın bir diğer yoludur.
karantina günlerimde bana en büyük desteği veren yazım türüdür.

yakında kitapçıların raflarında yerini alacak olması sevindirici.
Hiç beceremedim yazmayı. Hoş yazmış olsam kesin annem bi yerde bulur karşıma geçip gülerek okurdu.
insanların ileride anılarını tekrar hatırlamak yada sonraki nesle bırakmak için anılarını yazdığı defterdir.
(bkz: witold gombrowicz) kitabı.

-önümü göremiyorum... umut yok. içimdeki her şey bitmiş, başlamak da istemiyor. hesaplaşma mı? bunca gergin ve işle dolu yıllardan sonra kimim ben?

-ihtiyarlığa bağlı kireçlenmenin, bunak yüzyılı, aynı zamanda, biçim ve içgüdü arasındaki ateşkes...büyük olasılıkla, kırsal ruhumuza, kendini gösteren derinlikte bir boşluk yarattığında oluşan kör bir cüretin yüzyılı.

-zamandan çıkan yüzümü görmeye başlıyorum. buna, ertelenemez kesinliğin tasavvurunun önceden gelen hazzı eşlik ediyor. coşku.
Son iki gündür tutuyorum. Asıl Sebebi yaşadığımı hissetmek. Dünün yok olmamasını, biryerlerde kaydediliyor olmasını istemek. Bu aslında fıtratta varolan birşey. Ve aslında ahiret defterimizin varlığına da bir işarettir.
Sıradan bir hafta sonu annem teyzemleri akşam çaya davet etmiş, bütün hazırlıklar yapılmış ve misafirler tüm heyecanıyla beklenmeye başlanmıştı. Buradaki “heyecan” daha çok, kendine oyun arkadaşı bulacağına sevinen küçük kardeşim için. Günlük kavramıyla henüz yeni tanışan küçük kardeşim dili döndüğünce, o gece, defterine bir şeyler karalamıştı. Göz ucuyla(!) bir baktım. Günlüğün bir kısmında şöyle diyordu;

--spoiler--
biraz bekledikten sonra geldiler ama sadece bir kuzenim gelmişti o kuzenimde eline çantasını aldı içinden tableti çıkarır çıkarmaz oynamaya başladı. Bazen ben oynadım ama en çok o oynadı. En sonunda tabletin şarjı azalınca bıraktı. Beraber bir şeyler yedik, biraz zaman geçtikten sonra gittiler ama berra benimle oynamadı.
--spoiler--

Katil tablet. Evet.
Sevgili günlük bugün nöbetçiyim.

Cok sıkıntılı günler geçiriyorum sigarayı bırakmamdan sanırım ..

Ve hiç bir şey yapasım yok gece 12 00 olsada eve gitsem...
Her ne kadar kararlı ve hevesli başlansa da, bir süre sonra heyecanın ve yazma isteğinin köreldiğidir.
Hangimiz günlük tutmaya karar verip, sonra bırakmadık ki?
peki ben neden günlük tutuyordum?

-eskiden beri geçmişe fazla takılmaya karşı olan bir insan oldum. tekrar ve tekrar, yok olmuş yaşantılara dönmenin anlamsız olduğunu düşünüyordum. benim için çok yararlı olacağını bilsem de, ne zaman günlük tutmaya kalkışsam, sanki zamanı öldürdüğüm duygusuna kapılıyor ve büyük bir pişmanlık içinde yazıyordum. bu yüzden asla art arda 3 günden fazla günlük tutamadım. toplasan, ancak 10 gün yazıya geçirilmiştir...

doğal olarak, yazdıklarım geleceğimi büyük oranda etkiliyordu. çünkü gün başlar başlamaz, o günlüğe ilginç sayfalar ekleme adına olağan dışı şeyler yapmıştım. ilk gün için bile oldukça ilginç bir sayfa meydana gelmişti. 2. gün daha olağan dışı eylemlerde bulundum. 3. gün öyle ileri gittim ki, çevremdekiler bana çok tuhaf bakar oldular. yaptığım şeyler, öyle beklenmedik şekilde ortaya çıkıyordu ki, olmadık dakikalar yaşanıyordu.

ve günlüğe çok ilginç sayfalar eklenmişti. ve çok ilginç bir hayata dönüşmüştü yaşadığım. ama ben bunu korkutucu buldum. çünkü olağan dışı bir şeyden sonra, sıradan bir şey yapmanın anlamı kalmıyordu. sürekli daha olağan dışı şeyler yapmak ise korkunç sonuçlar doğurabilirdi. bir daha elime almamak üzere, en uzun günlük tutma eylemimi, 4. gün sonlandırdım.
Yapılmamış ve yapılacak olan işlerim içimi sıkıyor. Uff, şu Stresten kurtuluş yok mu hiç?
hafızasının ona gelecekte ihanet edeceğini bilenlerin tekrar hatırlayıp gülmek istedikleri iyi anılarını veya tekrar hatırlayıp hüzünlenmek istedikleri kötü anılarını yazdıkları not defterine verilen isim.
başkası okuduğunda size her zaman haber veren sırdaş türü.
Çocukken kimseye anlatamadıklarımı yazdığım ve sonradan açıp okuduğumda kendime kimi Zaman kızıp kimi Zaman yanağımı öpeceğim şeyler yaşadığım ve güçlü kaldığım için kendimle gurur duyduğum anılar bütünü.
Keşke saygı duyulup başkalarınca okunmasa ama...
taşınırken bulduğum bir not defterinden, üniversite son yılımda yazdığım bir günlük yazısı gözüme çarptı aktarmak istedim. insan buhran zamanlarında ilginç şeyler yazabiliyor;

Yazmak kolay değil bazen..

ilk kez verdiğim bir kararı tam olarak o anda yerine getirmek için yazıyorum. psikolojik olarak iyi durumda değilim. kendime bunu itiraf etmekten bıktım ama inan bana bıkmaktan bile usandım..

dün gece yapmam gerekeni yaptım ve sevmediğim bir kadını daha fazla üzmemek için, ironik te olsa onu üzmek zorunda kalarak, ondan ayrıldım. Bunlar artık o kadar basit geliyor ki bana..

Açlıkla sınanmaktan bıktım. mecburen dönüyorum tekrar çalışmaya. Artık hayat eskisi gibi pembe değil ama siyahta olmasın diye, sevdiğim şeylerden feragat etmem gerektiğini fark ettim.

tekrar yazabilirim umarım..

unutma; her kışın sonunda bahar mutlaka vardır.

2 gün sonra;

dün yazmayı unuttum. param kalmamıştı ve fakülte hocamın gel çalış demesi imdadıma yetişti. gittim sabah hiç uyumadan 5 e kadar çalıştım. geldiğim zaman ödevimi yapacaktım fakat öyle yorgundum ki uyuyakalmışım. zorla sabah 5 e kadar uyudum kalktım şimdi. telefonum kapanmış. bir sürü mesaj vs vardır. bir de ablam yazmış; 'ne halin varsa gör' demiş özetle. şunu anladım ki artık yalnızım ve okulu bu sene bitirmek daha önce ne kadar zor ise artık daha da zorlaştı..

şimdi ödevimin başına geçiyorum. umarım bitirebilirim..

insan gerçekten umudunu yitirmemeli. bu yazdıklarımı görünce bunu bir daha anımsadım.
Sözlüğün kazandırdığı alışkanlıkla günlüğe hitap edilirken sevgili sıfatı kaldırılabilir bunun yanında günlük sizin terapistinizdir orjinalinden farklı olan tek şey tavsiyede bulunmaması ve ona daha az para ödemeniz. içinizi dökebileceğiniz yüzlerce sayfayı barındıran nesne, bir itiraf kutusu, bir dost.
Kucukken Sevgili Günlük diye başlayan ve yemek yememden izlediğim kanala kadar yazdığım defterdir.
ablam evleniyor 2 gün sonra yahu!!
aklıma geldikçe gözlerim doluyor, şaka gibi. evde ve özellikle ablamda muhteşem bir telaş var.

-kuşak nerede??!
-keşkekleri yaptıracaklar mı?
-lolo sigaranı gelinliğime üfleme!
-ya dayım yine içip içip masaya çıkarsa?
-anne sigarayı gelinliğe üfleme ya!
-çıldıvıcam ya bana bi sigara yakın.
-lolo ayaklarımı ovsana bak çok stresliyim.

gülsem mi ağlasam mı bilemiyorum. ağlamayı düğüne saklamayı düşünüyorum ama, şuan işin eğlencesindeyim. lakin, şaka maka büyük kuş uçacak yuvadan be sözlük. gelinliğiyle çıkacak evden ve bir daha gelmeyecek.
yani tabii ki gelecek de, farklı olacak yahu ne bileyim.
istikrarlı bi şekilde doldurduğum defterlerin ortak adıdır. yaşa ve zamana göre muhallebi kıvamında ya da anlaşılması güç egzantrik isimlerde verdiğim olmuştur kendilerine. hiçbir zaman saklamadım ben bunları hala da ortalarda gezinir durur, bir allahın kulu da açıp okumaz. yaratıcılığıma büyük bir darbe indirmiştir bu durum, kendi özel şifreli yazımı bile icat edemeden geçmiştir günlerim. bitkisel bir yaşam formatı mıymışım niye merak etmiyorlar diye derin içsel oturumlar düzenlemişimdir kendi içimde.
hala hislenirim... düşünürüm gözlerim dolar.

(bkz: hatırladıkça iç burkan yalnızlık anıları)
mevsimlik de olsa tutuyorum vesselam.
Hayatım boyunca bi türlü tutamadığım defterdir.
hala tutan var mıdır denilesi defterler.
Sevgili sözlük,

şirince' deki 1 haftalık moladan sonra bugün düştüm yollara. ilk Durak Aydın. 1 saatlik yolculuktan sonra hemen ikinci bir araçla Nazilli' ye geçtim. Şimdi ilk hedef bodrum. Sonrasına bakacağız. Sen kal sağlıcakla. Görüşeceğiz tekrar.