bugün
- bir kadına hislerini söylemek11
- sözlük hanımlarının bugünkü kıyafetleri77
- kalitesi tartışılmaz sanatçılar11
- üstteki yazarın ne mezunu olduğunu tahmin etmek29
- sevişmeden önce naz yapmayan kız17
- mansur yavaş'ın siyasi hayatı 3 ay içinde bitecek20
- en abaza üç erkek burcu17
- 19 mayıs atatürk ü anma gençlik ve spor bayramı28
- cinselliğe doymuş yazarlar12
- başı açık kadının duası kabul olmaz8
- para var huzur yok15
- iletişim kurulan insan sayısını azaltmak11
- giresun sahilde sevişen liselilerin ifşa edilmesi15
- sözlük erkeklerinin döş dekolteli fotoğrafları25
- bir erkeğe en çok yakışan 2 şey25
- gecenin şarkısı9
- eve giren büyük kara sinek9
- old quiet sleeper13
- sözlük kızlarına sorulmak istenen sorular8
- kızlar allah sizin belanızı versin12
- sevişmeden önce wc giden kız17
- başınız sıkıştığında çağırıcağınız oyun karakteri21
- anın görüntüsü24
- neden intihar etmiyorsun27
- bir şehit olarak adnan menderes17
- bez bebek nana beni bir daha oylama arslanım13
- başıboş köpek sorunu8
- ümit özdağ27
- sevgilinin kucagina oturmak9
- 90ların efsane parçaları22
- ecevit dönemindeki aylık 80 lira net asgari maaşı52
- türkan saylan15
- dayak yiyen kadın görseniz napardınız27
- fatih terim9
- akp'lilerin başı sıkışınca heykel edebiyatı28
- sarma9
- eskiamaeksikbiri ne laf eden karşısında beni bulur10
- sözlük yazarlarından aforizmalar8
- ekşi sözlük12
- kanatlarım var ruhumda ablayı rahatsız eden piç11
- yüksek kira ve ev satımı nasıl çözülür analizi8
- patates kızartması11
- ankara da oğlunu döverek öldüren cani baba11
- yılan sokan sözlük en güzel kızını emerek kurtarma9
- türkiye ekonomisi akp döneminde 4 katına çıktı26
- avrupa da garson olmak vs türkiye de doktor olmak18
- hayvanların melek olması13
- atatürk havalimanı13
- ulucuların 2023 te tercih mührünü basacağı parti30
- amin feryadi9


entry'ler (192)
Şarkıyı susmuş karakteriyle ünlü olmadan önce bilip dinleyenlere selam olsun.
evlenince aşkın bitmesinin bir kademe daha ötesi, daha erkenidir.
maalesef o ilk heyecan, heves, kalp çarpıntıları kelebek uçuşmaları vs ler sadece "acaba o da beni seviyor mu?" diye düşünülen ve her bir harekette anlam aranan, her bir sinyalde mutluluğun doruklarına ulaşılan ilk süreçlerde yaşanıyor. sonra her şey netleşiyor sevgili olunuyor ve aşk birkaç ay kadar kısa bir sürede sönümlenerek yok oluyor fakat iki taraf da hem birbirini hem kendini kandırarak aşık gibi davranmaya devam ediyor. bir çeşit şartlanma resmen. yani çok iyi anlaşabilirsin, çok iyi arkadaş olabilirsin, bir arada bulunmak hala çok çok keyifli olabilir, özleyebilirsin vs vs. yine de bunlar aşkın yitip gittiği gerçeğini değiştiremiyor. zira aşk "iyi geçinmek" değildir. aşk tanımı sevgi kavramıyla haddinden fazla iç içe geçti. birbirine alışmış insanlar aşık olduklarına falan inandırıyorlar kendilerini fakat bunları bırakalım. gerçekte aşk dediğin şey yanıp tutuşmak, karalar bağlamak, yemek yiyemeyecek hallere düşmek ve nicesi gibi çok güçlü hallere sokar insanı. öyle ay kafamız çok uyuşuyor dediğnle hemen aşk yaşıyor olmuyorsun. zira ben hayal de edemiyorum insan biriyle sürekli birlikte olup ilk günkü gibi aşığım falan nasıl diyebilir? bu bir çeşit yalan, dürüst olalım. içinde duyduğu sevgiyi, bağlılığı, alışkanlığı aşk olarak lanse edenlerin yalanı.
diyeceksiniz ki aşk elbet biter sevgi mühim olan şey. sevgi daha önemli bir şey tabi genel planda o ayrı. fakat sevgililik dediğin şeyin temel yapı taşı da aşk. bu bitiyorsa ne anladım ben bu işten? mevzu sevgiden ibaretse arkadaşlarımızı da severiz anamızı babamızı da severiz, benimseriz vs. fakat ilişki dediğin şeyde salt sevgi karın doyurmuyor. aşksa kaybolup gitmek için bahane arıyor. saman alevi gibi sönen aşk kavramına itiraz ediyorum.
maalesef o ilk heyecan, heves, kalp çarpıntıları kelebek uçuşmaları vs ler sadece "acaba o da beni seviyor mu?" diye düşünülen ve her bir harekette anlam aranan, her bir sinyalde mutluluğun doruklarına ulaşılan ilk süreçlerde yaşanıyor. sonra her şey netleşiyor sevgili olunuyor ve aşk birkaç ay kadar kısa bir sürede sönümlenerek yok oluyor fakat iki taraf da hem birbirini hem kendini kandırarak aşık gibi davranmaya devam ediyor. bir çeşit şartlanma resmen. yani çok iyi anlaşabilirsin, çok iyi arkadaş olabilirsin, bir arada bulunmak hala çok çok keyifli olabilir, özleyebilirsin vs vs. yine de bunlar aşkın yitip gittiği gerçeğini değiştiremiyor. zira aşk "iyi geçinmek" değildir. aşk tanımı sevgi kavramıyla haddinden fazla iç içe geçti. birbirine alışmış insanlar aşık olduklarına falan inandırıyorlar kendilerini fakat bunları bırakalım. gerçekte aşk dediğin şey yanıp tutuşmak, karalar bağlamak, yemek yiyemeyecek hallere düşmek ve nicesi gibi çok güçlü hallere sokar insanı. öyle ay kafamız çok uyuşuyor dediğnle hemen aşk yaşıyor olmuyorsun. zira ben hayal de edemiyorum insan biriyle sürekli birlikte olup ilk günkü gibi aşığım falan nasıl diyebilir? bu bir çeşit yalan, dürüst olalım. içinde duyduğu sevgiyi, bağlılığı, alışkanlığı aşk olarak lanse edenlerin yalanı.
diyeceksiniz ki aşk elbet biter sevgi mühim olan şey. sevgi daha önemli bir şey tabi genel planda o ayrı. fakat sevgililik dediğin şeyin temel yapı taşı da aşk. bu bitiyorsa ne anladım ben bu işten? mevzu sevgiden ibaretse arkadaşlarımızı da severiz anamızı babamızı da severiz, benimseriz vs. fakat ilişki dediğin şeyde salt sevgi karın doyurmuyor. aşksa kaybolup gitmek için bahane arıyor. saman alevi gibi sönen aşk kavramına itiraz ediyorum.
iç muhakeme:
- ya tüm olan bitenin tek açıklaması buysa?
- yok yok o kadar da kendine haksızlık etmemek gerek...
- ama ya öyleyse?
- oğlum saçmalama gerçekten yetersiz akla sahip biri salak mıyım diye sorgulama yapamaz.
- bu argümanlar büyük ihtimalle bahane. varsa yoksa kendimizi aklamaya çalışıyoruz. bence ben salağım.
- peki neden öyle düşünüyorsun?
- çok salaklık yaptım ve yapmaya devam ediyorum. yani bahsettiğim salaklıklar "yanlış birine güvendim" falan kıvamında dandirik şeyler değil. ciddi manada akıl yetersizliği gerektiren şeyler.
- senin iq testin yüksek zeka çıkmadı mı oğlum birkaç sene önce yapmıştın?
- lan o internetteki bir test sadece. gerçek iq testi değil falan diyorlar. ona mı güveneceğiz? kendimizi aklama gayretinden kurtulmak da bir erdem olabilir istersen artık vazgeç.
- ben seni ayakta tutmaya çalışan karşıt benliğinim ama sen kendini yok etmeye and içmişsin.
- şu tip laflar duyunca çok kıl oluyorum sus allah aşkına. ayrıca eğer dediğin doğruysa yine salak olduğum sonucuna varıyoruz. kendi değerini reddeden biri en iyi ihtimalle salaktır neticede.
- sen salaksın.
- evet.
- ya tüm olan bitenin tek açıklaması buysa?
- yok yok o kadar da kendine haksızlık etmemek gerek...
- ama ya öyleyse?
- oğlum saçmalama gerçekten yetersiz akla sahip biri salak mıyım diye sorgulama yapamaz.
- bu argümanlar büyük ihtimalle bahane. varsa yoksa kendimizi aklamaya çalışıyoruz. bence ben salağım.
- peki neden öyle düşünüyorsun?
- çok salaklık yaptım ve yapmaya devam ediyorum. yani bahsettiğim salaklıklar "yanlış birine güvendim" falan kıvamında dandirik şeyler değil. ciddi manada akıl yetersizliği gerektiren şeyler.
- senin iq testin yüksek zeka çıkmadı mı oğlum birkaç sene önce yapmıştın?
- lan o internetteki bir test sadece. gerçek iq testi değil falan diyorlar. ona mı güveneceğiz? kendimizi aklama gayretinden kurtulmak da bir erdem olabilir istersen artık vazgeç.
- ben seni ayakta tutmaya çalışan karşıt benliğinim ama sen kendini yok etmeye and içmişsin.
- şu tip laflar duyunca çok kıl oluyorum sus allah aşkına. ayrıca eğer dediğin doğruysa yine salak olduğum sonucuna varıyoruz. kendi değerini reddeden biri en iyi ihtimalle salaktır neticede.
- sen salaksın.
- evet.
dermanımın konuşmakta, dertleşmekte, paylaşmakta, bir uğraş içinde olmakta veya herhangi bir surette bir başkasında olmadığını bilmek çok boğucu bir his. konuşsam tesiri yok sussam aslında gönül razı, yazsam kimsenin sikinde değil benim de değil.
bir diğer adı borçlanmaktır.
uyuyan sevgilinin sonsuza dek uyumasına vesile olacak bir densizliktir.
bir amber heard hareketi olabilir.
Hareketli veya slow fark etmeksizin ne zaman duysam, dinlesem buruk bir his bırakan müzikler. olmayan aşkın acısını çeker gibi duygular falan. Bu ispanyol müziğinden bağımsız olarak kişisel bir durum da olabilir tabi.
Sanki geçmişte mükemmel olan hayatımda bu müziklerle pek çok anı biriktirmişim ama şimdi yaşlı ve döşeğinde ölümü bekleyen biri gibi buruk bir his veriyor. Fakat anı manı biriktirmedim. Ben fotolarımı bile biriktirmedim lan pc de durup durup zaman içinde kayboldular neyse bu başka bir konu.
Sanki geçmişte mükemmel olan hayatımda bu müziklerle pek çok anı biriktirmişim ama şimdi yaşlı ve döşeğinde ölümü bekleyen biri gibi buruk bir his veriyor. Fakat anı manı biriktirmedim. Ben fotolarımı bile biriktirmedim lan pc de durup durup zaman içinde kayboldular neyse bu başka bir konu.
Geçmiş sözlük günlerim dahil şuraya asla gerçek bir itirafımı yazmadım. Bence siz de öylesinizdir. (samimiyetsizliğine ortak aramak) yani gerçekten en derinlerde, en gizli şeyi insan kendi kendine bile düşünmez, yok sayar vs. buraya da yazmaz birine de söylemez. Neyse bu durumda aslında itiraf başlığı samimiyetsiz ve aldatıcı oluyor ben değil. (yüzyıllık başlığa ithamda bulunmak)
Büyük ihtimalle tanrının intihara karşı geliştirdiği en güçlü silah.
Fakat umudun en belirgin özelliği, var olmasa da var gibi bir etki yaratması. tıpkı tanrı gibi.
%90 umut yoktur ama bunu bilsek işin en başında pes ederiz. Bu yüzden en imkansız halde bile bir umut taşınır. Umudun asli görevi bir şekilde seni yola devam ettirmek gibi görünüyor.
Fakat umudun en belirgin özelliği, var olmasa da var gibi bir etki yaratması. tıpkı tanrı gibi.
%90 umut yoktur ama bunu bilsek işin en başında pes ederiz. Bu yüzden en imkansız halde bile bir umut taşınır. Umudun asli görevi bir şekilde seni yola devam ettirmek gibi görünüyor.
"Ateist hanımefendi" falan olsa iyiymiş yine ama "allahsız karı" çok kaba saba, kıro bir şey olmalı. Böylesini kim niye arasın.
"kitap okuyan insan" imgesine kutsiyet atfeden bir yaklaşım var. Bu şekilciliğe düşülmemeli.
kitap kutsiyetçilerine göre sesli kitap dinleyen biri fiziki şekilde kitabı elinde tutup okuyan birinden daha az verim alır. Bizzat bunu düşünmezler ama hisleri bu yöndedir. Hiçbir şey abartıya mazhar olmamalı.
kitap kutsiyetçilerine göre sesli kitap dinleyen biri fiziki şekilde kitabı elinde tutup okuyan birinden daha az verim alır. Bizzat bunu düşünmezler ama hisleri bu yöndedir. Hiçbir şey abartıya mazhar olmamalı.
Sadece güzel maaş amacıyla oluşan bir ilgi değildir. Maddiyatın yanı sıra toplumda itibarı olan biriyle iyi statüye ait olma isteği bu ilgiyi perçinler. Tabi bir tek doktor için değil misal pilot vs bunlar hep ilgi çeker. Belki marangoz da güzel kazanıyor ama hiç de imreneni yok. Sağda solda "ay marangoz manita buldum" diye lafını etmiyor kadınlar. Bu gerçeği dile getirenler de ezik ve kıskanç erkek olarak falan tanımlanıyor sanırım ama durum böyle.
-Marangoz bunu beğenmedi.-
-Marangoz bunu beğenmedi.-
Her şey bir anda anlamsız gelecek işte biz o gün tükeneceğiz...
"oturmasını kalkmasını bilen biri" diye nitelenen insanların aslında genel huyu olan bir durumdur. fazla saçmalamayı ve hata yapmayı önler.
bi olayın içindeyken insan kendini pek doğru değerlendiremiyor. neşeli göründüğünü zannederken ciddi, zekice tavırlar sergilediğini zannederken dangalak vb görünebiliyor. zaman zaman kişi ilahi bakış açısıyla kendini değerlendirir ve ulan ben de baya malım aslında deyip kendine çeki düzen verme yoluna girer. bu hususta faydalıdır kendine dışarıdan bakmak.
fakat haddinden fazla kendini değerlendirme haline girilirse de olay "dur şöyle yapmayayım kendime ayıp etmeyeyim, bak ben izliyorum kendimi" falan gibi bir akıl hastalığına da dönüşebilir. zaten bunu yapan insanlar genelde kendisiyle fazla ilgilenen ve etraftan gelecek tek bir olumsuz bakışa dahi katlanamayan insanlardır. (bir istatistiki bilgim falan yok ben öyleyim diye genelleme yapıverdim hemen)
bazen de pc karşısında izlediğin filmin atmosferine kapılmışken sahne kararır ve siyah ekranda yansımanı görürsün o noktada gerçek dünyaya dönüş, olaya yabancılaşma, ulan ne boş beleş şeylerle zaman geçiriyorum halbuki yaptığım tek şey sabit şekilde burada durup saatlerce ekrana bakmak diye düşünülebilir. bu da dışarıdan kendine bakmanın farklı bir hali.
gerçekten de tv-pc-telefon gibi eğlenti araçlarının karşısında yaptığımız bundan ibarettir. dışarıdan bir gözle bakınca çok büyük bir ziyan, bir harabeliktir. orada yalnız başına biri dört duvar arasında bir ekrandan fantastik alemlerin içine dalıp çıkıyor falan bir şeyler izliyor gülüyor, düşünüyor, kendince aktivite içinde o an vs ama dışarıdan bakan bir göz için sadece orada bir ağaç gibi, bir kütük gibi durup saatlerce ekrana bakıyor. kendine dışarıdan bakmak çok da iyi değil o açıdan. zira bir anlamsızlık silsilesi de yaratıyor.
bi olayın içindeyken insan kendini pek doğru değerlendiremiyor. neşeli göründüğünü zannederken ciddi, zekice tavırlar sergilediğini zannederken dangalak vb görünebiliyor. zaman zaman kişi ilahi bakış açısıyla kendini değerlendirir ve ulan ben de baya malım aslında deyip kendine çeki düzen verme yoluna girer. bu hususta faydalıdır kendine dışarıdan bakmak.
fakat haddinden fazla kendini değerlendirme haline girilirse de olay "dur şöyle yapmayayım kendime ayıp etmeyeyim, bak ben izliyorum kendimi" falan gibi bir akıl hastalığına da dönüşebilir. zaten bunu yapan insanlar genelde kendisiyle fazla ilgilenen ve etraftan gelecek tek bir olumsuz bakışa dahi katlanamayan insanlardır. (bir istatistiki bilgim falan yok ben öyleyim diye genelleme yapıverdim hemen)
bazen de pc karşısında izlediğin filmin atmosferine kapılmışken sahne kararır ve siyah ekranda yansımanı görürsün o noktada gerçek dünyaya dönüş, olaya yabancılaşma, ulan ne boş beleş şeylerle zaman geçiriyorum halbuki yaptığım tek şey sabit şekilde burada durup saatlerce ekrana bakmak diye düşünülebilir. bu da dışarıdan kendine bakmanın farklı bir hali.
gerçekten de tv-pc-telefon gibi eğlenti araçlarının karşısında yaptığımız bundan ibarettir. dışarıdan bir gözle bakınca çok büyük bir ziyan, bir harabeliktir. orada yalnız başına biri dört duvar arasında bir ekrandan fantastik alemlerin içine dalıp çıkıyor falan bir şeyler izliyor gülüyor, düşünüyor, kendince aktivite içinde o an vs ama dışarıdan bakan bir göz için sadece orada bir ağaç gibi, bir kütük gibi durup saatlerce ekrana bakıyor. kendine dışarıdan bakmak çok da iyi değil o açıdan. zira bir anlamsızlık silsilesi de yaratıyor.
Neyse ki ben de affetmedim. Enayiliğin de bir sınırı var canım.
Kendisini izletme sebebi tamamen olan biteni güzel bir yere bağlayacağına olan umutken paralel evren vs karıştırarak olayı cıvıttılar. O noktada bıraktım nereye bağladılar falan merak edip bakmadım bile tekrar.
Hiçbir şey yapmaman gerektiğine delalettir.
Doğru bir beyanat fakat yine de duran duruyor tabi. (3 kişi)
talihsiz esprilerin ikamet ettiği başlık.