bugün

görme ile ilgili olan, anlayış ve kavrayış.
(bkz: içgörü)
evet, yine özdemir asaf şiiri. çok güzeldir tabii ki

Ne iyi olurdu, herkesin,
Ben yalan söyleyebilirim,
Ama sana değil...
Bir, sen'i olsaydı..
Ne iyi.

Şimdi herkesin bir sen'i var,
Yalan söylediği. * *
murathan mungan şiiri.

bundan önceki hayatımın içinden geçiyorum
önceki hayatımdaki çölden geçiyorum
şimdi iki yanında yükselen uzun binalara aldırmadan
burası çöldü biliyorum
o zaman da çöldü
bu zamanda
binaların örtemediği çölü görüyorum
eski bedenimde aldığım öldürücü yaralar
yalnızca birer leke şimdiki bedenimde
yatağan, saldırma, ok mızrak
fal gibi saklı duruyor derinimde
kutsal kitaplara dilini veren şiir
birer leke dilimde
bir zamanlar gördüğüm bir rüya bu
şimdi içinden geçiyorum
görmüştüm görmüştüm görüyorum
özdemir asaf'ın yalansız aşka özlem şiiridir. sosyolojik boyutu çok manidardır.
Bir de durugörü, duruişiti denen şeyler vardır ki bunu okuduktan sonra google a yazılması muhtemeldir.
"eksi bedenimde aldığım öldürücü yaralar
Yalnızca birer leke şimdiki bedenimde."

dizesi ile hafızamda yer edinen murathan mungan şiiri.
Kant felsefesinde; görüyü şu şekilde tanımlamaktadır: “Ne türde ve hangi araçla olursa olsun, bilgi nesnelerle ilişkiye girdiğinde, nesnelerle doğrudan doğruya ilişkiyi sağlayan ve tüm düşünmede araç olarak göz önünde bulundurulan, görü (Anschauung)dür” (Kant 1995a: B33)

görü, nesnelerle dolaysız bir şekilde ilişkiye girer ve bu anlamda düşünmenin aracıdır. Ama burada Kant eklemektedir ki, bu dolaysız ilişki ancak nesneler bize verildiği sürece ve “biz insanlar için” nesnelerin ruhsal yapımızda belirli bir tarzda etkide bulunmasıyla olanaklıdır . Dolayısıyla, nesneler bize bir şekilde verilmeden onların bilgisini elde etmek, bu aşamada da onları görülemek olanaklı değildir. Nesneler ise bize ancak duyusallık aracılığıyla verilir.

duyusallık, ise bir nesneyi tasarımlama yetisi anlamına gelir.

hülasa; tasarımlama yetisi olan duyusallık ile anlama yetisi birbirinden ayrıdırlar. Duyusallık bize görüler sağlar, anlama yetisi yoluyla ise nesneler düşünülür ve ondan kavramlar ortaya çıkar. Ancak tüm düşünme, doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak en sonunda görülerle, yani bizdeki duyusallık yeteneğiyle ilişkili olmalıdır. Çünkü, bize duyusallığın dışında hiçbir yolla bir nesne verilemez...
güncel Önemli Başlıklar