bugün

görü

Kant felsefesinde; görüyü şu şekilde tanımlamaktadır: “Ne türde ve hangi araçla olursa olsun, bilgi nesnelerle ilişkiye girdiğinde, nesnelerle doğrudan doğruya ilişkiyi sağlayan ve tüm düşünmede araç olarak göz önünde bulundurulan, görü (Anschauung)dür” (Kant 1995a: B33)

görü, nesnelerle dolaysız bir şekilde ilişkiye girer ve bu anlamda düşünmenin aracıdır. Ama burada Kant eklemektedir ki, bu dolaysız ilişki ancak nesneler bize verildiği sürece ve “biz insanlar için” nesnelerin ruhsal yapımızda belirli bir tarzda etkide bulunmasıyla olanaklıdır . Dolayısıyla, nesneler bize bir şekilde verilmeden onların bilgisini elde etmek, bu aşamada da onları görülemek olanaklı değildir. Nesneler ise bize ancak duyusallık aracılığıyla verilir.

duyusallık, ise bir nesneyi tasarımlama yetisi anlamına gelir.

hülasa; tasarımlama yetisi olan duyusallık ile anlama yetisi birbirinden ayrıdırlar. Duyusallık bize görüler sağlar, anlama yetisi yoluyla ise nesneler düşünülür ve ondan kavramlar ortaya çıkar. Ancak tüm düşünme, doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak en sonunda görülerle, yani bizdeki duyusallık yeteneğiyle ilişkili olmalıdır. Çünkü, bize duyusallığın dışında hiçbir yolla bir nesne verilemez...