bugün

yönetmen tolga karaçelik'in aralarında kosmos'un başrolünü canlandıran sermet yeşil'in de yer aldığı sağlam kadrosuyla şimdiden dikkat çeken, ön çalışmalarına başladığı ilk uzun metraj filmi.

http://www.facebook.com/gisememuru#!/gisememuru?v=info
2010 Altın Portakal Ödüllerinde en iyi ilk film ödülünü kazanan filmdir. Ayrıca Ercan Özkan ile en iyi görüntü yönetmeni, serkan ercan'a da en iyi erkek oyuncu ödülü kazandırmıştır.
sırf sermet yeşil'in seyirciyi her daim hayran bırakan oyunculuğu hatrına bile olsa mutlaka izlemek istediğim film.
bugün palto film günleri kapsamında akşam dokuzda sinema anadolu'da gösterilecek film. biletler sabah saatlerinde tükendiği için izleyemeyeceğim sanırım.

edit: filme girmeyi başardım. tavsiye ederim. pişman değilim.*
6 mayısta vizyona girecek filmdir.

http://www.gisememurufilm.com/
gun sonunda acik vermemesi gereken kisidir.
filmin sonuna tahammül edemeyecek seviyeye geldigim icin bırakıp cıktıgım film.
allah askına konuyu gereksiz uzatmanın insanın bu kadar içini karatmanın mantıgı nedir? Konuyu baglayana kadar itici bi seyir haline geldi.
Odul almasını gectim, devletten almıs oldugu katkıya yanıyorum.
Siddetle Gitmeyiniz.
beğenip beğenmemek konusunda muallakta kaldığım film.

sebebi de şu; filmde beğenebileceğin de çok şey var, beğenmeyeceğin de.. ama şu ortada ki, sinemografik açıdan iyi bir film olmasına rağmen film bir hafta sonu filmi değil.

işte bu yüzden biraz fazla sürrealist ve de eğlencesiz bulunabilir.

yalnız, filmin başrolü serkan ercan'a kocaman bir tebrik koymakta fayda var. çünkü gerçekten çok iyi bir iş çıkarmış ve filmi tek başına sırtlanmış.

tabi bendeniz gibi seyretmenizde altın portakallı olmasının rolü büyük olacaksa, gidin görün derim.

ama genel olarak ne izleyin ne de izlemeyin..
oyuncularından ikisi sanırım beyaz show un konuğu idi. bu vesile ile ben de fragmanını izledim ve izlediğim bu fragmandan yola çıkarak şimdilik şunu söyleyebilirim ki, vakit de nakit de ayırılması gereken bir film.
nur aysanında oynadığı filmmiş.sırf onun için izlemeye gidilir.
"machinist" tarzı bir film bekliyorum umarım daha çarpıcı ve yaratıcıdır ve yine umarım bu entry unutmam ve filmi izledikten sonra editlerim.
OGS (otomatik geçiş sistemi) sayesinde işsiz kalan onlarca kişi.
başarı bir film. böyle farklı lezzetlerde türk filmlerine her zaman açığız. türünü bilmiyorum ama psikolojik/dram uygun gibi geldi. en sevdiğim film özelliği olan yoruma açıklığı da ayrı bir artısı.
10 ver 7 vereyim biletini keseyim düğmeye basayım,
20 ver 16 vereyim biletini keseyim düğmeye basayım,
50 ver 46 vereyim biletini keseyim düğmeye basayım...
ben buyum baba gişe memuru'yum.
son yıllarda şaha kalkan türk sinemasının yüzakı örneklerinden biri daha. anayurt oteli havasını solumamak güç.
hakkında bu kadar az entry girildiğine şaşırdığım film. son derece gerçek ve müthiş bir film olmuş. bal tadında ama daha bi değişik. gerçek gibi.
mesleğin sıkıntıları gösterilmeye çalışılsa da olmamıştır. filmin vizyona girmesinde emeğe olanlara sonsuz teşekkürler. Yalnız sonu iyi bağlanamamış bu mu şimdi dediğiniz, sanki konusu itibariyle devam edecek sandığınız bir filmdir.
bir gişe memurunun ya da bu mesleğin sıkıntılarının anlatılmaya çalışıldığı bir film değildir! insan psikolojisini anlatmaktadır. bir insanı hayattan uzaklaştırıp, kendi içine kapatırsanız, sonunda dünyadan daha farklı bir hayatı yaşamaya başlar. bu insanlar da bize tuhaf gelir ve hatta bazen onları suçlarız neden böyle davranıyorlar diye; beğenmeyiz ve bizim olmasını istediğimiz şekilde ilerlesin isteriz hayatları, fakat farkında değilizdir, çoğu zaman, kendi hayatlarına hapsolmuş bu adamları biz yaratırız.
başarılı bir film emeği geçen herkese teşekkürler. aldığı ödüllüleri hakediyor.
sağlam bir filmdir. yer yer kendini gösterir insana, düşündürtür fazlasıyla, iyidir güzeldir ama şöyle böğrünüze bir şey girmesine neden olur.
depresyon yaşayan bir adamın hayatını anlatıyor. kenan kardeşim bu kadar düşünme sikim bu dünyayı da ve içindekileri de. senden kıymetli ne var bu dünyada. devlet memurusun maaşın iyi, evin de var, yakışıklısın da babana bakan kızla evlensene.
47. altın portakal. serkan ercan'ın yamulmuyorsam ilk başrolü. tolga karaçelik'in de ilk uzun metrajı.

-----spoiler-----

film iyi hoş, yani hoş derken vermek istediği mesajı veriyor, filmi bitiremeyen 3 tane arkadaşım var. adamın da olayı bu sanırım, yani yalnızlığı öyle bir anlatmış ki, öylesine kaybeden, öylesine babasının altında ezilen bir adam aracılığıyla anlatmış ki insanın içi sıkılıyor. psikolojik bir film bu, yani herkesin izlemesini beklemiyorum. ve arada bir güldürüyor, yani en fazla iki kez oluyor bu o ayrı.

aslında demin psikolojik dedim ama gerilim filmi tadında da diyebiliriz. mesela izleyiciye meteordan bahsedip izleyinin zihnini bulandırmış ve filmin sonuna kadar germiştir. ayrıca halüsinasyon sahneleri de epey gerdi.

-----spoiler-----

kader'den sonra altın portakala yakışmış bir film diyebilirim kendi açımdan. bu filmi beğenmeyen tam beğenmez olur veren ise tam savunur ortası yok.
iyi güzel farklı izlenebilir bir film. ama çok da beklentiye girilmemelidir. çok fazla açığı var filmin. mantık hataları, biriken sorular, içiçe geçmiş, hayal mi gerçek mi belli olmayan geçişler. senaryoda kopukluklar mevcut. lakin çoğu ezbere yazılmış film senaryosuna göre çok daha özgün bir iş çıkmış ortaya. emek verilmiş filme, sağolsunlar efendim.

--spoiler--
bir hafta sonrada olan oldu diyor, her şey güllük gülüstanlık iken birden hayatın büyüsü bozuluyor. annesi mi ölüyor, o mudur hayatlarını darmaduman eden.

ayrıca hiç bir insan kenan kadar odun, ve nurgül kadar yüzsüs olamaz. nasıl bir yapışkandır o kadın öyle ya.
--spoiler--
Görüntü yönetmenin aştığı takdire şayan film .
"bozuk yok git şunu marketten bozdur gel." diyemeyen tek kişidir.
basit bir olayın gerçekleşmesi acaba en çok ne kadar uzayabilir diye merak edip izlediğim bir film.
(bkz: Cevabı buldum)
(bkz: Bu filmin süresi kadar)
(bkz: kemiksiz)
güncel Önemli Başlıklar