bugün

Mahsun kırmızıgül'ün çekeceği yeni filmin ismi. bu sefer bir aşk filmi çekmeyi düşünüyormuş mahsun ama kesin aralara bir iki mesaj da sıkıştıracaktır.
mahsun kırmızıgül, 'beyaz melek', 'güneşi gördüm' gibi sosyal içerikli filmlerin ardından bir aşk filmi olan 'gecenin kanatları' adlı filmi çekmeye başladı. film 11 aralıkta vizyona girecek.
başrollerini erkan petekkaya ve murat ünalmış'ın paylaşacağı mahsun kırmızıgül filmi.

hadi bakalım, iyi tutturdu gidiyor bu adam. helal olsun valla gemisini yürüten kaptan nihayetinde.*
aktris kadrosu içerisine mahsun kırmızıgül tarafından beren saat'in de eklendiği film.
mahsun'un olmayacağı film. sadece senaryoda ve filmin müziklerinde katkısı olacakmış. yine teröristlerin falan olduğu, mahsun'un eski dizi ve filmlerinden rol arkadaşları ile gerçek hayattaki arkadaşlarından oluşmuş bir kadrosu var filmin. serdar akar yönetecekmiş.
bugün itibariyle figüranlık yaptığım filmdir kendileri. mahsun'dan kıl olurum ama 50 tl verdiklerini duyunca koşa koşa gidiyor be insan.
senaryosu mahsun kırmızıgül'e ait olan, yönetmenliğini serdar akar'ın yaptığı, 11 aralık'ta vizyona girecek olan film.
canlı bomba öyküsünün anlatıldığı filmde yavuz bingöl, beren saat ve murat ünalmış yer alacak.
heyecanla beklediğimiz mahsun kırmızıgül filmi.
beren saat'in bir militanı canlandırdığı ve milli bir atletle gayet gerçekçi seviştiği film olmuştur * hürriyet'in haberine göre. sevişme sahnelerinden fotoğrafları da görünce bihter vermiş gene dedirtiyor. şey yani rolünün hakkını vermiş... * ayrıca konu olarak da 12 eylül darbesi sonrasını ele almıştır bu filmde mahsun efendi. şahsen önceki filmleri kadar hem medya hem de gişe başarısı kazanamayacak olduğu kanaatindeyim. bekleyip göreceğiz.
beren saatin orasını burasını açması nedeniyle gündemde olan film.

beren saat "gece" karakterini canlandıracaktır. gecenin kanatları da beren saatin kıçının kanatları herhalde...

(bkz: abazanlara malzeme olmak)
beren saatin sevişme sahneleri sayesinde konusu bir boka benzemese bile yine de izlenecek olan filmdir. beren saat de müjde arın tahtına aday valla. sevişmediği filmi yok kızın.*aşkı memnu da da her bölüm filmlerin alıştırmasını yapıyor galiba behlülle. halbuki hatırla sevgilide ne kadar iyi idi. buradan berene sesleniyorum. önemli olan bir yerlerini açmadan da adından söz ettirebilmek ve izlenebilmektir. şimdi beren saatin filmdeki oyunculuğundan çok sevişme sahnnesi konuşulacak.
11 aralık de vizyona girecek olan ve senaryosu ile müziğini mahsun kırmızıgül ün yapmış olduğu aşk filmi.
Mahzun Kırmızgül'ün senaryosunu yazamadığı, Mustafa Kuşçu'nun görüntülerini çekemediği, Erkan Petekkaya, Beren Saat, Murat Ünalmış veeeee Yavuz Bingöl'ün oynayamadığı ve bütün bunlar içinde en az bir tanesi olmadığı için film diyemeyeceğimiz şey.
serdar akar'ın para peşine düştüğü filmdir. hani bazı insanlar mahsun kırmızıgül'ün türk sinemasına yeni bir renk getirdiği sanıyorlar ya, işte serdar bey de bu renkten faydalanmak istedi sanırım. Yoksa serdar akar tarzı bir senaryo değil. mahsun kırmızıgül ise sosyal konulara değindiğini sanıyor. yanılıyor...

senaryo'yu okuma fırsat budlum. Son derece özensiz yazılmış bir senaryo. tıpkı daha önce beyaz melek ve güneşi gördüm'de olduğu gibi. senaryo tekniği namına hiç bir şey yok. son derece dağınık.

hikaye ve karakterler fazlasıyla zayıf. diyaloglar çok kopuk.

ismi ise manidar (!) gece kod adlı bir terörist... canlı bomba olmaya karar veren bir kız yani.

başrol oyuncusu murat ünalmış bir programda " son derece klişe bir senaryo ama ... " dedi... ama bağlacından sonrası önemli değil çünkü yalan ! alışılagelmiş dandik bir konu var ortada. tıpkı beyaz melek ve güneşi gördüm'de olduğu gibi.

neyse böyle kötü işlere prim verenler sağolsun... ha bir de herkes film eleştiriyor, şöyle böyle diyor. bir insanın bir filmi sevmemesini anlarım. ama kalkıp teknik açıdan eleştirmesini anlamam ! nasıl yani ? nerden biliyorsun ? sen sadece izleyici olarak kal beğendim, beğenmedim de ! bırak filmin eleştirisini bilenler yapsın, orda burda bir kaç film hakkında yazmak, bir kaç film izlemek demek film üstadı olmak demek değildir. bu da içimde olan böyle bir şeydi.
bugune kadar izlediğim en kötü film diyecektim ki film olduğundan bile şüpheliyim. konusu olmayan nadir filmlerden. aşk desen yok, devrim desen devrimden soğuyor insan, macera heyecan hiç yok.
sonuç zaman ve para kaybı tüm izleyenler için.
güneşi gördüm kadar başarılı ve dozunda, beyaz melek kadar samimi olamamış filmdir. çok bişey söylemeye gerek yok, eğlencelik iş olmuş, bazı diyaloglar yavan ve yapay kalmış. çekimler televizyon kurgusuna yakın da olsa başarılı denebilir. filmin sorunu ilk yarıdan sonra dağıldıkça etkisini kaybeden ve karakterleri yüzeysel bırakan senaryo. serdar akar gereksiz küfür ve istismar sahnelerine yine yer vermeden edememiş, bir sevişme sahnesi ki 5 dakika sürüyor, boşalma anı kaldı bir görmediğimiz. oyunculuklar idare eder, yavuz bingöl berbat oynamış bir tek. yönetmenin güzel manzaraların bulunduğu sahnelerde pan yapması bazen yahu kaldır şu perdeyide surattan öte biraz manzara görelim diye söyletiyor. mahsun un üçlemesindeki en zayıf halka. yinede vakit geçirmek için izlenebilir. 10/6
tamire verdiğim uydu alıcısının 3 saatten önce çıkmayacağını öğrenip, yönetmen serdar akar olunca mahsun kırmızıgül'e rağmen, belki bişey vardır diyerek gittiğim, vaktime ve parama acıyarak geri döndüğüm filmdir. evden çantasız çıkan kahramanımızın elinde çanta belirmesi türü esrarengizliklere girmeden tamirciyle otursam başta kendim olmak üzere herkes için en hayırlısını yapmış olurdum ya neyse oldu artık.
başrol oyuncusunun galasına katılmadığı filmdir.
(bkz: beren saat)
filmi izlemeden önce beğenmeyeceğimi hissetim ama yönetmen olarak serdar akar gibi iyi bir yönetmeni ve (bkz: gemide) gibi muhteşem bir referansı olunca haliyle gidip görülmeli dedim. neyse filme gelirsek devrimci arkadaşlar şehrin göbeğinde ofis tutumuşlar eylem planı yapıyorlar. gece evden çantasız çıkıyor bir bakıyorusunuz çanta ile dönüyor filmde mantık ve devamlılık hataları çok ama keşke siyasal içerikli bir film yapmak yerine aşk filmi çekselermiş zira (bkz: murat ünalmış)'ın gülen gözleri hülyalı bakışları bile aşkı anlatmaya yetermiş. zaman kaybı izlensede olur izlenmesede ama filmin müziklerini prag flarmoni orkestrası seslendirmiş farkı hemen anlıyorsunuz.
normalde bu kadar kolay tongaya düşmesem de bir şekilde kandırılarak götürüldüğüm ve ilk yarısından sonra salondan çıkmamak için kendimi zor tuttuğum rezalet yapım. mantık hatalarına, devamlılık hatalarına ve oyuncuların aşırı yapmacık performanslarına değinmek bu filmi yüceltir diye düşünüyorum, eleştirmeye bile değecek bir film değil.

3-5 örgüt üyesinin toplandığı bina devlet dairesi gibi birşey, koridorlarda yangın kovaları tüpler falan var, odada klasörler, müdür masası vs. ulan hiç mi örgüt evi görmediniz kardeşim? yavuz bingöl'ün o devrimci mesajları nedir öyle? "abi denizler, mahirler olsaydı yapar mıydı bunu" tarzı vodvil tarzı replikler, beren saat'in "hadi sevişelim de bitsin şu film" tadında oyunculuğu, murat ünalmış adındaki (oyuncu mudur manken midir neyse) şahsın sürekli kollarını kasarak gösteriş çabası, filmde gidip güvercinlerle konuşup aşırı abartılı bir umutsuz abazan tablosu çizmesi... yağmur yağarken neden dışarı çıktı durdu sokakta bu adam salak gibi abicim? yani senaryo yazmak bu kadar basit mi? her ilkokulu bitirene senaryo yazdırılıp film mi çektirilecek bu ülkede? bu ülkenin yetenekli, eğitimli, başarılı sinemacıları, senaristleri, yönetmenleri ve oyuncuları nerede yahu? neden her sene en az 5-6 tane kalitesiz türk filmi ile muhatap ediliyor bu izleyici kitlesi?

çok kısaca; hayatınızda izleyebileceğiniz en kötü 3 film arasına kafadan giriş yapabilecek bir yapım. görmek isteyenler için en büyük başarısı budur bence...
eğer sevgili, film seçme işini size güvenip bırktıysa kesinlikle tercih edilmemesi gereken film.
saçma sapan bir kurguya, hikayeye sahip; bir çok yerinde "böyle olması çok saçma" diye mantık hataları bulabileceğiniz bir film. sevgili yüzünden gidilip uyuklanan film.
sadece anlatılan "aşk" hikayesi için bile izlenecek film. boş vaktiniz bolsa uğrayınız. ama sevgiliyle gidilmemesi şiddetle tavsiye!
masa başında devrim yapmayı düşünüp intihar eylemi planlayabilen insanların bulunduğu film, o nasıl oluyorsa artık. her açıdan vasat.

o değil de, o güvercini gerçekten öldürmüşler midir acaba?
2 3 sene önce girmek zorunda kaldığım bir mahsun kırmızıgül filminden sonra, bu adamın bir daha filmini izlememe kararı almıştım.
sıkıcı bir gecede film ararken denk geldiğim bu filmin mahsun yapımı olduğunu bilmeden izledim. film bitti ve benim hem ağzıma geleni söyleme isteğim var, hem de kusasım.

medya maymunları mahsun'u yılmaz güney yaparken yine ağzıma ne gelirse söylemiştim. bu filmi izledikten sonra bu adama şunu söylüyorum; haddini bil kardeşim, git saçma sapan evrimleştirilmiş müzik dallarıyla uğraş, ya da saçma sapan arabesk filmler çek, ne bilim maskeli beşler tarzında filmler çek, ama zorla sosyal mesaj vereceğim diye insanların uğrunda öldüğü, öldürüldüğü konuları işlemeye kalkma.

iki üç tane oyuncudan başka her şeye benzeyen, sinemanın a sından anlamayan zorlama tipler ile değer yargılarını hiçe sayma.

alan boş diye senelerdir bu anlamda birçok saçma sapan işler yapan bu tipler hiç utanmadan bu alanada elini atıyor.

hangi akla hizmet bu senaryo hazırlandı, kimlerden veri alındı bu kadar şişirme "yaşanmışlıklar" işlenir mi?

kısacası yüzyılın en kötü filmdir, yeşilçamın en kötü filmi bundan iyidir, hatta 70 lerde çekilen erotik filmler bundan daha gerçekçidir.