bugün

gecenin kanatları

normalde bu kadar kolay tongaya düşmesem de bir şekilde kandırılarak götürüldüğüm ve ilk yarısından sonra salondan çıkmamak için kendimi zor tuttuğum rezalet yapım. mantık hatalarına, devamlılık hatalarına ve oyuncuların aşırı yapmacık performanslarına değinmek bu filmi yüceltir diye düşünüyorum, eleştirmeye bile değecek bir film değil.

3-5 örgüt üyesinin toplandığı bina devlet dairesi gibi birşey, koridorlarda yangın kovaları tüpler falan var, odada klasörler, müdür masası vs. ulan hiç mi örgüt evi görmediniz kardeşim? yavuz bingöl'ün o devrimci mesajları nedir öyle? "abi denizler, mahirler olsaydı yapar mıydı bunu" tarzı vodvil tarzı replikler, beren saat'in "hadi sevişelim de bitsin şu film" tadında oyunculuğu, murat ünalmış adındaki (oyuncu mudur manken midir neyse) şahsın sürekli kollarını kasarak gösteriş çabası, filmde gidip güvercinlerle konuşup aşırı abartılı bir umutsuz abazan tablosu çizmesi... yağmur yağarken neden dışarı çıktı durdu sokakta bu adam salak gibi abicim? yani senaryo yazmak bu kadar basit mi? her ilkokulu bitirene senaryo yazdırılıp film mi çektirilecek bu ülkede? bu ülkenin yetenekli, eğitimli, başarılı sinemacıları, senaristleri, yönetmenleri ve oyuncuları nerede yahu? neden her sene en az 5-6 tane kalitesiz türk filmi ile muhatap ediliyor bu izleyici kitlesi?

çok kısaca; hayatınızda izleyebileceğiniz en kötü 3 film arasına kafadan giriş yapabilecek bir yapım. görmek isteyenler için en büyük başarısı budur bence...