bugün

davut'un öldürdüğü golyat da işte bu millettendi, israil o zamanlar da uslu durmuyor sürekli antik filistinli olan bu milletle savaşıyordu.

hatta muhtemelen hz. davut ariel sharon'dan daha fazla filistinli öldürmüştür.

neyse, işte bu fenikelileri hiçbir yerde barındırmamışlar tarih boyu.

kuzey israil'den dehlenmiş, lübnan'dan dehlenmiş efendime söyleyeyim son olarak da kuzey afrika'da flavius tarafından tamamen tarihten silinmişler.
kuzey Afrika'da kartaca denilen koloniyi kurmuş olan antik topluluk.
doğu Akdeniz uygarlıklarından biri olup şehir devletleri halinde örgütlenmişlerdir. En önemli şehirleri sur, sayda ve biblos'tur. Tarihte ilk defa deniz koloniciliği yapan uygarlıktır. Hatta bu deniz kolonilerine merkezden vali atadığı için fenike kolonileri en ufak fırsatta başkaldırıda bulunmuştur. Bu da kolonilerin uzun ömürlü olmasını engellemiştir. Kartaca (tunus) kolonisiyle roma arasında yapılan savaşlar tarihe "pön savaşları" olarak geçmiştir. Dünya medeniyetine en önemli katkıları alfabeyi bulmaları ve cam işlemeciliği yapmalarıdır. Fenike alfabesi bugünkü Latin alfabesinin temelini oluşturmaktadır. Bu alfabe fenikeliler'den iyonlar'a, iyonlar'dan Yunanlılar ve roma'ya taşınmıştır. Alfabe'ye son halini Romalılar vermiştir ve bu son haliyle Latin alfabesi olarak halen kullanılmaktadır.
Fenikeliler, salgın hastalıklar, kuraklık, savaş kaybetme gibi büyük felaketlerin yaşandığı günlerde “en sevdikleri çocuklarından birini” tanrıları Baal’e kurban verirlerdi.
(#2893194) bunu yazan kafa çok ilginç

Fenikeliler m.ö 3000 yıllarında suriye ve Lübnan kıyılarında yaşamış sami ırkından denizci bir kavimdir astronomi bilgileri muazzam olduğundan tüm akdeniz'i keşfetmiş ve yıllarca ünlü komutan hannibal barca önderliğinde roma'ya kan kusturmuştur*

Türkler ise m.s 1071 yılında anadolu ya gelmiş hala da burada olan turanid beyaz ırktan bir orta asya kavmidir

Aralarında kaç yıl var bir kolpa atarken insan biraz tutacak birşey atar.
M.Ö. 2000'de Doğu Akdeniz sahilinde çok sayıda halk yaşıyordu. Bu bölge günümüzde Lübnan, Suriye ve israil'i kapsamaktadır.Bu dar sahil Asya, Afrika ve daha ileride kalan bölgeler için doğal bir iletişim noktası konumunda bulunuyordu. Sahil şeridinde yaşayanlar, aralarında sedir ağacı (bina yapımında), zeytin, şarap ve giysi gibi bir çok ürünün bulunduğu çeşitli ticari mallar üretiyorlardı. Bu ürünler Mısır, Kıbrıs, Girit ya da Türkiye'nin batısında bulunan Truva gibi bölgelerin halklarına satılıyordu.

M.Ö. 1500'lerde, bölgede Ugarit ve Biblos şehirlerine ek olarak yeni yerleşim yerleri inşa edilmeye başlandı. Ugarit M.Ö. 4000, Biblos ise M.Ö. 3000'de kurulmuştu. Çevre imparatorlukların gerilemesine paralel olarak, Fenike'nin en bilinen ve süslemeleriyle ünlü olan Tire, Sidon ve Berot şehirleri M.Ö. 1000 civarında altın çağlarını yaşamaya başlamıştı.

Ticaret Fenike refahının temel unsuru olmaya devam etti. Özellikle altın ve gümüş işlemeleri, güzel cam ürünleri ve işlenmiş fildişi gibi lüks maddelerin üretimi ve ticaretinin bu refahın oluşumundaki payı büyüktü. Fenike boyaları ve özellikle mor dokumaları çok rağbet görüyordu. (Mor kumaşlar o dönemde yüksek bir sosyal statünün göstergesiydi). Nitekim Fenike adı bile Yunanca "mor" kelimesinden türetilmişti.

Denizci bir güç olan Fenikeliler, M.Ö. 9. Yüzyılın sonlarından başlayarak Kıbrıs'ta ve Kuzey Afrika sahili boyunca koloniler inşa etmeye başladılar. M.Ö. 814 yılında bugünkü Tunus'ta Kartaca'yı kurdular. Fenike, M.Ö. 322 yılına kadar Asur ve Pers imparatorluklarının kontrolü altında büyümeye devam etti. Bu tarihte başkentleri Tire yağmalandı ve Fenike Büyük iskender'in Yunan dünyası ile birleşti. (Bir Nefeste Dünya Tarihi, Emma Marriot, Maya Kitap Yayınları)
zannedildiği gibi sami ırkından değil aksine milletinin zencilerden oluştuğu düşünülen denizci kavimin devletidir.
akla deniz ticaretini getiren eski çağ uygarlığı.
bir doktrine göre; cennet ve cehennem kavramlarının, enkarnesine önayaklık etmişlerdir.
okyanus ötelerinde yaptıkları yolculuklardan dönen fenikeliler, okyanusun diğer ucundaki sabahsız gecelerin, ölümsüz bahar ülkelerini, anlata anlata bitiremezlerdi.

yüzyıllar boyunca kendisine öldükten sonra ne olacağınu düşünen; bu konuda sıyırma noktasına erişen insan, bu tür hikayeler ile cezboluyordu. ölünecekse, güzel bir yerde, ölümden sonra bir başka hayat yaşanmalıydı. ayrıca, ölüleri postalayacak bir yer de bulmuştu insanoğlu. fenikelerdi tüm bunlara sebep. bahar ülkeleri cenneti, karanlık ülkeleri cehennemi simgeliyordu artık. iyiler birinciye, kötüler ikinciye gitmelilierdi o halde..
fenikeliler, kendileri için "biz fenikeliyiz" demezmiş. bu ismi onlara yunanlılar takmış. eski yunanca'da fenike, foniks (zümrüdüanka) kuşunun isminden gelirmiş. anlamı, hem "öldükten sonra yeniden doğan", hem de "kızıl" demekmiş. fenike adının bu "kızıl" anlamıyla daha çok ilişkili olduğu, çünkü fenikeliler'in kızıl renkli insanlar olduğu söyleniyor.

fenikeliler kendilerine ne mi dermiş: "karu halkı" veya "karu kavmi"... romalılara kök söktüren ünlü kartacalılar'ın da fenikeliler'in soyundan geldiğini ekleyelim...

sonuç olarak, fenikeliler, medeniyet tarihini derinden etkileyen ama hakkında çok az şey bilinen bir topluluktur...
(bkz: finike)
alfabeyi bulan, deniz koloniciliği gelişmiş eski çağ uygarlığı.
kökenleri suriye ve lübnan olup, daha sonra italya ya kadar uzanmislardir. su an türkiyede bir cok fenike kökenli insanlar yasadigi arastirmalarla tespit edilmistir.
m.o. 3000 yillarinda suriye ve lubnan kiyilarinda yasamis denizci halktir. Astronomi bilgilerinden yararlanarak tum akdenizi kesfedip ispanya'ya kadar ulastilar ve kartaca sehrini kurdular.
belki de ilk çok uluslu şirket tabirinin yakıştırılması gereken topluluk. akdeniz'in her önemli ticaret merkezinde bir postları bulunurdu, buralar güvenliydi ve fenikeliler güvenliğini sağlayabiliyorlardı. bu postlar arasında kurulan ağ ise deniz üzerinden görünmez çizgilere sahipti, o yüzden de kimse tahrip edemiyordu. *
eskiçağ'da suriye ve lübnan'ın akdeniz kıyılarına yerleşen sami ırkından bir topluluktur. nereden geldikleri bilinememektedir. geçinmenin yolunu deniz ticaretinde buldular. mısırlılarla yakın ilişkiler kurarak onlara gemi malzemesi vs. sattılar. fakat bir türlü birlik kuramadılar.
fenikeliler aslında kendilerine ''kıyı kenanileri'' veya bağlı oldukları şehirlere göre sidonlu, tirli diyorlardı. onlara fenikeliler ismini veren yunanlar oldu.
2. bin yılın başlarında mısırlıların egemenliğine girdiler.
güncel Önemli Başlıklar