bugün

erkekler için geliştirilmiş kurum.

salt erkek egemenliği şeklindedir. erkek her nedenle evlenmiş olursa olsun kadından faydalanabileceği en yüksek derecede faydalanmak ister. faydalanır.

simone de beauvoir.. sözlüğümüzde ismi geçiyor. ne büyük mutluluk.

bir de anlamaya çalışalım. geleneksellikten bahsetmiş. yani esasında kabullendiği gibi denilmesi saçma, onlara başkaldırıyor.

dünya üzerinde bütün kadınlar akılları ermeye başladığından itibaren, gelinlik giymeyi, anne olmayı hayal eder, kendilerini buna hazırlarlar. 5-6 yaşlarındaki kızlara sorun büyüyünce ne olacaksın diye; ya gelin derler, ya anne.
yüzyıllar boyunca kadınlar evlerinde oturan, eğitimsiz, kendini geliştiremeyen, her zaman erkeklerin yanında ikinci cins olmaya mahkum varlıklardı. zihin kapakları açılmıyor, derinliği merak edilmiyor, et yığını, aşağılık birer yaratık oldukları düşünülüyordu. nedendi peki bu? toplumsal bir ahlak bozuklugudur, karmaşadır bunun altında yatan. kadını anne olmaya iten sebep sahip oldugu içgüdülerden ziyade, toplumsal yönlendirme. toplumsal güdüler. toplumun kadına açtığı alan, seçtiği yol bu. kadının en başında seçme şansı olsaydı emin olun, bir erkeğe hizmet etmeyi, hayvan gibi durmadan doğurmayı, dünyaya kendi gibi ikinci sınıf varlıklar getirmeyi göze almazdı.

hala da kadını ezen o iğrenç bakışlar değişmiş sayılmaz. yüzlerce şair, yazar, müzisyen, akademisyen çıktı bu kadın ırkı içinden. o karanlık çağların üzerinden yıllar geçti, yüzyıllar.. fakat beyinler hala fakir, düşünceler bir o kadar sığ ve paylaşılamayacak kadar çirkin.

"kadınlar her yerde sokakta, barda, okulda, kütüphanede... ayrıca ucuz ve kolay ulaşılabilir."

tam bir karanlık. tam bir zihin bulanıklığı. geri bir zekanın bile olmayışının hazin sonu.
yıl 2008. kadın ; ucuz ve kolay ulaşılabilir bir mal olarak görülüyor. kadın istismarının suçlusu gene kim?
ataerkil düzen sadece ezmekte değil kadınları, bir de satmakta.

şaşırmıyoruz. insanların kararları ihtiyaçlarını belirler. ya kafası yoksa adamın? ya kuşbeyinsize? tam teşekküllü bir beyne ve düşünme kapasitesine de ucuz ve kolay yollardan ulaşılabiliyor mu?
her kurum gibi içinde yaşanılan toplumun kültüründen çok etkilenen kurum. günümüzde yürümeyen evlilikler daha çabuk sona eriyor. boşananlar da yeniden evleniyor. sürekli tüketildiğine göre evlenme de boşanma da ihtiyaç duyan için iyi bir şey olmalı.
toplum dayatması.
insan fıtratının dayatması.
kadınları parazit olarak görenlere erkekleri tavsiye edebilirim, olmadı at eşek falan. hem atlar pahalı ve zor ulaşılabilir de.
gerçi atla evlilik yapılabilen bir ülke yok hali hazırda ama idare ediverin.
cok saygı duyulan kurumdur.evlenmeyi düsünmeyen kisilerden sık sık duyulur:"ama,evlilik kurumuna saygım var."
kutsal bir müessesedir denilir.
kiminin girmek, kiminin çıkmak istediği kurum.
lağvedilmesi aciliyet gerektiren kurumdur.
sorumluluk, özveri, sabır ve samimiyet isteyen kurumdur.
öyle 3-5 yıllık ciddi ilişkiler gibi ani kararlar alınamaz.
göt ister göt!
Toplumun zorla insanların aklına soktuğu, uzun vadeli tiyatro sahne oyunundan başka bir şey olmayan, insanların mutlu olduğunu sanarak Polyannacılık oynadığı sahte bir dünyadan ibaret, düpedüz saçmalıktır. Maksimum 10 yıl ömrü vardır (aslında 3 yıl bile değil), 10 yılın sonunda çiftin boşanarak kendi özgürlüğünü kazanması iyi bir fikirdir!
çok gereksiz bir kurumdur.

benim birini sevdiğimi belediyenin ona verdiği yetkiye dayanan bi dingilin onaylaması gerekmez.
"evet" denildiğinde fedakarlık fidanının dikildiği kurumdur.

hep söylüyorum fedakarlıktan bi haber benciller evlenmesin, olan çocuklara oluyor...
Bildigin ev arkadasligi. Bir insan bir insan ile 30 sene ayni evde nasil takilir yahu ?
inşallah namus delilerini en sağlam orrospulara aşık ettirsin yüce rabiimmm hayatlarındaki bu çelişkiyle sıyırsınlar kafayı dangozlar.
kadın için; https://lh6.googleusercon...ewbkWzO4XO3Y=w471-h312-nc
Kısaca, içi boşaltılmıştır.
güncel Önemli Başlıklar