bugün

Pinti veya bencilse bitmiştir.
Yıllardır yalnız yaşarım ama hala o pis bencillikler aklımda.
orospu çocuğu olması.

saydığınız nedenlerin hepsi bir orospu çocuğu kriteridir.

ben onu rahatsız etmeyeyim diye öğlen vakti bile parmak ucunda yürüyorum dinlediğim müzikleri hep kulaklıktan dinliyorum.

orospu çocuğunun bana yaptıklarının haddi hesabı yok.

1 hafta önce terkettim evi ona söylemeden.

bir de mesaj atmış kanka bir helalleşseydik diye.

haram olsun orospu çocuğu. yanına kar mı kalacak zannediyordun amına koduğumun evladı.

şerefsiz yavşak.
Sifonu çekmemesi, bulaşık yıkamaması, kirayı ödememesi, eve sürekli zıptçıktı tipleri doldurması...
Karaktersiz ve saygısız olması.

Şu ikiliye sahipse kesinlikle aynı yerde durmayın. Bir zaman sonra size de sirayet edecektir. Farkında olmadan milletin arkasından konuşmaya başlayacaksınız. Yaşandı. Tecrübe edildi. Hala daha küfürlerimde yerini kimse dolduramaz onun.
bulasıkları yıkamaması,yattıgı odadan pis kokular gelmesi,duş almaması,çöpü atmaması,kirayı vaktinde vermemesi.
alt alta yazınca sinirlendim yine amk.
atla birlikte yaşasam daha düzenli olurdu ev.
(bkz: amk çocuğu)
sikimsonik müzik zevkini tüm eve hakim kılması. gece gölgenin rahatına bak ne amk.
Hırsız ve çok pis olması.
Alaaaah kardeşim benim de derdim var diyordum senin entryi okuyunca vay be ne dertler var dedim. Hocam ne idüğü belirsiz kişinin eve girmesi senin açından çok fena bir durum. Kanka hemen evden çık veya o adamı kov gitsin ilerde sıkıntı çıkar bak benden söylemesi.
Temizliğine dikkat etmesi. Birde sürekli sevgilisi ile gece gündüz telefonda konuşması. Evet.
Çok sebebim vardı. Bende nefrete varan duygular oluşturanlar oldu. Öğrenci evini cümle içinde duymaya bile tahammülüm yok artık.
Sözlükte yazdıklarınızı görüp sizden gizli her gece tuvalete diş fırçasınızı sokup tekrar yerine koyması.
ev arkadaşınız olması.
Akşamdan sabaha bulaşık bırakması, temizlik anlayışının olmaması, dağınıklığı.
Bulaşık, çamaşır, koku, kıl, yemek, eve arkadaş atma, siz uyumaya çalışırken evde okey ve batak partilerinin verilmesi, yoğun sigara dumanı.
-dağınık olması değil
-pis olması değil
-gürültü makinası olması değil
-eve arkadaşlarını doldurması değil
-ders çalışmamıza engel olması değil
-abuk subuk hareketleri değil...
Tüm bunları doğuran asıl şey; sorumluluk sahibi olmayışıdır. Bir birey olmayışıdır. Henüz bir ergen veyahut ana kuzusu olmasıdır...
Bunun disindakilerin sebebi de bunlar.
En iyi ev arkadaşı, hiç olmayandır.
Bulaşık yikamamasi olabilir. Evet evet sadece buydu ilk sebebim.
Tavla bilmemesi. Geriye kalan sebepler için öncelikle dönüp kendinize bakmanız gereklidir. Zira insan elin osuruğunu duyar da kendi sıçtığını bilmez.
ergen olmasıdır. bunu buraya bir yerlere yazdım mı hatırlamıyorum ama, bu bi' hukuk bürosunda çalışıyor ve aynı sınıftayız. her sabah saat 8-8 buçuk gibi kalkardı. benim uykumda hafiftir yani uyanan birisinin hareketliliğinden olup bitenleri duyarım. neyse, bu her sabah uyandığında, hemen yanımdaki odada kaldığı için, şak şak şak diye sesler yankılanmaya başlıyor koridordan kulağıma. lan diyorum, bu bir değil iki değil. kötüye de yormak istemiyorum hani. ne ayak lan bu sesler diye içten içe de kıllanıyorum. sonra yine bir sabah şak şak şak sesleri duymaya başladığım vakit usulca kalktım yatağımdan. bu arada onun kaldığı odanın da kapısı yok, o yüzden bu kadar gürültü geliyor. odamın kapısından çıktım, kafamı hafifçe onun kaldığı odaya doğru süzdüm ve durumu anladım. zaten anlamıştım da acaba mı diye tereddüt ediyordum. meğer bu andaval her sabah hücum borusunu öttürüyormuş. ben sonra bir soğudum bundan. öyle böyle değil tabii. o ana tanık olduktan sonra o sabah tuvalete kalkıyormuş gibi ses yaptım biraz. sonra bu benim tuvalete girdiğimi duyunca hemen apar topar topladı malzemeyi. sonra tuvaletten çıktım, odasına girdim. insan gibi, her sabah şak şak şak ne yapıyorsun olum sen, git işini tuvalette gör, senin sesini duymak zorunda mıyım lan deyip çekildim. sonra bu ergen yine devam etti her sabah boruyu öttürmeye ama her ne kadar ses çıkarmamaya özen gösterse de ben nem kaptım durumdan artık. çok tav oldum. elbet herkesin özel hayatı kendine ama bu kadar da ortada olmaz be birader. sonra bir nedenden dolayı kavga çıkardım, 1 ay sonra ayrıldı evden. hala aynı sınıftayız. gördüğüm zaman yol değiştiriyorum. o kadar soğudum heriften.
Her an ve her dakika yüzünü görmektir. Bir süre sonra tipini s*kim dersin. Her gördüğünde ondan uzaklaşmak için yer ararsın. Rüyalarına girmeye başlar rüya rüyalıktan çıkar kabus olur. Nefret edersin.
1-pis olaması dağınık falan değil bildiğin pis.
2-tuvalet kullanmayı bilmemesi.
3-sanki o bardaklar kendi kendini yıkıyormuş gibi tezgaha dizmesi.
4-bitmek bilmeyen zayıflama ve burc muhabbeti.
5-kıskanclığı.
6-içten pazarlıklı oluşu.
7-riyakarlığı.

Neyse ki iyi korkuttum da başka türlü tepeme çıkamadı. Ama bir daha biriyle aynı evde kalacak kafam yok.
Hayatımda tanıdığım insanlar arasında en bencil top 10 liste başını hala kimseyi kaptırmamış olmasıdır. A.q ekmek poşetine bile "senin ekmeğin- benim ekmeğim" yazılır mı lan? Balık alıp pişirmişiz, 23-24 yaşında adamlarız, "1 balık sana, 1 balık bana" diye bir o tabağa, bir bu tabağa balık sayılır mı lan? Sofrada sen ona ekmek uzattığında "ama o senin ekmeğin" denir mi lan? Duvara yazı yapıştırıp "senin bulaşıkların-benim bulaşıklarım" diyerek bulaşıklar köşe köşe ayırılır mı lan? Kavga ettiğin arkadaşının arkasından "ben o şerefsizi evimde misafir edip, 2 yumurta kırmıştım" denir mi lan. Olum seni hala unutamadım lan. Hayatımı siktin, insanlardan nefret ettirdin lan. Şimdiye kadar evlendin mi bilmiyorum, ama evlendiysen Allah o kadına sabırlar versin birader.
sadece ev arkadaşı olması yeterlidir.

insan denen varlık başka birisiyle aynı evde yaşamak için yaratılmamıştır. bu çok net.
insanın tuvalette kendinden başkasına ait bokun kalıntısını görmesi kadar saçma bi hadise olamaz.

banyo lavabosunda kalmış kılların sana ait olmadığını bilmek de aynı şekilde.

çamaşır makinasında 2 haftalık çamaşır var leş gibi kokmuş, sana ait değilse daha leş oluyor onun kokusu.

4 yıldır evde yaşıyorum 2 defa ev arkadaşı tecrübesi yaşadım, ikisi de birbirinden rezalet oldu. 2 yıl tek yaşadım dünyanın en huzurlu adamı bendim, net bendim ya.

ama gel gör ki öğrencilik hali işte, tek yaşamak da masraflı oluyor mecburen katlanılıyor.

düzen seven adam, illa çok titiz olması gerekmiyor, düzen seviyorsa eğer başkasıyla yaşamasın abi. hele ki kendi cinsiyle sakın yaşamasın.
Üniversite hayatında insanın başına gelebilecek en felaket şeydir.. başta iyi anlaşıyor gibi görülen arkadaşın zaman sonra huyunuza ters gidecek işler yapmasıdır ki onu hissettiğiniz an dünyanız başınıza yıkılır.. ay sonunu zar-zor getiren bir ailede büyüyenler daha iyi bilir kıt kanaat oradan tanıştığınız 3-4 kişi ile bir eve yerleşirsiniz.. başta her şey iyi gider fakat zaman sonra herkesin gerçek yüzü ortaya çıkmaya başlar. en başta sorumsuzluk. önceden neler yapılacağı falan konuşulur iyi-kötü anlaşılır başlarda iyi gider fakat zaman sonra yatılan yer olduğu gibi kalır toplanmaz, bulaşıklar gelişi güzel yıkanır üzerinde tortul, iğrenç bir görüntü kalır, önceden anlaşılan salonda ve yatılan yerde sigara içmeme, mutfakta da cam açılma şartıyla içileceği antlaşması da bozulur her yerde kül tabloları, boğazınızda yanık izmarit kokuları, banyo yapılır fakat çıktıktan sonra temizlenmez, bir keresinde artık taştım ulan dedim temizleyin şu banyoyu artık, ya kanka nasıl olsa tekrar girecez suyun da nesini temizleyelim demişlerdi.. Birde olayın psikolojik yanı var ki o daha da gıcık eder adamı onlar ki otorite kurmaya çalışan, yabali hareketler segileyen, kendini bir şey sanan insanlardır. oldum olası nefret ederim bu tiplerden.. özgüven ile bencilliği karıştırmamak lazım, özgüvenli adamı severim, dik duran, hakkını arayan, girişken insan iyidir fakat işte kendini beğenmişlik ile özgüven arasındaki o ince çizgiye dikkat etmek lazım.. başlarda maddi sıkıntılar yüzünden katlanmaya çalışsanız da nefret edilen insanlar arasında durmaktansa hayatın zorluklarına göğüs germe pahasına ayrılırsınız evden... siz siz olun tanımadığınız elemanlarla eve çıkmayın.. en güvenilir arkadaşlar çocukluk arkadaşıdır zaten gençliğine kadar bir sürü çocukluk- ilkokul-lise arkadaşlarınız olur ama kötü günlerinizde sizi arayan 1-2 kişi ya kalır ya kalmaz.. temeli atılan arkadaşlıktan başka hepsi fasa fiso... üniversite okuyan bilir yüzüne karşı karşiim marşiim arkandan demediğini bırakmaz.. özellikle günümüzde çıkara dayalı ilişkilerde samimiyet falan aramayın... çıkarınızı koruyun yoksa üniversitede daha çok insandan nefret edersiniz...
Bulaşık yıkamıyorsa nefret etmek için iyi bir sebeb.