eskiden ahlaksızlık yoktu şimdi bolca var

En mantıklı beyan.

Aynen öyle valla..

Swh ..

Hangi eskiden.

Muhafazakar Boomer söylemi kesinlikle şüphesiz.. Ahlaksızlık her dönem var olan şeydi bugüne özgü değil eskiden daha gizliydi sadece..

Ahlaksızlıktan kasıt ne ? Eğer kastedilen 18 yaşını geçmiş birinin özgür tercihi ile bira içip seks yapmasıysa çok yanlış gelmişsiniz.
Bulanık bir ifade bu yüzden.

eskiden ahlaksızlık vardı ve varolan utanma duygusuyla bu ahlaksızlıklar çoğalmamış normalleşmemişti.
ne bileyim, bugün alinin yarın velinin altına yatan (ya da ayşenin fatmanın üzerine çıkan) veya evli nişanlı sevgili olup flört bile etse başka insanlarla ilişkiye girenler utanırdı ve yaptığının orospuluk (orospuluk tanımı kadına haiz bir tanım değildir. orospuluk erkekler için de geçerlidir) olduğunu bilirdi. yaptığı orospuluğu insanın imandan önce gelen en kutsal duygusu olan aşk diye savunmazdı.
eskiden utanma duygusu vardı, biz utanma duygumuzu kaybettik.

Aynıydı bence. Yaşımın çok eskiye yetmemesi ile birlikte aynı olduğunu düşünüyorum. Şu andan farkı teknoloji ile bu ahlaksızlığın kolay deşifre olması ve ahlaksızların birbirini rahat bulması. Yoksaa ohoo.. Yani..
Hea bir de özgüven adı altında normalleştirilen yanlış davranışlar var tabi. Onlar eskiye göre artmıştır belki de.

Balık baştan kokar.
imam osuruyor cemaat sıçıyor. Olan bu.

görsel

Boş laf. Küçük kız çocuklarının diri diri gömülmesi ahlaksızlığın en büyüğüydü bence....

--spoiler--
yaptığı orospuluğu insanın imandan önce gelen en kutsal duygusu olan aşk diye savunmazdı.
eskiden utanma duygusu vardı, biz utanma duygumuzu kaybettik.
--spoiler--

nokta atışıdır...
tespitin şahaneliği.

dedem ebemi dövermiş nasıl ahlaksızlık yok eskiden.

Ahlak göreceli bir kavram. Ahlaksız insanlardan kastınız süperegosu gelişmemiş insanlardır. Sosyal medyanın kullanımı ve insanların iyice muhakeme, empati yeteneklerini kaybetmesiyle pislikler gün yüzüne çıkmaya başladı. Ohoo, daha bilmediğimiz neler neler vardır. Her şeyin en kötüsünü düşünün, hah işte zaman en gerçekçi ihtimale yaklaşırsınız.

Ben kemal Tahir’ in romanlarını okuyunca ahlaksızlığın daima var olduğuna ama şartların, bunların ortaya çıkmasına engel olduğuna inandım.

Şu an teknoloji ile her şey ayyuka çıkıyor.
Olan sadece bu.

2020 Pandemiyle TV izleme süresinin artması,
2010 dan sonra dijital platformların artması,
2000 den sonra internet ve sosyal ağların artması,
1990 dan sonra TV kanallarının artması,
1980 den sonra Dallas vari dizilerleki artış,

Görüldüğü üzere iletişim çağı sloganıyla yola çıkan fakat esasında tüm milletlerin kültürel yozlaşmasını hedef alan tamamına yakını yabancı ve dış kaynaklı (usa) siyonist emperyalist masonik küreselci global sermaye baronlarının dünyada 5. Kuvvet olarak ileri sürdükleri bu Truva atı sayesinde medyanın hakimiyeti söz konusu. Sadece türkiyede değil, tüm dünyada kültürel bir tahrip var. Yapay üretilen popular kültür dayatması var. Ve bu sayede bunu normalleştirme çabaları var. Sadece Netflix in piyasa değeri 200 milyar dolar. Meta 800 milyar dolar. insta 200 milyar dolar. Türk ekonomisi ise 20 milyar dolar değerindeki bir whatsapp bile etmiyor iken bunlarla kim nasıl başa çıksın? Bu kadar para ancak bankalarında sahibi doların da efendisi tapınakçılarda olabilir. Daha bunun içine değeri 100 milyar doları fazla fazla geçen hollywood u katmadım. Hani Apple 3 trilyon dolar, hani Amazon 300 milyar dolar, hani microsoft 2 trilyon dolar, hani Google (alphabet) 2 trilyon dolar, daha bunları hesaba katmadım. söylemedim.

Tabi hedef ülke olarak özellikle Batının ne kadar pisliği varsa hepsi bize enjekte edildi. Ve artarak devam ediyor. Face Twitter insta tiktok netflix v.s. dolu. Bunlarla başedemiyor hiçbir ülke tam anlamıyla. Zira dünyada tedavüldeki dönen tüm paranın ve servetin yarısı bunların elinin altında. işte bu medya deccalın askeri konumunda. Deccaliyet dünyaya hakim olmuştur, medya sayesinde. Şimdi söyleyin bu güce karşı Siz hangi ahlakı koruyabilirsiniz ki? Şeytan düğmenin ucunda, iblis elinin altında, tağut fiber ağlarla dünyayı kol geziyor. insanlarsa hala aptalca iletişimden bahsediyor. Neyi iletiyorlar bize ve dünyaya? Şeytan neyi emrederse onu. Fuhşiyat münkerat kan zulüm şiddet terör kaos anarşi. TV lerde dizi/filmleri Göstermeden öncede "dikkat şiddet içerir, bilmem kaç yaşa zararlıdır" diye bide ikaz ediyorlar. Bir Ermeni lobisinin ve diasporanın baskısıyla senin ülkenin en milli değeri lideri, kurucu önderi gazi Mustafa Kemal atatürk'ün dizisini sansürlüyorlar bu Disney plus kanalı, herifler, fişini bile çekemiyorsun. Yazık yazık yazık. Alayını kapatırım alayını. Atatürk için ne face ini bırakırım ne twitini ne netflixini ne bilmem nesini. Ama tabi, para tatlı geliyor. Kim takar Milli manevi değerleri. Neyi vadediyorlar bunlar insanlara? Oyun eğlence zevkü sefayı ve sefahati temsil eden lat-ı, malı mülkü parayı ve serveti temsil eden menat-ı, gücü kudreti izzeti ve iktidarı temsil eden uzza-yı. Halbuki islam'da sadece tapılacak ve mutlak itaat edilecek yegane ilah ve tek olan allah. Rabb. Dünya hırsı bürümüş nefisleri kaşıyor ve azdırıyorlar. Zira nefsinin heva ve hevesini ilah edinenden daha zavallı ve esir kim olabilir ki? Kölelik olmadan yeni dünya düzeni teranesi nasıl devam edebilir ki? Buna en büyük engel ne peki? islam. Tabiki istemezler islamın yaşanmasını bilinmesini öğrenilmesini hukukunun uygulanmasını. Çünkü bu sloganı özgürlük olan demokrasiye..!!! zarar verir. Ekmeklerine kan doğrar islam. Nasıl sömürecekler sonra barbarları, zavallı köleleri? Adı özgürlük ya ve demokrasi ya bu şeytana deccala süfyana tağuta tapınan köleliğin ve esaretin. Dinsiz Pagan romanın tapındığı demokrasiye. Her nevi şerefsizliğin kod adı demokrasiye..

Ahlak anlayışımız günden güne değişiyor. Ahlaksızlıkları normal karşılar hale geliyoruz gittikçe. Normal olmayan şeyleri normal karşılamaya başlıyorsak eğer işte orada sıkıntı var demektir.

Oyuncular bile kendi filmlerini kendisi seyretmiyor, "merak etmiyorum nasıl göründüğümü ya da filmin neye benzediğini" diyor. Zihin kontrolüne maruz kalıyoruz yıllardır, ufak ufak, bilinçaltı mesajlarıyla, dejenere edilen hayat görüşlerinin bize güzelmiş gibi dayatılmasıyla mahfediliyor hayat anlayışımız.