bugün

trabzonspor'da beceriksiz forvetlerinin kurbanı olmuş teknik direktör. trabzonspor'u sezon başı sıfırdan alıp Gökhan ünal ve umut bulut'a rağmen son Sivasspor maçına kadar şampiyonluk potasında tuttu. Sadri şener her mağlubiyetin sorumlusu olarak ersun yanal'ı gösterdi ve yanal'ı gönderdi. sonuç olarak yine trabzonspor, yine hüsran, yine gözyaşı.
ne türk futboluna, ne mesleğine, ne kimseye beş para faydası olmayan, olmamış ve olmayacak teknik kişi. bunu taa trabzon'un başına talihsiz bir karar ile getirildiğinde söylemiştik, biz haklı çıktık, ama bu fiyasko koskoca takımın, çeyrek yüzyıldır şampiyon olamayan trabzonspor'un bir sene daha kaybetmesine yol açtı. bu medya pompalaması ile yaratılmış sahte şöhreti o büyük takımın başına getiren zihniyet ne zavallıymış, gözünün önünü göremeyenlerle geleceğe bakmak zaten mümkün değildi, bir kere daha kanıtlandı.
trabzonspordaki görevinden istifa etmiştir.
bir an önce fenerbahçe'yle sözleşme imzalamasını istediğim teknik adam. 2003'te gençlerbirliği'ne yaşattığın muhteşem sezondan sonra bekledik, gelmedin. şimdi tam sırası tam zamanı.
tez zamanda fenerbahçe'nin başında görmek istediğim adamdır.

trabzon'un yönetimi de, istifa diye çığıran taraftarı da, saçma sapan başlıkları ve haberleriyle trabzon yerel basını da, fotomaç'ta oturduğu yerden ahkam kesen şirin berber adlı futbol cahili de bu adamı çok arayacaklar. bu adamın değeri neden gittiği hiçbir takımda bilinmiyor ona yanıyorum. denizliyle üst sıralara oynadı, uefa'da lyon'u yenmişti yamulmuyorsam. ankaragücü ile ligde 4. olmuştu. gençlerbirliği ile ligde üçüncü olmuştu. uefa'da sanırım 4.turda o senenin şampiyonu valencia'ya elendiler. hatta valencia'ya uefa'daki tek yenilgisini tattırmışlardı. vestel manisa'da ilk yarıyı lider kapadı. ağır sakatlıklar ve kadro darlığı ile ikinci yarı takım düşüş gösterdi. sanırım birkaç önemli oyuncusu da devre arası transfer olmuştu.

gelelim trabzon macerasına. trabzonspor son 8-9 yılda lazaroni'den halilhodziç'e, briegel'den samet aybaba'ya birçok saçma sapan adam getirdi takımın başına. 2007-2008 sezonunun ikinci yarısı trabzon'u devraldı ersun yanal. ilk yarı alınan başarısız sonuçlar zaten o senenin kaybolmasına yol açmıştı. yeni sezona yamulmuyorsam 23 yeni transferle girdi trabzonspor. gelen adamların çoğu kaliteli oyunculardı fakat bu kadar syeni bir takımın ligde sadece üst sıralara oynayabileceğini düşünüyordum. ben değil herkes aynı kanıdaydı. yepyeni takımla ilk senede şampiyonluk hayaldi. sistem kurulur eksikler görülür ve bir sene sonra şampiyonluk yolunda iddialı bir takım olurdu trabzonspor.

ama gittiği her takımda olduğu gibi lige çok iyi başladı ersun yanal. arka arkaya özellikle zor deplasmanlardan alınan galibiyetler kente şampiyonluk havasını getirdi. sonra ilk yarıdaki galatasaray maçı... galatasaray'ın vurduğu gol oldu, trabzonspor 19 şut attığı ve çok üstün oynadığı maçta tek gol atamadı. fenerbahçe maçı... kadıköy'de rakibini her açıdan ezen bir takım fakat dünyanın en beceriksiz forvetleri umut ve gökhan'ın kaçırdığı goller... her zamanki gibi taraftarın takımda yarattığı baskı sonucu avni aker'de kaybedilen puanlar ve umut-gökhan ikilisinin sürekli kaçırdığı pozisyonlar... bütün bunlar trabzonspor yönetimi için bir sınavdı ve yönetim bu sınavı geçemedi.

trabzonspor belli ki son 9 seneden hiçbir ders çıkarmamış. ayaklarına kapanıp sözleşmesini uzatmaya çalışmaları gereken ersun yanal'ın sözleşmesini uzatmayacaklarını açıkladılar ve adam istifa etti. şimdi gönül rahatlığıyla şenol güneş-ziya doğan ve türevlerini takımın başına getirebilirler. bakalım seneye lig üçüncülüğünü rüyalarında görebilecekler mi? sanmıyorum. sadri şener ve ersun yanal'ın bu takımı düzlüğe çıkaracaklarına inanıyordum fakat sadri şener klasik, sabırsız eski kafalı yönetici prototipinden uzak olmadığını ersun yanal'ı istifaya zorlayarak göstermiştir. daha da bu takımın beli doğrulmaz. gelecek sene 3-4 nokta transferle rahatça şampiyonluğa oynardı bu takım. dediğim gibi trabzonspor ayağına gelen fırsatı tepti ve kaybeden taraf oldu. temennim odur ki aziz yıldırım ersun yanal riskini alır ve seneye bambaşka bir fenerbahçe izleyebiliriz.

edit : bir hata yapmışız denizli uefa'da ilerlerken rıza çalımbay denizli'nin başındaymış.*
trabzonspor un bir sene daha sabredemeyip yollarini ayirdiği değerli teknik adam.

bir senede yeni bir takım kur, sonra şampiyonluk bekle .. trabzonspor gelecek sene super lig de bu kadar da puan toplayamayacaktir.
insanı hiç şaşırtmayan teknik adam. her gittiği yerde aynı hezimet yaşandığı için ligin ilk yarısında şampiyonluk şarkıları söyleyen güruhu uyarmıştık ama dinletemedik.

(#4241441)

şimdi sorulacak "ersun yanal başarısız mıydı?" evet başarısızdı, her zaman başarısız oldu. başarı sadece üstüste seri yakalayıp birkaç maç kazanmak değildir.

ersun yanal ankaragücü, gençlerbirliği ve vestel manisaspor'da çalışırken bu 3 takım da sezonun ilk yarısını tepelerde bitirdi ve anadolu'dan çıkacak yeni şampiyon adayı olarak gösterilmeye başlandı. fakat sezonun ikinci yarısında her 3 takım da tepetaklak düşüşe geçti, en kritik maçları kaybetti, ligin dibindeki takımlara kendi sahasında yenildi vs... ve en önemlisi de ayrıldığı her takımda geride kalan futbolcular ersun yanal'ın taraf tuttuğundan, bazı futbolcuları kayırdığından, futbolcular arasında problem ve sorun çıkarttığından, kulüp içinde nifak yarattığından, bazı insanları birbirine düşürdüğünden bahsetti. bazı yöneticiler çok daha ağır konuştu, arkasından küfür eden futbolcular bile oldu.

takım içinde birliği sağlaması gereken bir teknik adam hakkında söylenen şeylerdi bunlar! ve dikkat edilirse hep aynı gazla lige başlayan ve başarılı olan takımlar bu tarz problemler yüzünden oynamamaya ve kulübü baltalamaya başlayarak başarısızlığı getirdi. işte budur ersun yanal'ın başarısızlığı...

teknik bilgi ve donanım zamanla kazanılır ama karakter problemleri bu yaştan sonra çözülmez. ersun yanal bu sebepten asla başarılı olamayacak! gittiği her kulüpte futbolcularla ve yöneticilerle takışan, problem yaşayan bir antrenörün başarılı olması imkansızdır.

zamanında milli takımın başına geçtiğinde de alınan sonuçlar kötü dışında, futbolcular arasında yaşanan problemler gündeme gelmişti. bazı futbolcuları milli takıma küstürmüş, hakan şükür ile medyaya yansıyan tartışmalar yaşamıştı. bu adamı fatih terim ile kıyaslayanlara insan neresiyle güleceğini bilemiyor...
sabır gösterilemeyen adam. herşey bir senede olsun bitsin istiyorsanız ersun hoca ile işiniz ne? adam sistem oturtmaya çalışıyor. önceki takımlar küçüktü sabredemediler hadi trabzonspor büyük hata yaptı.

her gittiği takımda yeni yıldız parlatması, her takımın bir dönem üst seviye performans tutturup sonra düşüşe geçmesi da bunun örneğidir. birazcık sabredilebilse...

ama bu ülkede gerets kovuldu zico adam yerine konmadı. bize hep kötüleri lazım işte.
bilmem kaç senedir şampiyon olamamış, sezon başında sıfırdan hazırlanmış ve ellerine teslim edilmiş bir takımı şampiyon yapamadı diye gönderilmiş teknik direktör.

hayat ne garip değil mi sebastiyan!
yeni sezonda fenerbahçe'yi çalıştıracak olan teknik direktör.
Yetişen en iyi antrenörlerimizden biri.

Trabzonspor, 20 futbolcu almış, çoğu küçük takımlardan gelmiş. Ersun bunları alır, takıma monteler, song ve egemn gibi iki bekle arkayı sağlama alır, kanatları alanzinho ve yattarayla coşturur. Ve umut bulut ve gökhan ünal ile iki milli forveti ileri koyar. ön liberoda ise hüseyin cimşir ve selçuk oyunu domine eder.. trabzon puanları alır, yükselir.. ama gün gelir oyuncuların form grafiği düşer, içeride maç kazanamaz hale gelir. öyle ki deplasman liginde zirvede olan takım, kendi evinde ilk altıyı dahi göremez.

fatura ersuna kesilir. zorla istifa ettirilir.
trabzon da bu kafayla biraz zor şampiyon olur. çeyrek asırdır neden şampiyon olamadıklarını bu güzel futbol zeksına sahip yöneticilere borçlulardır.

Halbuki o 20 futbolcuyu alan ersundur, daha herşey bitmemiştir ki hem, galatasarayın üstündesin ligde, 3. sün sen trabzon. en son ne zaman 3. lüğü gördün trabzon? teknik adamına sabır gösteremiyorsun, taraftarına sabırlı değilsin. oyuncularına şans tanımıyorsun.

barış memiş nerede trabzon? onu da mı ersun yaktı?

türkiyedeki antrenör kıyımının son örneğidir. hadi gidin ve yerine halilodzic i getirin.
ersun yanal'ın kariyeri veya adam yönetimi elbette tartışılabilir ancak bana göre istifa etmekle en iyisini yapmış. trabzonspor ise yöneticilerindeki ve taraftarındaki bu sabırla(!) gelecek 100 yıl(yazılya yüz, küsüratlı değil net sayı) şampiyonluk beklemesin. gitsinler sahil kenarında simit yesinler. biz de samsun'da son 3-5 yıldır süper lig konusunda öyle yapıyoruz mesela.
#5100400
yeni kurulmuş bir takımın başında şampiyon olamayacağı için gönderilen teknik adam. trabzon yönetimine şimdi sormak lazım. başarı için başlangıç sizler için ne ifade ediyor. tarihinize bakıp eziklik duyacağınıza, geleceğinize bakıp umutlu olun. futbolun geçmişi yoktur, anlayın artık.
takımı şampiyon yapamadı diye değil, takımı istikrarlı ve göze hoş gelen mücadeleci bir futbol çizgisinde oynatamadığı için gönderilmiş teknik adamdır.

sorarım size, çok mu zor istenilen şey?

çok mu zor göze hoş gelen bir futbol felsefesi ile mücadele eden bir takım oluşturmak. 10 sene mi beklemek gerekiyor bunun için?

bunun için bir sezonun hayli hayli yettiğine dair sayısız örnekle dolu teknik direktörler camiası!

kimse kendi kendini kandırmasın. trabzon ersun yanal'da gelecek seneler için iddia edilen o büyük ışığı göremediği için yollarını ayırdı, yoksa "takım aslanlar gibi top oynayıp yenildi de, puanler kaybetti de şampiyon olamadı" diye arıza çıkaran yok. adam gibi oynatsın yeter...çok mu şey istediler !!!
trabzonspor'u üçüncü yapan teknik direktör ilan edilmiş, trabzonspor'u şampiyonluk yarışına sokan teknik direktör ilan edilmiş bilmem trabzonspor'u şöyle yükseltmiş böyle yükseltmiş. bırakın allah'ınızı severseniz ya. trabzonspor un şuanda ligde üçüncü olması tamamen galatasaray ve fenerbahçe'nin kötü olmasından kaynaklanıyor, yoksa ersun yanal'ın bir halt ettiği yok.

sezon başından bu yana aynı kadro ile aynı ofansif anlayış ile takımı oynatan ve 25 adet transfer yapıp bunlardan üç beş tanesi dışında hiçbirini bize izletme keyfinı yaşatmayan insan. faty papy şuanda en iyi afrikalı genç yetenekler arasında ilk 10 da gösteriliyor, sen bu adamı alıyorsun ve bir antalya maçında oynatıyorsun o maçta adam hüseyinden bir milyon kat daha mükemmel oynuyor sen bu adama bir konya maçında, bir ankara maçında son dakikalarda bile forma şansı vermiyorsun. ısaac okadar kötü olmasına rağmen ona forma şansı tanınıyor bu adama tanınmıyor. göksu, ise çıktığı hazırlık maçlarında genç yaşına rağmen taraftarları okadar mest etmişken bir maçta adama beş dakika oynatmayı çok görüyorsun. barış memiş gibi bir genç yeteneği futboldan soğutuyorsun. istediğin her futbolcu alınıyor ama sen halen daha hüseyin'den umut'tan vazgeçmiyorsun.

tek isteğim trabzonspor'um un başına tolunay kafkas ya da şenol güneş'in gelmesi.
trabzonspor'un başındaki görevi, istifası ile son bulmuş teknik adam.

bugüne kadar bu zat hakkında hiç entry girmemiş birisi olarak şimdi küçük bir değerlendirme yapma hakkını kendimde görüyorum.

geçen sezonu bir kayıp olarak kabul edersek, bu sezon başından itibaren konuşabiliriz.

yukarıda okuduğum entrylerde de bahsedildiği üzere bu takım sezona yirminin üzerinde transferle başladı.bazıları genç olduğu için altyapıya ve karadenizspor'a gönderildi.sonuçta bu yeni ve geçen seneye göre çok daha kaliteli olan kadro ersun yanal'a teslim edildi.nisan ayının sonuna geldiğimizde de takım ligin 3. sırasındayken ersun yanal istifa etti.

şimdi kısaca ersun yanal'ın artı ve eksilerini konuşabiliriz.

artıları:

-o kadar çok yeni transferi başarılı bir şekilde bir araya getirip bir "takım" yaratmıştır.

-trabzonspor'un son yıllardaki en büyük sorunlarından biri olan kolay gol yeme sorununu büyük ölçüde azaltmıştır.

-trabzonspor denilince insanların aklına gelebilecek çekirdek bir kadro yaratabilmiştir.

-bu yeni kadroyu öyle ya da böyle şampiyonluk yarışının içinde tutabilmiştir.

eksileri

-"ersun yanal'ın göze hoş gelen futbolu"nu hemen hemen hiç bir zaman oynatamamıştır trabzonspora.

-kadroyu hep aynı isimlerden kurmuş ve "ya puan kaybedersem" düşüncesinden dolayı yeni isimleri eklemekten korkmuştur.

-kadroya giremeyen oyuncuların zamanla morali bozulmuş ve ersun yanal kendi kendine elindeki ilk onbiri alternatifsiz hale getirmiştir.

-hücum oyuncuları ilk devrenin sonuna doğru formdan düştüklerinde yedekte bekleyen isaac,barış memiş gibi oyunculara yeteri kadar şans vermemiş ve her maç kaçan gollere "sonraki maçta atarlar" düşüncesiyle sabretmiştir.

-hüseyin çimşir adlı futbolcuyu,ortaya çıkan kötü futbolun en baştaki sorumlularından biri olduğunu bildiği halde tamamen saha dışındaki etkinliği yüzünden kesmekten korkmuştur.

sonuca baktığımızda ersun yanal'ın istifa etmesi erken ve bir kayıp gibi görülse de uzun vadede iki taraf için de doğru karardır.
gökhan ünal umut bulut ikilisi nin sayesinde trabzonspor dan istifa etmiş teknik direktördür. bu muhteşem ikili! sezon başından beri 100 küsür net pozisyona girmiş, 22 gol atabilmiş, yeni kurbanını gelecek sene için beklemeye başlamışlardır.
(bkz: #5106404)

kovulmasından bir gün önce söylediklerim.
Şimdi baştan şunu söyleyeyim ki , Hoca nın , hocalığını, futbol bilgisini , sistemini , yani saha ile alakalı olabilecek şeyler hakkında yazmıyorum. Zaten kaç gündür beğenen gitmesi yanlış oldu , beğenmeyen de Büyük Başkan bize en iyisini getirecektir gibi düşüncelerine sahip.

Burada aklıma Ersun Hoca gittikten sonra Başkan'a sarılan taraftar profili geliyor.

Peki Büyük Başkan * gidip yarın Giray Bulak ı getirirse , " Başkan işini Bilir " cümlesini benimseyen " sorgusuz sualsiz bağlanmak " deyimi ile özdeşleşen düşünce yapısı ne olacak ?

Demek istediğim , Başkanımız ne kadar takdir edilecek işler yapmış ve yapacak olsada , onun hata yapmadığı ve yapmayacağı anlamına gelmez.
Verdiği kararlarıda sorgusuz sualsiz " Başkan işini Bilir " gibi son derece sığ ve Züğürt Ağa dönemlerine ait düşünce yapısı ile desteklemek , aklı başında hiçbir insana da yakışmaz.
Burada " Başkana Güveniyoruz " ile " Başkan ne yapsa işini bilir " i ayırt edelim lütfen.

Bir de Başkan'ın yaptığı son " Trabzonspor'un büyüklüğünü kavrayabilecek Yerli Hocaya daha sıcak bakıyoruz " demecinden sonra , önümüzdeki yıllar için tamamen umudunu kaybetmiş birisi olarak , gidip te bu takımın başına Giray Bulak , Yılmaz Vural * ve dengi birini getirirse ne olacak ?

O zaman ben görmek isterim " Başkan ne yapsa yapsın işini bilir " cileri.

Bunlar varsayım , izleyelim görelim diyip asıl yazmak istediğim konuya geleyim.

Saha içi antrenörlüğü bir yana , hocayı göndermekle son derece kötü bir iş yaptığımızı düşünüyorum.
Ersun Hoca , Türkiyede ki , Türk Antrenörlerden en aklı başında , konuşmasını bilen , en EĞiTiMLi ! ve olası krizleri en iyi idare etmesini bilen hocadır. *
Trabzonspor Ersun Hoca yı yollamak ile , olası istikrar sonu gelecek başarıyı kaybetmedi sadece.

Bundan bence daha önemli olan, Şehirde ve örümcek kafalarda birşeyleri değiştirme ihtimalini de yitirdi.

Özellikle gelmesi ihtimal Türk Hocalar için ;

-Hiç zannetmiyorum ki , bir başka hoca , gelipte genç oyuncularına " ingilizce Öğrenin " diye baskı yapar , Aileleri ile görüşür.
-Hiç zannetmiyorum ki başka bir hoca , oyuncularının inişli çıkışlı form grafiklerini ve antreman programlarını bir bilimselliğe dayandırarak uygular.
-Hiç zannetmiyorum ki , başka bir hoca * bu kadar sakin , aklı selim düşündüktün sonra ağzından cümleleri çıkartır.
-Hiç zannetmiyorum ki , başka bir hoca bu kadar profesyonel olur.
-Hiç zannetmiyorum ki , başka bir hoca ayrıldıktan sonra katıldığı bir radyo programına bu kadar düzeyli bir şekilde konuşur.
ve
-Hiç zannetmiyorum ki Trabzonspor Şampiyon falan olur.

Dediğim gibi , "teknik - taktik anlamında iyi bir hocayı bıraktık" * değil şu an beni üzen. Bir hoca gider biri gelir yoksa.
Fakat , Türkçe konuşupta, KAFA YAPISI bu kadar güncel , bu kadar sosyal ve Trabzon u takımı ile teknik ekibi ile taraftarı ile heyeti ile malzemecisi ile geliştirebilecek ve çağın kültür seviyesine ulaşmada yardımcı olacak bir insanı kaybettik.

Beni en çok üzen bu.

Ben artık takımımın başında ,

"Rakip" derken , a harfini 1 adet kullanan,
"gol" derken , o ve L harfini yeteri yumuşaklıkta kullanamayan ,
"fikstür" derken, içindeki "i" harfi yerine ü , "k" yerine "g" kullanan,
"oyuncular" yada "Futbolcular" yerine "topçular" kelimesini kullanan,
hatta 1 kelime dahi ingilizce bilmeyen,
sinirlendiğinde ağzından çıkanı kulağı duymayan

herhangi bir antrenör bozuntusu istemiyorum.

Yeni antrenör adayımız içinde hep inandığım bir cümleyi aklıma getiriyorum

" Akraba ile iş yapmayacaksın !

Not : Başkanımızı kesinlikle sevip , inanıyorum.Sadece yanlış yaptıklarını düşünüyorum.
not: efkarlıyım be sözlük!
topun ağzında kendisi şu sıralar. trabzon'un bir takım yerel gazeteleri işi iyice ileri götürüp, bu adam için ''trabzonspor'un adını lekeliyor'' diyorlar. yakında linç etmeye kalkarlarsa hiç şaşırmam.
Geçenlerde Trabzonspordan da kovulan teknik direktörlük bilgilerinden şüphe duyduğum kişi.
sezon sonları yandan alan kişi. *
az önce mecidiyeköy'de polat holding'in de bulunduğu polat han'dan çıkarken gördüğüm teknik direktör. galatasaray'ın başına mı geçiyor acaba diye düşünmedim değil. seramik almaya gelmediyse muhtemelen adnan polat'la görüşmüştür.

ayrıca şimdiden yazayım, 907 numaralı fenerlist üyesidir kendisi.
gün itibariyle seramik alıyor olması için dua ettiğim antrenör...