192 milyar ermeninin katledildiği soykırımdır.
gereken cevap şöyle verilmiş:

https://www.youtube.com/w...DLCnMr08s&app=desktop
bu yalana sadece türk düşmanları inanır. almanya kendi gerçek soykırımını kabul etti diye türklere bir iftira olan bu sözde soykırımı kabul etse kaç yazar? anca kendilerini kandırırlar soykırım diye. hadi ağlayın.
Beni en çok güldüren bizim tatlı su solcuları (pardon kürt milliyetçileri) ermeni tehcirini soykırım, katliam olarak sayarken sovyetlerin kırım türklerini bölgeden sürmesini ise omo onlor hotlorlo oşborloğo yopto şeklinde savunurlar. Peki ermeniler ne yaptı? Rusya girince işbirliği yapıp köyleri basıp insanları katletmedi mi?ikiyüzlü pislikler. Yahu açık açık deyin biz kürt ırkçısıyız türklerden nefret ediyoruz deyin. Tarafınızı belli edin çok zor değil.
demekki tam kırılmamışlar. sözlükte bile bol miktarda var.
(bkz: sözde ermeni soykırımı)

ne demek ermeni soykırımı?
türkiye cumhuriyeti yıllardan beri konunun gerçek muhataplarına yani tarihçilere bırakılmasını, tarihçilerden kurulacak bir komisyonda değerlendirilmesini istiyor.
ama "soykırım vardır" diyen köpekler buna nedense karşı çıkıyor, "kayıtsız şartsız soykırım kabulü" istiyorlar.
nerede görülmüş böyle bolluk?

buyrun kurulsun komisyon tartışılsın.
yanlı tarih okuyan insanların bir araya gelse de çözemeyeceğini düşündüğüm meseledir.
ermeniler için de türkler için de geçerli bir durum.
faşist dünyanın her yerinde faşistlik yapar. 2 faşistin bir araya gelip hakkaniyetli bir şekilde anlaşması durumu pek mümkün değildir. empati kurmayı, insan sevmeyi bilmeyenler türedikçe daha çok insan kaybedilecektir. ( gerçek anlamda da manevi anlamda da)

ayrıca hayatında bir şey biriktirmemiş, farklı insanlarla tanışmamış, oturup 2 'düzgün' kitap okumamış insanın da bunu yapması mümkün değildir, anca başkasından öğrendiğini söyler ve yapar.bırakın soykırım var mıydı yok muydu, ermeniler ve türkler kahrolsun mu olmasın mı. bir araştırın bakalım dünyada 2 farklı kültür daha var sonuçta onu öğrenin, ilişkileri düzeltmeye çalışın da 2 komşu birbirine rahatça gidip gelebilsin.

güzeli hatırlamayı bilin.

kültürcü olmayı öğrenin azıcık.
yalandır.
köylerimize girip çoluk, çocuk, yaşlı, genç, evli, bekar, hamile dinlemeden binlerce insanımızın karının deşerek, işkence ederek öldürdükleri için soykırımı, katledilmeyi, dünya nüfusundan isimlerinin tamamen silinmesini sonuna kadar hak etmelerine rağmen bu soykırım hiçbir zaman olmamıştır.
olmayandır.

ermenilerin yalnızca birkaçı tehcir edilirken yolda eşkiyalar tarafından öldürülmüştür ve buda organize bir olay olmamıştır.

ancak ermenler, avrupa ve rusların vaatleriyle doğuda yüzyıllardır kardeş bildikleri türklere silah doğrultup organize ve planlı bir şekilde katliama girişmiştir.

doğuda en kalabalık millet ezici bir çoğunlukla olmasa da türkler iken türklerin neredeyse elazığ yöresinin güneyinde, ağrı'da, van'da nüfusu kalmamıştır.
emperyalist bir yalandır. amerikalı tarihçi Justin McCarthy o zamanlar yapılan taraflı ve gerçeği yansıtmayan yayınları ermeni sorununun kaynağı olarak görmüştür. neredeyse yüz yıl önce benzer bir analiz ise o anların canlı tanığı olan isveçli binbaşı Hjalmar Pravitz'den gelmiştir.

"Amerikalı tarihçi Prof. Justin McCarthy, London School of Economics (LSE) Üniversitesi’nde, “Türk-Ermeni ilişkileri: Önyargı, Aldatma ve Ermeni Sorunu” başlıklı bir konferans verdi. McCarthy, Türkiye’de Ermeniler konusunda yaşanan sorunların kaynağı olarak, ingiliz ve Amerikan yazılı basınında yer alan taraflı yayınları örnek gösterdi. ingiltere ve Amerika’da yayınlanmış olan çeşitli makale ve haberlerde konuyla ilgili yazıların başlıklarını dinleyicilerle paylaşan McCarthy, bu yayınlardaki Türkiye ile ilgili karikatürleri de göstererek, Osmanlı ve Türk imajının negatif şekilde yansıtıldığına dikkati çekti. McCarthy, göçlerin ve yaşandığı iddia edilen olayların gerçekleşmeden batı medyasında yer aldığına dikkat çekerek bunların gerçeği yansıtmadığını ifade etti.
...................

McCarthy, söz konusu yıllarda ingiliz ve Amerikan basınının, bölgede muhabirleri olmadığından Ermeni kaynaklardan aldığı bilgilere göre yayınlarını yaptıklarını, Osmanlı tarafından bilgi alınmadığı için tek taraflı yayın yapmış olduklarını söyledi. McCarthy, bu yayınların, yazanların kendi hayal güçlerini kullanarak yazıldığını ve Türk-Ermeni sorununun “kurgu” olduğunu belirterek, “Ermeni misyonerler tarafından yayınlanan kitaplardaki çoğu bilgi de gerçeği yansıtmıyor. Kendi hikayelerini kendileri yazıyorlardı” dedi. "

http://www.milliyet.com.t....2011/1348715/default.htm

"Ermenilerin bir çeşit Türk esareti altında yaşadıklarını ve sürekli baskı gördüklerini iddia edenlerin kuruntu yaptığını düşünüyorum. Daha kötü durumda olan uluslar bulunmaktadır. Mesela ingiliz sömürgesi altında yaşayan Hint kulilerine ve Bengallilere, Rusların "penétration pacifique" (hissettirmeden ülkeye girme) politikası altında iran Azerbaycan'da yaşayan milliyetçilere ve Belçikalı Kongo'sundaki zencilere ve Fransa Guyana'daki Kauçuk bölgesinde yaşayan yerli halka ne demeli! Tüm bu uluslar, bence, Ermenilerin görmüş olduğu iddia edilen sürekli baskıdan ve verdikleri kurbanlardan çok daha fazla baskı görmüşlerdir. Kural olarak, bir ulusun sürekli ve bir nebze daha hafif bir zulme dayanması, kanlı ama hızlı bir şekilde biten bir zulme veya git gide Avrupa'nın dikkatini üzerine çeken, Ermeni sorunu olarak nitelendirilen sadece bir saldırıya dayanmasından çok daha zordur. Dönem dönem ortaya çıkan katliamlar bir yana bırakılırsa, - ki bu katliamların kuşkusuz büyük ölçüde nedeni yine Ermenilerdir -, Ermenilere oldukça iyi davranıldığını düşünüyorum. Kendi dinleri, kendi sözlü ve yazılı dilleri ve kendi okulları vs. hepsi var.

Ortadoğu’da uzun bir süre görev yapmış olduğumdan, Ermenilerin Hıristiyan olmalarına karşın, öyle fazla güvenilir insanlar olmadığını biliyordum. Hasılı, gözümü açıp, Türklerin yaptıkları katliamlar konusunda kulağıma gelen söylentilerin ne ölçüde gerçek olduğunu tesbit etmeye çalışacaktım. Sefaletlere, hatta sınırsız sefaletlere tanık olmuştum, ama planlı ve programlı bir katliama ve herhangi bir zulme kesinlikle tanık olmadım.
..............

Şunu da söylemeden geçemeyeceğim ki, Osmanlı imparatorluğu tarafından kuzeyde yaşayan Ermenilerin güneye doğru sürgün edilmeleri konusunda Türk hükümetinin elinde çok önemli gerekçeler var. Bunlar içinde en önemlisi, eski Ermeni Krallığı’nın yer aldığı Erzurum bölgesindeki tüm Ermenileri oradan uzaklaştırmaktı. Çünkü onlar, nefret ettikleri kendi devletlerine karşı, Ruslarla el ele verip saldırmayı tasarlıyorlar ve bunun için Rusların ileri hareketini bekliyorlardı. 1916 yılının Şubat ayında (iran’da iken)Ruslara esir düşmüştüm. Hapishane koğuşunu bir Ermeni ile paylaşıyordum. O sırada Erzurum’un düştüğünü öğrendik. Bunu duyan koğuş arkadaşım Ermeni bana şunları söylemişti. “Biz orada bırakılmış olsaydık, şehir çok daha önce düşerdi.” Türkiye gibi, dışarıdan bir sürü güçlü devletlerce tehdit edilen ve saldırıya uğrayan bir ülke, içeriden gelen tehditlere ve hainliklere karşı kendini güvenceye almaya bakar ve bunun için de kimsenin o ülkeyi eleştirmesi gerekmez.

işin gerçeğine bakarsak büyük ölçüde Almanların ve müttefiklerinin (Türkiye, Avusturya-Macaristan, Bulgaristan) dostuyum. Öte taraftan tarafsız ülkenin (isveç) vatandaşı olarak tutarlı olmak gerekiyor. istanbul'dan Anadoluya doğru yolculuğuma başladığımda kulaklarım Amerikalı gezginlerin, zavallı Ermenilerin Türk efendileri tarafından nasıl katliama uğradığı şeklinde anlatılanlarla, yani ön yargılarla doluydu. Tanrım! Nasıl bir kargaşa görecektim acaba ve nasıl bir zulme şahit olacaktım? Orta Doğu'da görevli olarak (iran Jandarma teşkilatını kurmak ve geliştirmek için) uzun yıllar yaşadığım için, Hıristiyan olduklarından dolayı, Ermenilerin Tanrı'nın en sevgili kulları olduğu şeklindeki görüşe katılmam kesinlikle mümkün değildir. Türklerin saldırıları ve isimsiz kurbanlar hakkındaki söylentilerin doğru olup olmadığını anlayabilmek için gözlerimi açmaya karar verdim.
......................

Çizilen resim buraya uyuyor. Çünkü uzun zamandır Ermeniler, yaşadıkları ülkenin yasal yönetimine karşı bir takım entrikalar çeviriyorlardı. Birinci Dünya savaşı patlak verdiğinde, artık kendileri güvenilmez insanlar olarak tanımlanan Ermeniler, Türkiye’nin baş düşmanı olan ülkenin(Rusya’nın) sınırlarına yakın yerlerde yaşıyorlardı. Onlar hiç kuşkusuz, önlerine çıkan ilk fırsatta, ellerinde kılıç bu komşu ülkeyle birlikte hareket edeceklerdi. Böyle bir durumda, Türk hükümeti, onları bulundukları yerlerden daha az zarar verecekleri yerlere uzaklaştırma kararı aldı ve bu karar, hemen anında, Ermenilere dost olan Hıristiyan ülkeler tarafından, çığlık çığlığa, tepkilerle karşılandı. Ama, bu güvenlik önlemlerinin niçin alındığı gerçeği – yani şimşeğin çakmasına neden olan bu dev bulut örneğinde olduğu gibi – sessizlikle geçiştirildi. Olaylara görgü tanıklığı etmiş olmam, bana, abartılara ve gerçek dışı beyanlara karşı çıkma hakkı ve görevi veriyor. Kaderin kurbanı olmuş bu insanlara karşı saldırılara, zulme veya katliamlara kesinlikle tanık olmadım.
........................

Halep'te büyük bir otelin sahibi olan Ermeni Baron'a (Ermeni Erkek - Bay) konuk oldum. Kendisiyle hemşehrilerinin durumu üzerine birçok defa sohbet etmemize rağmen bana Türklerin katliamından hiç bahsetmedi. Ertesi gün Cemal Paşa ile bir görüşme yapacaktım. Bu nedenle Cemal Paşa hakkında konuştuk. Bir çok kişi tarafından bir cellat olduğu iddia edilmesine rağmen, Ermeni Baron bu ünlü adamdan çok olumlu olarak bahsetti.

Halep'te Ermeni bir hizmetkar ile tanıştım. Bu kişi daha sonra birkaç ay boyunca bana yol arkadaşlığı etti. Bu kişi ne Halep'te, ne de doğum yeri olan Maraş'ta veya başka bir yerde Türk katliamından tek kelime etmedi. Bayan Stjernstedt'in yazdığı abartılara kesinlikle inanmıyorum ve Ermeni otoritelerinin ileri sürdüklerine hiç mi hiç değer vermiyorum.

Örneğin bayan Stjernstedt'in yazdığı kitabın 44. sayfasında Meskene kentinden ve bir Ermeni doktoru olan Turoyan'dan bahsediyor. Bu kişinin güya orada bulunduğu dönemde ben de Meskene'deydim. Tarihi yapıları görmek ve incelemek için etrafıma dikkatlice bakıyordum. Çünkü Büyük iskender buradan Fırat Nehri'ni geçmişti, dahası Tevrat'ta da bu yerden bahsediliyordu. Burada benim şimdi bahsettiğim Ermeni hizmetkarımdan başka hiç bir Ermeni'nin izine rastlamadım. Dr. Turayan'ın varlığı ve tanıklığını meselesine şüphe ile bakıyorum. Eğer böyle biri var olsa bile, belirtilen zamanda orda olduğundan dahi şüpheliyim. Eğer Meskene'deki koşullar gerçekten belirtildiği gibi olsaydı, şüpheci Türkler "hükümet görevlisi" olarak bir Ermeni'yi oraya yollarlar mıydı? Siz buna hiç inanır mısınız?

Bir Ermeni doktoru olan Turoyan, Ermeni taraftarı olan basın organlarında, Türklerin kanlı katliamları konusunda bazı dikkat çekici açıklamalarda bulunmuş. Onun söz ettiği yer, Fırat nehri kıyısında Meskene adında bir yer. Anlattığına göre 1915 Kasım’ında burası öldürülmüş Ermenilerin mezar taşlarıyla doluymuş. Güya binlerce Ermeni öldürülüp Fırat nehrine atılmış. Ben kendim, 1915 yılının Kasım ayında Meskene’de idim. Orada ne bir Ermeni mezarı vardı, ne de bir Ermeni. On dört gün boyunca Fırat nehrinin kıyısını izleyerek yol aldım. Irmakta tek bir ceset görmedim. Üstelik de sık sık ırmağa girip çıkıyordum. Böylesine acımasızca bir kıyım düşünülemiyecek ve saklanamıyacak bir şeydir. Eğer doğruysa Dr. Turoyan’ın anlattıkları gözümün onünde olacaktı. Ama ben bu anlatılanları kesinlikle görmedim. Üstelik, ta Halep’ten Tahran’a kadar, Maraşlı bir Ermeni olan tercümanım ve uşağım da yanımda idiler ve onlar da bana yolculuğumuz sırasında hiç böyle canavarca şeyler anlatmadılar. Bu süre zarfında bana Türklerin, Ermenilere karşı yapmış olduğu iddia edilen katliamlar konusunda tek kelime söz edilmedi.

Son on yirmi yıldır, Batı Avrupa’da, şurada burada, Ermeniler lehine güçlü bir kamuoyu yaratılmış bulunuyor. Sürgündeki(komünist) devrimci Ermeni guruplar tarafından kurulmuş gizli dernekler, Londra’daki “Hınçak” gibi güçlü muhalif basın organları oluşturuyorlar. Bu tür yayın organlarının yayınları, zamanla, halkın kafasında, Ermeniler lehinde belli bir görüş oluşturuyor. Sözde Ermeniler yeryüzünün en talihsiz halkı imiş gibi. Ermenilerin o büyük göçe zorlandıkları günlerde ise, aşırı uçta yer alan bu Ermeniler, Ermeni yanlısı ülkelerin başkentlerindeki dedikodu basınında yalan yanlış yayın yapma faaliyetlerini artırdılar. Daha doğrusu bu göç ettirme olayı onların eline böyle aşırı bir yalan yayın yapma fırsatı vermiş oldu.

Ben her ne kadar bir aydan fazla bir süre esnasında, Türkler tarafından yapıldığı iddia edilen zalimlikler konusunda bir tek kanıt bulamayıp, bir tek görgü tanığı ile karşılaşmadımsa da, üçüncü ya da dördüncü elden bir çok öykü daha doğrusu söylenti dinledim. Bu türden söylentileri büyük bir kuşkuyla karşılamayı bir görev bilmişimdir."

Hjalmar Pravitz
FRÅN PERSIEN, I STILTJE OCH STORM
Major Hjalmar Pravitz – Stockholm, Oktober 1918

http://www.turkishnews.co...jalmar-pravitzin-anilari/
beni kızdıran bu işe başkalarının karışması. yok obama, yok putin, yok gauck, yok sarkozy, yok papa... size ne arkadaşım, size ne bu olaylardan?

sadece ve sadece türkler ve ermeniler tartışmalıdır bu konuyu.

ermeniler öldürüldü mü, öldürüldü. peki niye tek taraflı bakılıyor, onlar iyilik meleği, biz iblisleriz ya ondan.

ortada soykırım olsaydı bir tane bile kalmazdı. haa diyeceksiniz holokost oldu ama yahudiler ortada. yahudiler avrupa dışında da başka yerlerde yaşıyordu o dönemde, az kaldıysa avrupalı yahudi sayısı kalmıştır. ermenilerse sırf anadoludaydı. sizce olsaydı o topraklar içinde bir tane bile kalmazdı.

ırkçı değilim, bu topraklarda yaşayan adamakıllı ermeniler de var. ha soykırım var diyen ermeniyi de anlarım, o ailesine yaşananı öyle algılamıştır. ama sağcı olan kitlesi tam angut. "dığı ınıdılı bızım". ulan savaşmadık mı sizinle kurtuluş savaşında? yenmedik mi? hala daha neyi tartışıyorsun? ağrı dağını kendine ait görür bir de.

gerçekten oldu mu, yaşandı mı? arşivlerinizi açın. ya da en güzeli ailelerini kaybetmiş insanlar; türkler ve ermeniler artık birbirine "sen soykırım yaptın""hayır sen""toprak ver""tazminat ver" demek yerine birbirlerinin acısına ortak olsunlar. zaten ortadoğu kavga dolu. gürcistan'ın rusya'yla sorun yaşadığı, azerbaycan'ın hocalıyı yaşadığı kafkasya coğrafyası da mı kan gölü olsun?
timurun gömdüğü leşlerlerin gün yüzüne çıkması,karşılıklı savaşın asılsız diaspora acındırmaları.
bugün gündemde.
tabi canım eminim yüzyıllardır bu coğrafyadasınız mezapotamyanın hem marabası hem ağasısınız türkler ise kesip biçip vatan edinen yurtsuz insanlar.
güzel kafa yaşıyorlar..
tarihimizin acı veriyor olması hoşuma gidiyor..
tabiki yoktur. 1 milyon ermeni de buharlaştı zaten.
Bi Nazi olamadık ya şu ermenilere ne diyeyim. Kaziyacaktik abi. Soykırım desinler ne olacak lan. Onlar çalıyor onlar söylüyor zaten fransizini almanini Bilmem nesini.

Adamlar bugüne bugün irlanda ya yardımımızı hiçe saydılar Irlandalılar dışında... şeref bir kelime değilmiş tekrar gördük Avrupa .
Katliam farklı birşey soykırım çok daha farklı birşeydir. Şahsım olarak karşılıklı katliamların yapıldığını düşünüyorum. Lakin soykırım hitlerin yaptığı gibi sistematik olarak bir ırkın yok edilme çabasıdır. Bu olayları hitlerin yaptıkları ile denk tutmak düpedüz aptallıktır.
olmayan bir şeydir. doğuda isyan çıkaran ermenilere 2 ültimatom yollanmasına rağmen isyanlarına devam etmiş ve çaresiz kalan osmanlı devleti zorunlu göç yaptırmıştır. göç sırasındaki soğuktan ölmüştür ermeniler. ancak 10 milyon yahudiyi fırınlarda yakarak öldürmüş olan almanya'nın soykırımını yalnızca 1-2 ülke tanırken, almanya'nın böyle bir şeye soykırım demesi hiç de mantıklı değildir. hadi diyelim ki soykırım yaptık(ki böyle bir soykırımı yapmaya hakkımız da vardı isyanı durdurabilmek için), bu yaptığımız "sözde soykırıma" herkes tepki verir ve "siz soykırım yaptınız barbar türkler!" diyerek ağzından tükürükler saçarken, almanya'nın hayali bile korkunç olan işkence ve deneylerle öldürdüğü yahudilere neden ses çıkmıyor? belki de sabun yaptıkları içindir. keşke biz de öldürüp Ermeni aromalı sabun yapsaymışız, bu kadar şerefsiz dolaşmazdı etrafta.
2 sene önce Erdoğan bir taziye mektubu yayınlamıştır.
Görün ne kadar leş, ne kadar anti milli bir adam.
yapılmamıştır. şöyle ki, eğer yapılsaydı tek bir ermeni kalmazdı.
Alakasız zannetmeyin sakın, lastrasın soyadı er, bebek beklerken habire isim türetiyorlardı, erkek olursa jok, kız olursa nilüf olsun, erkek olursa pok olsun, kız olursa print olsun vs. Jok-er, nilüf-er vs. Çok pis gırgır kaynağı yaptılar, şimdi biz ikinciyi beklerken bizim doğacak olan için yapıyorlar benzer geyikleri, biz birşey diyemiyoruz tabiiki, zira kendi bebeği için geyik yapana ne diyebilirsin ki?

Şimdi gelelim asıl mevzuya, s.ktiğimin almanları ermeni soykırımını kabul edince bizimkiler de durur mu, yapıştırmış lafı, siz de yahudilere soykırım yaptınız o zaman,
Be amk hıyarı, adamlar soykırım yaptık diyeli kaç yıl oldu, adamların itiraf ettiği birşeyi yeni ortaya çıkarıyormuş gibi, esra bilmem ne edasıyla söyleyince, tamam tamam tanımaktan vazgeçtik mi diyecekler?
Soykırımı yabancı devletlerin tanımasının en önemli nedeni dirayetsiz dış politikalar ve kulis faaliyeti yürütecek kaliteli diplomatlarımızın kalmamış olmasındır,

Bu devletin yıllarca göz önünden çektiği soykırım iddiaları akp döneminde resmen göze sokuldu, almanya ilk değil son da olmayacak bu gidişle, maalesef acı girecek biryerlerimize.
cihangir tayfasının ciddiye aldığı konudur. onları aşağıdaki başlığıda yorumlamalarını öneririm.
(bkz: srebrenitsa katliamı)

yorumlamazsınız ama değil mi ? yoksa başınızdaki avrupa ajanları bu konuyu örtbas ettiğinden mi acaba ?
kodumun dhkp-c ' cileri sizi.
not: ermeniler de insandır. ona lafımız yok. ama sadece ermenilere yapılanlar için ağlayıp ta , kendi ırkına ve diğer ırklara yapılanlara susanlara çok lafımız var. ermenilere üzül, bunda hiçbir sıkıntı yok ama kendi vatanına yapılanlara da , diğer ırklara yapılanlara da konuş. canımızı ye. ama sen sadece ermenilere şöyle yapıldı dersen , kibarca ben avrupanın yalağıyım demiş olursun.
5 milyondan fazla insandan sabun, düğme yapan almanların duyar kastığı konu.
cihangir'de dhkp-c'li ne arasın birader, kafa mı iyi?

bir konuyu da bilen konuşsun amına koduğumun memleketinde.

(bkz: sözde ermeni soykırımı)

sorsan cehape'yi de komünist parti sanır bu zırto.
Toplu mezarlarda bulunan cesetlerin ceplerindeki kuran'ı açıklasınlar önce.
karsta insanları ahırlara sokup diri diri yaktığını anlatan yaşlılarımız var.kafamdan uydurmuyorum bunu.annem çocukken dedelerinden duymuş.insanlar acılar yaşamış olabilir ama acısını çıkarmak için diri diri yakmak insanlığa sığmaz.almanya yapınca olmaz soykırım türkiye yapmıştır der.merkele hatırlatılınca hatırlatmayın deyip geçiştimiştir.emperyalist köpeklerin kendi pisliklerini unutturmak için öne sürdüğü yemdir.
şimdikileri gördükçe keşke olsaydı da kırsaydık dedirten 'sözde' soykırım.

sokayım köpekliğinize, sokayım ağlaklığınıza.
beceriksiz, kansız maşalar.