erol mutercimlerin aynanin arkasi programinin birinde yaptigi kapanis konusmasindan...

(...) dogal olarak merak eder insan. bu kadar askerin sehit oldugu ve ustelikte goruluyor ki tarihin baska akisindan, savas tarihinden hic ders alinmadan yapilan harekatin sonucu, daha isin basinda belli burada buyuk kayiplar olacagi. acaba bunun basinda ki kumandan hic olumden korktu mu? o kumandan, o muharebe alaninda o olumu hisseti mi? hissetmis efendim, sevket sureyya aydemirin bu abide eseri enver pasanin ucuncu cildinde vasiyeti var. diyor ki;
hukumete hitaben yaziliyor. ve planindan da soz ediyor. ruslara karsi burada muvaffak olacagini soyluyor. gorevinden, vazifenin basariyla ifa edildiginide soz etmekte. diyor ki;

dusmana sonuna kadara karsi koyunuz. herhalde sonunda muvaffak olacagiz. ben hareketime nedamet etmeden, kalben musterih olarak oluyorum.(!)yasasin, dinim, vatanim, padisahim...
eger geride kalanlarima yardim etmek isterseniz, refikam sultan hazretlerinin muhassasati kafi degildir. kendisinin mureffehen yasamasi icin hic olmazsa baskumandanlik muhassasatimin kendi muhassastina zammi ve ebeveynimin temini refahi ile rahmet i ilahiyye mazhariyetim icin bir kac hayir yapilmasini rica eder ve tealisinden calismaktan baska din ve milletimin tealisine dua eder, taniyanlara selam ederim...
yasasin muslumanlik, ve osmanlilik ve osmanlinin padisahi sultan mehmet han...
servet namina hic bir seyim yoktur ne varsa refikam sultan efendi hazretlerine birakiyorum...

ve daha sonra cok dile dolanmistir bu vasiyette yazilan mektupta kopegiyle ilgili yazdigi satirlar vardir. ki dmin ozhan erenin daha konusmanin basinda soyledigi, cizdigi bir enver pasa portresi vardir;
duygusal, romantik, aslinda utangac, aslinda ice donuk ama disa donukmus izlemini vermeye calisan, hayatinda tek bir kadinin askiyla yasayan...
bir enver pasadan soz ediyoruz. cok genc yasta, damat olmus olmasi nedeniyle saraya, padisah ki baskumandandir baskumandan vekalet eder bugun ku deyimiyle soyleyeyim terminoloji boyle degil ama yardimcisi diye dusunelim, genel kurmay baskanidir. boyle bir portredir ve bu vasiyeti bu mektubuna baktigimiz zaman ozhan beyin isin basinda cizdigi portreyi burada daha ciplak bir vaziyette gormekteyiz. bana sunu gosterdi, o vasiyeti bu kadar yildir zaman zaman okurum, hani arastirmalar nedeniyle. geri donup baktigimizda soyle dusunurum: baskumandanda olsaniz savasin sasmaz kurali vardir herkes korkar. korkmamak bir ruh hastaligidir. belki, bagislayin ifadem icin, ancak deliler korkmaz. belki bir tek sarhoslar korkmaz, belki bir tek baliciler kormaz... akil sagligi yerinde olan herkes korkar. mustafa kemalde korkmustur, canakkale cephesinde de korkmustur, kurtulus savasinda da korkmustur. bu insan olmaktan kaynaklanan bir sey. kumandan korkacak ki otekilerinde korkularini anlaybilsin.
yalniz burada onemli bir mesele var bunu soyleyerek, bu karsilastirmayi yaparak programi kapatmak istiyorum.

mustafa kemal ve enver pasa ayni yastadir ve ikiside 1881 dogumludur. enver pasa daha one cikmis, yildiz subay olmustur. deha dedigimiz kisiler bu tur alanlarda ortaya cikar. bakin enver pasada demin okunan emirde, o mektupta kaldirmak icin verdigi bir emir vardir...
simdi dikkat buyurunuz canakkale cephesinde gazi mustafa kemalin yine o genc adamin bir emri vardir, ne demistir; su olaydan uc ay sonra alt tarafi soyledigi emir sudur:

ben size taaruzu degil olmeyi emrediyorum. biz olunceye kadar gececek sure icersinde, arkadan yetisecek olanlar bu muharebeleri zaferle taclandiracaktir...

buradan benim cikardigim sonuc sudur: bu kusak son derece gozu karadir, bu kusak cesurdur, bu kusagin dusundugu bir tek sey vardir; bu topraklar nasil korunacak...
ve bunun icin hayatlarinin hic bir onemi yoktur... ne diyor vasiyetin sonunda: bir kurus mal varligim yoktur... bir kurus mal varligi olmadan da olmustur...

o gunden bugune bir projeksiyon yaptigimizda soyle bir sey dusunulmeli: bugunkulere bakarak, acaba bu insanlar yer degistirseydi ne olurdu dersiniz?
şehit bir kahramandır. ufku onu anlamayacak kadar dar olanlara inat hayalleri mirasımızdır.
"şu çılgın türkler" deriz ya hep...

en çılgınlarından biriydi o.

ne büyük bir lütuf ki, aynı çağda, aynı dönemde iki büyük çılgın çıkardı büyük türk milleti.

ikisi de 1881'de doğdular.

birisi gazeteci şerif bey olarak trablusgarp'a vardı. o, türk milletinin üzerine çöken kabusu sonlandıran güneşimizdi, mustafa kemal atatürk...

gazeteci şerif bey ile birlikte kuyumcu hamdi kimliği ile libya'ya giden ve bingazi'de destan yazan enver paşa vardı bir de...

çılgın türk, koca türk...

101 yıl önce bugün, her şeyini yitirmiş bir kahramandı o.

yenilgiyi kabul etmedi, yalın kılıç bindi atına ve rus mitralyözüne taarruz etti.

ata topraklarımızda, türkistan'da şehadete yürüdü...

enver paşa'nın şehadete yürüdüğü sırada, büyük türk başbuğu mustafa kemal paşa da, yunan'a son darbeyi vuracağımız büyük taarruzumuzun kurt kapanı planını yapıyordu.

karargaha enver paşa'nın şehadet haberi geldi.

mustafa kemal, fevzi paşa, ismet paşa, yakup şevki paşa, sakallı nurettin paşa...
bu büyük komutanların hepsini bir hüzün kapladı.

mustafa kemal paşa'nın sesi bu uzun sessizliği bozuyordu...
"başımız sağolsun, vatan büyük bir evladını daha kaybetti..."

enver paşa çılgındı, hırslıydı...
belki osmanlı'yı felakete sürükledi...

enver paşa için her şey söylenebilir.

ama onun için söylenecek yegane şey, onun büyük bir vatansever, büyük bir türkçü olduğudur.

101 yıl önce bugün pek çoğunuzun hayal bile edemeyeceği şeyleri yapmış bir kahramanı kaybettik.

kahraman enver paşa.
ruhun şad, mekanın cennet olsun...
görsel

ruhumuz ittihat bedenimiz terakki...
sarıkamış harekatını rusya'ya geçip votka içebilme hevesiyle yapmıştır.
çanakkale'de domates için savaşmış.
edirne'yi sırf tava ciğer yemek için düşmandan geri almıştır.
hatta Cihan harbine girme sebebi Oktoberfest'de alman manitasına verdiği sözden ileri gelir.

işte bunlar hep heves.
Sarıkamış'ta 90 bin değil, 20 bin şehit verilmiştir. şu yanılgıyı düzeltelim önce. Enver Paşa sarıkamış harekatı'nı tam o an, o gün, o dönemde yapmasaydı ruslar erzincan ve sivas'ın içlerine ilerleyip yozgat'a bile girmeye kalkabilirlerdi. Vatan toprağı işgal altındayken ıslık çalıp türkü söyleyerek ağustos böceği gibi yaz gelmesini bekleyemezdi herhalde!

hayatınızda ermeni-rus mezalimi mi gördünüz de sallıyorsunuz? Ben sarıkamışlıyım, kars ahalisi ve bütün doğu anadolu bu zulmün altında inim inim inlerken, halk harab ve bitab düşmüşken enver paşa emmi gibi bir köşeye çömelip bekleyecek miydi? Tüh sizin suratınıza! Dua edeceğiniz yerde ağzınıza geleni söylüyorsunuz. Ulan ruslar benim büyükbabamın ayağına nal çakıp işkence yapmışlar, annemin ninesinin tırnaklarını ermeniler kerpetenle sökmüşler! Sınanmadığınız derdin, acının edebiyatını yapmayın! Kesin artık şu iğrenç sesinizi, kapatın kopasıca çenenizi!

Enver paşa türk'ün yüce komutanlarından biridir. Mustafa kemal paşa gibi, kazım karabekir gibi, mareşal fevzi çakmak gibi, bizi yeniden şahlandıran türk büyüklerinden biridir. enver paşa ayrıca basmacı hareketini yönetmiş ve turan'a kavuşabilmek için şehit düşmüştür. Tini şad olsun. Tanrı ondan razı olsun.

Edit: zoruna giden türk düşmanlarının argümanı da yok, anca eksileyin.
ulan sarıkamış'ta gazi olan benim büyük dedem; millet sıcak yatağından bu büyük komutana sallıyor. hayret ki ne hayret.

enver paşa ile atatürk bir madalyonun iki yüzüdür. ikisi de türkçü, ikisi de ilerici ve aydın kimselerdir. ikisinin de ülküleri aynıdır. ama şu bir gerçektir ki atatürk ne kadar pragmatistse enver paşa da o kadar idealisttir. hâliyle atatürk başarılı, enver paşa başarısız sayılmıştır çünkü enver paşa, hannibal gibi dağları geçmek istemiştir ve sonu da neredeyse hannibal gibi olmuştur. bu onu başarısız yapar mı? eh, sanırım. gelgelelim şu da yadsınamaz bir gerçektir ki enver paşa, hayâlperestliğinin ceremesini çekmeyip de meyvesini alabilseydi bugün türkiye; doğu türkistan'ın doğu sınırından başlar, arnavutluk'ta biterdi. olmadı; o da kaçmak yerine, rus mitralyözüyle intihar etti.

istisnasız yaptığı her şeyi, türk milleti için yapmış; o'nun için de canını vermiştir. başarısızlığı yüzünden, hayâlperestliği yüzünden eleştirilebilir ama saygısızlık edilemez. saygısızlık eden hayvandır.
tibbiyelilerin, aydinlarin elinden, harbiyelilerin tahakkumune giren cemiyetin gorunen yuzu, kuklasi ve en saf kalplisi. goruslerimiz taban tabana zit olsa da en sevdigim ve hayranlik duydugum tarihsel kisiliktir kendisi. resmi tarihin bir kaybedeni olarak hep karalanan bir zavalli romantiktir enver pasa. apoletlerini sokerek tek basina selanik'i terk edip, makedonya daglari'na cikan bir idealisttir. sarikamis'ta, onu sevmeyenlerin bile aktardigi sekilde, siperlerde sabahlayan, istanbul'a hezimet haberi geldigi vakit de gunlerce uyumayandir -burada esi naciye sultan'in yalancisiyim, sarikamis'tan sonra uzun sure uyuyamamis-. hayir, buyuk kumandanlari, savascilari oven, onlara methiyeler duzen insanlar, bir asker olan bu adama neden cemkirir boyle? mesela neden kimse mustafa kemal pasa'ya kizmaz sakarya'da ya da anafartalar'da olenler icin? cunku kazandigi icin, degil mi? enver pasa cok hizli yukseldi, birkac yilda devlet-i ali'nin gucunu elinde buldu, ama dususu de o denli trajik oldu. hadi her seyi anlarim da, bu savas meydaninda can veren adama korkak demek de nasil bir yuzsuzluktur, aklim almiyo. tarihi filmlerde agziniz acik izlediginiz sovalyelerin, fantastik kitaplardaki paladinlerin, makinelesmis bir caga dusmus haliydi o. tek hatasi bu hayal gucu ve romantizmle yuksek mevkili bir komutan olmakti.

sarikamis'a askerleri sortla falan goturdugunu dusummeniz de ayri komik, kiyafet gemileri ruslarca bombalandi, ayrica oraya sevk edecek doksan binlik bir kuvveti olsaydi osmanli'nin, savasi kaybetmezdi. tabii olen her askerin sorumlusu odur, sayi onemli degil, ama bir savastan bahsediyoruz. enver pasa'ya gelince sevgi pitircigi olmaniz gulunc.

almanlari severdi, evet. tek basina osmanli'yi sirf alman seviciliginden savasa soktuysa da helal olsun o adama valla. ingilizler, fransizlar, ruslar hep bizi yanlarinda istiyodu zaten, enver istemedi.

gazla calisan bir abimizdi. en cok mahler'i sever, resim cizer, en karanlik anlarinda dahi naciye'sine ask mektuplari yazardi. butun kaybedenler gibi onun da sonu kotulenmek oldu. her zaman bir gunah kecisi lazim tabii dostlar. ama yine de onun tek basina, dortnala, gogsunu parcalayan mitralyoze yuruyusunu, tek basina makedonya daglari'nda hurriyet arayisini unutmayanlar var. askerleri sevmem, devlet adamlarini iki kere sevmem, ama sapina kadar durust, cesur ve hayalperestse isler degisir. yasadi, savasti, onuruyla, ama hirslarini tatmin edemeyisinin yenikligiyle oldu.
hakkında sayfalarca yazı yazılır. ne turancı lider, büyük komutan ne de başarısız hayalperest komutan denecek kadar küçük kalıplara sokulamaz Enver Paşa.

doğruları vardır yanlışları da. günahı da vardır sevabı da. türkiye cumhuriyeti'nin temelini atan adamlardan biridir zannımca. gerek fikirleri gerek eylemleri ile.

büyük hataları da vardır elbet. en başta sarıkamış.. tabi sarıkamış uzun ve karışık bir mevzuu. tüm suçun enver paşa'da olduğunu söylemek yanlıştır. lakin kabahatin büyüğü ondadır çünkü komutan kendisidir.

mustafa kemal ile birbirlerine her ne kadar çoğu zaman ters düşmüş olsalar da ikisi de tarihimiz için unutulmaz mihenk taşlarıdır.

ruhları şad olsun !

edit: enver paşa küfür edenlerin rus mitralyözüne kılıcını çekip saldıracak kadar yüreği var mı sorarım.. zira enver paşa 41 senelik kısa ama etkili yaşamında son vazifesini bu şekilde yerine getirmiştir.
1908 Genç Türkler ihtilali ile yıldızı parlayan Enverin hızlı yükselişi 1913te Yarbayken yine aynı senenin sonlarında Albaylığa, 19 gün sonra 1 Ocak 1914te Paşalığa yükselmesi ile başlar. Kabineye Harbiye Nazırı olarak girer; Genelkurmay Başkanlığından bir süre sonra da Başkumandan Vekilliği yetkilerini de elinde toplar. Naciye Sultanla evlenip, saraya, Padişaha damat oluşu da bu safhaya rastlar. Enver Paşa kendini zirveye ulaştıran basamakları yine kendi elleriyle döşemişti.

Enver Paşanın vatanseverliği ve bu topraklara olan bağlılığı gerçektir. Bunun yanısıra hayal gücünün genişliği ve gerçeklerle bu hayallerin zaman zaman birbirine karıştığı da inkar edilemez. Hayallerini süsleyen iran, Hindistan, Turan ve Kafkasyaya hakim olmak düşünceleri o günün şartlarında gerçek temeller oturmaz.
görsel

şehit-i ala ve gazi-i namdar,
edirne ve duşanbe fatihi,
trablusgarp fedaisi,
hürriyet kahramanı,
Osmanlı orduları başkomutan vekili,
islam Orduları Başkomutanı ve Halife’nin damadı...

Çeğen tepesinde 95 yıl önce şehit düştü. Devletmend bey ile, -bu kahraman silah arkadaşı ile- onlarca yıl yan yana yattı. bugün mezarı önünden her gün 100.000 kişinin geçtiği, ama sadece onun ideallerine inanan bir avuç insanın bildiği abide-i hürriyet'te.

ruhu şad olsun.
Eh biraz hayalperestti ama asla menfaatperest değildi.
planlarını destekleyecek altyapı olsaydı bugün hain değil kahraman olarak anılırdı. maalesef tarihte keşke diye bir kavrama yer yok.
109 sene önce bugün bu topraklarda hürriyet ve özgürlük meşalesinin yanmasına vesile olan kahraman.
ruhun şad olsun. nur içinde yat.
(bkz: ikinci meşrutiyet/#37285348)

https://www.youtube.com/watch?v=P4Cor40UQwU
Sen hayal kur biz yine ölelim Enver Paşa.
bize yıllarca hırslarının kurbanı olarak, yanlış kararlar veren, yanlış kararlarının faturası çok ağır olan bu anlamda belkide vatan haini olarak gördüğümüz, fakat bize öğretilen tarihin ne kadarı doğru, türk filmlerindeki gibi gerçek hayatta da iyiler ve kötüler bu kadar belirgin, birileri mutlak iyiyken, birileri mutlak kötü müdür diye düşünmememe sebep olan insanlardan biri.