bugün

kız arkadaşımın evine gittiğimde, sürpriz yapmaktı tek amacım, annesinin bornoz la çıkıp lulu ev de değil, gel otur istersen dediği an dır. tabi iyi çocuğum gittim oturdum lan kadın da iyi tabi, kızıma jartiyer almışsın nereden aldıysan bana da alabilir misin parasını veririm dediği an dır. tabi koşarak çıktım evden. kız la da konuşmadım bir daha. vay amuğa ya.
sabahın beşinde bir kadının sokak ta önüme çıkıp anket yapıyorum cevaplar mısınız sorusudur. o esna da yanımda kız ve erkek arkadaşlarım vardı, ben de ben ilgilenmiyorum deyip kadını göndermek istemiştim. arkadaşlarımda azmış kadın sana asılıyor lan diye beni fark ettirmeleriydi.

kız lı erkek li arkadaşlar: git lan git. seviş yiğiş, ulan bir sürü fırsat geliyor, yuh.
ben: olum kadın beni köşeye çekip seni gösterdi senden hoşlanmış.
erkek arkadaş: harbiden mi.
ben: harbiden değil lan.

edit: ulan o kadar art niyet düşünmeyen biriyim ki, sabahın köründe ne anketi lan dememişim bile. demedim yani.
ramazan ayında iftara 40 dakika kala dışarıda bi bar taburesi üstünde, kız arkadaşla, sevgili değiliz, otururken, içimden, ulan şimdi herkes yemek yiyecek ha, ne yesem diye düşünürken, kız arkadaşımın annesinin mekana dalması sonucu, hadi çocuklar sizi yemeğe götüreyim der, içimden lan helal olsun ha iyi kadınmış derken, atlıyoruz arabaya, yol alıyoruz, ulan bakıyorum buralar nere hiç görmemişim daha önce, bir bakıyorum belediye aşevi yazıyor, herhalde kadın hayır yaptırdı diye düşünürken bi an kendimi 1453 kişinin en arkasında 3 kişi sıra beklerken buluyorum. aman allahım. aşevinde yeriz mühim değilde, o sıra neydi lan öyle, hadi onu geçtim, bizden, hatta her birimizden bahsediyorum şu an, oraya öylesine gidenlerden bile, daha fazla ihtiyacı olan insanlar varken, kız arkadaşımla sıranın çok uzun olmasını bahane edip, ayrılıyoruz, yürüyoruz yürüyoruz yürüyoruz. sonra telefonda annesini aradık tam bir saat sonra kadın hala sıra bekliyormuş, sonra nasıl güldük anlatamam ya. öncesinde bu davranışı için teşekkür etmiştim zaten kadına. sonra yürürken mühim olan niyet iyi niyet diye de eklemiştim içimden, nereye götürmüş olsa da.

edit:imlacık.
akşam üzeri, sokaktayım böyle yürüyorum, ağzımda sigara, arkamdan motosiklet li biri geliyor sesinden duyuyorum, arkamı bir dönüyorum, dominos pizzacısının motoru, neredeyse üstüme çıkacak, havana sokayım diyorum bağırarak,, er kişi zannedip. önümden ilerliyor o yavaşça, aynadan görür belki diye el işaretiyle gel gel diyorum. sonra az ilerde durup gerir geri geliyor. içimden aha action olacak ha deyip emin adımlarla ilerliyorum, kask ı bir çıkarıyor hatun. şok oldum lan. demek ki hatunlar da pizza götürebiliyor. o değilde neden götürmesin de. sonra tanıştık ettik. bilerek mi üstüme sürdün dedim, bilerek dedi. az kalsın kıytırık bir olay da sakata geliyordum lan.
kız lı erkekli bir ortam da film izleme öncesidir.

esasında öncesine sonrasına gerek yok, açılan filmin porno film olması dışında. ya arkadaşlar bakın kaç kez başıma geldi, indirdiğiniz filmleri kontol edin bi pc de, tv de açmadan önce, hayır direk olaya daldılar arkadaş, insan bi iyi niyet gösterir be konulu falan olur, hayır rezil olduğuma mı yanayım, porno nun içeriğine mi, yanayım görüntünün boktan olması na mı yanayım, yoksa pornocu damgası yediğime mi yanayım, yanayım yanayım ateşlerde yanayım.
beşiktaş abbasağa parkının yan tarafından arkadaşla bayırından çıkıyoruz. yanımızdan bir kız yürüyor önümüzde de bir köpek. neyse biraz sonra bir hapşırık sesi geliyor evin içerisinden bir teyzeden geliyor bu ses... ben arkadaşım, kız ve köpek hepimiz birden çıkan sesten sıçrıyoruz. böyle bir hapşırmak görülmemiştir. teyze bu hapşırığı silahı gibi kullana bilir o derece.
Markette kasiyer hatunun fişin arkasına telefon numarasını yazıp vermesi. Hatunla konuşmuşluğumuz bile yok.
şöyle ki: (bkz: göt eden olaylar)
ortaokul zamanı. anne alışverişe gitmiş babayla başbaşa kalınmış evde. kendisi pek muhabbet edilecek mizaçta olmayan adamımız salondaki 2 kanepeden birinde uzanmış tv izlemektedir. bu sırada minik topumla evde bir iki şut çalışması yapan ben topu bir vuruşta diğer kanepeyle duvar arasına gönderiyorum. akabinde terim soğumadan devam edebilmem için çıkıyorum kanepenin tepesine, sarkıtıyorum tek ayağımı topu zor zar iteklerken kanepenin üzerinde var gücümle debelenip zıplarken babamdan o unutulmaz cümle dökülüveriyor.

"zıpla zıpla öyle aferim, yarın öbürgün çocuğun olmayınca da zıplar durursun ama ne çare."
zaman:eğlencesine turist taklidi yapılan bir an
mekan:çemberlitaş-sultanahmet arası bir yer
kişiler: iki arkadaşım ve ben artı ortalıkta osmanlı kıyafeti ile dolaşan grup

yol sorma bahanesi ile gülhaneden başlayıp beyazıta kadar yol üstünde yabancı olup olmadığına bakmazsızın birçok kişiye mallığına turist taklidi yaptık sevgili sözlük. bu olay sırasında thank you very much dediğimiz abilerin anlamadığımızı düşünerek teperim geri kaç diyip gülmesi mi dersin ya da turist taklidi yaptığımız ablanın bizi 10 dk sonra türkçe konuşurken görmesi mi dersin daha neler neler.. ama öyle bir olay oldu ki hepimiz bir an mal gibi kaldık ne diyeceğimizi şaşırdık.

1.arkadaş: excuse me. how can we go to grand bazaar?
kavuklu abi: oh this time? it is closed.. where are you from?

(bizim için sıkıntılı bir soruydu çünkü üçümüzde birbirimize hiç benzemiyoruz ilk arkadaş arabistan diyerek kurtuldu diğer arkadaş tırstığı için uzağımızda duruyordu. sonunda abi bana döndü)

k.abi: and you?
ben: oh i am from netherlands

(pat diye hollanda diyesim geldi o an. şans işte abi de bunun üzerine bana hollandaca bir şey der. ben tabii kaldım böyle ne diyeceğimi bilemiyorum ava giderken avlandık gibi oldu. hani bir ara abi biz şaka yapıyorduk be deyip kaçasım dahi geldi tabii zaman kazanmak için gülüşmeler falan feşmekan..)

ben: ohh..(tebessüm edilmeye çalışılır) actually.. my origin comes from england.. i have immigrated to netherlans from there so i do not know how to speak yet.

(sonra abi bizi bırakıp 2. arkadaşa döndü nereli olduğunu sormak için. zararın neresinden dönsen kardır felsefesi ile biz o türk dedik hemen. sonra arkadaşa yeniden dönüp sen bu saatte kapalıçarşının kapalı olduğunu bilmiyor musun dedi. tabii arkadaşta abi ben buraya ilk defa geldim o yüzden falanlar filanlar en sonunda memleketli çıktılardı abiyle..)

demem o ki hazırlıksız böyle saçma salak şeylere kalkışmayın kötü hissettiriyor.

(bkz: bu da böyle bir anımdır)
ders çalışırken sıkıldıkça kolonya ile serinlemeye çalışan bana babamın dumur eden sözü; "ne o kolonya mı içiyorsun yoksa" olur ve kolonya elden bırakılır.
şu an whatsapp grubundaki kan donduran konuşmalar. Tayyiple atatürkü eş tutup ikisi de diktatördü diyenden tut kurtuluş savaşı şişirilmiş bi balondu diyene kadar.. Konu şu an harf devriminde höh!
karaköy pasajına malzeme almaya gittiğim günlerden biriydi. 7 segment display fiyatı sordum. normalde 25 kuruş ama sana 75 kuruşa veririm demişti. önce yanlışlıkla ters söylediğini düşündüm ama daha sonra hesap yapınca ciddi ciddi 75 kuruş aldığını farkettim.
bir markette kasiyerlik yaptığım sıralarda, dünyayı ben yarattım havasında içeri gelip içecek dolabından 2,5 litrelik Coca Cola'sını alıp kasaya getirdikten sonra fiyatın 3.25 olduğunu söylediğimde "aşağıdaki bakkaldan 85 kr'a alıyoruz" diye bilmiş bilmiş konuşup birde "neyse kalsın canım" deyip hava yapan bayandır. be ablacım deli misin divane misin, bu işi yapan hangi insan evladı 3.25'lik ürünü 85 kr'a satar ?
beni mi kandırmaya çalıştı, kafası mı güzeldi hala çözemedim.
Bu olayi ben yasamadim ama.niyeyse cok ama cok komigime gitti simdi.biz hayati sillesinji yemek.uzere universiteye baslamak ici n sinava girdik bizim bi sansiz arkadasimizim son tercihi gelmis bulunmakta o da hemsirelik ustelik bu arkadasimiz xy kromozomlu hatta ifsa edip isminide veriyim adi erkan ama bu arkadasimiz milleti elektrik eleoktronik diye kekliyo bi gun bunlar babasi annesi arkadaslari bulusmuslar bi arkadasi ya erkan ne guzel yeri kazandin falan demisler erkan da aaa evet ya hedefledigim yerdi dedi babasi da erkan hemsireligi mi.hedefliyodun demis ben orda olsaydim kopardim ama kimsde gulmemis hatta uzuusler erkan niye boyle.yapti diye sevgili sozluk komik degil mi keske herkes orda kahkayi bassaymis hem erkan rahatlardi hem herkes hakkini.yemiyim hemsirelik cikmasinin en buyuk nedeni yanlis tercih yapmasidir yoksa siralamsi gayet iyiymis.
egosu boyunu aşmış bir prof. ile laf dalaşına girmek.
Dumur eden olaylar'dır.

Geçen yaz saat 7 suları...

Yaklaşık 15 senedir görüşmediğimiz arkadaşımızı görürüz.

Yanımda ki caanım gangam emre;

- layn zübük! Bu bizim ali ismet değil mi?

Diyerek enseme şaplak atar.

Aniden dönmem ile görürüm bu denyoyu.
Emreye dönerek;

- harbi o la. Dur şuna bi süpriz yapalım.
Derim.

Arka tarafında ki 2 atlı bizi bekler. Buna görünmeden,kalabalığı üzerimize kamufle ederekten;

Atlarız arkada ki 2 atlı karınca'ya.

Bu manyak gibi gülerken arkadan;

-layn ali ismet! Diye bağırırız ancak;

dönen kişi adının melih olduğunu söyler,biz de dumur olur,çocukluğumuzu yad ederiz.
geçen ay, hafta sonu Bursa'ya gittikten sonra tekrar bursa-istanbul dönüşü sırasında gerçekleşmiş olaydır.

yolculuk olması gerektiği gibi başlamıştı aslında. bir sonraki durakta bi' kadınla o küçük çocuğu binene kadar her şey yolundaydı.

neyse bunlar tam önümdeki koltuğa oturdular ve çocuğun manyağın teki olduğunu anlamam uzun sürmedi. çünkü daha otobüs hareket etmeden yaptığı hareketlerden belli etmişti bela olduğunu. çocuk diyorum ama çocuk demeye bin şahit ister. bildiğin arjen robben'in kafasını alıp küçük bir bedene takmışlar, çocuk diye millete yutturuyorlar amk. işte bu psikopatın otobüsün hareket etmesiyle ağlamaya başlaması bir oldu. ama nasıl ağlıyor görmeniz lâzım, öyle böyle değil. full stereo ağlıyor. afedersiniz ama sanki götüne hoparlör takmışlar, avazı çıktığı kadar bağırıyor. annesi susturmak için her yolu denedi, bir sürü vaatler sıraladı ama bana mısın demedi. dondurmalar, çikolatalar, halleyler, kolalar.. onlar yetmedi bu sefer kadın tehdide başladı, her türlü polis ve askerî gücü tehdidinde kullandı. ''bak bak polis geliyor, şimdi asker amcalar gelecek çükünü kesecek'' falan dedi ama çocuk anarşist ruhlu aga, başkaldırdı, isyan etti. nasıl birinin tohumuysa artık ''babamı isterim babamı isterim'' diye zırlamaya devam etti.

otobüsteki kişilerinin tümünün kafaları çocuğa dönüktü. herkeste bir cıkcıklama, kınama, ''cık cık cık, çok şımartmışlar çok'' tespitleri yapan bilinçli amca ve teyzeler falan. çocuğu susturup otobüse huzur vermek için elinden gelen her türlü şebekliği yapan bir muavin. tüm otobüs seferberdi çocuk için. arada bir annesi, en yakınında biz oturduğumuz için arkaya dönüp ''sizi de rahatsız ettik, kusura bakmayın lütfen'' diyerek özür diledi durmadan. sonra kadın daralmış olacak ki artık, su almak için kalkıp muavin'in yanına doğru kendisi gitti ama çocuk ''babam'' konulu ağlamasına tek başına kalmış olsa da devam etti. işte o sırada yanımda oturan ve o ana kadar sesi çıkmayan, yaşlı, ramiz dayı görünümlü amca, ön koltuğa doğru eğildi. çocuğun omzunu dürtüp kendine doğru bakmasını sağladı ve sadece üçümüzün duyacağı o efsane sözleri fısıldadı çocuğa:

- eğer biraz daha ağlamaya devam edersen ebeni ırzını belanı sikerim lan senin, pezevengin evladı..

amcaya baktım, o da ramiz dayı gibi ''bu iş böyle halledilir yeğenim'' dercesine bi' bakış attı bana ve tekrar sakince arkasına yaslandı. çocuk bir daha inene kadar ağzını dahi açamadı. arada bir göz ucuyla amcaya korkuyla bakmaktan başka hiçbir şey yapamadı. kıpırdayamadı bile. dumura uğramanın verdiği o şaşkınlıkla, aptallaşmayla ve korkuyla karışık bi' ifade çöktü suratının ortasına. tüm otobüs rahatladı. çocuk bu dumur halini otobüsten inene kadar devam ettirdi ve atalarımızın ''nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.'' sözü bir kez daha doğrulandı. gerçi köteğe gerek kalmadı ama o da başka bir sefere artık.
hoşlanılan kızın ideal penis 30 cm olmalı demesi.
Annem ve arkadaşı ile 21 yaşımda falanken kıbrısa tatile gitmiştik. acapulco tatil köyünde bungalov evlerinde kalarak tatilimizi tamamlayıp geri dönmek üzere ercanlı havaalanına gitmek için tur şirketinin otobüsüne binmiştik, boş olan 3-4 yer vardı.

annem, arkadaşı ile ikili boş yere oturdu bende ilerledim ve ilerde iki boş koltuk olduğunu gördüm birinde tek başına bir teyze ötekinde tek başına bir amca oturuyordu.

nerden bilebilirdim ki galaksideki en aklını kaçırmış amcanın yanına oturmayı seçtiğimi...

o yıllarda gayet içine kapanık, utangaç bir insandım. okb hastalığımında doruk noktalarındaydım ki zaten kendisi hiçbirzaman tam olarak geçmedi, rölantide beklemekte her dem. fakat eski durumum şimdiyle karşılaştırılamayacak kadar içler acısıydı.

ama o anda acayip bir neşeyle doldum, otomatik neşe geldi. yanımdaki amcayla kontak kurmak istedim ki bu benim için o yıllarda ciddi anlamda imkânsız ötesi imkânsız birşeydi. sanırım şeytan dürttü. o kadar konuşmam konuşmam zırrıklı delinin tekiyle konuşacağım gelmiş hayret doğrusu.

aşırı ton ton görünümlü fakat içine lucifer girmiş amcamıza doğru dönerek "sizde mi bungalovlarda kaldınız" deme gafletinde bulundum.

amca ise otobüste (abartı yapıyorsam ajdarla hollandada evleneyim ki) istisnasız herkesin ama herkesin rahatlıkla duyabileceği hayvani bir şekilde feryat ederek ve arkadaki yolculara dönerek avaz avaz "neeee bungalovlarda kaldınız ha? hey millet, bu varya (beni göstererek) bungalovlarda kalmış, ulan köpek bağlasan durmaz orda bide üstüne para mı verdin ha" demesiyle dumurlar altında yirmi bin fersaha doğru yol almıştım.

arka sıralardan "aaa terbiyesiz adama bak, çocuğa neler söyledi ne diyo bu be delirmiş" şeklinde uğultular geldikten sora
sessiz kaldık bir 10 dakika kadar. daha sonra bana dönüp, suç işlemiş kedi gözleri masumiyeti ve ağlamaklı ses tonuyla;

"evladım sen benim kusuruma bakma, yaşlılık işte afedersin çok, bende arjantinde kalmıştım değişik tatil yörelerinde, tatil köylerinde kalmıştım bungalovlarda burdaki bungalovlarıda gördüm kaç yıldızlı tatil köyü tabii ki şaka yapıyorum ben, geniş harika evler, n'olur kusuruma bakma yaşlılık işte"

şeklinde özürdileyince dayanamayıp affettiğimi gösteren mimik, jestlerde bulundum.

daha sonrasında yine biraz aradan vakit geçtikten sonra şöyle bir hızla bana dönerek ve yine oldukça yüksek bir ses tonuyla yine avaz avaz;

"Bak, ben n'apayım? senin yanında koridorun diğer kısmında oturan kadın benim 40 yıllık karım, şu karıya bak mayyymun gibi anasını satayım, şu surata bak kadının, mayyyymun gibi allah belasını versin"

dedi. ve ardından karısı bize doğru dönerek "zaferrrr sus allahaşkına öffffff allahım bana sabır ver" dedi ve yine bir sessizlik oldu. ercanlı havaalanına vardığımızda ise başka bir yaşlı amcaya doğru yürüyerek dövmeye çalıştı falan filan yani ömrümde yaşadığım en psikopat, en manyak olaylardan biriydi. allah düşmanımın başına vermesin.
Şu anda uzaktan akraba ortamindayim.
iki kardeş tartışıyor biri gayri muslimlere saygı gösterilmemesi hakkında savunma yapıyor biri tam tersi .
Saygı göstermeyen namaz kilmayan adam saygı gösteren şimdi namaz kılmaya gitti .
sene... geçen sene. esenyurt sanayisinde dükkanı olan babamın yanına gidiyorum. dükkana bir blok kala önüme sarı renkli çok tatlı bir sokak köpeği geldi, durdu. bir süre bana baktı, içimden de 'acaba saldıracak mı lan?' diye geçirirken bana arkasını dönüp, kafasını geriye doğru çevirerek bana baktı. yürümeye devam ettim, yanından geçtim gittim. bikaç adım atmıştım ki köpek yanımdan geçti, ileride durdu, arkası bana dönük şekilde beni bekledi. yazık dedim, sevgiye muhtaç heralde diye sevmeye başladım bunu ama elimi nereye atsam çekilip bana götünü dönüyor. anlam veremedim öylece yürümeye devam ettim

babamın dükkanında birkaç saat oturdum, muhabbet ettik, ona yardım ettim falan sonra bir ara işler duruldu. babam, babamın arkadaşı ve ben, oturduk dükkanın önüne hafif soğuk havada çay içiyoruz. bi baktım sarı tüylü köpek geldi dükkanın önüne, durdu, sonra arkasını döndü. tam dönüp de babama söyleyecektim ki gelirken yaşadığım olayı, babamın arkadaşı,

- 'şerefsiz orospu çocukları, hayvanı da alıştırmışlar.' dedi.

soran gözlerle dönüp adama baktım, beni dumur eden o cümleyi kurdu:

- 'geceleri kayıyolar buna.'
Bir yaz günü market kasasında sıra bekliyorum. Önümde bir abi var, onun önünde de beyaz atlet giymiş vücudu oldukça yapılı, siyahi bir adam ve yanında Türk olduğu belli olan sonradan sarışın olmuş sevgilisi var.
insan gibi alışveriş yapmışlar, aldıklarını poşete yerleştiriyorlar.

Önümdeki abi aşırı rahatsız oldu, çık çık diyor, of pof diyor, başka yerlere bakıyor. Önce anlam veremedim ne olduğuna. Sonra baktım etraftakiler de gülüşüyor.

Sonra çift marketten çıkınca abi kasiyere bağırdı.

- sabah sabah aile ortamında nasıl böyle
şeylere müsaade ediyorsunuz?

Abi, çift porno arşivindeki bir filmi hatırlattığı için galeyana gelmiş meğersem. işte böyle iğrenç, böyle sapık insanlarla aynı havayı solumak zorundayız.

O abinin, kendinde o haddi bulabilmesi, Hayatımın en büyük şoklarından biri olabilir.
Bir gün okulun tuvaletindeyim. iki erkek tuvalette sigara içiyorlar müdür aniden baskına geldi herif fbi neyse çıkın lan dışarı diyor bizim salaklar dışarı çıktılar ağızlarından unutamadığım şu cümle çıktı:
-Hocam valla sigara içiyorduk