bugün

ucu yoktan sonu yoktan dedikleri bir ömürleri var ellerinde. şaşkınlar. zaten durduramadıkları zaman, akıp gidiyor ellerinden hızlıca. her yeni gün, o "yokluğa" bir adım daha yaklaşmak demek onlar için. madem, ömür geçiyor ve yokluğa gidiyorum, o halde bu dünyanın zevklerinden faydalabildiğim kadar faydalanmalıyım diyorlar. güçlüysem, ezer alırım, güçsüzsem, güçlenmek için her şeyi yaparım. başkalarının hakkını gaspetmiş olmak benim için bir anlam ifade etmiyor. çünki ömür bitiyor ve ben ne zaman öleceğimi bilmiyorum. azami zevki almalıyım, doymalıyım diyorlar. ve derin bir sessizlik bürüyor bedenlerini, ruhlarını sıkıyor bir şeyler yalnız kaldıklarında. çıldırıyorlar derinlerinde zihinlerinin. ve kaçıyorlar oradan uzaklaşıyorlar bilmedikleri yerlere. karanlıktan kaçıyorlar karanlığın bağrına doğru. günde beş kez okunan ezanları duymak, ömürlerinden ömür götürüyor. yatarken, tek düşünebildikleri hemen ardından gelen sabah, daha ilerisini düşünemiyorlar, düşünse göğsü daralıyor, çünki yokluğa yakın bir zamanı düşünüyorlar. deliler gibi çalışıyorum, para kazanıyorum, yiyorum, içiyorum, aşık oluyorum, kariyer yapıyorum... koskocaman bir "niçin?" sorusu. dedikleri tek şey, dünya var başka yok. yani yüzyıllardır insanlar doğdular ve öldüler, hiç bir amaçları yoktu. ellerinde bir ömür vardı ve öylece harcadılar. sonunda öldüler. ve yenileri doğdu. onlarda bir hayat yaşadılar ve öldüler. işte bu kısır döngüdür hayat onlar için.
bir arının amacı bal yapmak mıdır yoksa çiçeklerde seyahat edip durmak mı başıboş?
(bkz: götü tutuşmak deyimin cuk oturması)
bir dine mensup olanların amacını görüpte amaçsızlığa düşmüş kişilerdir belkide. Belki de denildiği gibi bal yapmak yerine seyahat etmektir sadece. Kişiden kişiye değişebilir. Bu amaçsızlığı ne savunmak birisine düşer ne de yermek birisinin hakkı olmalı.

Amına koyduğumun ülkesinde herkes tutturmuş gidiyor düşünce özgürlüğü bıdı bıdı. işine gelen yer özgürlük gelmeyen yer sen aptalsın düşünemezsin. Bir karış yazı yazılmış, iyi güzel sevaba* girilmiş milleti doğru* yola şevk etmekten. Peki hiç düşünülmüş mü deistlerinde en az kişi kadar aklı çalıştığı?
(bkz: inanmamaya inanmaktır)
o kadar da amaçsız sayılmaz aslında..
dinlilerin atıp tutamayacakları konudur.

lan, berrak! sana mı soracağız amacımızın olup olmadığını? kaldı ki dinlilerin amaçları da ortadadır. gemicikler, kayıp trilyonlar, 14 yaşında milyonluk şirketler, akıtılan mısırlar, kendi kendine af çıkartan malı ye bakanı... uzar gider.

ben, bu yaşımda "kendimi kurtarırsam, ülkeme ve ırkıma ne yararım dokunur. ne yapsam daha yararlı olurum?" diye kafa patlatıyorum. sen ne sikim yiyorsun?

sana bir, seninle aynı şeye inanlara iki!
sizene insanların dininden,inançlarından...bir insanı inanıp inanmadığı şeylerle yargılıyarak o insanı çözmek kadar saçma sapan birşey olabilir mi? evet bir amacım olmadığı için saat 6da kalkıp 1 saat ders çalışıp ardından 2-3 lokma bile yiyemeden kampuse gidiyorum her gün.* ben 4 saat aç kalıp sayılarla cebeleşirken,sen daha yeni kalkmış ve çayını demlemiş kahvaltını hazırlıyor oluyorsun büyük ihtimal.ben dersten çıkıp 15 dakikalık arada çift kaşarlı tostumu diğer amfinin yolunun tutmuşken elimde koca koca kitaplarla beraber yemeye çalışırken sende taze ekmeğini sucuklu yumurtana bandırıyorsundur..ben ağzımda berbat çift kaşarlı tostun tadını almışken,sende keyif sigaranı yakmışsındır ve "bugun şu inanmayan insanlara bir bok atayımda sinirlendireyim" diye düşünürken ben kitaplara gömülmüş vaziyette aklımda "lan bu kadar okuyorum da şu insanlara bak okumadan yazmadan nerelere gelmişler" sorusu ile içim sızlarken yine de yılmıyorum...amaçsızlık ha,sen bilmiyorsun herhalde aileler kapalı kızlarını universitelere göndermiyorlar * sen neyden bahsediyorsun arkadaş? aklımda her gün bu ülke nereye gidiyor,artık beni geçtim benim çoçuklarım bu kadar boş bir zihniyetin içinde gözlerinde cayır cayır adelet,hak,özgürlük aşkı ile etrafa bakarken ben onlara bu durumu nasıl açıklıyabilirim diye düşünüyorum hergün.çünkü biliyorum benim evlatlarım hür bir türkiye de değil yobaz bir ülkenin satılık bir evladı olarak yaşamaya mahkum ediliyorlar şuan.şuan diyorum şuan bile bunun çalışmasını yapıyor gemicikleri ile oğlunu kandıran,onu çürük raporu verip askere göndermeyen baba..

şimdi soruyorum sana anlat bana içimde ki bu amaçsızlık nedir? neden mutlu olamıyorum,neden durmadan geleceği düşünüyorum?neden bu kadar amaçssız olduğum halde niye mutlu değilim.?
dipsiz ve karanlık bir kuyu olmasıdır. hayattan bir beklentisi olmaz, nefes alan bir bitki gibi yaşarlar. amaçsızlıkları yüzünden büyük bir bunalım içinde debelenip dururlar. oysa düşünen varlıklar ''ben ne için yaşıyorum'' ''bu hayattaki amacım ne'' diye kendilerini sorgularlar.
Benim hayattan çok beklentim var. Örneğin çocuklarım olsun istiyorum ve annemin memleketi kazakistan da yaşayıp orada az da olsa bir orman-yeşillik yaratmak istiyorum. Güzel bir ülkede rahatça çatışmasız yaşamak istiyorum. Kürtçülüğün veya başka bir milliyetçiliğin olmamasını istiyorum. (türk milliyetçiliği hariç.. faşist değil çünkü) vakti gelince de ölmek istiyorum. Tanrıya inanırım. ama ona inandığım için bir bayana veya çocuğa eziyet edemem kusura bakmayın. Vicdanım el vermiyor müslümanlığın faşistliğine. Arap dini türke sökmez. bizim kanlarımızda örf adetlerimiz akıyor. onlarda da akıyor ki hala kızlara..
Çenelerine vurur.
Abuk sabuk konuşup durduk yere günaha sokarlar insanı.
Ahkaksızlıkla ona buna kulp takarak kapatılmaya çalışılan rezilliktir.
Dinsizin amacı zevk almaktan başka bir şey olamaz o da çok mantıksız. Ha dinler tutarlı ve kesin mi değil bence ama dinsizlik de çok saçma.
Din, varlığa bir amaç yükleyebilir lakin devamlılığa değil. Bu nedenle amacın dinden ayrı tutulması gerektiğine inanıyorum.
senin aksine sadece bir fazla dini inkar etmek demek değildir dinsizlik.
kendidne daha yüce bir varlığın reddidir.
yani sen kalan tüm dinleri reddedip bir dine inanırsın. bunun nedeni inanca olan ihtiyacındır.
ancak dinsiz hayatının ikamesi için buna ihtiyaç duymamaya karar vermiştir.
ayni hikayenin özü bu olamsı gerek.
ancak dinsizliğe yönelen insanların %80i reddettiği dinlerin temel dinamiklerini dahi bilmeden reddeder ve bunun büyük çoğunluğu marjinal olabilmek içindir.
hakkı ile dinsiz var mı peki?
pek sanmıyorum.
dinsizlik popülaritesinin kaynağı siyasidir. dine karşı olmayı hedefler.