bugün

dünyayı resmederek dünyayı kavramamızı sağlayandır.
çok etkili bir kodlama sistemidir. iyi kullanabilmek, kullananına büyük getiriler sağlar. hitler, dünya'nın gördüğü en büyük diktatörlerden ve kasaplardan biriydi ve yediği tüm bokları kendi halkının gözünde dili iyi kullanarak meşrulaştırıyordu. bu konuda joseph goebbels'in katkıları da unutulmaz tabii.
bugün, medyada dilin öyle kullanımlarıyla karşılaşıyoruz ki, o kanalların, kanalların haber müdürlerinin, editörlerinin, metin yazarlarının psikolojisini olduğu gibi açığa çıkarıyor. bir örnek verelim de bağlayalım.
arafat'ın ölüm yıldönümünde el fetih bir gösteri düzenliyor. hamas izin vermiyor, ama gene de çok büyük bir kalabalık toplanıyor. görüntülerden anladığım kadarıyla on binlerce kişi gösteri yaparken silahlar patlıyor. ve haberlerde şunları duyuyoruz;

*filistinliler, arafat'ın ölüm yıldönümünde bile birbirlerini öldürdü. gösteri yapan el fetihlilerin üzerine hamas ateş açtı...

öncelikle sen ateş açanın hamas olduğunu nerden biliyorsun? bu haberi hangi ajanstan aldın ve o ajans, iki tarafın da birbirini suçladığı olayla ilgili kesin bilgiye nereden ulaşmış? israil'in, hamas'ı canavar olarak gösterme politikasına sorgusuz sualsiz atlamak neyin nesidir? hamas, hakkında pek bir şey bilmesek de, terörist olabilir. eğer güvendiğimiz gazeteciler gider bu konuda kapsamlı bir araştırma yaparlarsa biz de bir fikir edinebilir, fikirlerimize şekil veririz ama neden hamas'ı israil'in gözünden görelim? 77 kanlı 1 mayıs'ın sırrı halen çözülememişken, nasıl oluyor da, çok benzer olan bu olayda failler bu kadar çabuk ortaya dökülüyor? böyle, sizi temin ederim, sabaha kadar soru sorabilirim. konuyu daha fazla dağıtmayalım. ,

dil işte bu kadar önemli bir şeydir. zaten arafat'ın ölüm yıldönümünde de biribirlerini öldüren bu pis filistinliler, k. ırak'ta izinden gitmediğimiz israil'in canavar olarak gördüğü insanlarca yönetilmekte ve her fırsatta birbirlerini öldürmektedirler. yukarıdaki cümle, tam da insanlara bunu anlatmak isteyen bir cümledir. ne zaman haber izlesem, yaşanan olayların bokluğunun yanında bu saçmalıklara da takılıyor ve bu kadar kolay etkilenebilmemizden dolayı sinirden kuduruyorum.
iletişim organı.

ama aynı dili konuşmak da yetmez anlaşmaya. çünkü sadece aynı şeyleri düşünenler ve aynı duygularda birleşenler anlaşabilir.

aynı dili konuşuyorduk
aynı kelimeleri kullanıyorduk aynı anda
ama anlayamıyorduk birbirimizi
çünkü aynı dili konuşmak bile senle beni biz yapmıyordu
biz eldik türkçe bile saramıyordu ikimizi
oysa türkçe ne kadar derindi seni de alırdı beni de içine

aynı dili konuşuyorduk
ayrı duygular vardı belli ki içimizde
sesin uzaktı gelmiyordu
sesim uzaktı gitmiyordu

farklı bir dili konuşmaya kadar verdim
sessizliğin harfleri ile alfabe yaptım kendime
sessizliğin harfleri, senden öğrenmiştim konuşmayı onlarla
belki anlaşırdık bu sefer
çünkü seni seviyordum
ve asla kaybetmeyecek kadar deliydi bu yürek

aynı dili konuşuyorduk
ayrı şehirlerde uyanıyorduk
ayrı denizler vuruyordu gözlerimize yakamozlarda
ve ben seni her düşündüğümde akdenizden sana bir martı gidiyordu
görmüyordun

gün aydınlığa vurunca içimde bir kız uyanırdı her sabah
ve o kız her sabah daha mutlu olurdu
aynı dili konuşuyorduk bu bile yeterdi
seni türkçem kadar sevmek de yeterdi

ve seni türkçe anlamak

sevmek buydu belki
dokunmadan ruhumla sevmek

aynı dili konuşuyorduk
ama anlaşmıyorduk

ben seni seviyordum yeterdi bana.

sen seviliyordun bu yetmezdi sana.

türkçe ne kadar derindi yutmuyordu aşkımı

beni sana yakınlaştırıyordu
ama ben boğuluyordum sen kaçıyordun

hepsi bu...
bir milletin "sesli bayrağı" dır.
tat almaya yarayan gereç.
dil dunyayi bize tanimlar, ne oldugunu anlatir bize.. tabii ki gunluk konusma dilinde dunyanin nasil kurgulandigi cok onemli. butun kavgalar da oradan cikiyor zaten.
insan vücudunun en güçlü olan kasına sahip organımızdır. ayrıca ısıya aşırıcı derecede dayanıklıdır. sıcağa, soğuğa. vücuttaki ısıya en dayanıklı organdır.
dünya üzerinde 3000 e yakın dil olduğu söylenmektedir. ne kadarı konuşuluyor ne kadarı unutulup gitti, araştırıp sonra söyleyeceğim.
Vücut oval, çok fazla yassılaşmış, ağız küçük ve asimetrik, gözleri sağ tarafta, gözlü taraf, kahverengi yeşil, ya da kahverengi siyah beneklerle süslü, sağ göğüs yüzgecinin ucunda siyah benek var, genellikle 20-40 metre derinliklerde, kumlu çamurlu zeminlerde yaşar.

Kışın 100 metre derinliğe iner. Üst tarafındaki göğüs yüzgecinin üstü başlangıç noktasına kadar ulaşan siyah lekelidir.

müdüt: alıntıdır..
istila eden ve kazananın tahakkümüdür. alsas loren örneği baskıcı dil erozyonuna güzel bir örnektir. sadece kazanan olmanın yetmediği günümüzde teknoloji ve bu sayede globalleşme/markalaşma süreci içerisinde zorunlu kabuller arasındaki yerini alır. en fazla hamaset konusu edilen veya atışma düzeneği parçası haline getirilen yabancı dil kullanımı şahsın yaşamı içerisindeki diğer yabancı materyaller kadar masumdur. bu mevzu, dinlenen müzikten tutun da, keyif alınan yabancı menşeili tüm nesnelere karşı kahraman filolog kesilenlerin açmazıdır. (dil'i dil darbesi şeklinde algılayanlar müstesna)

yozlaşma sadece dil üzerinden gerçekleşmez, fakat önemi de yadsınamayacak derecede büyüktür. dili almış kabul etmiş birey ardından dilin sahibinin zevklerini de hayatına dahil eder ve yeri geldiğinde-vefa gösterme çabası olsa gerek- dilimizi, türkçe'mizi koruyalım pankartı açar.(pankart hangi dilden devşirme o da merak konusu? ya da döviz)

günlük konuşma içerisinde onlarca yabancı kelime kullanan ve bu haliyle antiemperyalistliğe soyunmuş kahraman, antiemperyalizme bir eleştiride bulunacaksa diline pelesenk olmuş yabancı kelimelerden oluşan emperyalist dili tercih eder. tezler, bilimsel makaleler vd. tüm çalışmalar da emperyalist dilinde ve emperyalist/kolonyalist ülkelerde kabul görmüş saygın bir yayın organında o dille yayınlanmak zorundadır.

sonuç:
türkçe ve diğer dilleri takan yok. ve diğer zevkleri de takan yok. (kapitalizmin nimetleri elbette hoş gelecektir her antiemperyaliste. ne diyordu deniz gezmiş: "adamlar yapmış arkadaş")
(bkz: dil deger ayrimi)
Dil, şu büyülü dizge, der Jakobson. Dili anlatmak insanlık tarihini anlatmayla eşdeğerdir. Hadi biz şimdi bir insanlık tarihi yazalım seküler olsun ve yazı ilerledikçe postsekülerleşelim. Dil bir bildirişim olgusudur. Basit bir tanımlama olarak anlaşma aracıdır dil. Dünyadan maksat madem insandır; o halde insanların anlaşabilmesi için varolan birşeydir dil. Varoluşun açmazını açmak isteyen bir de dille denesin şansını. Dil nedir, nasıl ve ne zaman doğmuştur desin kendi kendine sessiz ama içinden... Paris Dil çevresi 'bana dil hakkında ne sorarsanız sorun ama kökenini sormayın' der. acizdirler evet açıklayamayacaklardır. Saussure Ademidir Dilbiliminin, ona göre bir nedensizlik vardır ortada. Seküler tavır bunu gerektirir. Haşa, Allah istedi böyle oldu diyecek hali yok bilimadamcağızının. Biz Ademe eşyanın ismini öğrettik, bir ayettir vesselam. Ama ayet dini bir söylemdir ve bilimde dinin yeri olmaz, dilde de dinin yeri yoktur gibilerinden bir isviçreli ademoğlu. Barthes, Saussure'u birçok yönden inkar etmiş bir adım daha ileriye geçememiş ve belki de geçmeye çalışırken trafik kazası geçirip ölmüştür. eco kaldı elimizde ormanlarda uyuklayan, derrida'ya, jaspers'a, wittgenstein'a birşeyler borçlu olduğumuz doğru, bir felsefe oluşturmuşlar, lakin kuantuma dayandırılacak olursa bu felsefe ancak bir halta dönüşebilir. bunu ilk ben düşünmedim. belki de ben düşündüm. olasılıklarla yaşadığımı zannediyorum. dil bir olasılık olarak vardır. aşkına varmak için en uzun yoldur dil. sükut ve sükun aşkına vardıran en kısa yol. şimdi biz ademden mi geldik maymundan mı yoksa ademe dili tanrı öğretti de o yüzden bu laf salatasını yapıyor insanoğlu ya da nedensizce oluşuverdi tüm göstergeler efendim, iki atom çarptı birbirine ayşe teyze balkondan kilimi çırparken hareket kazanmışlar rüzgarından, ondan işte efendim, bir lisan bir insan iki lisan iki insan, ya da gönüldür dil. işte bu kadar kompleks bir yapı arzeder dil. buyrun çorba içmeye, dil çorbası böyledir yüksek olasılıkla...
aynı parmak izi gibi her insanda farklı olan ize sahip organ. ayrıca kemiği yok bunun..
vücuttaki en güçlü kas dildir...
bir dilin güçlü olması için, önce o dille yapılan bilimin güçlü olması gerekmektedir. aksi taktirde Bilim olmadan, her şey gibi, dilin eksik kalacağı kaçınılmazdır.
balığı da olan tat alma organı.
oral seks'in olmazsa olmaz elemanı. dil kullanılmadan yapilan bir oral seks düsünemiyorum açikçasi. her ne kadar nadiren de olsa konuşmak için de kullanılır bu organ. parmak izi olmayan insanların kimlik tespitinde de bu organ kullanılır. her insanda farklıdır. bir de koyun dili vardır, tadı güzeldir. yemeyenlere tavsiye ederim.
problemlerin başlangıç noktası. başarılı dahi olsanız sadece dilinizle müthiş antipatik olabilirsiniz. en güncel örnek zannediyorum ki bülent uygun'dur. çoğu kişi ondan nefret etmiş ve sivasspor'un yaşadığı hezimete üzülmemiştir. keşke fatih terimleşmeseydin bülent, tutsaydın dilini, yapsaydın işini.
insanların düşündüklerini ya da duyduklarını bildirmek için kelimelerle veya işaretlerle yaptıkları anlaşmadır.
vücudun zevk noktalarından biri.
büyükada' nın batı kıyısındaki burnun adı. şarkılara konu olmuştur.

"yine bu yıl ada sensiz içime hiç sinmedi
dil'de yalnız dolaştım hep, gözyaşlarım dinmedi
ben de şaştım nasıl oldu, yüreğime inmedi
dil'de yalnız dolaştım hep, gözyaşlarım dinmedi"

(bkz: yine bu yıl ada sensiz)
bir insanın en iyi kullanması gereken şeydir dil. kafada oluşturulan düşüncelerin doğru olarak karşı tarafa iletilebilmesi için zengin bir dil bilgisine ihtiyaç vardır. iletişim çağında insanı her zaman bir kaç adım ileri götürür.
matematik dildir, dil matematiktir. matematik-dil ikilisi daima beraber gezerler, gelişirler.
tat almaya yarayan duyu organı. ayrıca konuşmamızıda sağlar.
görsel

görsel

görsel

görsel

görsel

görsel

görsel

görsel

görsel

görsel