devletin ülke ekonomisinde var olmasıdır. ülke ekonomisi içerisinde devlete ait, kurumların, fabrikaların, kuruluşların tümünün bulunduğu paydır.

türkiye'de son dönemde iktidar politikaları ile liberal bir düzen benimsenmiş gibi görünsede aslında yapılan devletin özelleştirilmesidir, daha doğrusu devletin etkisizleştirilmesidir !

türkiye'de liberal sistem değil özelleştirme ile ekonomiden çekilme, suya sabuna dokunmama, ülkeyi satma politikası uygulanmaktadır.

kimse devlet yapsın biz yiyelim demiyor ! devlet ekonomisine sahip çıksın ! fabrikasız kalkınmanın olmayacağını anlasın ! sıcak para ile ekonominin dönmeyeceğini anlasın !

devlet sosyal hayatın bir parçası olan ekonomiye hakim olamazsa, payını düşürürse geleceğini özel sermayeye emanet etmiş demektir aslında himayesinde bulunan halkın kaderini özel teşebbüse teslim etmektir.

peki türkiye'yi özelleştirme kıskacına sokan avrupa birliği ülkelerinin kendi ekonomilerindeki payları ne ?

bu ülkeler ve imf bütün kuruluşlarımızı ve fabrikalarımızı sattırırken kendilerinde durum ne ?

türkiye avrupa birliği ülkeleri arasında ekonomideki payı en az olan ülkedir !

işte oecd (ekonomik kalkınma ve işbirliği örgütü) verileri !

almanya : % 53,6

fransa : % 53,6

ingiltere : % 41,1

italya : % 48,5

ispanya : % 40,5

belçika : % 49,9

hollanda : % 47,7

avusturya : % 49

isveç : % 58,5

diğerleri !

abd : % 32,2 (belirtmekte fayda var. ekonomisi devamlı borç içinde olan bir ülkedir. borçlanma üzerine bir ekonomik yapısı vardır. son kriz fazlasıyla sarsmıştır ! )

japonya : % 39,8

şimdi bu verileri gördükten sonra bir de detaylı bir şekilde güzel ülkemiz türkiye'ye bakalım.

türkiye : % 23,9

sonuç : kalkınan, sanayi hamlelerini gerçekleştiren, vatandaşlarını huzur içerisinde yaşatan ülkelerin ekonomide ki payları ile halkı fakirleşmiş, ekonomisi imf'ye emanet, fabrikaları satılmış türkiye arasındaki farkı görmek için alim olmaya gerek yok.

devlet ekonomisine sahip çıksın ! sosyal devletin hizmet verebilmesi için ekonomisine sahip çıkması gerekir !

bir yıllık kârına bütün kurumu, fabrikayı satması değil !

not : bu yazıyı ben düşünen dimağlara yazdım.
Yıllardır zavallı 3. dünya ülkelerine azaltmaları dayatılan, kredi verirken ilk ve en önemli şart olarak öne sürülen koşuldur. illa ki liberalleşme, illa ki küçük devlet, illa ki iliğinizi kemiğinizi iyice sömürmeden valla bırakmayız politikalarıyla varlığı zaten tartışılan ekonomileri iyice içinden çıkılmaz hale getirmiş, devletin yapacağı bir kaç çaba da sıkı denetim altındaki anlaşmalarla engellenmiştir. Bugünün gelişmiş ülkelerinin kalkınma sürecinde, tabiri caizse vatandaşın elini cebine attırmadan yaptıkları devlet yatırımları, ar-ge, altyapı, sosyal güvenlik harcamaları..vs az gelişmiş ülkeler için neredeyse birer politik günah olduğundan gelişmekte olan ülkeler asla gelişmiş ülke ye dönüşmez, IMF'ye faiz ödemeye devam ederler.
gelişmiş ülkelerde bile devletin ekonomi içerisinde büyük bir paya sahip olduğunun göstergesidir.

http://www.oecd.org/docum...3_2483901_1_1_1_1,00.html

sayfada bakınız: annex table 25, general government total outlays

2008 rakamları diyor ki: euro bölgesi %46.3, abd %38.6, oecd toplamı %40.9.

sonuç o ki, -yine diyorum- gelişmiş ülkeler savundukları liberal politikaya geçtiklerinde ve başarıya ulaştıklarında, o zaman biz de en başarılı sistem piyasa sistemidir deriz,

o zamana kadar, gelişmekte olan ülkeler neoliberal politikalarla gelişmiş ülkelerce serbestleşmeye dayatılıyor ve ekonomide devletin rolü azaltılmaya çalışılıyorsa, bu adaletsizliktir.
üşenmedim world databank'a girdim ve burada ki iddiaları araştırdım. içime kurt düştü çünkü. solcu zırvası kokusu alınca 6 sene sonra bile olsa gelir bulur, yakanıza yapışırım.

şimdi başlıkta geçen "devletin ekonomi içindeki payı" lafının ingilizce meali şudur;
General government final consumption expenditure (% of GDP), bilmiyorsanız çevireyim (kelime kelime)
genel hükümet nihai tüketim harcaması (GSYIH'de %).

bi eleman gelmiş general government total outlays demiş, utanmamış sayfa numarası dahi vermiş. evladım, outlays yapılan ödemeler demektir. bu devletin hiç mi geliri yok. vergi diye bir şey duymadınız mı siz?

neyse, 2013 yılı için rakamlar şu şekilde sayın yazarlar. arada eksik ülke falan da vardır belki ama bir çırpıda gördüklerimi ekledim.

Australia.............17,7
Austria................19,8
Belgium...............24,4
France................24,1
Germany.............19,3
Greece................20,0
Israel..................22,5
Italy...................19,4
Japan.................20,6
Netherlands........26,3
Norway...............21,9
Spain..................19,5
Sweden..............26,2
Switzerland........11,0
Turkey................15,1
United Kingdom...20,2
United States......15,2

değerler yüzdelik bu arada. gözünüze isviçre çarptı mı? güzel. hadi gidin kumda oynayın.
tüm gücüyle hissettiğimiz paydır. ağır vergiler, serbest piyasaya müdahalelerle bunu görüyoruz.

devletin ekonomiyi bu kadar sıkboğaz etmesi yetmiyormuş gibi 1970 lerin sosyal demokrat kafasındaki adamlar çıkıp "devlet fabrika açmıyor" vs demeye başladı.

devletin hantal yapısı, kaynak kullanımında tam bir fiyaskoya sebep oluyor. özel sektör kar amacı güttüğünden, kaynak kullanımını daha verimli hale getiriyor. gelişmiş toplumlar bu sorunu gördü ve ekonomilerini bu şekilde yapılandırdı. bizde ise devlet baba geleneği o kadar işlemiş ki damarlarımıza, liberal politikalar uygulanmaya kalksa bile kısa süreli oluyor ve tekrar devlet şunu yapsıncı, fabrika açsıncı kafaya geri dönüyoruz.