bugün

cemaat akp çatışması'na bir örnek.
devlet bizi öğretmen yapsın nidalarının yükseleceği aşikardır.

zaten dershanelerden güzel para alamamaya başlayınca hepsi devlete yüklenmeye başlamıştı, şimdi ortalık öğretmen adayı eyleminden geçilmez.
devletin ulan yeni okul açıp masraf yapacağıma dersaneler okul olsun, ben de zaten dersanelere giden bu parayı yeni açılacak özel okullara hizmet alımı olarak kanalize edeyim şeklindeki mantığıdır. iyi düşünmüş çakallar*
hükümetin yeni bir kaş yapayım derken göz çıkarma vakasıdır. zira dersanecilik sektöründe binlerce insan istihdam edilmiş ve çalışmaktadır. tut ki kapattın öğrenciye iyilik yapmak maksadı ile o kadar öğretmeni kamuda istihdam edebilecek kapasiten ve kadron var mı? bu insanlar devlet kapısına yığılmaya başladıklarında ne olacak peki. bunun yerine acaba mevcut eğitim sisteminde yapılacak düzenlemelerle dersaneye ihtiyac olmayan bir sistem daha mantık olmaz mıydı acaba.
Çok düşündük bu kez dershaneleri kesin kapatacağız... Peki nasıl? Haaa bak onu hiç düşünmedik...
AKP iktidarının devletin birincil görevlerinden biri olan eğitime bütçe ayırma zorunluluğundan kurtulmak, bunu en düşük seviyeye indirmek için giriştiği oyunun genel adı. Şimdi durup dururken özel okulların sayısını artırmak mümkün değil. Çok zeki iktidar ortaya "öğrenciler bunalıyor" "test cenderesi" gibi içi boş, açıkça paravan göreviyle ortaya atılmış iddialarla çıkıyor. Böylece devletin üzerindeki eğitim harcamalarını aza indirmek amaçlanıyor.

Buradan söylüyoruz. AKP iktidarının insanların eğitimini, cebini falan düşündüğü yoktur. Bunlar masaldır. Özel okul sayısını arttırarak mı insanları ekonomik olarak rahatlatacaksınız? AKP iktidarı merkezi sınavı baltalayarak, insanların fırsat eşitliğini ortadan kaldırmaya, zenginlerin hakimiyetine dayalı bir sosyal yaşamın, eğitim sektörünün önünü açmaya çalışmaktadır.

Gelelim diğer meseleye. Özel dershanelerde istihdam edilen sayısı yüz binleri bulan büyük kitleyi ne yapacaksınız? Sağda solda saçma sapan açıklamalar yapıp insanları tedirgin ediyorsunuz. Böyle bir şeyi uygulamaya koyduğunuz takdirde, çalışan kesim için ne düşünüyorsunuz? Cevap verelim: Koca bir hiç. Cevap yok. Sayın bakan sormadan edemeyeceğim. Siz Allah aşkına ne yapmaya çalışıyorsunuz?

Bu mesele biraz fazla uzadı ve biraz kaygan bir zemine sahip. iktidarın bakanı bundan öncekinde olduğu gibi eksik, muğlak açıklamlarla insanları tedirgin etmektedir. Bu işin sonu insan hakları mahkemesine kadar gider sayın iktidar mensupları. Öğrencileri, öğretmenleri, velileri, kurum sahiplerini, dolayısıyla arz ve talebin bütün unsurlarını mağdur ediyorsunuz. Bu da insan haklarına aykırıdır. Son süreçte de görülmüştürki insanlar 2013 Türkiye'sinde haklarını ararlar.

Belirsizliklerle dolu dilinizi, ben yaptım oldu anlayışını, toptan her şeyi bozup ortalığı yamalı bohçaya çevirme huyunuzu bir kenara bırakın. Bu davranış biçimleri insanlara zarar veriyor. Siz devlete kaynak yaratacaksınız, eğitime ayrılan bütçeyi başka alanlara - bu alanların ne olduğu da belirsizdir - aktaracaksınız diye insanları süründürmeye, tedirgin etmeye hakkınız yok.
Eğer gerçekleşirse hükümet cemaate büyük bir darbea vurmuş olacak. Yine de son dakikada vazgeçilme ihtimali mevcuttur.
Eğer gerçekleşirse hükümet cemaate büyük bir darbea vurmuş olacak. Yine de son dakikada vazgeçilme ihtimali mevcuttur.
gerçekleşmesi durumunda türkiyedeki ciddi eğitim açığını daha da fazla ortaya çıkaracak olan durumdur. açık konuşuyorum, şu anki sistem öğrencileri üniversiteye hazırlamıyor. sadece ve sadece üniversiteye öğrenci seçiyor ve bu seçim adil bir şekilde işlemiyor. mesela hukuk isteyen ve bu konuda yetenekli olan bir öğrenciyi, ya da mimar olmak isteyen ve bu konuda yetenekli olan bir öğrenciyi ayırt edip onu diğerlerinden avantajlı duruma getirebilecek hemen hemen hiç bir soru sorulmuyor öğrencilere. zaten bu şekilde bir eğitim de verilmiyor liselerde. bu sefer de bir bakıyoruz ki tıp fakülteleri tıp okumak istemeyenlerle, mimarlık bölümleri bu konuda hiç yeteneği olmayan adamlarla, idari bilimler fakülteleri yatmaya gelmiş sığırlarla doluyor. bir çok kişi, işletme, iktisat, ekonometri gibi bölümlere gidiyor ama lise hayatları boyunca ekonomiyle ilgili tek bir ders bile almamışlar. hiç bir şey bilmiyorlar. peki bu adam nasıl karar verecek o bölümü sevip sevmediğine?

işte böylesine saçma salak bir sistemde adeta açık kapatan kurumlardı dershaneler. maalesef durum budur. her fırsatta ailelerin cep külfetinden dem vuranlar eğitim kalitesini artıracak en ufak bir girişimde bile bulunmadılar. açık ve net söylüyorum, liselerimiz sığır bir nesil yetiştiriyor. gençler de bunun farkında ve bu durumdan rahatsızlar. dershaneler "hocam bize lisede bu konuları göstermediler ki" diyen öğrencilerden geçilmiyor. ösym desen yaptığı sınavlarla tam anlamıyla çuvallıyor. sadece skandallardan bahsetmiyorum. daha önemli bir şey var: ösym son dönemde bilgi ağırlıklı sınavlar yapmaya başladı. bunun avantajı, çalışanın (bizim tabirimizle hak edenin) kazanmasını sağlaması. ama gel gelelim bu öğrenciler üniversite hayatlarında hiç bir (rakamla 0) işlerine yaramayacak bilgileri öğreniyorlar ve üstelik o bilgiler de bilimsel değil. çoğu uyduruk, bilimsel ölçütlere göre ele alırsanız saçmalık olan bilgiler. boğaziçi, itü, odtü, bilkent, hacettepe gibi okulların hepsinde bulundum. hepsinde de hocaların ve mezun olmak üzere olan öğrencilerin ortak tespitlerinden birisi şu: "öğrenci kalitesi gitgide düşüyor." bunun iki sebebi var; birincisi milli eğitim sistemimiz kaliteli öğrenci yetiştirmeye programlı değil. hazır bilgiyi ezberletmeyi esas alan bir sistem var, ikincisi sınav sistemimiz de kaliteli öğrenciyi seçmeye programlı değil.

dershaneler kapatılırsa ne olur? ilk senelerde belki olumlu karşılanabilir. okul eğitimine ağırlık da verilebilir. fakat çok geçmeden görülecektir ki özel okullar bu konuda avantajlı konuma gelecektir. iyi puan yapamadığı için düz liselere gidenlerle iyi puan yapamadığı halde özel liselere gidenler arasında uçurumlar oluşacaktır. bu da eğitimde fırsat eşitliğinin köküne kibrit suyu dökmektir.
kapandığı filan yoktur. özel eğitim kurumlarına dönüştürüleceklerdir.

(bkz: eğitimde özelleştirme)
Cemaatten alinan bilgiye gore fetullah gulen cemaatinin en cok i$ine gelecek olan durum. Evlerini dersane olarak kullanacaklar salaklar. Uyanin. Insanlar artik onlara daha fazla muhtac olacak ve durumu iyi olmayan ama ba$arili ogrencileri devlet kademesine egitip yerle$tirmeye devam ederek agi oldugunca siki tutacaklar ve buna da $uan hazirlar. I$ kaygilari da yok cemaatci dersane hocalarinin.
An itibarıyle Entivide(artık ona da saygımız kalmadı ama) tartışmasının döndüğünü gördüğüm, s.ke bile sarmadığım mevzu. Ulan şerefsizler, zamanında siz mecbur ettiniz dersanelere, şimdi gelmiş akepe yine bir devrim yapıyor işte dersaneleri kaldırıyor ayakları. Millet de alkışlıyo, canım hükümet mis hükümet. Bir eğitimci adayı olarak yeminle gına geldi eğitim politikasının saniye başı değiştirilmesinden.
Çok isabetli bir karardır. Parası olan da olmayan da eşit haklara sahip bir şekilde okuyabilmeli. Buradan sağlanan ekonomik fayda ile okullar geliştirilmeli, eğitim olanakları arttırılmalıdır.
eğer ki dershaneler okullara açılmak sureti ile kapanıyorsa artan okul sayısı ile birlikte çalıştırılan öğretmen sayısı da artacaktır mecburen! burası önemli. mesela dershanelerde çalışma imkanı bulamayan müzik, resim, ahlak, iş teknik vb. gibi alan öğretmenlerine iş sahası açılacak.
öğretmenlerin haftada 30 saati aşmayacak olmasını da bir düşünelim. iki üç okul kapasitesini 2 günde kucaklayabilen dershaneler bunu mevcut kadroyla yapabilecekler mi? çalıştırmayı iyi bilen dershaneler paraya gelince "uştu uştu" oynayabilecekler mi?

öğretmenler açısından bakalım;

mesela canı sıkılan öğretmen milli eğitimden ayrılır geçer özele. bir müddet orada tıngırdar. özelden sıkılır "kafa dinlemeye" MEB'e geçer. oradan oraya keklik gibi seker, manevra alanı bulur. kendini geliştirdikçe peşinde koşanı artar. peşinde koşanı arttıkça kendini geliştirir, kapris yapacak blöf yapacak duruma bile gelir. düşünün bir öğretmenler! sadece size gıkını çıkaramayan masumlara yapmayacaksınız kaprisleri, çılgınlıkları, manyaklıkları...

- açılın şapşallar açılın kontes iniz geldi. hişşşt ses istemiyorum dedim kes sesini ay ne kadar salaksınız! gibi bir halde iken (devlette)

- düşünün değerli arkadaşlarım, bu pi sayısının içinde tüm hayatımızın rakamları, sayıları, dolap şifremiz, ayak parmak sayımız, babanızın müdüre, benim röfleye ödediğim miktar hepsi var. düşünün bir! gibi bir hale dönüşeceksiniz (özelde).

öğretmen sevmezler açısından bakalım;

öğrencisini (müşterisini) kırdığında en ufak incittiğinde tüm bu kazanımlarını müdür odasında kaybedebilecek bir öğretmen düşünün ey öğretmen sevmezler! veli toplantısına gidemezken bir telefonla ayar verecek, para veriyoruz ulan para! nidalarıyla öğretmenler odasını basacaksınız. devlette sizin çocuk salak iması ile yıllar geçerken özelde arkanızda koşturan müdür muavinini şunları söyler bulacaksınız kendinizi ey orta sınıf!

- lütfen biraz daha sabredin beyefendi. çocuğunuzdaki değişimi göreceksiniz sadece biraz sabır, lütfen. her çocuk özeldir!

genel bir bakış atalım;

başlasın topyekun yalakalık. uçuşsun riyalar.
Yıllardır söylenen bir yalandır. Kapatılsa bile etüd merkezi olarak acilacaktir.
Dershanelerin kapatılması bir sorunu çözmeyecektir. Düzgün bir eğitim sistemi olmadan kapatsanda yerine başka isimde aynı işlevi görecek başka kurumlar dolduracaktır. Sonuç olarak boş beleş insanlar yine meb'in okullarından mezun olup bu kurumların kapılarında domalarak birşeyler yapmaya çalışacaktır. Giren çıkan aynı olacaktır. Pozisyon farklı olur oda ayrı bir zevk tabi ki.
işin özü dershaneleriyle eğitimde büyük bir paya sahip olan cemaate gözdağı vermek. yoksa halkı düşünselerdi yıllar önce kapatırlar ya da dönüştürürlerdi.
hep aynı hikayedir. olmayacak olaydır. kapatamazlar kapatsalar da adı değişir dershane olur etüt merkezi ki zaten var özel eğim merkezi olur bir şey olur ama bu sınav sistemi varken bu kadar adam bu işten ekmek yerken kapatamazlar. evet.
cemaatin büyük bir gelirinin kaybına neden olur.
feto'yu anlaşma masasına oturtma kozudur. kapatılmayacaktır.
zengin için değişmeyecek durumdur,hiçbir zaman mağdur olmazlar. olan imkanı olmayana olacak. öyle çocuklar tanıyorum ki ekonomik durumları yok fakat sırf başarısından ve aldığı derecelerden dolayı dershaneye ücretsiz kayıt olan. fakat bu durumda fırsat eşitliği azalacak, öğrenciler arasındaki uçurum daha da artacaktır. hadi onu geçtim dershane öğretmenlerinin istihdamı ne olacak? asıl sorunlardan biri de budur.
her sene gündeme gelen fakat kesinlikle olamayacak durumdur.feto engeller.
iki üç senede bir dillere dolanan durumdur ve bu sene onlardan biridir. dershaneler hariç herkes bu durumu konuşur fakat yetkili kimseden bir açıklama gelmez fakir fukara da dershaneler kapanacakmış diye diye kendini yıpratır yahu sana ne dershane sahibi değilsin ki o yüzden bırak dershaneleri olanlar düşünsün ki zaten onlar takılmaz böyle şeylere elbet yeni bir kazanç kapısı bulurlar.
pırttır. meb'in sazan.avi'dır.
Dogrudur, meb aciklama yapti, gelecek seneden itibaren donusturulecek.