bugün

Dr. Robin Cook ' un "medical thriller" olarak sınıflandırılan kitabı.

Not: "Medical Thriller" ı türkçe ye tam çeviremediğimden dolayı özür dilerim
en bir güzel kadın oyuncuları bünyesinde barındıran 2011 vizyon tarihli steven soderbergh filmi.

http://www.imdb.com/title/tt1598778/
oyuncu kadrosunda matt damon, marion cotillard, kate winslet, gwyneth paltrow, jude law, laurence fishburne ve bryan cranston gibi dev isimleri barındıran aksiyon/bilim kurgu/gerilim filmi. ilk fragmanı yayınlanmıştır.

http://www.imdb.com/video/imdb/vi3924270105/
imdb sayfasında türkiye gösterim tarihi belirtilmeyen film.

o zaman bir kez foruma düşmesine bakar.

emeğe saygıyı gösteriverirler hemen...
Ünlü oyuncularını çıkarırsanız B Filmi ile karşılaşacağınızı düşündüğüm film.
türkçesi salgın olan imdb puanı 7 bir film,kadrosu çok iyi ama konusu için aynı şeyi söylemek zor.
kate winslet'in oyunculuğuyla büyülediği filmdir. diğer önemli isimleri de unutmamak gerekir. filmin mesajı ise insanlığın yeryüzüne ne kadar küçük geldiğini çarpar insanın yüzüne. ufacık, tefecikmişiz ve hiç bir anlamımız yokmuş aslında, acizmişiz, savunmasızmışız!
fena halde bayık film. zaten dökümanter tarzında bir filmden de fazlasını beklememek gerek.
beni sinemada uyutabilen nadir filmlerden. ama uyumak için gitmemiştim ki ben sinemaya.
gercekci güzel bir filmdir. Gerçekçi olmasından ötürü insanlar sıkılabilir. Public Enemy gibi güzel bir yapımda da sıkılmıştı aynı insanlar. bununla beraber internet medyası olayını gerçek mi değil mi diye sonuca bağlamamaları da güzel olmuş. sonuçta hiçbir şekilde ilaç şirketlerinden yetkililer veya doğrudan doğruya gizli bilgilere erişecek devlet yetkilileri üzerinden film gitmediği için internet medyasının iddialarının doğruluğu veya yanlışlığı bilinmiyor.

filmin gerçekçiliğine yeniden dönersek eğer ulan şu filmi zombi filmleriyle veya garip garip olmayacak kıyamet filmleriyle eşleştirip izleyenler ve tatmin olmayanlar da varmış. bunu diyenler soderberg'in çok güzel bir yapıtı olan CHe'de "büyük çatışma sahnesi yoktu abi" diye viyaklayanlar ve aynı zamanda levent semercinin yapıtı olan Nefes'te " bu ne lan bütün film karakolda geçti iki el silah atıldı" geyiği yapan mallardır. Ha filmi tatmin edici bulmazsın, daha gerçekçi bir şekilde salgın yansıtılabilirdi, işte bilmem kimin rolü sırıtmış bilmem ne bilmem ne diye eleştirirsin de 28 days laterla karşılaştırmak ne lan?

bu arada şu dokümenter sözcüğünü çıkartanın allah belasını versin, Türkçesi varken...
büyük ihtimalle gelmiş geçmiş en gerçekçi salgın filmidir.

ekşın yok, birbiri için fedakarlık eden saçma sapan sevgililer yok.

olsa olsa böyle olurdu kitlesel bir salgın sanırım.

salgını anlatmış işte, salgın içindeki gerçek hayatları değil.

hayvan gibi ünlü var kadroda, bir tanede tanınmamış oyuncu yok.

--spoiler--
lawrance fishburne çok başarılıydı, herifin varlığı yetiyor.

kate winslet döktürmüş, ama öleceği belliydi.

jude law çok egzantrik bir karakterdi.
--spoiler--

edit: hah aferim eksile arkadaşım.
" o kadar oyuncuyla bunu mu çektiniz" dedirten filmdir. belgesel mi izledik, film mi anlamadık arkadaş.
birbirinden yetenekli oyuncuları topu topu 5er dakika görebildiğiniz film.
kadro olarak iyi, konu olarak tırt film. olay örgüsü ilk başlarda dikkati çekiyor fakat kate winslet*in karakteri öldükten sonra olaylar patır kütür gidiyor ve yukarıda da belirtildiği gibi "izle ve unut" biçimine dönüşüyor*. şayet sonlara doğru daha sağlam bir kurgu & senaryo olsaydı bir başyapıt olabilecek filmdir.
sadece oyuncuların ismiyle bir şeyler yapmaya çalışan film. konu olarak, yapım olarak son derece tırt. 28 days later çok daha iyidir bu tarz filmler arasında. izlemeyin.
hakettiği ilgiyi göremeyen, aksine yerin dibine sokulan güzel filmlerden. bu yönden district 9'a benziyor bence.
insanlar abartılı duygular ve uç konular görmeye alıştığı için, izleyeceği filmin işleniş tarzının farklı olması itici geliyor izleyiciye.

gayet güzel bir filmdir. mükemmel kadrosu, gerçekçi hikayesi ve işleyişiyle gayet güzel zaman geçirmenize sebep olabilecek bir film.
ama aksiyon ve vurucu sahneler bekliyorsanız hiç bulaşmayın.
bu kadar ünlü oyuncuya rağmen neden duyulmuş bir film olmadığını seyredince anladığımız maalesef tırt film.
Scott Z. Burns' un yazdığı ve Steven Soderbergh' in yönettiği salgın bir hastalığı konu edinmiş film.

Bilim kurgu, gerilim, drama ve kaos türündeki film.

Gerçi fikrimce film bütün bu türlerden çok belgesel tadındadır.

Oyuncu kadrosu olarak kalite barındıran bir film. ilk adımda saymak gerekirse; Matt Damon ( Mitch Emhoff ), Laurence Fishburne ( Dr. Ellis Cheever ), Kate Winslet ( Dr. Erin Mears ), Gwyneth Paltrow ( Beth Emhoff ), Marion Cotillard ( Dr. Leonora Orantes ), Bryan Cranston ( Lyle Haggerty ) ve Elliott Gould ( Dr. Ian Sussman ) filmde yer alan kalitesini daha önceden kanıtlamış oyuncular.

Özellikle söz etmek gerekirse Matt Damon ve Kate Winslet' in performansları gerçekten çok başarılı. Bunun dışında; Jennifer Ehle ( Dr. Ally Hextall )' da çok iyi bir performans sergilemiş.

Film, daha önce hiç bir şekilde görülmemiş bir virüsün, bi kadın tarafından orta doğu seyahatinin sonunda Amerika' ya gelmesiyle belli başlı şehirlere yayılmasını anlatıyor. Hızla yayılan virüsün çıkarmış olduğu siyasal ve medyasal sorunların gündeme gelerek devam ettiği filmin ilerleyen bölümlerinde halkın ayaklanması sonucu çıkan kaosu ve olayın içerisinde yer alan güçlü kişilerin, herkesin bilmemesi gereken bilgileri ve herkesin ulaşamayacağı yetkileri nasıl kullandıklarını anlatmaya devam ediyor.

Film son derece gerçekçi hazırlanmış senaryosuyla, tam olarak bir ana karakteri bulundurmamakla birlikte, 6 farklı karakterin bir olay çerçevesince aynı gibi gözüken fakat farklı hikayelerini anlatıyor.

Taşıdığı belgesellik havasıyla, oyuncu kadrosunun büyük oluşuyla ve seke seke giden senaryosuyla sinemasevere beklediği etkiyi yaşatmayışı söz konusu.
Fakat daha öncede gördüğümüz virüsün bulaşması konulu filmlerden çok büyük bi artısı olarak; her şey çok gerçekçi olarak tasarlanmış. Aşı bulma ve bunu kullanabilme sürecinin alt dallarla anlatılışı gerçekte olabilecek kadar güzel bi şekilde gözler önüne getiriliyor.

Yinede fikrimce; konunun gerçekçiliği bakımından verilen detayları düşünürsek eğer, film değil de 6 farklı hikayeden kaynaklı olarak 6 bölümlük bir televizyon dizisi olarak çekilseymiş eğer daha başarılı bi anlatım ve daha güzel bir konu bütünlüğü sağlanabilirmiş. ( ki yönetmenimiz günümüzde film sektörünü bırakmaya karar vermiş ve dizi çekimleriyle ilgilenmeyi hedeflemiş birisidir. )

Tavsiye edilebilirlik derecesi; 4/10

--- spoiler ---

Soberbergh' in kendine has sinemasının meyvelerini taşıyan film için çekim sekansları ve görsellik bakımından konuşmak gerekirse;

- 07:20 ve 07:25 süresi aralığında, üvey baba ile oğlunun okul kapısından çıkış sahnesinde, tam kapıdan çıkarlarken kameranın sabit bi biçimde ayarlanmış olmasına rağmen küçük bir titreme yaşamış olmasını tamamen bir görüntü kirliliği olarak görüyorum.

- Planların çoğunluğu, çok kısa zaman aralıklarına ve hızlı ilerlemeye dair tasarlanmış.

-Konuşma sahnelerinin neredeyse hepsi alt açıyla çekilmiş.

-Yer yer gözlemlediğimiz gizli kamera açıları ve olağan dışında olan açılar diye tarif edebileceğimiz açılar ( Örneğin; arabanın içinde telefonla konuşan adamı ön camdan içerisi görülecek şekilde değilde arka koltukta oturuyormuşuz gibi arabanın aynasından görmemiz. ) filme güzel bi hava katmış.

- Yine Soberbergh ve yine olağan dışı ve alışılmadık sahne renklendirmesini de görebiliyoruz bazı bazı.

--- spoiler ---
görsel
bu kadroyu bu filmi çekmeye nasıl ikna etmişler merak ediyorum. belgesel mi film mi belli değil. fazla gerçekçi. olmamış. sırf oynayanlar için bile izlemeye değmez.
şu günlerde tekrar izlenebilirliği artmış sıkı bir salgın filmi.
günümüzü baz alaraktan bir kara dejavu filmi diyebiliriz.
kadrosu da gayet muazzamdır öneririm.
contagion filmi: 2011.

filmin sonundaki virüsün ortaya çıkıp yayılışı tüyler ürpertici.

gün:1, salgının yayılması.

1)insanlar doğaya zarar veriyor.
2)virüs taşıyan yarasadan virüs domuza geçiyor.
3)virüslü domuzla işlem yapan çinli aşçıya virüs bulaşıyor.
4)çinli aşçı ile amerikalı kadının tokalaşması ile virüs pendemik hale geliyor.

izleyelim;
https://streamable.com/ef8se

ayrıca ek olarak;
(bkz: contagion filmindeki salgın haritası ve türkiye/#42998407)
kadınla tokalaşmasa olmazmış.
lmao
Enteresan bir tevaffukla dün izlediğim filmdir.
Filmden sonuç olarak ne anlıyoruz? Sen gidip şikagolarda elin herifiyle kocanı aldatır gazinolarda gezinirsen belanı bulursun.

Bu arada virüsün yayılmasına sebep olan davranışları ve olayları
(Otobüs tutamaçlarına tutunmak, dokunulan objeyi herkesin ulaşabildiği yerlere koymak, hastayla fiziki temasa geçmek vs anları) farklı bir kamera açısıyla seyirciye göz kırparcasına yansıtmaları güzel bir ayrıntı olmuş.
film esnasında bahsi geçen "suratına dokunma jonathan" tarzındaki uyarılar da hiç şüphesiz sadece jonathan'a değildi.

Aktörler kaliteli. Konusu manidar, yansıtma biçimi de gerçekçi. izleyin izlettirin.
güncel Önemli Başlıklar