bugün

Hz. Peygamber sallallahu aleyhi veselleme Cebrail aleyhisselamın vahiy ile getirdiği ve "Zırhını çıkar bunu oku dediği" gayet yüksek ve çok kıymettar bir münacât-ı Peygamberiyedir ki: Zeynel Abidin radyallahü anhü' dan rivayet edilmiştir
Cevşen, Farsça kökenli bir kelime olup, "bir tür zırh, savaş elbisesi" manasına gelmektedir. Terim manası Şii kaynaklarında Ehl-i Beyt tarikiyle Hz. Peygambere isnat edilip, Cevşen-i Kebir ve Cevşen-i Sagir olarak bilinen, metinleri birbirinden farklı iki duâyı ifade eder. Ancak Cevşen-i Kebir daha meşhurdur ve "Cevşen" denilince ilk akla gelen Cevşen-i Kebir'dir. Cevşen-i Kebir Musa el-Kazım-Cafer es-Sadık-Muhammed el-Bakır-Zeynelabidin-Hz. Hüseyin ve Hz. Ali tarikiyle Hz. Peygamber'e isnat edilir.

Kelime manası zırh olan Cevşen, her şeyden önce bir duâdır. Bu duâ Hz. Peygamberden günümüze kadar ulaşmıştır. Bu özelliği ona, özel bir anlam katar: duâ-i Nebevi. Cevşen'in hangi amaç ve maksatla okunması gerektiği hakkında bazı tespitler yapabilmek için, öncelikle duânın ne manaya geldiği, insanın niçin duâya ihtiyacı olduğu ve insana, "duânız olmasaydı ne ehemmiyetiniz vardı" (Furkan Suresi; 77.) denilmesindeki sırrı belirlemek gerekmektedir. Ayrıca bu duânın sahibi olan Resul-i Ekrem'in (asm.) ubudiyet yönü hakkında bazı noktaların aydınlatılması gerekmektedir. Zira Cevşen, münacaat olması dolayısıyla Resulullah'ın ubudiyet yönüyle daha ziyade alakadardır.
okunması ve taşınması durumunda zırh hükmünde olan resulullah'a uhud savaşından önce indirildiği söylenen kitap.
Cevşen olarak bilinen dua Allahın isim ve sıfatlarından on tanesini ihtiva eden 100 bölümden oluşan bir duadır. Allah;a ait 250 isim ile 750 sıfat ve münacatı kapsar. *

Asrı saadet döneminde cereyan eden savaşların birinde, muharebenin kızıştığı ve üzerindeki zırhın kendisini fazlasıyla sıktığı bir sırada Hz. Peygamber ellerini açarak Allaha dua etmiş, bunun üzerine gök kapıları açılarak Cebrail gelmiş ve Ey Muhammed Rabbin sana selam ediyor ve üzerindeki zırhı çıkarıp bu duayı okumanı istiyor. Bu dua hem sana hem de ümmetine zırhtan daha sağlam bir emniyet sağlayacaktır Bununla birlikte Cebrailin Hz. Peygambere daha geniş bilgi verdiği rivayet edilir. Buna göre Allah (c.c.) cevşen'i, Dünyayı yaratmadan 50.000 yıl önce arşın direkleri üzerine yazmıştır. Bu duayı okuyan ve yazılı olarak üzerinde bulunduran kimse dünya da her türlü beladan, afet, hastalık, yangın ve soygundan korunduğu gibi Allah ile arasında perde kalmaz ve bütün istekleri yerine getirilir. Cevşeni Kebir ile Allah;a münacatta bulunan kimseye Bedir şehitleri derecesinde 900.000 şehit sevabı verilir. Bu duayı üzerine yazan mümin ise azap görmez ve onu okuyan 4 semavi kitabı okumuş gibi olur. Her harfi için cennette iki ev ile iki zevce verilir. Ayrıca insanlardan ve cinlerden olan bütün müminlerinki kadar sevap kazanır. Asla cehenneme girmez. Ayrıca Cebrail (a.s.) Hz. Peygamberden (s.a.v.) bu duayı kafirlere öğretmemesini, sadece mü'min ve takva sahibi kişilere talim etmesini istemiştir.
gümüş kaplamalar halinde boyuna asılan kolye.
takıldığı takdirde insanda psikolojik olarak bir güven duygusu yaratan kolye.
hüseyin hatemi'nin ifadesiyle "eşsiz bir dua"dır.
yeni asya gazetesinden h.hüseyin kemal'in hatemi ile röportajı:

--spoiler--
Prof. Dr. Hüseyin Hatemi: Cevşen, ilâhî aşk yolunda ilerlemek, tevhidi ve Allah'ın sıfatlarını düşünmek, üzerinde zikretmek bakımından eşsiz değerde bir duâdır."

** Cevşen-i Kebirin islâm kültüründeki yeri nedir?

Cevşen-i Kebîr diye adlandırılan duâ, bildiğiniz gibi Hz. Hüseyin'in oğlu imam Zeyne'l-Âbidîn'den, Ehl-i Beyt imamlarının dördüncüsünden rivayet edilen, ama esasında Resûl-i Ekrem'e bir nevî Kur'ân vahyi dışında ilham edildiği kabul edilen çok önemli bir duâdır.

Cevşen, ilâhî aşk yolunda ilerlemek, tevhidi ve Allah'ın sıfatlarını düşünmek, üzerinde zikretmek bakımından eşsiz değerde bir duâdır. Cevşenin metninin mümkün olduğu kadar ilâveler yapmaksızın, eski kitaplarda olduğu gibi nakledilmesi islâma büyük hizmettir. Bu ilâhî aşk ve tevhid yolunda ilerlemek isteyenlere hizmettir. Onun için bu tür teşebbüsleri hayırlı buluyorum.

** Peki Cevşeni okumak insanlara başka neler kazandırabilir?

Cevşen'i sadece üzerinde taşımaktansa hem üzerinde taşımak, hem de metnini sık sık okumak iyi olur. Fırsat buldukça sabah namazından sonra, yatmadan önce okumak insanın terakkîsine hizmet eder. Bunu yaparsak, unutmazsak -ben kendim için de ikazda bulunuyorum- manevî faydası büyük olur.

** Kitabî olarak okuduğumuz Cevşen boynumuzda taşıdığımız Cevşen'le aynı, değil mi?

Aynı Cevşen, ama boynumuzda taşıdığımız okunabilecek boyutlarda değil. Cevşeni boynumuzda taşıyalım, bize bir güç verir. Çünkü Cevşen taşımakla muska taşımıyoruz. Muskanın aslı nüshadır, ancak halk dilinde muska şekline girmiş. Muska deyince insanların aklına içinde bazı rakamlar, acayip şekiller olan, bazen Kur'ân-ı Kerim âyeti bile olmayan, bir cin ismi, gene esasa dayanmayan melek isimleriyle dolu büyüyle ilgili bir metin gelmektedir. Allah'tan başkasından yardım istemeye, Allah!tan başkasına sığınmaya, cinlerle işbirliği yapmaya dayanan bir muskayı taşımak şirktir. Ama Cevşen-i Kebîr'in metninde böyle birşey yoktur. Cevşen-i Kebîr tamamen tevhid dersidir, ilâhî aşk yolcularının zikridir. Onun için üzerinde taşımak bazı gerçekleri hatırlatması bakımından da faydalıdır. O kişiyi meleklerin koruması da umulur.

** Cevşen'i okumaktaki amaç nedir?

Aşk ile okuyup benimsemek, özümsemek tabi asıl amaçtır.

** Cevşen'i kabul etmeyen kesimler de var mı?

Cevşen'i kabul etmeyen iki grup var, ancak bunlar tamamen birbirinden bağımsız değil. Birisi, Vehhabi mezhebi. Bunlar insanın üzerinde birşey taşımasına kesinlikle karşılar. Ama onlara göre bunun nazar boncuğu olması, muska olması, Cevşen olmasının arasında bir fark yok. Bir de bizim başka tür muskaları taşıyabilen ama Cevşene karşı çıkan kesim var. Vehhabiler Ehl-i Beyt sevgisinde bir arpa boyu yol almalarına rağmen bu kesim Ehl-i Beytten rivayet edilenlere tepki gösteriyorlar. imam Zeyne'l-Âbidîn'den rivayet ediliyor denilince burada bir Şiilik propagandası var diyorlar.

Ancak merhum Bediüzzaman hep Ehl-i Beyt'ten bahsediyordu. Benim feyzim imam-ı Ali'dendir diyordu. Bediüzzaman'da önyargılar, kuşkular, sevgisizlikler yoktur. Ehl-i Beyt bağlıları duâ kitaplarında Cevşene yer verirlerdi. Demek ki Bediüzzaman'ın doğduğu köyde, Kadirî tarikatı mensupları arasında Ehl-i Beyt sevgisi devam ettiği için Cevşen okunuyordu, ama Türkiye'nin belli yerlerinde bilinmeyen bir duâ idi. Bediüzzaman'ın "Başkası olmasaydı bu yetişirdi" denecek büyük hizmetlerinden birisi de Cevşen'i millete tanıtmasıdır. Bediüzzaman'ın hizmetinden sonra Cevşen Türkiye'ye yayılmıştır.

Hasan Hüseyin Kemal

24.01.2006
--spoiler--

(bkz: http://www.yeniasya.com.tr/2006/01/24/haber/h10.htm)
kolye gibi takılanının birçok çeşidi vardır. örneğin gümüş kaplamalı, örneğin küçük kimya deney tüpü şeklinde, örneğin siyah deri kaplamalı vs.

içinde cevşen duası varmışdır. hiç açıp bakmışlığım yoktur bilemeyeceğim.

takıldığı zaman kişi; karanlıktan korkuyorsa karanlıkta gezecek, yüksekten korkuyorsa bungee jumping yapacak cesareti bulur, çünkü koruyucusu vardır boynunda.

heyşeyden öte, müslüman olduğunu söyleyip de "cool" duruyor diye haç vs. takan bazı -afedersiniz- mallara da, "madem çok bişi takmak istiyorsun boynuna bak cevşenin de böyle post modern yapılmışları var onları tak lan" demek istiyorum izninizle.
şii kökenli bir efsanedir.

Bu olayla ilgili Şii kaynaklarında Musa el-Kazım'dan itibaren imamlar yoluyla Peygamber'e ait olduğu savunulan bir hadis şöyledir :
--spoiler--
"ALLAH c.c. Cevşen-i Kebiri dünyayı yaratmadan 50 bin yıl önce arşa yazmıştır. Bu duayı okuyan veya yazılı olarak üzerinde bulunduran kimse, dünyada her türlü beladan, afet, hastalık, yangın ve soygundan korunduğu gibi ALLAH ile kendisi arasında perde kalmaz ve bütün istekleri yerine getirilir. Cevşen-i Kebir ile ALLAH'a münacatta bulunan kimseye, Bedir şehidleri derecesinde 900 bin şehid sevabı verilir. Bu duayı kefeninin üzerine yazan mümin ise azap görmez. Onu okuyan kimse, dört semavi kitabı okumuş gibi olur, her harfi için kendine Cennette iki ev ile iki zevce verilir, ayrıca insan ve cinlerden olan bütün müminlerinki kadar sevap kazanır, asla Cehenneme girmez."
--spoiler--

Cebrail, Peygamber'den duayı kafirlere öğretmemesini, sadece mümin ve takva sahibi kişilere talim etmesini istemişti. Kefenlere yazılmış Cevşen-i Kebir özellikle Şii dünyasında oldukça rağbet görüyor. Cevşen-i Kebir Türkiye'deki bazı Sünnî Müslümanlar arasında da ilgiyle karşılanıyor. Duayı, Şeyh Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevi, tarikatla ilgili Mecmuat-ül Ahzab adlı eserinde nakletmiştir. bu eseri Türkiye'de Nurcular Türkçe'ye çevirip, tercüme ettirdiler. Çeviri önemlidir; çünkü Sünnî islam, şii gelenek tarafından sonradan sokulduğu gerçeğinden yola çıkar, islamî inançlara aykırı bulup reddederler Cevşen duasını. Bu nedenle, 7. Uluslararası Bediüzzaman Sempozyumu'nun 3 Ekim 2004'teki açılışının Cevşen duasıyla yapılması enteresandır. Üstelik duayı, sempozyumda Vatikan'ın istanbul temsilcisi George Marovich okumuştur.

Diyanet Ansiklopedisi tarafından da uydurulma olduğu (Cevşen maddesi s.462-464) açıklanan cevşen inancı, nurcuların çok sevdiği Mecmuat-ül Ahzab kitabında şöyle anlatılır:

--spoiler--
Cebrail gelerek Hz. Muhammed'e (s.a.v.): "Üzerindeki zırhı çıkar ve bu duâyı oku. Bu duâyı üzerinde taşır ve okursan zırhtan daha büyük tesiri vardır." demiş(!) Peygamber Efendimiz duânın tesirinin sadece kendine mi mahsus, yoksa ümmete de şamil mi olduğunu sorunca, Cebrail (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Ya Rasulullah, bu duâ Cenab-ı ALLAH'ın sana ve ümmetine bir hediyesidir. Bunun sevabını ALLAH'tan başka kimse takdir edemez."

(Gümüşhaneli Ahmed Ziyâeddin , Mecmuatü'l Ahzab, istanbul 1298 R, s. 231-261.)
--spoiler--

said nursi'nin cevşen konusunu islam dinine sokmak istediği bilinen bir gerçektir, örnekleri:

cevşenin onu takan insanlara kazandırmış olduğu sihirli gücünü belirtmek amacıyla şöyle yazar said nursi,

"Münâfık düşmanlarımın maddî ve manevî zehirlerine karşı gerçi Cevşen ve Evrâd-ı Kudsiye-i Şâh-ı Nakşibend beni ölüm tehlikesinden, belki yirmi defa kudsiyetleriyle kurtardılar..."
[Risale-i Nur Külliyatı, II,1738 (Emirdağ Lâhikası 1)]

ahmed ziyaeddin'in eserinde yazdığı gibi said nursi'de aslı olmayan uhud savaşı meselesinden bahseder lahikasında:

-Binbir Esma-i ilâhiyyeye sarîhan ve işareten bakan ve bir cihetle Kur'an'dan çıkan bir hârika münâcât olan ve mârifetullahda terakki eden bütün âriflerin münâcâtlarının fevkınde bulunan ve bir gazvede "Zırhını çıkar onun yerine bu Cevşeni oku" diye Cebrail vahy getiren Cevşen-ül-Kebîr münâcâtı içindeki hakikatlar ve tam tamına Rabbine karşı tavsifler (Şuâlar, 484, Onbeşinci Şua/Elhüccetü'z-Zehra/Üçüncü Medrese-i Yûsufiye'nin Tek Bir Dersinin Üçüncü Kısmı/Beşinci, Altıncı, Yedinci, Sekizinci Küllî Şehadetler)

insanın aklına şu soruda gelmiyor değil hani, Madem bu dua Peygamber'i koruyacaktı da, Uhud harbinde niye yaralandı? oysa hadislerden biliyoruz ki savaşta zırhı çıkarmak şöyle dursun peygamber uhud savaşı olduğu günü iki zırhı üst üste giymiştir. (kaynak: ibn mace cihad, 18/ 2806)

Yine aynı savaşta peygamber'in başında miğferi de vardı ve aldığı darbe ile miğferi kırılmış; ve yaralanmıştır.

(kaynak buhari, megazi 26/113 ; müslim cihad ,37/101)
cevsen boyna asmak veya uzerinde tasimak icin degil, okumak icin muhtesem bir duadir.
en kotu hissedilen anlarda yoldas olabilecek kapasitede allah'a yakaristir, övgüdür..

Ey sıkıntım anında hazırlığım
Ey musibetim anında ümidim
Ey yalnızlığım anında arkadaşım
Ey gurbetliğimde dostum
Ey nimetlendiğim anda sahibim,
Ey kederim anında ferahlatıcım
Ey ihtiyacım anında yardımıma koşan,
Ey zor durumumda sığınagım,
Ey korkum anında yardımcım,
Ey şaşkınlığım anında yol göstericim,
Sen bütün kusur ve noksan sifatlardan münezzehsin, Senden baska ilah yok ki bize imdat etsin. Eman ver bize, eman diliyoruz. Bizi Cehennemden kurtar.
(bkz: celcelutiye)
günümüz itibariyle ticari amaç güden bir bidattır.
Kolye, yüzük kaşına yazdıranlar var...
iyisiniz siz valla.

Bi de Okusanız diyorum, belki daha etkili olur di mi?
Türkçe okunuşu nasıl bir şey?
Merak ettim...
Şöyle bir şeymiş:
------------------------------------
1
Bismillâhirrahmânirrahîm
Allâhümme innî es'elüke biesmâike
1 Yâ Allah
2 Yâ Rahman
3 YâRahîm
4 Yâ'Alîm
5 Yâ Halîm
6 Yâ Azîm
7 Yâ Hakîm
8 Yâ Kadîm
9 Yâ Mukîm
10 Yâ Kerîm
Sübhâneke yâ lâ ilahe illâ ente'l-emâ-ne'l-emâne hallisnâ mine'n-nâr.
2
1 Yâ Seyyide's-sâdât
2 Yâ Mucîbe'd-de'avât
3 Yâ Veliyye'l-hasenât
4 Yâ Refıa'd-deracât
5 Yâ Azîme'l-berakât
6 Yâ Ğafıra'l-hatîât
7 Yâ Dâfî'a'l-beliyyât
8 Yâ Sâmi'a'l-esvât
9 Yâ Mu'tıye'l-mesûlât
10 Yâ 'Alime's-sirri ve'l-hafiyyât

Sübhâneke lâ ilahe illâ ente'l-emâ-ne'l-emâne hallisnâ mine'n-nar.
3
1 Ya Hayra'l-ğâfirîn
2 Ya Hayra'n-nâsırîn
3 Ya Hayra'l-hâkimîn
4 Ya Hayra'l-fatihîn
5 Yâ Hayra'z-zâkirîn
6 Yâ Hayra'l-vârişîn
7 Yâ Hayra'l-hâmidîn
8 Yâ Hayra'r-râzikîn
9 Yâ Hayra'l-fâsilîn
10 Yâ Hayra'l-muhsinîn

Sübhâneke lâ ilahe illâ ente'l-emâ-ne'l-emâne hallisnâ mine'n-nâr.
4
1 Yâ Men lehü'l-'izzü ve'l-cemâl
2 Yâ Men lehü'l-mülkü ve'l-celâl
3 Yâ Men lehü'l-kudretü ve'l-kemâl
4 Yâ Men hüve'l-kebîru'l-müte'âl
5 Yâ Men hüve şedîdü'l-mihâl
6 Yâ Men hüve şedîdü'l-'ikâb
7 Yâ Men hüve serî'u'l-hisâb
8 Yâ Men hüve 'indehû hüsnü's-şevâb
9 Yâ Men hüve 'indehû ümmü'l-kitâb
10 Yâ Men hüve yünşiü's-sehâbe's-sikâl

Sübhâneke lâ ilahe illâ ente'l-emâ-ne'l-emâne hallisnâ mine'n-nâr.
5
Ve es'elüke biesmâike
1 Yâ Hannân
2 Yâ Mennân
3 Yâ Deyyân
4 Yâ Gufran
5 Yâ Burhan
6 Yâ Sultân
7 Yâ Sübhân
8 Yâ Müste'ân
9 Yâ Ze'l-menni ve'l-beyân
10 Yâ Ze'l-emân

TAMAMI ŞURADA:
http://www.estanbul.com/c...turkce-okunusu-47599.html
Eğer bulamazsanız flash belleğin içine kur'an atıp, takabilirsiniz.
Takılmaz okunur. Binbir esma duasıdır. Harikadır.
Liseye kadar taktığında muska. Apandisit olunca takmayı bıraktım.
Küçükken hiç boynumdan çıkarmadığımdır.

Sesler duyardım, korkardım.
Sonra gidip bi hocaya okutmuştum kendimi.
O hoca da bana cevşen vermişti.
O cevşen sayesinde sesler kesilmişti.
cevşenül kebir. hz. ali'den rivayettir. asıl nüshası nehirlere dökülmüştür.
Yalandır bildiğin uydurma bunu en birinci din tüccarına da sorsan bilir zaten. Ne kadar basit asıyorsun boynuna yahut okuyorsun biraz daha aklın başındaysa koruyor seni belalardan zırh giymene de gerek yok. Öyle ya cevşen varken allah güvenmeyip bir de tedbir mi alıyorsun bre kafir!
Cevşenül Kebir Dinlemesi insana Derin bir huzur Verir.Manevi sıkıntıları olan Yazar dostlarım Muska Yaptırıp Koruyacağına Ve Huzur vereceğine Gerçekten itikad ederse huzurdan Muradını alacaktır.imkanı olan okusun.Okuması Daha Güzeldir daha hoştur.