kendini agentların sahibi sanan lise mezunu takım liderlerinin altında master yapmış adamların çalıştığı banka birimi..

(bkz: allah belanızı versin)
insana hiçbi şey katmayan, sadece para için yapılan, mallıkta sınır tanımayan bi dolu insana saatlerce aynı mallıkla cevap verip, tatmin etmeye çalışılan, gerzek takım liderleri nezdinde yarış atı gibi performans belirlemeleri yapılan, çalışanların kendini dünyanın en mühim işini yaptıklarını sandığı, farkındalık eşiklerini yükseltmeyi akıllarının uçlarından geçirmedikleri saçmasapan bi iş sektörüdür efenim...
bir dost..
Kendini geliştirmek adına çok az katkısı olan(günlük hayatta pratik çözüm ve hazır cevaplı olmak gibi); uzun bir süreden sonra psikolojiyi bozan; kurumu ile müşteri arasını telefon vasıtasıyla bağlayan operasyonlardır.

ARTILARI :
- Aynı anda iki farklı kişiyi dinleyebilir ve anlayabilirsin.
- Çekingen biriysen eğer, artık cazgır biri olmuşsundur.
- Konuşurken konuşmanla alakasız bir konuyu rahatlıkla yazabilirsin.

EKSiLERi :
- Psikolojin 6 aydan sonra büyük oranda bozulur.
- Mesaiden sonra rastlaştığın insanlarla konuşamazsın; ayrıca onlarında konuşmasını istemessin.
- Kulak ve baş ağrıların başlar.
- Mantık dışı okadar insan konu veya yaptırımla karşılaşırsın ki, katil olsam mı diye sorarsın.
Genellikle Üniversire öğrencileri ya da yeni mezunlar tarafından yapılan telefonla bilgi verme işidir.insanların işsizlik durumları had safhada kullanılır.Düşük ücretle posaları çıkıncaya kadar çalışan insanlar için bu deneyim sadace özgeçmişlerinin iş tecrübesi kısmını doldurmaya yarar.
insanların sanki dert babası kurumu olarak gördükleri zırıl zırıl bir ortam...
türkiye'de yabanci sirketler icin cok karli bir yatirim alani.
örnek: bir alman sirketi almanya'daki call center'larinin verimsizliginden yakinir. sirket call center'lardan yeterince para kaldiramamaktadir. bu yüzden bir araci sirket bulur, durum görüsülür. bu araci sirket(yine bir alman sirketi tabi) türkiye'ye birilerini gönderir, burada bu alanda hizmet vermekte olan bir türk sirketiyle anlasilir. bu araci sirket türkiye'de almanca bilen bir grup eleman ise alir ve almanya'da temsil edilecek sirketten biri bu gruba görevleriyle ilgili bir egitim verir. sonra anlasilan türk sirketinin altyapisi kullanilarak bu grup telefon ve bilgisayarlarinin basina oturtulur. artik önemli olan müsteri memnuniyeti degil, alman sirketlerinin daha cok para kazanmasidir. bu arada, ise alinanlar %99 almancidir. ya almanya'da yillarca calisip sonradan memlekete kesin dönüs yapmis orta yaslilar, ya da gencken gelip de alman dili ve edebiyati okuyan ya da okumus kisilerden olusur. evet, 2-3 aylik deneme sürecinden sonra alman sirketi tamam der, süper oldu bu is, hemen genisletme calismalarina baslayin. fakat calisanlara söylenen sey farklidir; almanlar pek memnun degil yaptiginiz isten, daha cok call almalisiniz yoksa isinizden olursunuz. ve araci sirket daha cok eleman almaya baslar, 15 kisiyle baslayan grup 50 kisiye cikar bir kac ay icinde. bu arada tabii türk sirketinin altyapisi iyice sömürülür. 6 ayin sonunda isten iyi para kaldirmaya baslayan araci sirket ve call center'in bagli oldugu alman sirketi türk ortaklarini kullanmislardir kullanacaklari kadar. araci sirket kendi merkezini ve altyapisini kuracak parayi coktan bulmustur, asil sirket tamam der, hadi gidiyoruz, kaptik zaten isi. türk ortakla yollar ayrilir ve bir an önce call center yeni yerine tasinir. tabii bu arada eleman alma calismalari tüm hizla devam etmektedir. yeni yerle ilgili elemanlara motive edici yalanlar atilir. tüm sikintilarin yeni yerle birlikte bitecegi söylenir. yeni yere gecilir ve is iyice büyütülür. araci sirket daha da cok para kazanmak ve kazandirmak icin yeni formüller aramaya baslar. nasil olsa kendi yerlerindedirler artik. bundan sonra kendi kafalarina göre kural koyabilirler. ilk is kendi acilarindan verimliligi artirici önlemler almaktir. vardiyali sisteme gecilir, calisanlarin gözü korkutulur ise yaramayan birkac eleman isten cikarilarak. günlük minimum call sayisi artirilir,calisanlara verilen hizmetler minimumda tutulur. sirket büyürken ortaya cikabilecek aksakliklari ve pürüzleri önlemek icin elemanlardan köstebekler secilir hatta. bu ikiyüzlüler muhbirlik ve yalakalik görevlerini yerine getirirlerken calisanlarin haklarini aramalari olabildigince engellenir. buradan sonrasi kebaptir artik. eskilerden iyi olanlar terfi ettirilir, gerekirse disaridan bir yabanci yönetici daha getirilir. artik araci sirket ve asil isveren alman sirketi amaclarina ulasmislardir. almanya'daki call center'larindan daha verimli calisanini daha ucuza kurmayi basarmislardir. üstelik kemik elemanlari da olmustur. alan memnun satan memnundur. sira almanya'dakilerin birer birer devre disi birakilmasindadir. ****
kurumlardan nefret etme nedenidir.
verilen hizmetin düşüklüğünden değil. ülkemizde çağrı merkezlerinde iyi hizmet verildiğini düşünüyorum.
nitelikli genç insanların beyin sömürüsüne dayalı bu sistem, içinde çalışan bireylere zarar vermektedir. burada çalışan insanların hakları kesinlikle iyileştirilmelidir. bir müşteri olarak orada çalışan insanları anlamak çok zordur. çağrı merkezine girdiğinizde bir ses duvarına çarparsınız. karşısındakine bir şeyler anlatmaya çalışan onlarca insanın vücut dili asenkron bir istihdam balesini andırır. stres genç insanların yüzüne yansımıştır. hele ki belirli bir yaşta olmasına rağmen çağrı merkezlerinde yıllarca çalıştırılıp hala kurum içi değişikliği yapılmamış, egoları zorla törpülenmiş ve sinirleri narkozsuz bir operasyonla alınmış o insanlar yok mudur? hem artık nasıl kurtulurum şu tımarhaneden beklentileri vardır, hem de işlerini kaybetme sıkıntısını yaşarlar. çok da iyi para kazanmazlar çağrı merkezi personelleri. düzensiz çalışırlar. bazen gece bazen gündüz uyudukları için çoğunun vücut kimyaları bozulmuştur. periyodik seslere karşı hassaslaşırlar. işlerini sevmezler. çağrı merkezini sinir merkezi olarak görürler.

insan kaynakları politikası olarak personelinin yanında olan kurum, bir kişiyi en fazla 2 sene çağrı merkezinde çalıştırmalıdır. 2 sene sonrasında ise hizmetinden dolayı teşekkür edip terfisiyle birlikte birimini değiştirmeli ya da çağrı merkezinde orta kademeli yöneticilik için müşteri temsilcilerinin kariyer yolunu açmalıdır.
geçen gün aradığım adls destek hattında bir operatörle konuşurken
muhtemelen onun yakınlarında oturan başka bir operatörden şöyle bir ses geldi;
-yaa allah kahretsin, bırakıp gidicem bu işi...

artık neden söyledi bunu bilmiyorum ama yaptıkları işin zorluğu ortaya çıkmıştır.
uzun süreli calisanlarinda cesitli fiziksel ve ruhsal rahatsizliklara sebebiyet veren isyeri türü.
sinir hastası olma riski taşısa da, son yıllarda özellikle üniversite öğrencilerinin istihdam edilmesini sağlayan yegane iş alanı.
iki yıl çalıştıktan sonra mahkemede şahitliğinin kabul edilmediği, üçüncü yılda emeklilik tazminatınız alıp ayrılabileceğiniz aşırı stresli departman.
modern köleliktir efendim. nasıl ki zamanında kürek kölelerinin boyunlarında zincirler varsa, burda çalışanlarında kafalarında kablolu kulaklıkları vardır. Nasıl ki onların başında eli kamçılı bir lavuk beklerse, burda çalışanların da başlarında ekip liderleri beklemektedir. nasıl ki onların yeme, içme, sıçma, dinlenme saatleri* * belliyse, burada da aynı şekilde ve hatta daha dakik olarak bellidir ve uygulanır.

içlerinden bir tanesinde 1 yılımı heba ettim. sigara içeceğiniz dakika önceden bellidir, keza yemek yiyeceğiniz, işeyeceğiniz, sıçacağınız zamanlarda dakikası dakikasına bellidir. acil durumlarda, sizi motive etsin diye başınıza koyulan(genellikle bayan olan)takım liderinizden izin almanız gerekmektedir. izin durumu da tamamen bu hanımefendilerin seks hayatındaki mutluluklarına bağlıdır. geç bağlanırsanız, erken çıkarsanız ağzınıza sıçar, priminizi keserler. iyi çalışmanız farketmez ancak kötü çalışmanız halinde götünüzden kan alırlar. zaten kulağınıza devamlı konuşan birileri varken, bir de bu hanımefendilerin motivasyon konuşmalarına katlanmak durumunda kalırsınız.

benim çalıştığım firmada akşama kadar şanslıysak 250 civarı çağrı alır şükreder, şanssızsak 500 civarı çağrı alır beyin amcıklaması geçirirdik. bu arayan 250-500 arası kişinin hiç birinin de halimizi hatrımızı sormak için aramadığını belirtmekte fayda görüyorum. tüm bunları yapar ayda 850 lira para alır* *, her ayın sonunda muhtemelen ömrünüzden biraz daha kaybetmiş olursunuz.

devamlı yalan söyler, devamlı kıvırır, devamlı onurunuzu ayaklar altına alır ve devamlı kendinizden nefret edersiniz buralarda çalıştığınız süreler zarfında.

vasıfsız üniversite öğrencileri için mecburiyet gibi bir şeydir. yüzlerce, binlerce genç beyin bir alana kapatılır ve kendini geliştirme şansının hiç olmadığı, üzerine hiç bir şey koyamadığı bu işi modern köleler olarak yapmak zorunda kalır. insan düşününce içi parçalanıyor. ben kendimi kurtardım, allah geride kalanlara yardım etsin.
Bu işi yapabilmeniz için peygamber sabrına sahip olmanız lazım.
Bu sektörün büyüyen bir sektör oldugunu, kariyer olağının iyi oldugunu düşünüyorsanız "amaaaan! çok kolay iş canım, bütün gün yan gel yat osman bilgisayar başında takılırım. arada telefonlara bakarım ne olcak evde de yapıyorum aynısını" diye içinizden geçiriyorsanız yanılıyorsunuz.Yok öyle bişey!

hee derseniz ki "üniversite mezunuyum ama işsizim" belki iş bulana kadar idare edilebilicek bişey olabilir.
Yapılacak bir iş olmamasına rağmen yapılan iş.
gurultunun ve ugultunun 24 saat hic kesilmedigi bir i$yeridir. her ce$it her $ekil insan bulunur. burada cali$an insanlar, i$leri i$yerinden ciktiklarinda da sanki devam ediyormu$casina davranirlar..
en sevdikleri muhabbet "ay gecen gun bir aboneyle konu$tum.. bidi bidi bik bik" dir. **