bugün

Şehirde yaşayan,özel imtiyazlardan yararlanan.Orta sınıftan olan,kent soylu.
zenginliğin toprakla değilde parayla ölçülmesini sağlamış ticaret işleriyle uğraşan soylulardan sonra gelen ve onlardan bazı haklar elde eden ortaçağ sınıfı.
sık sık aristokratla karıştırılır.
viktoryan dönemi ingiltere' sinde aristokratlardan sonra gelen sınıf. köken ve kan bakımından özel bir sınıfa dahil olmadıkları halde paralarıyla tabaka atlamış insanlardır, haliyle sonradan görme adetleri çoktur. burjuvanın hakaret olarak kullanılmasının sebebi de budur.
Bourgeois . Kapitalist toplumda üretim araçlarının sahibi ve ücretli emeğin patronu . Bunlar bir araya gelerek burjuva sınıfını oluştururlar . Onlara da bourgeoisie denir .
(bkz: burjuva sınıfı)
* (bkz: burgaz)
* (bkz: borough)
* (bkz: bor)
* (bkz: hamburger)
almanca kökenli burg'dan gelir.
Üretim araçlarının sahibi olup işçinin artı değerini yiyen kişidir.Bu kişi aynı zamanda kapitalisttir de.
aristokratla uzaktan yakından alakası bulunmayan, sonradan görme, bulaştığı her işi rezil edip kaçıp giden, meymenetsiz soysuz güruh..
kentliden soylu mu olurmuş? ya kentlidir ya soyludur, kentsoylu da nerden çıkmış?
babasının yanında sigara içtiği için burjuva olarak adlettiğim arkadaşımın ''burjuva bi kere siyasi bir görüş'' diyerek şahsımı dumurlara uğratan, tikilerin ağzına sakız olmuş sözcük.

ticaret vasıtasıyla orta sınıfa geçmeye hak kazanan topluluk. yani bir nevi; sonradan görme.*
türkiye'de doğru düzgün olmadiği için ne yazık ki muassir medeniyet seviyesine atlamasina sebebiyet vermeyen siniftir.

çünkü ne yazık ki getirinin sermayesini okey diyip getirinin diğer seylerini ve görgüsünü pas geçmek ne yazık ki böyle sonuclar ortaya sermektedir.

doğru düzgün harcama kültürü olmadiğindan dolayi ve de eğitimi verilmediğinden dolayi cogunlukla dingil gözükürler. bak ögretim demiyorum eğitim diyorum. ögretimi le eğitim ayri seylerdir diye ekliyorum.

işte buyuzden dolayi ülkemizde bu sinif olmadiğindan toplum zengin lümpenler ve fakir lümpenler olarak ayrilmakta ve diger lümpen olmayan kişiler ise esas azinliği olusturmaktadirlar.

toplumsal normlarin ve siniflarin oturtulmasi için yapilmasi gereken hamleler üretim saltanatinsa yönetim saltanati secildiğinden dolayi hep ertelenmiş ve ne yazık ki günümüze sarkmıştır.

işte sarkmış oldugu için üzerindeki culu değiştirsen sah olan bedeviler, bedevi olan sahlar sarmiştir dörtbir yani.

bazi salim arkadaslar bu sınıfa hirlayacaklarina eleştireceklerine eğer bu sınıf olsaydi türkiye cumhuriyeti su anda -ne yazık ki- avrupanin en geri ve fakir ülkesi olmazdi.

elbette bu sinifin olup olmamasi bir ayrinti ama basat kültür olmadan alt kültür nasil bicimlenir? bakın ingilizler niçin neden ve hala nasıl caktirmadan dünya kültürünü bicimlendiriyorlar hala?
ampul değiştirmek için evine elektrikçi çağıranların lakabıdır.
komünist hakareti...
avrupa'da ortaçağ'da -ticaretin pek gelir getirmediği dönemlerde yani- geçimini ticaretle sağlamaya çalışan şehirli sınıftır. sonra coğrafi keşifler olur, bu tüccar sınıfın cebi uzak diyarlardan getirilen altınlarla dolar. ancak burjuva sınıfı zenginleşmişse de hiçbir alanda bir soyluya eşit sayılmayı başaramamıştır. bu sınıf daha sonra rönesans hareketlerinin tetikleyicisi olur ve feodalitenin etkisini kaybetmesi ve monarşilerin yerini daha demokratik yönetimlere bırakmasıyla tahta oturur. sanayi devrimiyle üretim araçlarını da eline alarak günümüzün sömürücü gücü halini alır.
(bkz: tüccar)
21. yy'da varoşları ezen sınıftır.
yaşam tarzları, zihniyetleri, kişisel olumsuz hareketlerle varoş kesimlerin hayatında kötü izler bırakmayı sürdüren orta ve soylu diye adlandırılan sınıf.
Cebi dolu sınıf.
marksisizm ve sosyalizm yüzünden artık bir küfür ya da hakaret sayılan kelimedir.
1) ortaçağın sonlarında etkinlik ve önem kazanan kentsoylu sınıf. genelde kazanç kaynağı ticaret ve/veya zanaattır.
2) werner sombart'ın burjuva sınıfını derinlemesine incelediği ünlü eseri. konu ile ilgili önemli bir kaynaktır.
Aydınlanma döneminden sonra yükselişe geçen orta sınıfın (Ticaretle uğraşan kimseler.) yükselişi ve bireycilik akımı yaşanan Rönesans'ta kendilerini gelişime ve öğrenmeye adayan,şu zamanlarda aristokrat kesimi imleyen bir sözcük.
anamalcı düzende üretim araçlarını ellerinde bulunduranlarla, çıkarları bunlara özdeş olanların oluşturduğu toplumsal sınıf.
kemal tahir'in tanımına göre : "Burjuva zengin demek değildir. Burjuva üretim çılgınlığına kapılmış, üretmek satmak için ahlak, namus, din, aile, millet, insanlık gibi sosyal varlıkların topunu birden gözden çıkarmış bir rezillik toplamıdır. Bunu yetiştirmek kolay değil. Yetiştirilemez bu meret. Onu şartlar hazırlar."
hadise'nin aşk kaç beden giyer albümünde yer alan şarkı. sözleri alper narman'a, bestesi de erdem kınay'a ait. sözler eski sevgiliye tokat niyetine. sinan akçıl'a nispet yaptığı çok açık.

Sıkılınca, bunalınca, karışınca, Yalnız kalınca
Beni hatırla.

Üşüşyünce, acıkınca, Kendine sıcak bi kucak bakınca
Beni hatırla.

Mutluluk benim yanımda.
Bu meleği bırak, o cadıyı ara tek tuşla.

adam mısın süslü burjuva?
Patlar o pasta bebek suratında.
Kıvır durma tatminsiz diva
Yolu kapatma.
Hadi bye bye.

Yenilince, kovulunca, Elinde kalanı ucuza satınca
Beni hatırla.

Kaybedince, kaybolunca, Sarılıp yılana dibe vurunca
Beni hatırla.
zengin kesim.