bugün

montenegro'nun turstik sehri. her yazlık sehir gibi budva da kışları ölü bir kent gibidir. ama yazın baslamasıyla birlikte canlılık artar. özellikle rusya ve polonya dan gelen turistler sehri canlandırır. barlar sokagı olarak tanımlayabilecegım kesimde sokak sovlari insanin gözlerine senlik yasatır.
eski şehri, dubrovnik in daha minyatür halidir, montenegro nun en güzel şehri.

1 haziran sezon başlar, 1 eylül sezon biter.
Karadağ'da sahil şehri. Yaklaşık 10,000 kişilik bir nüfusa sahip olan şehir Budva Belediyesinin de merkezidir.Budva şehrinin bulunduğu bölge Karadağ turizminin merkezi konumundadır. Şehir 2,500 yıllık geçmişiyle Adriyatik Denizi kıyısındaki en eski yerleşim yerlerinden biridir.
Karadağ,yakın zamanda Sırbistan'dan ayrılarak bağımsızlığını kazanmış bir ülke.Girişinde hep camiilere ve müslüman mezarlıklarına rastlıyoruz,en sonunda kalacağımız meşhur tatil mekanı Budva'ya varıyoruz.Pansiyona yerleştikten sonra da sahile yollanıyoruz.
Yaygın bir efsaneye göre Sırplar çok zalim ve nemrut bir halk olduğundan Tanrı onları kızlarını taşa çevirerek cezalandırmış.

Nüfusunun büyük kısmı Sırp etniğinden olan Karadağ'da bu mitin doğruluğunu test edebilirsiniz.
Kadınlar oldukça serbest, erkekler de çoğunlukla üstsüz bir şekilde plajlara doğru yöneliyor, daha önceden de belirttiğim gibi Balkanlarda kıro/barzo/apaçi tayfalarının yoksunluğundan dolayı bir sıkıntı yaşanmıyor bu konuda.
Halka açık ücretsiz plaja giriyoruz,oldukça kalabalık.Herkes çakıl taşından plaja havlusunu serip yatıyor, denize giriyor. 'Adriyatik Denizi'nde yüzmedim demem' diyerek denize giriyorum.Akdeniz'den farkı yok,çaktırmayın, ama su çok temiz ve güzel. Plajda Sırp takımları olan Partizan ve Crvena Zvezda armalarının olduğu havlular oldukça fazla. Zaten Budva'ya gelenlerin çoğu denize kıyısı olmayan Sırplar.Plajdan çıkıp sahil boyunca yürüdüğümüzde karşımıza diğer plajlar çıkıyor, 10 euro karşılığında 2 adet şezlong bulunan bir pavilyon kiralayabiliyorsunuz ki oldukça ucuz. St Trope isimli mekanda dj performansı ve çeşitli çıldırmacalar var (meraklısına), yine sahilde masörler var, nedense masaj yaptıranlar hep -affedersiniz- erik gibi kadınlar,bana masörlerin reklamı gibi geldi ya neyse.

sahil boyunca yürüyüp plajların sonuna gelince surlar içindeki Old Town'a ulaşıyorsunuz.Her Balkan şehrinde bir Old Town var neredeyse.Buradaki hatıra eşyaları arasında Partizan ve Sırbistan formaları ve bayrakları da görünce 'Aga,hadi Kosovayı,Bosnayı falan anladık da siz neden ayrıldınız,La siz zaten Sırpsınız?' dememek elde değil.Bodrum'a nazaran çok daha ucuz, çok daha bakir, çok daha medeni bir yer Budva. Pansiyondaki şehir rehberinde halka kapatılan bir adada Madonna dahil birçok ünlünün villa aldığı yazıyor.Madonna'ya bak arkadaş, gitmiş Karadağ'ı öğrenmiş de ev almış,breh breh.

Karadağ'da restorana gitmektense marketten alışveriş yapıp pansiyonda menemen yapıyoruz, hem ertesi gün için de yolluğumuz oluyor.Şehirde her yerde 'Sobe' denilen ucuz pansiyonlar mevcut,THY'nin başkent Podgorica'ya seferlerinin olduğu da düşünülürse,Bodrum'da tatil yapmak yerine Budva'da kalmak çok daha mantıklı.
çok pahalı bir yer..

http://gezente.com/karadag/budva
4 gundur tatil yaptigim kotor-budva ikilisinin daha islek olani. Harika bir yer olarak ozetlenebilir.
Vizesiz gidilecek en güzel yerlerden biri.
yazın bodrum havası kazanan ve tarihsel dokusu ile de dikkat çeken karadağ şehri. her yerinde güzel kadınlara rastlamak mümkündür.
gölyazı ile benzer manzaralara sahip şirin tatil şehri.
bir podgorica olmayan.
görsel

Şu Balerin heykelidir benim için.
(foto alıntıdır)

Biraz pahalı bir şehirdi.
1 defa gittim, bir daha gitmem sanırım.
Yazın çok kalabalık olan tatil beldesi. Müzesi var limanının yakınında.
aynı kotor gibi tarihi binaların da bulunduğu ama yaz turizmine daha çok hitap eden hatta bayağı popüler olan şehir.