bugün

boşluk bırak,
o boşluğu doldur,
o boşluktan uç,
o boşluğu boşver
birileri zaten birgün
o boşluğu doldurur
yolun sonundaki boşluk
o boşluktan düş, o boşluğu terket
o seni birgün zaten terkedecek
kalp çiz o boşluklara, isimler yaz
zaten birgün rüzgar silecek
boşluğu tut o seni tutmasa da
boşluğun elleri yok
o boşluğa ağla,
küprüler kur boşluklarına
ayakları yok köprülerin
o köpreleri yık
yokolup gider yoksa içindeki boşluk
o boşluğa bak
aşşağılarına daha çok
görüceksin beni
göreceksin elimde avucumda
hiçbir şey yok.

k.t.
insanın nasıl ki doğmadan önce olduğu gibi , öldükten sonra da gideceği mekandır. hissiyatın olmadığı yerdir.
ing. void
 
bir arkadasımın klavyede gereksiz yer kapladıgına inandıgı ve bölücü olarak adlandırdıgı tus. *
genellikle varlıgından rahatsız olunup doldurulmaya calısılan, gecici bir süre doldurulduktan sonra o sürenin sonunda daha büyük olan, dikkat edilmezse yok eden, ruhu üşüten cereyan yapan yokluk...

bir bosluk baska bir boslukla doldurul(a)maz
Doyasıya yaşamak istediğim karmaşık duygular bütünü..
insanın içine düştüğü zaman kolay kolay çıkamadığı bir ruh hali.
(bkz: insanın kendini boşlukta hissetmesi)
boşluk bazen de psikolojik yönden olumsuz bir dünya, devamlı bir düşme hâlini ya da hiçbir yere ait hissetmeme duygusu veren bir durumdur. kişi, normalde yapmayacağı şeyleri yaparken neden olarak da "boşluktan..."der, kestirip atar.

devamlı yaşanan hayâl kırıkları ile kök salar kişinin beyninde. ümitsizlik enzim görevi yapar, ufaktan bir boşverme ya da gamsızlık hissedildi mi de durum anlaşılır, boşluktasındır.
insanların hayatın bazı dönemlerinde yaşadığı durumdur. ne yapacağını bilememe durumu da cabasıdır. genellikle çok sevilen insandan ayrılma sonucu gerçekleşir. kocaman bir boşlukta düşermişcesine hissedilir.
insanın içinde her yere taşınan, insanı huzursuz ve güvensiz kılan histir boşluk.
dinlerken kendinizden geçmenize sebebiyet veren hayko cepkin şarkısı.
boşluğa düşmeyiz,
düşemeyiz hiç..

-çünkü,
boşluktayızdır zaten..
(bkz: empty soul)
Sürükleyici bir Jerzy Kosinski eseridir.
biten sınavlar ardından içine düşülen şey.
sevgiliden ayrılınca içine düşülen durum.
icinden cıkılamayan durumdur.
bi ara hoşlandığım kızla, abaza kankası arasında yapılan bi espriydi...

+booşluuk..! ehehhe xD
-sensn lan boşluk, hede hödö...

o gün bugündür kızdan hoşlanmıyorum.**
içindeki boşluğu doldurmaya çalışan bir gencin * hayatının bir dönemini ve sonunu anlatan bir ahmet günbay yıldız romanı.
hissedilen en boktan duygudur. bir yerlerden düşmüşsünüzde kollarınız,bacaklarınız kırılmış ve etrafınızda kimse yokmuş gibi hissedersiniz. sığınacak ne bir yer ne de bir insan bulabirsiniz.
hayatınızın aşkıyla birlikte tüm sevincinizi yitirdiğiniz ve bir süre yaşamak zorunda olduğunuz yer..
garip histir, boşluk...
amaçsızlık ve gereksizlik gelir yerleşir beyninize. şimdi ölmek bile boş bir iştir artık sizin için. elinizi atarsınız dokunmak için bir şeylere, hissetmezsiniz. içtiğiniz ya da yedikleriniz içinde geçerlidir bu hissizlik. yaşanılan ve yapılan ne varsa o kadar 'boştur'.
ha! bir ara durup bunun farkına varırsınız. 'ne oluyor bana?' dersiniz; lakin bu da boştur.
bu şey nasıl gelip yerleştiyse taa içinize, genelliklede bir anda çıkıp gider.
tek sorun gitmeden önce sizi tarumar etmesidir.
Düşmesi çok kolay, içinden çıkması çok zor bir durumdur.
Bu boşluk dolar dedim
Yıllar geçtikçe derinleşti
Şimdi kör bir kuyu içimde
herhangi bir ayrılık sonrası, kadın yada erkek farketmez, kişinin "ben gayet iyiyim, oh be dünya varmış " nidaları arasında ekstra gezerek, fazladan geyik yaparak telafi etmeye çalıştığı; ancak pek te başarılı olmadığı, kendini çaresiz ve yalnız hissettiği durumudur.