bugün

27 eylülde vizyona girecek woody allen filmi, heyecanla beklemedeyiz.
başrolde ki kadının oyunculuğuna hayran kaldığım filmdir.
o hastalıklı ruh halini surat ifadesindeki mimiklerle belirtmesi ağzı açık bırakıyor.
filmin son sahnesi ise başlı başına yeter. kendi kendine konuşması ve tavırlar insanı o psikolojiye sokuyor.
Filmin çekimlerinin bir bölümü New York'ta, büyük kısmı ise San Francisco'da gerçekleştirilmiştir. Filmde rol alması düşünülen Bradley Cooper, programındaki yoğunluk nedeniyle rolü reddetmek zorunda kalmıştır.
Cate Blanchett mimikleri ve jestleri yerli yerine oturmuş bir rol ile karşımıza çıkmış ve bizleri hayran bırakmıştır.
cate blanchett in adeta döktürdüğü, diğer yan rollerin de gayet başarılı olduğu 2013 tarihli woody allen filmi.

filmin ana mesajı daha ilk 5 dakka veriliyor: insan alışkanlıklarından kolay kolay kurutulamıyor ne yazık ki.

hamiş: oscar ı alır mı? alsın lütfen.
cate blanchett sen neler yaptın. ödülleri toplayacak belli.
abartıldığı gibi woody allen'ın en iyi filmi değil. ama güzel bir film. çaktırmadan komedisine bayılıyorum.
Woody allen filmi olupda beğenmediğim bir film hatırlamıyorum.
blue jasmine aldatılan bir kadının intikam alma isteğinin sınırlarının sınırsızlığını bize mükkemmel bir şekilde gösteriyor. Filmde şaşkınlık ve kıskançla yükselişini izledığimiz jasminenin düşüşüde aynı şekilde şaşkınlık
ve acııma duyguları yaratıyor. Oyuncuların başarısı tartışılamaz ama Sally Hawkins gösterdiği performans tek kelime ile harika.
woody allen'ın gözünden bir şehrin daha dokusunu bu filmde görmeyi hedefleyenler için vasat,
muhteşem bir oyunculuk görmek isteyenler için harikulade,
woody allen şarkıcı değil miydi lan'cılar için bir film bile değil,
vakit geçsin diye film izleyenler için başarısız,
woody allen ne yapsa izlerim abiciler için de gayet başarılı,
iyi bir film izlemek isteyenler için ise iyi bir filmdir.

--spoiler--
woody allen'ı filmde görmeyi bekleyenler için ise tam bir hayal kırıklığıdır.
--spoiler--
Woody Allen var dediler geldik filmidir.
beklentiyi kimine göre karşılayan, kimine göre hayal kırıklığı yaratan bir filmdir.
olay eğer yakın çevrenizde yaşanmış ya da başınıza gelmişse oldukça zevkle izlenen dramadır.
anlam kargaşası yaşatan ve flashback ler ile sizi düşündürmeye iten bir filmdir.

çok bir şey beklemeyin lakin bu tarz bir hikayeye tanık olduysanız film size dokunaklı ve anlamlı gelebilir.
cate blanchett için izlediğim filmdir. kesinlikle harika bir oyunculuk sergilemiştir ancak film olay anlatmadığından ve psikolojik analizleri ağırlıklı olarak işlediğinden bunaltmıştır. izlenebilitesi vardır zaman kaybı değildir.
woody allen 'ın yaşlandıkça daha olgun ve karakterli filmlerle karşımıza çıktığını gösteren özellikle 17 aralık sonrası ortaya çıkan yolsuzluk dosyalarıyla ve kadının bu mevzunun neresinde olduğuyla ilişkilendirdiğim izlenmesi gereken başarılı yapıt.

--spoiler--
filme psikolojik temeller üzerinden girmek gerekiyor.(aslında sadece girmekle kalmayıp aynı parelelde ilerleyeceğiz) jasmine dünyası, şımartılmaya programlanmış bir kadın gibi. elini sıcak sudan soğuk suya sokmuyor. yediği önünde yemediği arkasında. kocası hal'in çevirdiği dolaplardan habersiz ve içselleştirdiği rahattan burjuva yaşantıdan ziyadesiyle memnun. şu habersizlik kısmı çelişkili ve muamma bir taraf içeriyor da kadının da zaten öyle bir derdi yok. hani hal ne yapar ne eder falan. pek umrunda değil. üst sınıf sosyetikliğini içeren yemekler, tepeden bakmayı öngören şaşalı yaşam ve rahatlığı ağır basıyor jasmine'e dair. derenin suyu nerden gelirse gelsin, geliyor mu sorun yok o halde. yüce insan allen abimiz işte burada kritik bir dönemece giriyor ve bu şaşalı yaşamı tersyüz ediyor. jasmine dolandırıcılığı sorgulamazken, aldatılmayı sorguluyor ve hazmedemiyor. görüldüğü üzere, gayet kadınsı durumlara bir allen kuşbakışı.(formda bir allen / paris'te gece yarısı 1, bu 2/ son dönem) şu hazmedememe de erkeksi bir taraf göremiyorum ben. gayet kadınsal duygu silsilesi ile aldatılmak olgusunun kadında yarattığı buhranla vaziyeti açımlayıp, ister istemez o intikam soslu telefon görüşmesine dek uzanabiliyoruz.
--spoiler--

--spoiler--
bir iç dünya gelgiti/ paradoksu kadar, yaşanılan sıkıntıların arkada bırakılıp bırakılmaması hatta bunun bir level ötesinde hayata sıfırdan başlamak üzerine de çok şey söylüyor film. burada şeye gelmek istiyorum, dolandırılan bir dönem ginger'la birlikte olmuş ve lotodan hayatını kurtarabilmek adına vurgun yapmış kendi işini kurmak isteyen augie'yle jasmine karşılaşıyor ya. augie haklı olarak hal'in dolandırıcılığını arkasında bırakamadığını ifadeliyor. hayata dair kaçan balık büyük oldu tadında buruk bir ifade var ki jasmine'in ben yaşanılanları arkamda bıraktım sen de bunu yap ifadesi biraz çaresizlik kokuyor fakat kendimizce augie'nin durumunun daha farklı olduğunu düşünüyoruz.
--spoiler--

--spoiler--
izlenildikten sonra algıda tazeliğini koruyan masum benzetmeler:
üst sınıf nevrotik jasmine karakterine can veren döktüren cate blanchett bana çağan ırmak imzalı karanlıktakiler filmindeki meral çetinkaya 'nın aşmış oyunculuğunu anımsattı. orada da farklı sebeplerle nevroza ve şizofreniye bağlayan bir rol söz konusuydu. bir diğer benzetmem 17 aralık yolsuzluk dosyalarıyla suçlanan reza zarrab denilen zatı muhteremin eşinin -ebru gündeş 'in- bu mevzular sonrası sesini çıkarmayıp (olumsuz mana da) eşine desteği sürdürürken, ne zaman işin içerisine başka bir kadın girdiğinde eşine cephe alması. al sana jasmine karakteriyle kurulabilecek bir bağ daha...
--spoiler--

--spoiler--
jasmine'nin geçmiş yaşantısından izler taşıyan diyalogları ilerleyen bölümlerde de anlamlı ya da anlamsız sözcülerle iç burkan bir şekilde görsekte hal'in çevresindeki hatunları tek tek bağladığını görsek bile film sadece bu iki baş karakter ekseninden ilerlemiyor. ginger'ın ilk birlikteliği augie ve üçüncü birlikteliği yönetmen/oyuncu Thomas McCarthy 'le olan iş birlikteliklerinden tanıdığımız yetenekli oyuncu bobby cannavale 'nin kotardığı chili karakteri alt sınıfa mensup insanlar. ne olursa olsun çalışan hayata dair taşın altına elini sokan insanlar... chili biraz serseri, augie kendi işini kurmak isteyen bir tip. jasmine'in etkisiyle ginger'ın chili'yi ekip üst sınıfa dahil olma çabası da bir diğer argümandı filme dair. nitekim 2. birlikteliğinde bu üst sınıfa dahil olma çabası evli, arabalı ve iyi bir işe sahip fakat aslında sadece seks odaklı bir şeyler yaşamak isteyen profilden geriye döndü. ginger yaşadığı küçük bir hayal kırıklığı sonrası kendisini önemseyen ve kendisine değer veren chili'ye döndü. buradan da bir alt metinle ayrılıp, insanların ilişkilerinde hep daha iyiyi aramak (mükemele kusursuza bitmek bilmeyen yolculuk) yerine birbirleriyle uyumluluğu kriter alması ve aynı dili konuşmanın sağladığı asgari müştereklerin yarattığı uzlaşıyla yetinmeyi bilmesinin de altı çiziliyor.
--spoiler--

zaman gelir ne iç mimarlık kalır ne mavi ay ne de statü, şan, şöhret. ama sen hayattasındır ve hayat son sürat akıp gitmektedir. yeri gelir o beğenmediğin poşet dolduruculuğunu yaparsın, yeri gelir markette çalışırsın ama son tahlilde mutlusundur. hayat güzeldir zira.

edit: jasmine ablamızın çocuklara tüm yaşamını ve dertlerini anlattığı bir sahne var es geçilmemesi gereken. zengin olmak utanılacak bir şey değil temalı. fakire yardım garsona bahşiş yapılması gerekliliğini öğütleyen. bir de hal'den sonraki ilişkisine başlarken kendisini ağırdan satması var. telefona bakılacak, hemen açtığımı düşünmesin. ağırdan almak sendromu ve tekrar söylenmesi farz olan mükemmel oyunculuk dersi: ''cate blanchett, huzurlarınızda!''

10 üzerinden 8!
kate blanchett'e oscar kazandiracak allen'in basyapitlarindan...
bok gibi bir çeviriye sahip film.
cate blanchett'ın kimilerince abartılı bulunsa da muhteşem bir oyunculuk sergilediği filmdir. Woody Allen son yıllarda kendi çizgisinden görece uzak filmler çekmeye başlamıştı ancak Blue jasmine bu gidişi tersine çeviren filmdir bence. akademi üyelerinin yarısından çoğu kör değilse eğer cate blanchett'ın oscar'ı alması dışında bir seçenek yok!

Detaylı bir incelemesi için >>> ~http://bahcelerdemaydanoz...ir-film-blue-jasmine.html~
cate blanchett'ın gayet başarılı bir performans sergilediği yeni woody allen filmi. allen eski tarzına bir nevi dönüş yapmış. "jasmine" karakteri odaklı ve geriye dönüşlerle hikayesini tamamlayan bir film, izlenesi, ibretlik.
cate blanchett ın performansı dışında çok da akıllarda yer etmeyecek bir flmdir. alec baldwin zaten tam en son babalar duyar ın kadir i kıvamında.
Uzun zamandır hem cinsellikten arındırılmış hem de bu kadar iyi oyunculuk sergilenmiş bir film izlememiştim. ilk izlediğimdecate blanchettin oscar alacağını öngörmem zor olmadı. Konu olarak çok farklı değil ama izlemelisiniz.
başarılı bir yapımdır.
cate blanchett dışında jasmine'nin kardeşi ginger'i oynayan sally hawkins ve ginger'in sevgilisi chili'yi canlandıran bobby cannavale'nin de üstün performans gösterdikleri film.