bugün
- sadece sennn8
- ismail kartal17
- fenerbahçe12
- sözlük kızlarının elleri şuan napıyor sorunsalı9
- türkiyede bütün yiyecek fiyatları aşırı fahiştir17
- sexting haram mıdır19
- erdoğan'dan sonraki başkan16
- 18 nisan 2024 fenerbahçe olympiakos maçı58
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti12
- konstantinos tzolakis8
- kuva'i milliye ne ise hamas da o dur16
- eybırın manyağı kıskanması14
- kadın ayağı kokusu11
- yazarların en rum özelliği20
- cengiz ünder'in bıyığı8
- uludağ sözlük discord grubu8
- mehmet şimşek'in türk milletine yerel halk demesi8
- evlenmek istememek ama yalnızlıktan da sıkılmak10
- erkeklerin bir kere küsünce geri barışmaması18
- flörtlerinizin ortak özellikleri21
- anın görüntüsü17
- beni seviyor musunuz8
- annem baban uğur dündar dedi8
- görümceniz sizi engellese ne yaparsınız13
- çok fazla çirkin erkek olması11
- anksiyete psikolojik değil fizyolojik bir sorundur11
- bacaklarımdan tahrik olan kız olduğunu sanmıyorum14
- yazarlardan parfüm önerileri14
- letthe8
- altıncı filoya karşı namaz kılmak10
- manyak olmaya karar verdim9
- motorcu fırlama hafif demir demirkan tarzı yazar9
- ebbırı top gibi sektirme yarışması19
- sokakta kadın döven araplar12
- sözlükteki fosiller24
- netflix'in pkk lıyı başrol yaptığı dizi11
- 56 yıldır hiçbir kadınla iletişim kurmayan adam12
- arda güler14
- nervio'nun kedileri sokağa salmak10
- ekonomi kötü diye güzellikleri yok saymak11
- artık kızlara bakmıyoruz kampanyası25
- kitaplarda geçen can alıcı cümleler8
- mastır çeşitleri8
- 17 nisan 2024 manchester city real madrid maçı11
- icardi1905 silik olsun kampanyası9
- fatih ürek ile elti gelin görümce13
- fındıklı belediyesinin banyosu11
- selefi11
- mühendislerin memur olmayı düşünmemesi24
- başıboş köpek sorunu34
küçüklüğümden beri ekol olmuş david seaman.2000 de uefa finalinde güzelim bıyıklar yolununca başka bıyıklı insanlara kaptırdı bu özelliğini.
bıyıklı futbolcu deyince benim aklıma babam gelir.
öyle müthiş bir futbol ustası falan değildi babam, hatta anlamadığı da söylenebilirdi futboldan; ama oynamaya çalıştığı zamanlar benim için en büyük bıyıklı futbolcuydu babam; şimdi de gelmiş geçmiş en iyi bıyıklı futbolcu.
birgün sitenin basket sahasında maç yaparken bi grup genç siteli, şu an hatırlayamadım neden ordaydılar, ne vesileyle geldiler oraya ama babam ve diğer elemanların babaları sahanın içindeydiler; kurdular takımları başladılar maça; biz de kenarda büyük bi tarihi olaya tanıklık edercesine izlekmekteydik maçı.
kenarda göbekli göbekli adamların can havliyle topun peşinde koşturmalarının ne kadar eğlenceli geldiğini söylemeliyim; atılamayan çalımlar, topun kontrolünü bi türlü sağlayamayışları, komik komik vuruşlar, vuramayışlar ve yere yuvarlanmalar;hepsi çok komikti.
maçı seyrederken hissettiklerimi şimdi düşününce, nası bir baba, küçük bebeğine saçma da olsa bikaç kelime söylettiğinde, ordan oraya koşturduğunda delice bi mutluluk yaşar, ben de o anda komik de olsa babamın top oynamasını aynı hazla izledim; çünkü onun anlamadığı bişeyi benim çok daha iyi bildiğimi düşünürdüm ve öyleydi de; benim çok iyi bildiğim bişeyde bu kadar toy olması bana bir anda sanki onun yerine geçebilme,benim de onun yapmaya çalıştıklarıyla eğlenebilme, onu şefkat dolu bi mutlulukla izleyebilme şansını vermişti; çünkü top oynamasını biz bilirdik -zamanında onun benden daha iyi konuşabildiği,daha iyi yürüyebildiği gibi- , onlar değil; çalım atmasını, güzel şut çekmesini.
babam ne kadar sahada bu top oynama işini beceremezken, ben kenarda o denli yapabildiklerimi, müthiş yeteneğimi ona ispatlama,gurur vesilesi olma hevesindeydim; "keşke çıksa da ben girsem,bi iki çalım gol mol atsam da görse babam" deyip durdum içimden bütün maç boyu.
sahada bi süre hünerlerini göstermeye çalıştıktan sonra babam yoruldu ve kaleye geçirdiler bir anda. ben doya doya babamın sahada etkili koşular yapışını, fizik mücadeledeki üstünlüğünü, gol yollarında etkili oluşunu, nefis top kontrolünü izleyemeden kaleye geçirmişlerdi bile babamı. hayır beni kimse kaleye geçiremezdi, ben sitenin en iyi topçusuydum, nası olur da babamı kaleye geçirirlerdi; oyuna girip hepsini maymun etmeliydim; babama davranış biçimlerinin hesabını sormalıydım, onu bi hiçmiş gibi kaleye koymalarının. bir anda öyle bi öfke nöbeti geçirmiştim ki, babamın kaleye girer girmez beşikten yediği gollerin, kale arkasında ben, bana doğru gelen acımasız sert şutların farkına neden sonra varabilmiştim.
babamın kaledeki çaresiz duruşu, ardı ardına yediği goller ve her golden sonra babama karşı yapılan sitemli ve sert eleştriler boğazımda bi düğüm bırakmıştı sanki, ne kadar yutkunsam da gitmeyen; babamı elinden tutup hemen eve götürmeliydim ama yapamazdım işte. o hiçbirşeyin farkında olmadan gollerini yemeye devam ederken ben yanında, gözünün önünde bi ton adamın arasına alınmış, bi yumrukta başkasının kucağına düşen gencin dayak yiyişini seyretmekte olan babaymışcasına kahrolmaktaydım; bir an önce bitsin diye bekliyordum sadece; acıyı hissetmemekteydim artık.
neyse ki çok uzun sürmedi bu; babam "ben çıkıyorum" dedi ve bana da "sen de geç kalma" uyarısında bulunup oyun alanını terk etmişti. çektiğim acı son bulmuştu şükür ki. babamı bu ilk ve son kez top oynarken izleyişim benliğimde ona karşı duymaya başladığım çocukça sefkatin muhtemel sebebiydi belki de.
içimde ceryan eden tüm bu duygu patlamalarından bihaber babam evin yolunu tutarken ben sahaya döndüm ve babamın aksine, daha sonraları beni hep mahallenin en meşhur topçusu yapacak, sahalarda fırtına gibi estirecek, en teknik hareketleri segiletecek, bu alanın en saygın adamı olmamı, bu vesileyle takımımı kendim kurmayı ve en önemlisi asla kaleye geçmememi sağlayacak olan yeteneğimi sergilemeye koyuldum.
öyle müthiş bir futbol ustası falan değildi babam, hatta anlamadığı da söylenebilirdi futboldan; ama oynamaya çalıştığı zamanlar benim için en büyük bıyıklı futbolcuydu babam; şimdi de gelmiş geçmiş en iyi bıyıklı futbolcu.
birgün sitenin basket sahasında maç yaparken bi grup genç siteli, şu an hatırlayamadım neden ordaydılar, ne vesileyle geldiler oraya ama babam ve diğer elemanların babaları sahanın içindeydiler; kurdular takımları başladılar maça; biz de kenarda büyük bi tarihi olaya tanıklık edercesine izlekmekteydik maçı.
kenarda göbekli göbekli adamların can havliyle topun peşinde koşturmalarının ne kadar eğlenceli geldiğini söylemeliyim; atılamayan çalımlar, topun kontrolünü bi türlü sağlayamayışları, komik komik vuruşlar, vuramayışlar ve yere yuvarlanmalar;hepsi çok komikti.
maçı seyrederken hissettiklerimi şimdi düşününce, nası bir baba, küçük bebeğine saçma da olsa bikaç kelime söylettiğinde, ordan oraya koşturduğunda delice bi mutluluk yaşar, ben de o anda komik de olsa babamın top oynamasını aynı hazla izledim; çünkü onun anlamadığı bişeyi benim çok daha iyi bildiğimi düşünürdüm ve öyleydi de; benim çok iyi bildiğim bişeyde bu kadar toy olması bana bir anda sanki onun yerine geçebilme,benim de onun yapmaya çalıştıklarıyla eğlenebilme, onu şefkat dolu bi mutlulukla izleyebilme şansını vermişti; çünkü top oynamasını biz bilirdik -zamanında onun benden daha iyi konuşabildiği,daha iyi yürüyebildiği gibi- , onlar değil; çalım atmasını, güzel şut çekmesini.
babam ne kadar sahada bu top oynama işini beceremezken, ben kenarda o denli yapabildiklerimi, müthiş yeteneğimi ona ispatlama,gurur vesilesi olma hevesindeydim; "keşke çıksa da ben girsem,bi iki çalım gol mol atsam da görse babam" deyip durdum içimden bütün maç boyu.
sahada bi süre hünerlerini göstermeye çalıştıktan sonra babam yoruldu ve kaleye geçirdiler bir anda. ben doya doya babamın sahada etkili koşular yapışını, fizik mücadeledeki üstünlüğünü, gol yollarında etkili oluşunu, nefis top kontrolünü izleyemeden kaleye geçirmişlerdi bile babamı. hayır beni kimse kaleye geçiremezdi, ben sitenin en iyi topçusuydum, nası olur da babamı kaleye geçirirlerdi; oyuna girip hepsini maymun etmeliydim; babama davranış biçimlerinin hesabını sormalıydım, onu bi hiçmiş gibi kaleye koymalarının. bir anda öyle bi öfke nöbeti geçirmiştim ki, babamın kaleye girer girmez beşikten yediği gollerin, kale arkasında ben, bana doğru gelen acımasız sert şutların farkına neden sonra varabilmiştim.
babamın kaledeki çaresiz duruşu, ardı ardına yediği goller ve her golden sonra babama karşı yapılan sitemli ve sert eleştriler boğazımda bi düğüm bırakmıştı sanki, ne kadar yutkunsam da gitmeyen; babamı elinden tutup hemen eve götürmeliydim ama yapamazdım işte. o hiçbirşeyin farkında olmadan gollerini yemeye devam ederken ben yanında, gözünün önünde bi ton adamın arasına alınmış, bi yumrukta başkasının kucağına düşen gencin dayak yiyişini seyretmekte olan babaymışcasına kahrolmaktaydım; bir an önce bitsin diye bekliyordum sadece; acıyı hissetmemekteydim artık.
neyse ki çok uzun sürmedi bu; babam "ben çıkıyorum" dedi ve bana da "sen de geç kalma" uyarısında bulunup oyun alanını terk etmişti. çektiğim acı son bulmuştu şükür ki. babamı bu ilk ve son kez top oynarken izleyişim benliğimde ona karşı duymaya başladığım çocukça sefkatin muhtemel sebebiydi belki de.
içimde ceryan eden tüm bu duygu patlamalarından bihaber babam evin yolunu tutarken ben sahaya döndüm ve babamın aksine, daha sonraları beni hep mahallenin en meşhur topçusu yapacak, sahalarda fırtına gibi estirecek, en teknik hareketleri segiletecek, bu alanın en saygın adamı olmamı, bu vesileyle takımımı kendim kurmayı ve en önemlisi asla kaleye geçmememi sağlayacak olan yeteneğimi sergilemeye koyuldum.
en meşhuru Ali Daei dir.
Fenerbahçe'ye Kocaelispor'dan gelen 'Orman' FARUK:)
özellikle 90 yillarina kadar olan dönemdeki futbolcularda çokca görülür.
(bkz: ian rush)
(bkz: gabriel batistuta)
(bkz: bernd schuster)
(bkz: ismail demiriz)
(bkz: semih yuvakuran)
(bkz: yusuf altıntaş)
(bkz: cüneyt tanman)
(bkz: müjdat yetkiner)
(bkz: samet aybaba)
(bkz: kadir akbulut)
(bkz: rudi voller)
(bkz: ruud gullit) görsel
(bkz: ian rush)
(bkz: gabriel batistuta)
(bkz: bernd schuster)
(bkz: ismail demiriz)
(bkz: semih yuvakuran)
(bkz: yusuf altıntaş)
(bkz: cüneyt tanman)
(bkz: müjdat yetkiner)
(bkz: samet aybaba)
(bkz: kadir akbulut)
(bkz: rudi voller)
(bkz: ruud gullit) görsel
ünal karaman bu kategoriye girmemeli. o daha çok futbolculu bıyıklar kategorisinde. *
(bkz: Semih Yuvakuran)
(bkz: bernd schuster)
(bkz: david seaman)
en iyi ornegi mujdat yetkiner abimizdir, ugur tutuneker biraz daha magara adami formundadir, sac - sakal ne varsa, berbere bir gitse servet birakacak tiptedir...
(bkz: ünal karaman)
günümüz kollektif futbolunda artık göremediğimiz futbolcu tipidir. şimdi geriye dönüp baktığımızda garip gelmesinin sebeplerinden birisi de bu bıyıklı abilerimizin kısacık şortlarla sahada oradan oraya koşturmaları olabilir. bıyıklı futbolcu denildiğinde akla ilk gelen örneklerden birisi de fenerbahçeli müjdat'dır...***
güncel Önemli Başlıklar