bugün

imkansızdır. Ne kadar sevsenizde o da sizi sevsede bazı engeller yüzünden bir araya gelemezsiniz. Ama sevmektende vazgeçemezsiniz.. işte bu aşktır.
bu aralar kapıldık bu rahatsızlığa hayırlısı olsun hakkımızda.
Sabahın köründe gecenin en sessiz saatinde günün en güzel vaktinde en hüzün dolu olduğumuz anlar sevinçten gözyaşı döktüğümüz durumlarda yani kısacası -ki pek kısa olmadı- her zaman aklımıza gelen hayatımız boyunca yaşayabileceğimiz en büyük şuur bozukluğu ruh hastalığı psikolojik travma gibi açıklaya bileceğimiz ama kesinlikle işin sonunda insanı huzursuzluğa itecek duygusal yoğunluk dur.
gözünün kör olduğu söylenir. bu yüzden ben tarafından pek sevilmez.
aşk beyaz bir güle benzer,
sanki baharın o ilk yağmuru gibi,
sizi önce kokusuyla büyüler.

aşk körpedir, narindir hep ilgi bekler,
gözünüz gibi bakmazsanız,
solar gider.

aşk hem acı hem tatlıdır,
kah ağlatır kah güldürür,
yokluğu çekilmez, kendisini hep aratır.

aşk sadedir tektir,
ya vardır ya yoktur,
en çok acıdığında hissettirir.
Aşk nedir?

Aşk, sevgilinin çarpık bacaklarını düz görmektir demiş şair. işte büyük düşünürlere göre aşk nedir?

Bana göre aşk, Olmaması gerekendir. Insanı zayıflatır, bitirir, eritir. Hayatını mahveder aşk beladır bence, aşk ateştir...

Aristo: "Sevmek acı çekmektir, sevmemek ölmek. sevmek zevktir ama yalnız sevilmenin hiçbir zevki yoktur"

Augustinus: "Sevgi ruhun güzelliğidir."

Franz Xaver Von Baader: "Özgürlük aşk değildir, yalnız aşkın kapısıdır."

François Bacon: "Büyük insanlarda, liyakat sahibi olanların kendilerini budalaca aska kaptırdıkları görülmez. Büyük ruhlar ve büyük isler askla uzlaşmaz"

Bailey: "Aşk dünyanın en tatlı mutluluğu ile en derin acısından yaratılmıştır"

Balzac: "Aşk yaşamında kadın, ancak hünerli bir çalgıcının elinde dile gelen bir lir gibidir. Kadınlar bizleri sevdikleri zaman her suçumuzu bağışlarlar"

Basta: "Erkek az fakat sık sever, kadın ise çok ancak bir kez sever"

Jeremy Bentham: "Aşk hazzı, dostlukla duyu hazlarından yoğrulmuştur"

Bulor: "Aşk cennetin dilinden bize kalan tek andır"

Antoine Bret: "aşkın ilk soluğu mantığın son soluğudur"

Jacob Boehme: "istek, hareket/genişleme, yön veren tezlere bilgelik eklendiğinde aşk olur"

La Cordaire: "Aşk her şeyin başlangıcı, ortası ve sonudur"

Dante: "Geniş varlık denizinin her yanında geniş bir aşk akışı vardır. Fiziksel devinim, bitkisel yasam, zihinsel yasam... hep evrensel aşkın derece derece yükselen aşamalarını oluşturur. Aşağı derecelerinde yanılmayan aşk, akılla aydınlandığı zaman iyilik ve kötülüğe eğilim kazanır. aşk kusursuz olmayan iyiliklerin üzerinde de vardır. Hatta irade, hile ve şiddet kullanmak yoluyla bir başkasının kötülüğüne çalışmış olsa bile yine aska uyar. Kötülükler asktan uzaklaşma oranında bir takim derecelere sahiptir ve kötülük aska yaklaşmak için sarf ettiği üç oranında erdeme yaklaşmış olur... cehennem bile adalet kadar aşkın eseridir."

Eugene Delacroix: "Aşkı anlatabilmek için yeryüzünde var olan dillerden başka bir dil ister"

Descartes: "Bir şey kendimiz için iyi, yani uygun gibi sunulmuşsa ona karşı aşk duyarız."

Duclos: "Aşk bıkılmayandır. Her şeyden bıkılabilir ama asktan ... hayır"

Epiktet: "Hareket etmenin nedeni 'istek' ve 'sevmektir', bu ise düşünmektir. aşk tutkudur. iyi ya da kötünün ne olduğunu fark edemeyen insan nasıl sevebilir"

Epikür: "Bilge olan evlenmez. Evlense bile aşkın vehimlerine kapılmaz... Bir uygarlığın yetkinliği ve insanlığı ancak kardeşlik ve sevgiyle olasıdır."

Douglas Ferrola: "Aşk kızamığa benzer, insan ne kadar geç yakalanırsa o kadar ağır geçer"

Faulkner: "Aşkı kitaplara soktukları iyi oldu, yoksa belki de başka yerde yasayamayacaktı."

Fenelon: "Sevmeden yasamak yasamak değildir. Az sevmek ise sürüklenmektir."

Feuerbach: "varlık sezginin, duyunun ve aşkın bir sırrıdır. Bu kişi, bu şey yani bireysel, yalnız duyumda, yalnız askta, mutlak bir değere sahiptir. Sonlu ve sonsuz orada bulunur. aşkın sonsuz derinliği ve aşkın gerçeği, bununla yalnız bununla kaimdir" "... En derin ve en yüce gerçekler duyumlarda saklıdır. Böylece genel olarak başımız dışında bulunan bir nesne varoluşun gerçek ve ontolojik belgesi aşktır, varoluşun asktan ve duyumdan başka belgesi yoktur."

Costance Foster: "Sevgi bizi zamanın yıkımından koruyan yıkılmaz bir kaledir"

François M. C. Fourier:
1) Geçici ya da keyif verici asklar ki, bu oyuncular, kahpeler, arsızlık aşkları gibi şekillere ayrılır.
2) Az çok bir süresi fakat kısır asklar ki, bunlar gözde aşklardır.
3) yalnız bir çocuk doğurtan geçici asklar ki, bunlar dölleyen aşklardır.
4) Karılar ve kocalar aşkıdır ki, bu iki tarafın isteği ile yıllarca sürer ve bir çok çocuk dogurturur. Fakat bunlar birbirleriyle yaşayıp yasamamakta serbesttir."

Freud: "Yaşam belirtisinin kökeninde duygulanma; duygulanmanın da temeli aşktır"

Geraldy: "Erkeğin yaradılışında sevmek yoktu. Ona aşkı öğreten kadındır"

Geothe: "Sevilenin kusurlarını hoş görmeyen sevmiyor demektir"

Efes'li Heraklitos: "Duyu organları akilsiz ruhlara hizmet ettikleri zaman kötü tanıklardır. Eşek samani altına tercih eder; köpek tanımadıklarına havlar. Domuz için çamur saf sudan daha değerlidir. Deniz suyu ister temiz ister kirli olsun, balıklar için kurtarıcı insanlar için uğursuzdur."

Victor Hugo: "Aşk bir deniz, kadın onun kıyısıdır."

Paul Henri D. Holbach: "insanlara kendi akıllarına saygı duymaları ve cesur olmaları telkin edilmeli ve kendileri için arkasından koşması gereken hayallere gereksinimleri varsa, doğruluk, iyilik ve barış sevgisini benimsemeleri öğretilmelidir"

Holty: "Aşk kulübeyi altından bir saraya benzetir."

Albert Hubbart: "Aşk yaşamdır deriz, ancak umutsuz inançsız aşk ölümden beterdir."

Konfüçyus: "Dinsel erdem, insanlığı sevmekle olanaklıdır. Bu sevgi hissi, aileden toplumdan hükümete dek karşılıklı olarak uzamalıdır"

François La Rocheffoucauld: "Tüm duygularımız ve tutkularımız rastlantı ve çıkarın eseridir ve bizim erdem, aşk, karşılık beklemezlik dediğimiz şeyler de hoşgörülerden başka bir şey değildir. adalet aşkı nedir? Adaletsizlik ıstırabından korkmaktır. aşk sahip olduklarımızın bizden alınması korkusudur. aşk duyuların bir hummasıdır."

Mevlana: "Bir aşkı başka aşk söndürebilir. Askta ne yükseklik, ne alçaklık, ne de akillilik ve akilsizlik vardır. Hafızlık, şeyhlik, müritlik yoktur. Sadece kepazelik, aşağılık ve rintlik vardır. insanin toprağını aşk şebnemi ile yoğurdukları için alemde yüzlerce fitne ve kargaşalık peyda olur. aşkın yüzlerce neşteri, ruhun damarlarına sokuldu ve oradan gönül adi verilen bir damla aldı... aşk öyle engin bir denizdir ki, ne kenarı vardır, ne de ucu bucağı."

Moliere: "Kadınların büyük tutkusu aşkı ilham etmektir. insanı aşkın güzellikleri yaşatır."

Montaigne: "Aşk utanma ve çekinmenin olduğu yerde vardır."

Mu-Ti: "Kim başkasını severse kendisi de sevilecektir. Başkalarını kazandırmış olan kendisi de kazanmış olacaktır. Tüm insanlar kendileri arasında karşılıklı bir sevgi hissederlerse, güçlüler zayıfları avlayamazlar, sayıları çok olanlar daha az sayıdakileri, baskıları altına alamazlar. Zenginler yoksulları asla baskıları altına alamazlar, usta olanlar da beceriksizlerle alay edemezler. Sevgide tarafsızlık, kişisel sevgide yanılmayı önler; tarafsız sevgi kişisel sevginin de güvencesidir."

Newton: "Aşk köprü kurmaktır. insanlar köprü kuracaklarına duvar ördükleri için yalnız kalırlar."

Robert Owen: "insana karşı sonsuz bir sevgi ve şefkat duyabilmek için dinsel inançlardan kurtulmak gerekir."

Pascal: "Aşk iradenin ereğidir. Her çeşit dışsal emir ve baskılardan çok usa uymak gerekir. iradenin ereği olan bu asktan başlayıp tutkuda sona eren bir yasam mutludur. Bunlardan birini seçmem gerekse 'aşk’ı yeğ tutarım. Biz aşk karakteri ile doğarız. aşk ruhumuz yetkinleştikçe gelişir ve bizi güzel görünen şeye sürükler. Bundan sonra artik bizim bu alemde sevmekten başka bir şey için var olduğumuzdan kim kuşkulanır? ... aşkın konusu güzelliktir ve insan evrenin en güzel nesnesi olduğu için dışarıda aradığı bu güzelliğin örneğini kendi içinde bulması gerekir. Bu itibarla insan ancak kendisine benzeyeni ve olabildiği kadar kendisine yaklaşanı sever. Sevmeye başlayınca eskisinden bambaşka bir insan olduğumuzu anlarız. Aşktan söz ede ede insan aşık olur."

J. J. Rousseau: "Aşk mutluluğunu evlendirdikten sonra da sürdürebilseydik, dünya cennet olurdu. Duygulu gönüller sevginin her türlüsü için duygulu değil mi?"

Shakespeare: "Değişiklikle karşılaşınca değişen aşk, aşk değildir... aşk gözle değil ruhla görülür."

Madame De Scudery: "insan sevmeye başladı mı, yasamaya da başlar."

Schiller: "Ey aşk, güzel ve kısasın... aşk insani birliğe, bencillik yalnızlığa götürür."

Seneca: "yalnız akilli bir insan sevmesini bilir. Sevip de yitirmek, sevmemiş olmaktan daha iyidir."

Stendal: "Aşk, coşku ve tutku olduktan sonra insan hiç sarsılmaz, bunlar olmayınca yasam neye yarar"

Cenap Sehabettin: "Kadın olsun, kitap olsun cildine aldanmayıp içindekilere bakılmalıdır."

Mark Twain: "Hiç kimse uzun süre evli kalmadıkça gerçek aşkın ne olduğunu anlayamaz."

Voltaire: "Aşk bir tablodur, onu doğa çizmiş ve hayal süslemiştir. tanrı kadınları erkekleri evcilleştirmek için yarattı."
Aşk kavuşamamaktir.
aşk kelimesinin kökeni sümer dilindeki ışk'tan gelmektedir.
ışk sarmaşık demektir.
erkekler için ne anlama geliyor bişi diyemeyeceğim (bi ara onu da anlatırım belki) fakat türk kızı için bi çeşit kurtuluştur aşk. aile baskısından kurtuluş. sokakta. okulda tacizden kurtuluş. teyze, hala, kuzen, komşu, kız kardeş dedikodusundan kurtuluş. mahalle baskısından kurtuluş. sevdiği adamı bulacak ve kurtulacaktır bu kısır döngüden. kendine bir alan oluşturup, hayallerini gerçekleştirecektir.

ama erkek farkında olarak ya da farkında olmadan bu ruhu kurtarıp azad etmeyi planlarken kendi kafesine tıkayıverir. özgür bırakacam derken, kendi kafesine tıkmamamalı insan kimseyi.

işte bu entry de tanım değil, nasihattir erkeklere.
Aşk tamamen ruhsal bir bozukluk durumudur. Daha ötesi yok.
öğrenilemeyen şirin bir duygu.
böyle çiçek gibi böcek gibi sevimli mi sevimli şey.
şairlerden öğrenmeye kalktığımda ise çok üzülmüştüm. hayal kırıklığından hemen geri döndüm. artık şiir okumuyorum.
hayatı daima iyi tarafından görmektir.
aşık olunmaz, aşık olundurulur.
Sobalı bir ev hayal edin. Henüz her şeyin moderniteye bulanmadığı zamanlarda. Tüm aile tek bir odaya toplanır, sobanın ısıttığı odada belki diz dize oturup o akşam tv'de ne varsa o seyredilirdi hani. Eğer evin reisi maaşını yeni almışsa orta lüks karışık çerez küçük tabaklara paylaştırılır, herkes televizyona dikkat kesilmişken bir yandan da o çerezden ufak ufak atıştırırdı. Hani şu kabak çekirdeği ile beyaz leblebinin en sona bırakıldığı hatta belki yenilmediği , tabakta bulunan üç beş bademin lüks sayıldığı çerez tabaklarından bahsediyorum. Neyse olayı çok romantikleştirdik, aşkın tanımına gelelim. işte aşk o tabaktaki o üç beş badem gibidir. Sizin için bir hazine, biraz daha iyi hissetme aracı. Acele etmeden yavaş yavaş yiyerek tadını çıkardığınız küçük bademler. Ve genelde o bademlerden biri illa acı olur, aşkta da böyledir. Acı bademi bir kere tattınız mı ağzınızın tadı tuzu bozulur, bir daha ağzınıza lokma koymak istemezsiniz.
Şu cumleden hareket etmek istiyorum: iyi orta her zaman gol olmasa da olur. Efenim siz kendinizi hazirlayin, aşkın geldigini hissediyorsaniz iyi bir orta atacak şekilde dürüst olun, kendinize güvenin gol olur mu olmaz mi gerisini kader kismete birakin.
Ne yazıyla yazabilirsin ne sözlerle söyleyebilirsin. Ancak o duyguyu hissedebilirsin o da yaşanarak olabilir aşkı tatmadan ölmek hayattaki en büyük nimeti bırakıp gitmektir.
götüm gibi ruh halinin, o gelince şımarık bi süs köpeğine dönüşüvermesi. mis gibi kokusuna bağımlı olmak, o, o, o. şanslıyım olum, geberene kadar birlikte uyuycam.
Aşk; başka birinin üzerinden kendini kaybetme ve yaşamak için kendini kandırma sanatıdır...
https://www.youtube.com/watch?v=e0o6qMDgEbY
Sevmek icin yurek, surdurmek icin emek ister.
Aşk şarkılarının en güzelini ben okurum demiş Özlem Ağırman denen bir kadın aşkta sitemi yokmuş hatunun
https://www.youtube.com/watch?v=IRBNr3jYSNA
Belki milyonlarca şarkıya konu olmuştur
Ancak anlatılabileceğini sanmıyorum.
Zaten anlaşılsa bile anlatamayız.
Bir anime müziği düşünün ve arka fona koyun. Dinlendirici, sizi heyecana koşturacak bir hisse kapılacaksınız. Güzel ve ucu bucağı gözükmeyecek, rengarenk çiçeklerin arasına serpilmiş yeşil bir örtü çizin; tepelerine sevimli bulutlar ve güneşi koymayı unutmayın. Gözlerinizi yumun. Yanınızda olmasını istediğiniz bir yüz düşünün. zevkinize göre giydirin. Rüzgarı yüzünüzde, çiçekleri burnunuzda hissedin. Ellerinden tutun; çizdiğiniz kır resminin sonuna doğru, tuttuğunuz elin, müziğin, rüzgarın ve bulut arası güneşin etkisiyle koşun. Sona geldiğinizde düşünüzden bir istekte bulunun ve ağır çekim rica edin. Ağır çekim eşliğinde uçurumdan atlayın. Gözlerinizi açın. Sakın ola bir son çizmeyin! Bu düş hiç bitmesin isteyeceğinizden eminim. Havada onu öpmeyin büyü bozulur ve düşünüz biter.

Zaten bu düşteki tema gerçek aşkın sonunun olmadığıdır. Arzularınızı, meraklarınızı ve beklentilerinizi sabırsızlıkla halletmeye çalışırsanız. aşkınızın bulacağı gibi hayallerinizde son bulur. Aşk tutkulu bir duygu olsa da; aşkı tutkular değil sonu gelmeyen heyecanlar ve beklentiler canlı tutar.

Başlığa uygun cevap olarak da aşk: Anlatılan mevzunun yaşanabilirlik derecesine verilen addır. varın siz düşünün ne derece olabilir.
görsel
En eski yalanlardandır.