bugün

tek gecelik değil tek hecelik bir kelimedir.
aşksız hayat , osurmadan sıçmak' gibi anlamsızdır.
yaşıyor olanların var olduğunda, yaşamamış olanların ve yaşayıp da bitirmiş olanların olmadığında ısrarla direttikleri, kanıtlamak için örnekleyip durduğu his. ayrıca bir tarifi olmayan histir. belki her seferinde ve her kişide farklı şekilde ortaya çıktığı için asla bir tarifi de olmayacaktır.
bozulmaya yüz tutmuş televizyon gibidir. önce kumanda arıza yapar, pil değiştirirsiniz işe yaramaz. devredışı kalır kumanda, her seferinde yerinizden kalkarsınız kanal değiştirmek için. sonra tüpü bozulur o televizyonun. renkler siyah beyaz olur, ses ve görüntüde dengesizlik başlar. ara ara donar televizyon. 'miadı doluyor yavaş yavaş' dersiniz ve fakat kullanmaya devam edersiniz yine de..ses vermeyeceği güne kadar ve o gün gelir çatar. susar televizyon. kendinizce hamleler yapıp tekrar görüntü almaya çalışırsınız ama işe yaramaz artık. sessizce evin bir köşesinde bekler o televizyon. belki bir gün kendiliğinden çalışır diye düşünür, atamaz ya da tamire götüremezsiniz. tamirci; 'olmaz bu' diyecek diye korkarsınız. sonra bir sabah cesaret gelir bünyeye, televizyonu kucaklar en yakın tamirciye gidersiniz ve korktuğunuz başınıza gelir. çalışmayacaktır artık o televizyon. üzülürsünüz ama en azından içiniz rahatlar. 'tamir olsa bile çok yara açacaktı bana, yenisini alsam daha iyi' diye düşünürsünüz. öyle işte..
aşk; insanın verdiği en amansız mücadele ve kendisiyle olan en çetin savaşıdır.
dunyanin en guzel duygusu.
tabi duyguysa. *
bile bile yanılsama.
erkekler için hala anlaşılmaya çalışılan duygu, bayanlar için peşinden körü körüne gidilebilecek bir duygu yoğunluğu.
1 sesli ,2 sessiz harften oluşan ,gerektiği zaman gelmeyen gerekmediği zaman kapınız çalan bişeydir
yaşanmadan çözülmeyen sır.
Mevlana der ki '' Aşk; topuklarından etine kadar işlemiş bir nasırdır, ya canın acıya acıya adım atacaksın, ya da canını acıta acıta söküp atacaksın. her iki yolda da tek bir gerçek olacak: canın çok ama çok acıyacak! ''
insanların nafile yere tanımını aradığı fakat yaşayıp hissederken ne oldugunu yorumlamayı dahi unutturabilecek yoğun duygu halidir.

kökünde ihtiyaç,menfaat(pozitif anlamda)ve tamamlanma içgudusu oldugunu düşündüğüm ilişki halidir.o sebeptendir ki farketmeden bizi tamamlayan insanları seçer bilinçsiz halde bile bencillik yaparız.fakat eylen karşılıklı oldugundan bence adildir.
uyumakla uyanık olmak arasındaki hissiyat. şekerleme tadında.
aşık olmak, uçurumdan bakmak ve hatta uçuruma düşmek gibidir, tam da bu yüzden sevgiliye yar denir..
geçici şizofreni.
(bkz: aşk bir sabunsa köpürt beni pakize)
aşk iki insan arasında mülkiyetsiz bir yolculuktur.
Elif Şafak'ın 'Aşk' kitabından bir bölüm:
''Aşksız geçen bir ömür beyhude yaşanmıştır.Acaba ilahi aşk peşinde mi koşmalıyım mecazi mi, yoksa dünyevi, semavi ya da cismani mi diye sorma! Ayrımlar ayrımları doğurur.AŞK'ın ise hiçbir sıfata ve tamlamaya ihtiyacı yoktur.
Başlı başına bir dünyadır aşk.Ya tam ortasındadır,merkezinde,ya da dışındasındır,hasretinde.''
elif şafak'ın severek okuduğum kitaplarından biri. bukadar piyasada oluş ve onu asla anlayamayacak kapasitedekilerin eline düşüş sebebi kapağının çingene pembesi olması mıdır, içindeki aşk'ın postmodern romantik komedi filmlerden bozma olabileceği sanrısı mıdır orası tartışılır tabi.
(bkz: passion)*
insanın kendini bir şeye fena halde ikna etmesidir.
budur ask. gozyaslarima zor engel oldum.
--spoiler--
93 yaşındaki anneanne ile
+ anneane senin köyde dedemden önce sevgilin varmış anlatsana
- heee varıdı, memet
+ şimdi nerde yaşıyo mu?
- yaşıyooo yaşamazı mı
+ eee ne zaman gördün en son?
- gırk sine önce
+ ohaaaa, seviyo musunuz hala birbirinizi?
- şimdi burda ben ölsem o ağlar, orda o ölse ben ağlarım...
--spoiler--
beğenilen bedenlere hayaldeki ruhları koyunca olduğu sanılan şey.(acaip aşk tanımlayası var bu sabah)
bir sahilde martı kahkahaları eşliğinde gün doğumunu beklemektir dalga sesleriyle birlikte, bir şehre duyulan için. bu, istanbul için.
(bkz: let me kiss you)
güncel Önemli Başlıklar