bugün

82 Anayasası'na kadar atatürk inkilaplarının resmi adı.

61 Anayasası'nın giriş bölümünden şu cümleleri aktarmakta fayda var:

Anayasa ve hukuk dışı tutum ve davranışlarıyla meşruluğunu kaybetmiş bir iktidara karşı direnme hakkını kullanarak 27 Mayıs 1960 Devrimini yapan Türk Milleti; ....
Yurtta Sulh, Cihanda Sulh ilkesinin, Millî Mücadele ruhunun, millet egemenliğinin, Atatürk Devrimlerine bağlılığın tam şuuruna sahip olarak; ...
Türk halkını karanlık bir dönemden çıkaran siyasal, ekonomik, ve toplumsal alanda yapılan inkilaplardır. dünyanın bir çok ülkesinde insanların acı çekerek bedeller ödeyerek elde ettiği hakları, ATATÜRK' ün KURTULUŞ SAVAŞI sonucunda bu halka armağan ettiği yenilikler bütünlüğü.
siyasal devrimler
saltanatın kaldırılması (1 kasım 1922)
türkiye'nin yeniden idari teşkilatlanması (1921, 1924, 1930)
ankara'nın başkent olması (13 ekim 1923)
cumhuriyetin ilanı (29 ekim 1923)
halifeliğin kaldırılması (3 mart 1924)
çok partili rejim denemeleri (serbest cumhuriyet fırkası, 1930)
toplumsal ve sosyal alanda yapılan devrimler
kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olması(1934)
şapka ve kıyafet devrimi (şapka kanunu), 28 kasım 1925)
lakap ve unvanların kaldırılması (26 kasım 1934)
soyadı kanunu (21 haziran 1934)
miili bayramlar ve genel tatiller (27 mayıs 1935)
milletlerarası takvim ve saatin, yeni rakamların kabulü ve ölçülerde değişiklik (26 aralık 1925 - 26 mart 1931)
tekke ve zaviyelerin kapatılması (30 kasım 1925)
eğitim ve kültür alanındaki devrimler
millet mekteplerinin açılması (1920)
öğretimin birleştirilmesi (3 mart 1924)
medreselerin kapatılması (1926)
maarif teşkilatı hakkında kanun (1926)
harf devrimi (1 kasım 1928)
güzel sanatlarda yenilikler(1928)
türk tarih ve dil kurumlarının kurulması (12 nisan 1931, 12 temmuz 1932)
dil devrimi
üniversite reformu (1933)
üniversite öğreniminin düzenlenmesi (31 mayıs 1933)
köy enstitüleri (17 nisan 1940)
ekonomi alanında devrimler
izmir iktisat kongresi (1923)
aşar(öşür) vergisinin kaldırılması (17 şubat 1925)
çiftçinin özendirilmesi(1925)
örnek çiftliklerin kurulması (1925)
tarım kredi kooperatifleri'nin kurulması (1925)
kabotaj kanunu (1 temmuz 1926)
sanayi teşvik kanunu (28 mayıs 1927)
toprak reformu (1929)
i. ve ii. kalkınma planları (1933, 1937)
yüksek ziraat enstitüsü'nün kurulması (1935)
ticaret ve sanayi odalarının kurulması (1935)
hukuksal devrimler
mecellenin kaldırılması (1924 - 1937)
medeni kanun (1924 - 1937)
türk ceza kanunu (1926).
yeni anayasanın kabulü (1924)
teşkilat-ı esasiye kanunu (1921)
şimdilerde yok edilmeye çalışılan devrimlerdir.
yerel kültüre neredeyse düşman bir kesmin asrileşme düşüncesini batılı gibi görünme sığ çerçevesinden bir milim bile çıkarmadan halka zoraki bir şekilde benimsetmeye çalıştığı devrimlerdir. batı denen uygarlığın rönesans, reform, sanayi devrimi ve işçi sınıfının yarattığı demokratik kültürden beslendiğinin algılanamamış olmasından hareketle başarılı olamamıştır.
(bkz: atatürk devrimleri)
hala bize bunları devrim diye yuttururlar , nerde görülmüş yukardan aşşağa dayatmalarla devrim(!) yapıldığı? devrimler halkla olur , m.kemal'inkilere olsa olsa reform denir.eğer devrim nedir öğrenmek istiyen varsa
(bkz: ekim devrimi)
tepeden inme kurallardır.
çağdaşlığın ve yenilikçiliğin temelini oluşturur.

ayrıca, ''tepeden inme kurallardır'' diyenlerin, atatürk'ün harf devrimiyle ülkeye kazandırdığı latin alfabesini kullandıklarının farkına varmaları gerekir.
muasırlaşma sürecinin en fantastik öğeleridir.
birilerinin 'tepesine inen' kanunlardır.
kimi insanın beynine ziyandır. bunların bir kısmı algılamaya bile çalışmaz, algılamaya çalışanlar da algılayamaz zaten.

gerçek şu ki atatürk devrimleri bizim devasalaşmış bu kapitalist dünyada ayakta kalıp var gücümüzle savaşabilmemiz için en güzel çözümleri üretmiştir.

atatürk'ün devlet adamlığını eleştirmeye kalkanlara sormak gerekir. kaç siyasetçi acaba bu kadar cesur ve vatanperver devrimler düşünmüş, kaçı yapmaya cesaret edebilmiştir?

bu ülkede insanlar bir şeyleri değiştirmek için değil, hep kendileri için siyaset yaptılar.

biri hariç. o da atatürk'tü.

gazi olmuş bir adamın mücadele burda bitti demeden halkına ve devletine yıllar yılı sürecek güzel bir kader yaratma çabası alkışlanmalıdır. fazlası sadece dangalaklıktan ileri gelir.

bazı insanların dünyaları hep küçük kalacak. bazılarınaysa atatürk devrimleri bile yetmeyecek.

işte memleketin içinde bulunduğu karmaşa ve laik-yobaz çatışması da bundan kaynaklanır.

birbiriyle aralarında muazzam bir boşluk olan bu iki kutup bir diğeri bir şekilde eğitilmeden asla birbirleriyle doğru düzgün yaşayamayacaklardır.

nitekim atatürk de bu yüzden bu uygarlaştırma çabasına girmiştir.

gelgelelim bu müthiş projeler sonraki idarecilerin bencilliği, askerin bilinçsizliği ve halkın bugün tasım dolsun gerisi hikaye tavrı yüzünden anlamını yitirmeye yüz tutmuştur.

her biri ayrı ayrı devrimdir ve bugün avrupa'da hangi bilim insanıyla tartışmak isteseniz size gülüp geçecektir.
bürokrasi, münevverler ve aydınlardan mürekkep devlet aygıtının kucaklarında büyütmeye çalıştıkları burjuvazi için geliştirdikleri, bazıları sadece şehirlerde yaşayan orta sınıfları ilgilendiren bir takım reformlara verilen genel adı.

kemalizm devrimci değildi, yaptıkları da devrim değildi. atatürk devrimleri denilen şeyler, tanzimat ile başlayan batılılaşma sürecininin sonuna doğru yapılmış bazı değişiklikleri içerir.

devrim dediğimiz olay halka rağmen olmaz. mustafa kemal devrimleri denilen icraatlar örgütlü halk yığınlarının alttan gelen tepkisiyle değil, silahlı devlet gücüne sırtını dayamış muktedir güçlerin tek partili bir meclisten çıkarttığı kanunlarla yapılmıştır.

meclislerden çıkan kanunlarla devrim yapılmaz.
Gerçekte Atatürk devrimleri, yeni Türkiye Devleti’nin temellerinin atıldığı 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışıyla başlar. Bu bakımdan ilk devrim rejim devrimidir: «Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir». Halkın seçtiği Büyük Millet Meclisi’nin egemenliği millet adına kullanması ile yürürlüğe giren bu devrim 1 kasım 1922’de saltanatın kaldırılması ve 29 ekim 1923’te Cumhuriyet’in ilân edilmesiyle tamamlanır. Fakat egemenliği padişahtan alıp millete vermek yeterli değildi. Osmanlı imparatorluğu’nun kalıntısı ve Türk milletini uygar batı milletlerinden ayıran bütün sosyal, kültürel ve ekonomik etkenler duruyordu. Bunlarda değişiklik yapılmadıkça Türk milletini çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırmak güçtü. Bu nedenle ‘Atatürk bir sıra devrim hareketine girişti ve 15 yıllık kısa bir süre içinde (1923-1938) bunları gerçekleştirdi.

Kaynak: http://www.yeniansikloped...devrimleri/#ixzz2OP2gFD1G
halka rağmen yapılmıştır. eğer ingiliz mandasını kabul etseydik ve başımızda bir ingiliz valisi olsaydı bu kadarını beceremezdi.
şimdi en ufak bir değişikliğe karşı çıkanların bu zorlama devrimleri çılgınca alkışlaması ciddi bir tutarsızlık örneği.
devrimlerin ülkemize ne gibi bir yararı olduğunu bana küfürsüz anlatana dondurma ısmarlıyorum.

not: türkçü ve toplumcuyum.
ciddi ciddi yıllardır beynimi kurcalayan devrimlerdir. bizleri ilkokulda ''türküm, doğruyum, çalışkanım'' palavrasıyla alıştırdılar milliyetçiliğe ve ırkçılığa. yıllar geçtikçe daha çok arttı. saçma sapan yalan tarihi öğrettiler.
evet tarihe bakarsak 100 yıl önce dünya üzerinde milliyetçilik akımı hüküm sürerken, ülkeyi bir arada tutmak gerekiyordu. islam kisvesi altında yapmak istemedi bunu atatürk . haklı gerekçeleri olabilir ama türklük kisvesi altında yapması bence çok büyük hata oldu.

tekke ve zaviyelerin kapatılması eyvallah
Saltanatın kaldırılması eyvallah
Halifeliğin kaldırılması eyvallah

Soyadı Kanunu zaten dünyanın sonuna kadar sarıların sülo olarak gidecek değildik. osmanlı da bununla ilgili çalışmaları mevcuttu.
şapka ve Kıyafet inkılabı demokratik değil.
Laiklik yanlış anladığımız bir kavram.
harf devrimi hala anlam verememişimdir. ingiliz sempatizanı bir ülke yarattı bu gerçek.

neyse böyle uzar gider. kurtuluş savaşı kisvesi altında yapılan gizli antlaşma yı görmediğim sürece ölene dek beynimi kurcalayacaktır.
bir gün, uyulması seçmeli hale gelecek olan devrimlerdir.
(bkz: #20929159)
bir dizi saçmalık, neyse ki artık ipleyen pek kimse kalmadı.
ATATÜRK DEVRiMLERi DiYE BiZE YUTTURULAN ŞEYLER
BÜTÜN KANUNLARI ECNEBiDEN ALACAKSIN HIRiSTiYAN KÜLTÜRÜNE GÖRE YAPILMIŞ KANUNLARI MÜSLÜMAN BiR TOPLUMA DiKTA EDECEKSiN BUNUN ADINADA DEVRiM DiYECEKSiN
iŞTE KANUNLAR VE ALINDIĞI ÜLKELER
iDARi YARGILAMA USULÜ KANUNU FRANSA
MEDENi KANUN iSViÇRE
TÜRK CEZA KANUNU iTALYA
TÜRK TiCARET KANUNU ALMANYA
CEZA MUHAKEMELERi KANUNU ALMANYA
BORÇLAR KANUN ALMANYA FRANSA
.........
(bkz: kim il sung ilke ve inkilapları)
hala şuradan buradan aldık diye sızlayan cahilleri gösteren gösteren devrimlerdir.
Üzerinden 90 sene geçmiş, adamlar üzerine daha modernist ve devrimci inkılaplar bile getirebilecekleri halde vay efendim ceza kanunu italyadan alındı, vay medeni kanun isviçreden alındı diyorlar hala. Dünya üzerindeki medeni kanunların tamamına yakını avrupa kökenlidir zaten. Eğer medeni kanunu çin yapsaydı çinden, iran yapsaydı irandan alırdık. Bu kadar basit. Daha mükemmel ve medeni olanını istiyorsan sen oturup yapacaksın. Boş keseden atmak kolay tabi. Ama bunlara kalsa herşeyi suudi araplardan, vahabilerden, yemen illerinden alalım. Adamlar ortaçağ zihniyetiyle geldiler, ortaçağ zihniyetiyle gidecekler. Sonra da islam dünyası neden geri kalıyor...
(bkz: Toplama Bilgisayar gibi ülke kurmak)
Tek tek yazmaya gerek duymadığım devrimlerdir.internetten atatürk devrimleri diye kolayca bulunabilir.Bana göre atatürk'ün bakışı bile bir devrimdir benim gözümde.
Arap yalakalarının, Suudi götü yalayanların beğenmediği devrimler. Adam ne yapsın, medeni ülkeler nasıl medeni olmuşsa aynısını getirmeye çalışmış. Ne yapsaydı 4 karı almayı serbest hale mi getirseydi, kadınların dışarı çıkmasını mı yasaklasaydı? Erkekler ihramla mı gezseydi sokaklarda? Kadının şahitliğini kabul etmeyecek kanunlar mı düzenleseydi? Kadını mirastan men mi etseydi? 3 kere boşol demeyi esas alıp aile hukuku mu oluştursaydı? Atatürk e küfür eden türbanlı hatunlar acaba kimin sayesinde oy verme hakkına eriştiler amına koyayım?