bugün

erich maria remarque'ın yazmıs oldugu romandir. konu olarak birinci dünya savasinda alman ordusuna gönullu katilan bir askerin yasadiklaridir. kitapta yasanilmis seylerden yola cikildigi icin geecekci, bir solukta okunan bir eserdir. bu eser dunya edebiyat tarihinde savasa karsi yazilmis ilk roman olmakla beraber yazildigi tarih olan 1929 senesi ile sanki dolu duzgun dizigin ikinci dunya savasina kosan almanya'ya bu uyari idi.
bu kitap, ne bir şikayettir, ne de bir itiraf...
sadece, savaşın sillesini yemiş, aralarında mermilerden kurtulanlar olsa bile, yıkıntılarından kurtulamamış bir kuşağı anlatan bir denemedir. *
savaşın ortasında aynı çukurda kaldıkları düşman askerini öldürdükten sonra, romanın baş karakteri Paul'ün düşünceleri:

"arkadaş, ben seni öldürmek istemedim. bu çukura bir daha atlayacak olsan, sen de akılsızlık etmediğin takdirde, yapmam böyle bir şey. ama sen benim için önceden sadece bir tasavvur, bir karar uyandıran bir tertiptin; ben bu kombinezonu bıçakladım. senin, benim gibi bir insan olduğunu ancak şimdi görüyorum. ben senin el bombanı, süngünü, silahlarını düşündüm; karını, yüzünü, ortak taraflarını ben şimdi görüyorum.

affet beni arkadaş, biz bunları daima geç görürüz. ne diye bize boyuna söylemezler, sizin de bizler gibi çaresiz yaratıklar olduğunuzu, sizin annelerinizin de bizimliler kadar endişe ettiğini, hepimizin ölüm karşısında hep aynı acıları yaşadığımızı ne diye söylemezler?

affet beni arkadaş, sen benim nasıl düşmanım olabilirsin? biz bu silahları, bu üniformaları çıkarıp atsak sen benim kardeşim olabilirdin, Kat gibi, Albert gibi. al ömrümden yirmi seneyi arkadaş, al da kalk! al daha fazlasını, ben bu ömrü ne yapacağım, artık bilmiyorum çünkü."
askerlik karşıtı bir kitap olduğu sanılır... ancak, bu kitap binlerce genç üzerinde ters etki yaptı... arkadaşlığı, dayanışmayı anlattığı için...
Sinema tarihine Hollywood'un kazandırdığı ilk savaş karşıtı film olarak ünlenen,bir çok ödülün yanı sıra 3 dalda da oscar kazanan film,
kısaca konusu; çıkarlar için yoldan çıkarılmaya yönlendirilen genç beyinler...
Çekildiği yıldan dolayı teknik olarak eksiklikleri şimdiki seyircinin gözüne batsa da, verdiği mesajlar ile müthiş. Savaşı belki de en gerçekçi gösteren filmlerden. Ayrıca olayın karakterlerinin ve hikayesinin Almanya tarafından olması ile yeri ayrı. Filmde çok mükemmel, derinlikli sahneler var.
almancasi im westen nichts neues olan, 1928 yilinda kaleme alinmis, savasi tüm ciplakligiyla ve ürkütücülügle genc bir askerin gözünden anlatan bir Erich Maria Remarque kitabi. yazar kitabini apolitik olarak adlandirsada kitap savas karsiti yazilmis olarak degerlendirilmektedir. remarque in kitabi özellikle apolitik bir sekilde yazmaya calismasinin sebebi kaybedilen savasi hakli cikarmaya calisan ve cephede savasmis askerlerin anilarini kahramanlastirip kendi cikarlari icin kullanmaya calisan weimar cumhuriyeti politikasidir.
Orjinal adı "Im Westen nichts Neues" olan erich maria remarque eseridir. savaşın korkunçluğunu ve anlamsızlığını tüm çıplaklığıyla anlatan bir romandır. ilk kez almanya'da 1929 yılında yayımlanmış ve ilk yılında 26 dile tercüme edilmiştir. 1933 yılında yakılan kitaplar arasındadır.
dünyada savaşlara karşı yapılmış en büyük başkaldırıdır.
aynı adlı romandan -en az iki defa- uyarlanmış sinema filminin adı.
yazar savaş anında yaşadıklarını çok iyi anlatmıştır. almanların 1.dünya savaşında fransız hucümlarına nasıl karşı koyduğunu ve aslında madalyonun öteki yüzünün sanıldığı kadar kolay olmadığını ortaya koymuştur.

--spoiler--
polonya asıllı katchanzky karakterinin ölümü, bünyeye çok büyük bir etki bırakır. anlayın yani, o kadar sağlam betimlemeler ihtiva ediyor.
--spoiler--
savaşı ve insan doğası üzerinde meydana getirdiği yıkımı en güzel anlatan eserlerden birisi belkide en iyisi. henüz 19 yaşında kendini savaşın içinde ölümle burun buruna bulan bir gencin aktardıkları çıkıyor karşımıza. keşke savaşlar olmasa ve insanlık bu derece vahşeti tecrübe etmeseydi diyoruz.

------------------------------------alıntı-----------------------------------------
.. bizler gençlik falan değiliz artık. dünyayı fethetmek istediğmiz de yok. kaçan kimseleriz. kendi kendimizden kaçıyoruz. on sekiz yaşında dünyayı ve hayatı sevmeye başlamıştık. sonra da aynı şeylere ateş etmek zorunda kaldık. patlayan ilk obüsler, kalbimize rastladı. eylemlerle, çabalarla ve ilerleyişlerle ilgimizi kestiler. böyle şeylere inanmıyoruz; savaştan başkasına inandığımız yok.

------------------------------------alıntı-----------------------------------------
kişisel bir entry gibi olacak ama, beni ben yapan kitaptır.

nereden elime geçti, neden okudum o yaşta bilmiyorum ama, o günden sonra bir daha inanmadım hiçbir ideaya. hep fakir insanlar ölür, hep çiftçiler en son kaçar mantığı bir daha çıkmadı kafamdan.

kitaptaki devletler savaşır, liderler akıl yürütür, ama hep garip insanlar ölür teması hiçbir zaman değişmedi zaten dünyada.

4 kere okudum hepsinde biraz daha büyüdüm resmen.

gerçek olan tek şeyin sevebilmek yetisi olduğunu anlatmasa da, ona bağlayan efsane kitap.

yaşar kemal'in de yazılmış en iyi kitap olarak seçtiği kitaptır.
erich maria remarque'ın çok güzel bir eseridir. 1.dünya savaşında yaşanmış olayları ele alarak yazılmıştır. nacizane tavsiyem, kesinlikle orta okul ve lise seviyesinde okutulmalıdır. bu tarz edebi eserlerin okunması sayesinde, dünya ya bakış açısı çok farklı bir neslin yetişmesi kaçınılmaz olacaktır. gereklidir. okuyunuz azizim.
çoçukken uyarlanan filmini izlediğim ve büyüyünce savaşın ne kadar anlamsız birşey olduğunu bir daha izledikten sonra anladığım eserdir. ayrıca izlediğim ilk savaş filmidir.
batıda kocaman bir cephe açan ve aslında doğuya göre küçük olan bir cephede kan kusan Almanların gözüyle bakarsanız, savaş anlamsızdır. O cephede savaşan, ülkelerini koruyan Belçikalılara, Fransızlara bakarsanız o kadar anlamsız gelmeyebilir. Nitekim, anzaklar ve türkler için Çanakkale'de savaşmanın içi farklı duydularla dolar.

Bu gözle izlendiğinde farklı algılanabilecek, eleştirilebilecek bir konu üzerine, harika bir ritm ve akıcılıkla çekilmiş film.
Engin Yayınlarından çıkma olan kitap; Garp cephesinde yeni bir şey yok olarak yayınlanırken diğer yayınevleri Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok olarak yayınlamışlardır kitabı. En son Everest Yayınları son baskısını yapmıştır. Zaten Engin Yayınlarından çıkma kitabı okumanızı tavsiye etmiyorum çok fazla imla hatası var. 1930 yapımı Lewis Milestone filmi ise benim izlediğim yerden dolayı mı bilmiyorum ama kitaptaki olayların sıralamasını birbirine katarak anlatmış, bazı yerlerdeki cümleler kitapla birebirken bazı yerler ya atlanmış ya da atıyorum 2 yıl sonraki olayla 2 yıl önceki olay bir arada gösterilmiş. 1973'de yapılan filmi ise izlemedim ne yazık ki. 2013'te yeni bir yapımı çıkacak onu bekliyorum.

Kitabın bence en unutulmaz cümlesi: "Ama valla bir imparatorun sen-ben gibi helaya giden bir adam olduğunu benim aklım almıyor."

ve kitap ve film ile ilgili bir yazı: http://www.egetarih.net/s...hesinde-yeni-bir-sey-yok/
savaşın anlamsızlığı üzerine yazılmış en iyi romanlardan biri. akıcı dili ve küçük hacmi sayesinde bir gecede bitirilebilecek ama uzun süre etkisinde kalınacak bir kitap. hele romanda bir Kantorek karakteri var ki, herkesin hayatında buna benzer öğretmenler olmuştur...
"Yer yüzünde binlerce Kantorek var, hepsi de tam anlamıyla emindirler ki dünyada doğru yol bir tanedir, o da kendi gösterdikleri yol!"
savaşın saçmalığına işaret eden başyapıttır. remarque, gözlerinin önünde arkadaşları öldükten sonra, gece, radyodan '' batı cephesinde yeni bir şey yok '' anonsunu duyar ve üzüntüden kahrolurmuş. yazdığı esere de bu ironik adı vermiş.
harikulade bir uyarlama film. kitabını okumuş biri olarak filmin de aynı etkiyi yarattığını söyleyebilirim. 1930 yılında gösterime girmiş ve zamanının hayli ilerisinde olduğunu hissettiriyor. askerlik psikolojisini ve savaşın trajedisini daha iyi yansıtabilen bir film var mıdır bilmiyorum?

sanat eseri, başyapıt; mutlaka izlenmeli.
batı cephesinde yeni bir şey yok.
savaş karşıtı olduğu ve alman gençlerini küçük düşürdüğü gerekçesiyle italya ve Almanya'da gösterimi yasaklanan film . kitabı ise almanya' da kitap yakma eyleminde yakılmıştır .
cephede hapis cezasının ağaca bağlanarak verildiğini öğrendiğim kitap.
--spoiler--
subayla ere aynı aş
subayla ere aynı maaş
verirsen anında biter savaş
--spoiler--
Müthiş bir kitap. Savaşla ilgili aynen benim düşündüğüm gibi düşünen birisinin daha yaşamış olmasına çok sevindim. Konuyla ilgisi olmayan insanların birbirini öldürdüğü düşüncesinde hemfikiriz Remarque'ciğim.

Özellikle yakın temasta birini öldürdüğü ve onun ardından hissettiklerini yazdığı bölüm kusursuzdu. Ancak bu kadar hisli yazılabilir herhalde.