70 küsur yaşındaki adama saldırarak çok delikanlı olunuyor zaten. adam sakinliğiyle anıtlaştı resmen, saldırganları muhatap almadıkça çıldırdılar.ama yok başka bir ihtimal yok,zulümleri arttıkça sonları daha hızlı gelecek.tarih bugüne kadar bunu hep böyle yazdı.

ne atatürk’ün ne de atatürkçülerin böyle bir derdi yoktur.bu soruyu soran kendisine böylesi bir dayatmanın yapılmasını istemektedir ama avucunu yalayacaktır.

birkaç aya kalmaz dönecekler ve sosyal demokrat ve atatürkçü olacaklar ya işte biz o gün delireceğiz.

“erkek çalışmalı mı” diye de soruyorsanız sorulabilecek sorudur.yoksa kimin me haddinedir dünya nüfusunun yüzde ellisinin yaşam biçimi hakkında genelleme yapmak, soru sormak?

her akşamüstü fatih portakalı beklerken maruz kaldığımız seviyesiz program. ananem hiç kaçırmıyor,zira 83 yaşında ve algılaması biraz azaldı.hadi anlayabileceği bir şey açalım derken ailece narkoz almış gibi oluyoruz. fox tvye hiç yakışmayan bir program, acilen kaldırılması ve milletin zekasına daha fazla hakaret edilmemesi gereken bir yarışmadır.işin bir de gelin kaynana rolleri üzerinden yürütülen toplumsal cinsiyet dayatması kısmı var ki ona hiç girmeyeyim. sadece bu iki kelimeyi bir araya getiremeyen,avam kadınları karşımıza çıkarmayın artık.10 bin lira için kepaze olmalarını şov diye yutturmayın.zuhal topal denen sevimsiz kadın ve kocası milyonlar kazanacak diye bu kadınların ağız şapırtısını meşhur etmeyin.dedim gidiyorum.

halkta imamoğlu halkı sokağa dökecek tedirginliği yaratmaya çalışan güruhtur.bilmiyorlar ki gezi biz isteyince başlar siz isteyince değil.

mazbata göreve başlamak içindir.başkanlık sıfatını elde etmek için ysk sonuçları yeterlidir.kaldı ki şimdiye kadar belediye başkanları sadece aa sonuçlarına dayanarak kendilerini başkan ilan ediyorlardı. adamın arkasında medya gücü yok, milyon liralık afiş astıracak para yok. zekice bir hamleyle bir nevi malumun ilanını yaptı.

istanbul büyükşehir belediye başkanıdır.

neden hala eyyyuooouuuyyyyy ysk diye bağırmadığını merak ettiğim zat.zavallı akp istanbul il başkanı yırtınıyor bişeyler diycem diye.

seçimlerde memur veya müşahit olarak görev almış herkes bilir bu gerçeği.onlar oy vermeyi sıçmak gibi yaparlar. kabine girer, pusulanın fotoğrafını çeker, çıkarken oyu kime verdiğini belli edecek bir işaret mutlaka belirtir.bu dediğim birinci tip akplidir.ikinci tip bir öfkeyle gelir,sanır ki bütün ülke onun oy kullanmasını bekliyor,bütün bu seçim sadece onun için yapılıyor.gelir,kabine girmemeyi tercih eder ama uyarılar sonucu mecbur girer.birkaç rte güzellemesi yapar. ister ki daha da konuşayım herkes beni dinlesin. bir şekilde ikna edilir sandık başından uzaklaşır.üçüncü tip akpliye kızılamaz.çoğunlukla okuma yazması yoktur.ona sadece “ampule vur “ denmiştir.denileni yapar. büyük ihtimal eve gidince seçim sonucunu takip etmeyecektir. seçimin ne için olduğundan da haberi yoktur.ampule vurursan oğlunu işe koycaz denmiltir ona o da gelmiş ampule vurmuştur. ona hayatında ilk kez birileri o seçim günü hanımefendi beyefendi diyordur.mahçup gülümser. işte halihazırda akpliler oylarını böyle kullanırlar bu gizli oy açık sayımlı seçim sistemimizde.

herhangi bir yere gümbür gümbür gelmek adamın var oluşuna ters bir kere.onu bir parça çekilir kılan özelliği varsa o da budur zaten.herif hayatı slow motion yaşıyor, gümbür gümbür geliyor diyorsunuz yahu pes.

şu karanlık günlere 17 yılın sonunda umut olmuştur.ak trollerin saldırmaları ve hakaretleri umutlarımızı arttırmaktadır. demek harbi iyi adammış.yürü eko başkan,seninleyiz.

ilk kısmının kesinlikle doğru olduğu önerme.akp bitiş çizgisine yaklaşmıştır doğru ama kemalizmin kazandığını söylemek için erken.çünkü bu seçim ideolojik mücadeleden ziyade topyekün bir anti faşizm dayanışması olmuştur. dayanışma içinde olan ve kazanan grupta sosyal demokrat da var,muhafazakar da milliyetçi de komünist de. anti faşistler, anti emperyalistler galip gelmiştir bu kesin.ve bir de 17 yıldır ilk kez koyduk muuuuu naraları duyulmamış,havai fişekler, kornalar, mermiler beyinleri becermemiş, oy pusulasında muhalif partilere hareket çekilen fotoğraflar paylaşılmamıştır.insanlarla mutantlar arasında bir seçim olmuş ve insanlar kazanmıştır.

dünya kadar kitap okuyan insanların osura osura tv izleyenler tarafından yönetiliyor olması.

akpli olup çomar olmama ihtimalleri de vardı ama nedense başlığı üstlerine alınmışlardır. “hırsız” dendiğinde birisinin üstüne alınması gibi.

bu entry rizeden yazılıyor: akpli kadınlar “bu sefer olmayacak ama napalım gene tayibe verelim “ diyerek yarı ağlamaklı oy kullanıyor. erkekler öfkeli “tutturdular bi muharrem bu nedir yahu” diye diye dolaşıyor. gençler fikir belirtmiyor. böyle bir gerginlik bir telaş var iktidar tayfasında. bizse sakiniz. neden sakin olmayalım ki? isviçre bankalarında zulalanmış milyon dolarlarımız yok, seçimi kaybedersek bize görünen hapis yolu yok. çalmadık çırpmadık, öldürmedik, aşağılamadık, ülkeyi peşkeş çekmedik, ihanet etmedik. bubseçimde olmazsa 6 ay sonra, eninde sonunda ve çok yakında yolcudur abbas!

hitlerin karşısındaki şarlodur.mizahla diktatör deviren lider olarak tarihe geçecektir.doğaldır,dinamiktir,donanımlıdır ve komiktir. boyu da uzundur (boy önemli) kazanır kazanmaz onu bilmem ama rte’nin ezberini bozmuş dengesini sarsmıştır. 16 yıl sonra rte dışında biri gündem belirliyor ve bunu çok sempatik tavırlarla yapıyor.o dip dalga hortum olsun yutsun seni inşallah tayyip.

kitapların özetlerinin okunacağı mekandırlar.zira reyiz öyle yapıyor.

aylar sonra sözlüğe girip yazmamda bana ilham kaynağı olmuş filmdir.lakin bu ilham "çok ağladım, iki paket selpak bitirdim " türünde bir ilham değil çünkü kore savaşıyla ilgili bir filme giderken beklentim farklıydı.her ne kadar filmin çatısı küçük kız ve asker süleyman üstüne kurulu olsa da yakın tarihe dair bir eleştiri yapar, bir mesaj verir diye bekledim. hele de oyuncu kadrosunun silme muhalif sanatçılardan oluştuğunu öğrendiğimde en azından savaş karşıtı bir duygu bekledim. filmdeki savaş karşıtlığı yalnızca 1950lerin soğuk savaş dönemindeki sosyalist ülkelere yönelikti. zombiden hallice çinliler ve onların karşısında şeker gibi amerikalılar. tarafları nerdeysen karikatürize eden betimlemeler gerçekçiliğe gölge düşürmüş. bununla beraber çocuğun askerlerle yaşadığı insani ilişkiler, komik anlar başarılı ve içten. ama keşke savaşta askerler istemediği şeyleri de yaparlar mesajını kuzey koreyi de şeytanlaştırmadan verebilseydi. örneğin savaş atı filminde iki taraf askerleri atı tel örgülerden kurtarmak için kendi aralarındaki ateşkes ilan etmiş ve aralarında insani bir diyalog kurmuşlardı. bizim aylamızdaysa bizim kahraman türk askerlerimiz koreliden daha koreli olmuş maşkoçoğlu gibi koşuyor düşmanın üstüne. ali atayın canlandırdığı karakter (bana her ne kadar mecnunun askere gitmiş hali gibi gelse de) yaman türk askeri timsali olmakta adeta. velhasılı kelam kötü film midir ayla? olur mu öyle şey?o çocuğun durgun bakışı, utangaç gülümsemesi, taner birsel'in gözleriyle oynaması,ismail hacıoğlunun oyunculuğu bile yeter bu filmi iyi yapmaya.ama işte keşke savaş filmi olacaksa savaş karşıtı olsaydı, savaş olgusuna karşı çıksaydı ya da sadece "sağ baştan gülün" emir kipinde kalsaydı.

halit ergençin gözbebekleriyle hatta kaz ayaklarıyla bile oynayabildiğini kanıtladığı dizidir.başka da bişey demiyorum.bi de leonu seviyorum ama onu bi dahaki haftanın entrysinde diycem.