bugün

o kadar güvenip kalbinizi teslim ettiğiniz kişinin aslında kalbinizi çoktan kapı önüne koyduğunu öğrenmektir. milyon kere yazıklar olsun demektir. bütün azalarınla... bütün hücrelerinle... sessiziğinle... ne yazık ki; buz tutmuş ama içinde tutuşan acılara düşen kirli bir çığ gibi birikir kin içinde.
hayatta alınan haberler içinde en acılarından biridir. öğrendiğiniz anda hayal kırıklığı, aşk, nefret, keder, kin gibi pek çoK duyguyu aynı anda yaşarsınız. bütün bunlara rağmen muhteşem bir deneyimdir.
başından aşağı kaynar sular dökülmesini kuru kuru yaşarsınız.
o boğaz kaç bin defa düğüm düğüm olur da, soluğunuzun geçişine izin vermez.

Hayattaki en acı sey bu olamaz dersiniz, yıkılmamak için. ağlamamak için. Gözyaşılarınızı hak mı eder o.

Önünüzde yeni bir hayat, yeni bir başlangıç var. bir de yeni bir siz varsınız. sakın mağlup sekilde devam etme, sakın..
aldatılmakdan daha acı birsey varsa o da aldatılmaya boyun eğmektir!
ilişkilerde karşılaşılcak en iğrenç durumdur.
onu seviyorken birden boğazına yapışabilecek kadar nefret etmek..
o geçişi yaşamak lasım.
her bünyenin bir kez de olsa bunu tecrübe edinmesi gerekir bence.
bir tek damla gözyaşı dökmeyene dek öğrenmek bunu , hatmetmek ayrılığı olgunluk sürecine ermektir.
götün götün gitmekle son bulur.
içinden kopar kopar gider yüreğin, ağlasanda fayda etmez bilirsin bilirsin ama ağlarsın rahatlayacağını sanırsın. Bazı geceler ağlayarak uyuya kalırsın. Sabah uyanırsın aklına ilk o gelir, telefona bakarsın her sabah attığı o güzel mesajlardan atmıştır dersin. Hayal kırıklığı.. Ama aldatıldığını öğrendiğinde yaşadığın kadar değildir canını acıtmaz o kadar. Yinede ağlarsın. Çözüm yolu dersin, içini dökme dersin ağlamaya devam edersin. Bir süre geçer ağlamamalıyım dersin kendine. Dizginlemeye çalışırsın o parçalanmış kalbini. Geçer bir ay aklına gelince o anılar, hayal edersin eski günleri yine ağlarsın. Bu kez özleminden ağlarsın, aldatılmanın acısını bastırdığından..
cinnet geçirmektir. dünya başına yıkılır bir anda, gözün hiç kimseyi görmez. ama çabuk geçiyor eğer ki affedersen.
acıtır... hemde cok!
terkedildikten birkaç hafta sonra, gizlenmemiş facebook hesabından eski sevgiliniz olan gerizekalının yeni bir "ilişkide" olduğunu ve bu ilişkinin başlangıç tarihinin henüz siz ayrılmadan önceye tekabül ettiğini farkettiğinizde başınıza gelendir.

tabii, bir kızdan aldığı 50 lira borcu bile ödemeye tenezzül etmeyen bir erkek müsvettesinden ne beklenebilirdi ki?
aslında seni bir çok kişi aldatmıştır. ailen, arkadaşların, kuzenlerin... ama o nasıl yapar bunu? bizim hayallerimiz vardı ama. doğacak çocuğumuza isim bile belirlemiştik. en çok neye yanarım biliyormusun. hayallerimi öldürüp beni kendime bıraktığına, benim sevgimi başka sevgilere değiştiğine. git şimdi! ben senin arkandan sayıp dökeceğim. bu kız orospu diyeceğim ona buna veriyor diyeceğim. içim yanacak inanmak istemeyeceğim bu söylediklerime ve hep seni düşünüp gecenin karanlığında veya yağmurlu bir akşam üstünde, düşlerime seni alıp seninle gezdiğimiz yerlere gideceğim. seni hala seviyorum. birtanem...
önce bir inanamazsın, inanmak istemezsin. başından aşağı kaynar sular mı desem soğuk sular mı.. boşanır üstüne. dünya durur. daha sonra algılamaya başlayınca iyice, kalbin kırılır, parçalanır. aklına gelir eskiler. boğazın düğümlenir. kendine üzülürsün, acırsın. pişmanlık duygusu artar gün geçtikçe. belki de ömür boyu unutmazsın o acıyı. kuyruk acısı mı deniyordu? evet o.
ramiz karaeski tabiri ile "yeğennnn biri seni bir kere aldatmışsa bu onun suçudur, eğer o kişi seni pek çok kere aldatmışsa bu senin suçundur yeğennnnnnnn" denilesi durumdur.
önce sizi şöyle bir sarsan, sonra da "ne de olsa ettiğini bulacak ve pişman olacak" şeklinde sarsıntıdan kurtulmanıza yol açan olaydır. unutmamak gerekiyor ki kime ne haksızlık ederseniz gün gelir 5 beterini çekersiniz. çoktan onaylandı...
pembenin nasıl saliseler icinde kan kırmızısına donusebilecegini kanıtlar durumdur. öğrenmeden aldatılıyorsan sorun yoktur bence.
onu bunu bırak, asıl aldatıldıgını öğrenip yine de gidememek acıtır.
kesinlikle affedilmemesi en doğrusudur. ihanet hırsızlık gibi bir durumdur. Bir yapan devamını getirir. Gün gelir karşınıza öyle biri çıkarki sizi aldatan kişiyle geçirdiğiniz her saniyeye lanet edersiniz. O şerefsizleri görmeden iyi insanları farketmezsiniz. Bu kazık yendikten sonra insanlar oldukça güçlenir. Öldürmeyen acı güçlendirir hesabı.
üzülüp ağlamak ve ya çıldırıp doğramak yerine;

"aa ne güzel bugün de yeni bir şey daha öğrendim." denmesi gerekir.
hayatın durdugu anlardan sadece birisidr.
eğer inanmışsanız karşınızdakinin sizi sevdiğine ve siz de onu seviyorsanız, sadece bir saniye kadar öbür tarafa gidip geliyorsunuz. sonrası ayrıntı. hiç geçmez sanılıp da geçen şeylerden.
ilk duyduğunuzda başınızdan aşağı kaynar su dökülmüş etkisi yaratsada zamanla anlıyosunuz ki aldatılmak hiç bişey değil aslında.hayyat daha ne acılar var can yakan.
görsel
şerefsiz o boyuyla nasıl kız tavladı anlamadım.
---
belki iyi biniyordur...
Ne aldatan olun ne aldatılan.

Tikkatli olmakta fayda var.
Erkek adam sevgilimin canı sağ olsun, aşkomun vardır bir bildiği der evet.
merak etmeyin ilk şoku atlattıktan sonra kurtulduğunuza sevinir hale geliyorsunuz.
Hiç aldatilmadim.

En azından ben böyle biliyorum. Zira ben bir erkeğe; "sensiz ölürüm, ne olursa olsun beni bırakma" cümlelerini hiç kurmadım, bu cümleler bende varmış gibi de davranmadim. ilişkilerim boyunca,; kapının hep açık olduğunu, istediği ya da istemediği an gidebileceğini hissettirdim.

Bir ilişki ömür boyu sürmek zorunda değil. ilişki, tek taraflı sevgiye düşünce karşıdaki buna minnettar kalıp sizinle cehennemi yaşamak zorunda değil. Sırf siz istiyorsunuz diye karşınizdaki koca bir hayatı gasp edemezsiniz. Sevginin bittiğini hissettiğiniz anda gidin ya da yollayın onu...bitmiş bir duygu ile ne kadar savaşabilirsiniz? işte tam da bu raddede orda biten duygular başkasında canlanabiliyor. Olmasa keşke ama oluyor. Hayat bu, gerçekler bunlar.

Erkeğinizin/ kadınınızin sevgisi bittiği halde onu kendinize zorlamak, sizi sizin aldatılmanızla ayacağınız güne davet eder.

Hiç sebep yokken de aldatan var, bunlara benim birikimim yetmiyor, empatim bir yerde tıkanıyor, anlamlandıramıyorum, adlandıramıyorum.