bugün

entry'ler (741)

7 haziran 2012 madonna istanbul konseri

yüz elli üçüncü denememde de biletix'in hata verdiği konserdir.
dünya gözüyle madonna'yı görecek olmanın aşkıyla temporarily down mücadelem sürecek!

o değil de koskoca madonna geliyor ulu sözlük'ün heyecanına bak, 40 entry. *

beşiktaşlı holiganların stada verdiği hasar

başlık konusunun tribün içerisinde yaşananlar olduğunu anlamayanlara tekrar tekrar anlatılabilecek durumdur.

sen o adamların kafasına meşale atarken holigan olmuyorsun değil mi?
benim kadar özeleştiri yapabil, ondan sonra gel sana hakaret etme hakkı vereyim.

bu taraftar deplasmanına dokunmasınlar diye seninle aynı safta yer almıştır, seni stadına davet etmiştir. sen müze kapısını kırınca kendini gladyatör sanacak kadar sarı lacivert bakarsan * elbette anlayamazsın.

bu ilk değildir, beşiktaş taraftarına özgü değildir. 'şerefsiz'ce tahriklerle maalesef son da olmayacaktır. savunulacak tek bir tarafı olmamakla birlikte, beşiktaş tü kaka denmesinin anlamı yoktur.

babayla girilen komik diyaloglar

sevgilisini size parlayan gözlerle anlattığı anlarda yaşanan diyaloglardır. en güvendiğiniz adamın annenizi aldattığı ortaya çıkınca bunu mantıklı sebeplere dayandırmaya çalışmasına kıçınızla gülmek istersiniz.

beşiktaş

yönetimine ayrı, muhalefetine ayrı kızdığım ama en çok taraftarına kızdığım takımım.

beşiktaşlı holiganların stada verdiği hasar

üzerlerine meşale atılan, biber gazından nefes alınmayacak halde gırtlak patlatan takım sevdalılarının eziyete tepkisidir bir bakıma da...

beşiktaşlı holiganların stada verdiği hasar

kendi taraftarının stadda uslu uslu oturduğunu, çıkarken bastığı yerleri temizlediğini zanneden yazarın çetelesidir. savunulacak bir şey olmamakla beraber ilk defa olmuş gibi ağlamanın melislikten başka açıklaması yoktur.

sözlük yazarlarının itirafları

7 senesini beşiktaş tribünlerinde geçirmiş biri olarak derbiyi Fenerbahçe tribününde izleyeceğim. gol atınca sevinememeyi yaşattır razıyım Beşiktaşım.

5 şubat 2012 fenerbahçe beşiktaş maçı

Beşiktaşımın gençlerinin efsane olma yolunda büyük adım atabilecekleri fırsat maçıdır.
futbolun; futbolcu ederiyle, yıldızıyla değil, akılla, mücadeleyle güzel olduğunu ve bu tarz maçlarda alınan paranın değil forma aşkının öne geçtiğini idrak ederlerse sonuç çok tatlı olur. Aksi takdirde bariz Fenerbahçe şanslı maalesef.

tribünlere gelirsek; taraftarıyla amigolarıyla olması gereken dostça yaklaşımlarla tüm baltalamalara güzel yanıt verilmiştir, böyle devam eder umarım. futbol deplasmanıyla güzel.

iktisat okuyan insan

eninde sonunda bankacı olacak insandır.
kaideyi bozmayan istisnaları seviyoruz o ayrı.

entry girilen başlığın en üste çıkması

tematik modda mümkün olmayan hadisedir.

(bkz: bir entry girdim hayatım değişti)
(bkz: vay anam vay neler dönmüş Serhat ya)

utanmadan hala fenerbahçe yi savunan kişi

gayet yerinde bir şey yapan kişidir. asıl sorun kişileri savunan kişidedir. camiayı, sevdalısı olduğu renkleri savunan zaten 'taraftar'dır; sen gibi, ben gibi...
sorun, camiana leke süren isimleri savunduğun an başlar.

not: beşiktaşlıyım.

rikimikipiki

bütün entrylerini silmiş olduğundan korkmakta olduğum yazardır. konuşmayalı neler oldu genç? nerdesin?

yapılmış en aptalca dalgınlık

yarsa da yatmasa da anlatacağım dalgınlıklardır.

16 ocak 2012 istanbul kar yağışı sebebiyle ben sıcak servisime kapağı atmışken metrobüs durağında mahsur kalan ve donmak üzere olan sevdiceğime moral vermeye, alternatif sunmaya çalışıyorum. anadolu'dan avrupa'ya geçmeye çalışan mültecileriz bugünlük.
ilk konuşmamızda çok parlak fikirler üretemedim, telefonu kapattık. daha sonra saksıyı daha süper çalıştırabileceğime inandığım konuma, yani servisin koltuğunu yatırarak ve ayaklarımı kalorifere daha da yaklaştırarak gayet rahat bir konuma geçtim. (birileri soğukta donarken birileri sıcağın tadını çıkarmalı dostum üzgünüm) o an radyodan trenlerin çok sağlıklı bir şekilde seferlerine devam ettiği haberi kulağıma çalındı. işte dahiyane fikir ayağıma gelmişti. hemen söğütlüçeşme metrobüs durağındaki buz tutmuş sevgiliyi aradım. söylediğimden, adım kadar emin olduğum ses tonumla; 'hemen trene biniyorsun, bakırköy'de inersin' dedim. 'denizi de trenle mi geçeceğim?' dediği an telefonu kapatıp norveçli balıkçılarla yaşamaya karar vermiştim.

kendisi hala beni sevdiğini söylüyor, ben kendimi nasıl seveyim sevgili?
ayrıca yıl olmuş 2012 hala anadolu ile avrupa'yı bağlayan raylı sistemimiz yoksa bu benim suçum mu?*

jamaican gold

Yüzüncü yıl kadrosuyla içtima alarak nostalji yapmıştır. sol frame'in canına okuması konunun Beşiktaş olması ve sabahın körü olması sebebiyle bence göz ardı edilebilir. *

afili lugat

dokuzuncu nesil yazardır.
hoş gelmiş.

formatı biliyor ne guzel ama kısa yazıyor gibi, daha çok yazsın daha çok okuyalım.

başbakanın lefter in töreninde yuhalanması

orada bulunması samimi gelmeyen başbakana gösterilen yerinde tepkidir.

(bkz: ne afedersiniz rumluğumuz kaldı) diyen bir başbakandan saygı beklenememesinin doğal sonucudur.

lefter küçükandonyadis

vefatı ile sadece Fenerlilere değil futbola gönlünü kaptırmış tüm taraftarlara yas tutturmuş efsanedir.
önce renkdaşı Emre belözoğlu gibilerin, sonra olayın topu sadece üç direk arasına sokmak olmadığını idrak edemeyenlerin örnek alması gereken, bugün Fenerbahçelilerin onu son yolculuğuna yakışır şekilde uğurladığı efsane forvettir.

bu da kalbi siyah-beyaz atanlardan gelsin;
http://i.imgur.com/2ryke.jpg

parayı bulunca yapılacaklar

etiket kaygısına düşmek. hayallerin ötesinde, sonradan olma zenginlerde istemsiz gelişen şey; 'para gani, niye gucci varken swatch alayım, hem buğracan'da da laciverti var'cılıktır. *

anneyle msn de konuşmak

kısa ve özdür. çoğunun çıkış noktası evlatlarıyla konuşmanın bittiği andır. ay ayşe'ye de bye diyeyim, fatma'ya da pastanın tarifini sorayım gibi oyalanmalar yoktur. soruyu sorarlar, cevabı alırlar ve çat diye kapanır o msn, çat diye.

sözlükte türeyen kız isimli nick alma sevdası

troll eğlencesidir. ancak asıl kız nickini alanın değil, onu sözlüğe aldıranın sevdası beni benden alandır.