bugün

Bir kaç güzel sözünü derlediğim zeki insan.

''Yüksek ruhlar, her zaman sıradan akılların şiddetli muhalefetleriyle karşılaşırlar.''

''Görelilik kuramım başarıyla kanıtlanırsa Almanya benim bir Alman olduğumu iddia edecek, Fransa ise dünya vatandaşı olduğumu açıklayacaktır. Kuramım gerçek dışı çıktığında ise, Fransa bir Alman olduğumu söyleyecek, Almanya ise bir Yahudi olduğumu açıklayacaktır.''

''Güzel bir kadınla yataktayken 1 saat 1 saniye gibi gelir, görelilik budur.''

''Tabiatta öylesine yüksek bir akıl kendini gösteriyor ki, insanın en ince düşünceleri ve buluşları bu aklın yanında sönük bir gölge gibi kalır.''

''Hala anlayamadınız değil mi? Önemli olan haklı ya da haksız olmak değil. Kavganın kazananı yoktur. Ya kaybedersiniz ya da daha çok kaybedersiniz. Önemli olan kalp kırmamak. Önemli olan yargılamadan,karşılıksız sevebilmek ve iyilik yapabilmek. Haklı bile olunsa özür dileyecek kadar asil olmak,bilge olmaktır. Egonuzu kontrol edemediğiniz sürece, O sizi kontrol etmeye devam edecek. Böyle olduğu sürece tüm dünya sizin bile olsa asla mutlu olamazsınız.''

''Delilik şüphesiz aptallıktan daha iyidir, delilik var olmuş bir zekanın yok oluşudur. Aptallık ise var olmamış bir zekanın var olmamaya devam edişidir!''
arkadaşına yazdığı bir mektuk açık artırmada 31 bin dolara alıcı bulmuştur.

http://www.posta.com.tr/a...-bin-dolar-haberi-1328012
görsel
görsel
görsel
'mutluluk formülleri' 1.5 milyon dolara satılMIŞ.

o formüller şu şekilde;

" Başarı peşinde koşmak ve bununla beraber gelen sürekli huzursuzluğa karşın, sakin ve alçak gönüllü bir yaşantı daha fazla mutluluk getirecektir. "

"Eğer istek varsa, bir yolu vardır"

https://www.cnnturk.com/y...m&utm_campaign=buffer
Düşlemek, bilmekten daha önemlidir.
beyni aşırı iyi çalışan çok geçmiş dahi insanlardan biri. çok düşünmesi gerektiği için belki bilmiyorum ama günde en az 12 saat uyurdu.
herkesin bilimadamı olarak bildiği ama kimsenin neyi bildiğini bilmediği bilim adamı.
Birinci dünya savaşı sonrası Freud'a yazdığı bir mektup:

"Çok sevgili Bay Freud,

Gerçeği bulma özlemi sizde başka bütün özlemleri nasıl bastırıyor, şaşılacak şey. Savaş ve yoketme güdülerinin insan ruhunda sevgi ve yaşama gücü ile nasıl içice girmiş olduğunu su götürmez bir açıklıkla ortaya koyuiyorsunuz. Ama, inandırıcı açıklamalarınızdan bir de şu büyük amaca ulaşma özlemi çıkıyor ortaya: insanın iç ve dış bütün savaşlardan kurtulması. Bu büyük özlemde, çağlarının ve uluslarının üstüne çıkan, düşünce ve ahlâk alanında birer yol gösterici olarak saygı gören bütün büyük insanlar birleşir. isa’dan Goethe’den Kant’a kadar hepsinde bu kurtuluş özlemi vardır. Her ne kadar insanlar arasındaki ilişkileri düzenleme istekleri pek gerçekleşmiş değilse de, yalnız bu türlü insanların bütün dünyaca birer önder sayılmış olmaları anlamlı bir gerçek değil mi ?

Şuna inanıyorum ki, çalışmalarıyla yol göstericilik yapan üstün insanlar – dar bir alanda da olsa – aynı ülküyü büyük ölçüde paylaşmaktadırlar. Ne var ki, politik gelişim üzerinde pek etkileri olmuyor. Ulusların kaderini çizen bu alan hemen hemen kaçınılmazcasma dizginsiz ve sorumsuz politika adamlarına bırakılmış görünüyor.

Politik önderler ve yönetimler yerlerini ya zorbalığa, ya da yığınların oyuna borçludurlar. Ulusların düşünce ve ahlâkça yüksek bölüklerinin temsilcisi sayılamazlar. Ama, seçkin aydınlar, bugün halkların tarihi üzerinde doğrudan doğruya hiç bir etkide bulunamıyor; oraya buraya dağılmış bulunmaları günün sorunlarının çözümlenmesine doğrudan doğruya katılmalarına engel oluyor. Yaptıkları ve yarattıklarıyla yetilerini ve iyi niyetlerini göstermiş olanların kendiliklerinden bir araya gelmesi, dünyaya bir değişiklik getiremez mi dersiniz? Üyeleri birbirleriyle sürekli düşünce alışverişi içinde bulunacak olan bu uluslararası birleşme, tutumlarını basında ortaya koyarak, imzalarının sorumluluğunu yüklenerek, politik sorunların çözümü üzerinde önemli ve uyarıcı bir etki sağlayabilir.

Bilim akademilerinde de raslanan insan yaradılışının eksikliklerinden doğan sakıncalar burada da görülecektir şüphesiz. Ama, yine de öyle bir çabaya girişmek yerinde olmaz mı? Doğrusu ben, böyle bir işe girişmeyi büyük bir ödev sayıyorum. Böyle bir yüksek aydın topluluğu kurulunca, sistemli olarak dinsel kurumları da savaşa karşı harekete geçirmeye çalışmalıdır. iyi niyetleri bugün acı bir boyun eğme ile felce uğrayan bir kişiye içten destek olurdu. Düşünce ürünleriyle yüksek bir saygınlığa ulaşmış olan kişilerin kurduğu böylesi bir topluluk, Milletler Cemiyetinin güçleri için değerli bir dayanak olacaktır.

Bu düşüncelerimi, dünyada herkesten çok size sunuyorum, çünkü, siz isteklere herkesten daha az kapılırsınız ve sizin yargınız ciddiliği en ağır basan bir sorumluluk duygusuna dayanmaktadır."
Geçen sene bu zamanlarda yatsı ezanı vakti abdest almak için camii avlusuna yönelirken bir anlık dalgınlıkla düşüp beyin kanamasından mefta olmuş muslim bilim adamı.
El fatihaaa.

Ölüm tarihi 2016.
“eğitim vermenin en rasyonel yolu örnek olmaktır. çünkü çocuklar işaret parmaklarını değil, ayak izlerini takip ederler.”
Yaşlı kıta Avrupa'nın en gelişmiş ülkelerinden olan Almanya denince aklımıza mühendislik alanındaki başarıları gelir. Öyle ki, teknoloji alanında heryerde Almanların izine rastlanır. Mühendisliğin yanında Almanya, diğer alanlardaki bilim kişileri ile de ünlüdür. Örneğin; "dünyanın en zeki kişisi" olarak bilinen Albert Einstein.

O yıllarda Einstein, ileri görüşlülüğü ve başarısından ötürü bir çok üniversite ve kurum tarafından konferans vermesi için çağrılır. Bu tarz etkinliklere karayolu üzerinden gitmeyi tercih eden Einstein'a çoğu zaman sadece şoförü eşlik eder. Konferanslara Alman profesörle birlikte giden şoför bir süre sonra konukların sorduğu soruların hemen hemen aynı olduğunu fark eder. Bir yerden sonra artık şoför soruların yanıtlarını da kavramaya başlar.

Bir gün yine bir konferansa giderlerken, şoför Einstein'a; “Profesör, yıllardır size hizmet ediyorum. Sizinle beraber Avrupa'nın birçok şehrinde konferanslara gittik. inanın şoförlük sizin yaptığınız işten daha zor. Her zaman aynı sorulara yanıt veriyorsunuz. Artık ben bile bu sorulara yanıt verecek duruma geldim” der.

Einstein, dikkatlice dinler ve ilginç bir teklifte bulunur; “Peki o zaman. Şimdi gideceğimiz yerde beni daha önce hiç görmediler. Eğer o kadar kolay olduğunu düşünüyorsan, sahneye benim yerime sen çık bugün. Ne de olsa benim görünüşüm hakkında bir fikirleri yok. Beni sen sanacaklardır”

Şoför bir an duraksar ama bu teklif eğlenceli görünür ve “tamam, anlaştık” der. Einstein'ın hiç düşünmeden bütün kariyerini bir troll uğruna riske atacağını ve bunu bir Storia editörünün yıllar sonra yazacağı kimin aklına gelebilirdi ki?

Şoför Einstein’ın paltosunu ve şapkasını da alıp konferansta yerini alır. Zamanı gelince herkesin beklediği an gelir ve ünlü fizikçi Einstein sahneye davet edilir. Einstein’ın şoförü heyecanlı bir şekilde sahneye yönelirken, Einstein arka sıralardan ayrılan yerinden şoförünü izler.

Einstein’ın şoförü, profesörle beraber o kadar çok konferanslara katılmıştır ki artık soruların yanıtlarını ezberlemiştir. Şoför, sahneye çıktıktan sonra fizik konusunda kısa bir konuşma yaptıktan sonra soru kısmına geçilir. ilk başta sorulan sorular şoförü zorlamaz. Kısa ve öz yanıtlar verir.

Ancak Einstein’ı zor duruma sokmak isteyen bir fizikçi söz alır ve çok zor bir soru sorar. Şoför bir an duraksar ve; “Bu kadar basit bir soru sormanıza şaşırdım. Bu soruyu şoförüm bile yanıtlayabilir der ve arka sıralarda oturan Einstein’ı işaret eder.”

Salonda herkes "yok artık canım o kadarda değil!" havasındayken Einstein ayağa kalkar ve oldukça ayrıntılı bir yanıt verir. Bütün salon sessizliğe gömülür. Herkes gözünü açmış ve Einstein’ın şoförü bile bunları biliyorsa kim bilir kendisi neler biliyordur dercesine gerçekte Einstein'ın şoförü olan ama salondakilerin gerçek Einstein zannettikleri şoföre baka kalırlar.

1921 yılında Nobel Fizik Ödülü'ne layık görülen teorik fizikçi ve bilim kişisi Einstein'ın düşünceleri günümüze kadar ışık tutmaya devam etmektedir. Bu hikaye aslında zeki kişilerin çevrelerinde neden kendileri gibi zeki kişileri tuttuğunu açıklar nitelikte.

alıntı: storia
Genius isimli dizinin ilk sezon kahramanı.
1879'da güney almanya'nın ulm kentinde dünyaya gelen büyük deha. Konuşmaya oldukça geç başlaması ve başka çeşitli nedenler hasebiyle küçüklüğünde gerizekalı olarak niteleniyordu. içine kapanıktı ve hayal kurmayı severdi. iki olay onun için dönüm noktası olmuştur; ilki, amcası tarafından ona hediye edilen pusulanın gizemi, ikincisi de 12 yaşında öğrendiği öklit geometrisinin büyüsü. Kuantum fiziğinin değerini ilk anlayan fizikçi olarak ta bilinen bu benzersiz deha, 1955 yılında hayata veda etmişse de arkasında sayısız eser bırakmıştır.
görsel
42 yaşındayken 22 yaşındaki italyan üniversite öğrencisi Elisabetta Piccini’ye yazdığı not Kudüs’te yapılan bir açık arttırmada 6100 dolara satılmış.

Einstein, Almanca yazdığı notta, ikilinin aralarında bir yakınlaşma olduğunun sinyallerini vererek şu ifadeleri kullanıyor: “iki tam gün ayaklarında uyuduğum ve oturduğum bilimsel araştırmacıyla, arkadaşça bir hatıra.”

http://www.hurriyet.com.t...it&utm_medium=twitter
stephen doğum gününde yanına gelmiştir..
"teorilerimi internette 'einstein hakkında bilmeniz gereken 10 gerçek' başlığı altında her gün aynı kıyafetleri giydiğimin söylenmesi için bulmadım piçler, rahat bırakın beni artık"

-albert einstein
Albert Einstein; Yahudi asıllı Alman teorik fizikçi ve bilim insanıdır kendisi.

(bkz: )

"Özel bir yeteneğim yok fakat tutkulu derecede meraklıyım."

"Kader, otoriteyi aşağıladığım için, beni bir otorite yaparak cezalandırdı."

"Aynı anda hem savaşı engelleyip, hem de savaş hazırlığı içinde olamazsınız. Savaşı engellemek daha fazla inanç, cesaret ve azim gerektirir."

"Bence insanların kişilikleri her zaman eksik değerlendirilmiştir. Eminim, doğa bizlere farklı yetenekler bahşetti. Çok büyük yeteneklere sahip olup da, sessiz sakin, gözden uzak yaşayan insanlar olduğuna da eminim. Bu insanları es geçip, aralarından birkaçını yüceltip onlara üstün insan muamelesi göstermek bana hiç adil gelmiyor. Benim yazgım da böyle aslında. Çalışmalarımın ve başarılarımın popüleritesiyle, gerçek olan arasındaki tezat oldukça gülünç..."
görsel
Şu aralar üniversite sınavı için çalışmalarını okuduğum bilim insanı. Foton üzerine düşünceleri insana parmak ısırtır. Tatlı bir fizikçi amca
https://galeri.uludagsozluk.com/r/818425/+
görsel
"Milliyetçilik bir çocukluk hastalığıdır. insan ırkının kızamığıdır. Eğer bir adam bir marşa ayak uydurup, emir altında neşe içinde yürüyebiliyorsa, benim gözümde beş para etmez. Kendisine yalnızca bir omurilik yetebilecekken yanlışlıkla kocaman bir beyin sahibi olmuştur. Uygarlığın bu kara lekesi en kısa sürede yok edilmelidir. Emirle gelen kahramanlıktan, bilinçsiz şiddetten, aptalca yurtseverlikten, tüm bunlardan nasıl da nefret ediyorum. Ben savaşı öylesine tiksinti verici ve aşağılayıcı buluyorum ki böyle iğrenç bir eyleme katılmaktansa kendimi parçalayıp yok ederim daha iyi... Benim anlayışıma göre, savaşta adam öldürmek cinayetten başka bir şey değildir. Aynı zamanda hem savaşa hazırlanıp hem de savaşı önleyemezsiniz. Yalnız bir pasifist değil, militan bir pasifistim. Barış için savaşmaya gönüllüyüm. insanların kendileri savaşa gitmeyi reddetmediği sürece hiçbir şey savaşı durduramaz."

Albert Einstein
güncel Önemli Başlıklar