bugün

iyi olmaya çalışan kötü bir adam.
Akp'li olmasına rağmen Tatlı Bi adam bence. *

Beğeni ile okuyoruz.
inşallah kızdır.
Akp'li olmayan yazar. Bunu hepimiz biliyoruz.
Pek yakında doğduğu topraklarla buluşacak yazar. Tokat'ta olup kavga etmek ya da bir şeyler içmek isteyen mesaj atabilir.
Ben tokattayim. 1 hafta. Görüşürük. Albay im kemal im...

Evet
darbeci ve 5000 peşmergeyi kaç senedir temizleyemeyen genelkurmây'ın değil, islâm'ın albayı.
bir kadın kokusuna bir de nisan yağmurlarının dar patikalardan devşirdiği toprak kokusuna karşı koyamam ben. ikisine hiçbir zaman aynı anda sahip olamadım. ya bir kadının bakışlarından uzakta, yapayalnız yürünmesi gereken bir patikanın motorcu çizmelerimi kirletmesine izin veriyordum ya da bir kadının gözlerinin içine bakıp o uzaklardaki patikaların çağrılarına kulak tıkıyordum. bir hiç büyümeyen ölü çocuklarıma dertlendim bir de sigaramın dumanının keyfini sürmeme engel olan bitiş kavramına. evet sigara bena olağanüstü bir haz veriyordu ama bundan sonra bitiyordu. belli belirsiz kadınlarımı hatırlattı bana bir an. o ilk dumanla beraber gelen baş dönmesi, yakıcı sıcaklık... ama biliyordum ki eğer bitmesi gereken yeri kestiremezsem filitreden pis bir koku gelecekti. bitirmeyi öğrendim ben o zaman. arada sırada alışkanlık etmemek için sigara paketlerimi değiştirdim. küçük alışkanlıklar insanın benliğinin temelini oluşturuyor bence. arada sırada gidip salondaki koltukta uyudum bu yüzden. işin acı kısmı büyüdükten sonra gelip kimse üzerinizi örtmüyor. ve bu durumun özgürlük olduğunu iddia ediyorum halen. mütemadiyen...
Sözlüğün boş yapma ve ilgi çekme şampiyonu olan yazar.
nisan yağmurlarının dar patikalardan devşirdiği toprak kokusu mu?
tam ösym sorusu yazacak adam bu, yazmış da olabilir.

--spoiler--
ee toprak da kokar mı cefakar anaların hamurlu elleri?
--spoiler--
enaktarlar koltuğun altında kalık beni ara demişsin buyur bebeğim.
Ooooo pbhy nerelerdesin kanka sen ya. Sbdjdjdj.

Paraları yedin de geldin mi?

Evet
albayın nick altına prim yaptırmayak özele gel.

şaka şaka gelme sonra adımız erkeğin orospusuna çıkıyor.
ben çocukken bazı akşamlar mutfağa sanki herhangi bir şey alır gibi girer, her zamanki sıradan hareketlerimle buzdolabını açar, içinden yumurta alıp soğukkanlı bir şekilde karşı pencerelerden birine açık camdan sallardım. ev ne kadar kalabalıksa, ne bileyim misafir filan gelmişse, böyle zamanları daha çok tercih ederdim. sanki arada kaynayacak gibi gelirdi. civcivlerin ayaklarını havanla döverken müziğin sesini sonuna kadar açmanın gizemli sapkın zevkini hatırlatırdı bana. sonra hiçbir şey olmamış gibi salona döner ve üç dört haneli sayıları nasıl da aklımdan toplayıp
çarpabildiğimi misafirlere gösterirdim. bu da bana masum, sevimli, her caninin, katilin, pisliğin
olması gereken temiz tarafı gelirdi, yapmak zorundaydım yani.

bir sabah komşu kadının yumurtanın sarısını malayla kazırken savurduğu beddualar üvey anneme kadar geldi. krep yapıyordu şansıma. halbuki mutfağa pek uğramazdı. hele sabahları asla. kafayı kaldırıp bana baktığın an ikimiz de anladık suçlunun ben olduğunu. yumuşak sordu. korkma bişey yapmayacağım dedi. cevap vermedim. krep yandı. benim yüzümden değil ama, beceremediğinden. bir daha sordu, "oğlum" diye başladı hatta, "m"harfi pek duyulmadı ama dedi sonuçta, "bak söz veriyorum". söyledim. neden dedi? hiç öylesine dedim.

sözünü tutmadı. tıpkı sanal dostlarım gibi gerçekleri söylediğimde beni acımasızca cezalandırdı. ama bu seferki oklava acısını benzemiyor. yüreğim kanıyor. bildiğimiz kanamak işte. emmek istiyorum, olmuyor, bişey basıyım diyorum, bulamıyorum, kanayan bir yerim var ama ben öylece duruyorum.

hani söz vermiştiniz... üç yazar... hani hiçbir şey olmayacaktı bana... hani gerçeği söylemek her
zaman iyiydi... peki ben niye çok kötüyüm ya? korkuyorum. neden gittiniz? neden eskisi gibi
değil hiçbir şey? acıyamıyorsunuz bile bana. yok saymayı tercih ettiniz. hiç yaşanmamış gibiyim.
sizi hiç büyülememiş gibi. yokum. daha önce olmadım da. bir gün kalkacağım ama bu arabadan. yemin ediyorum yazdıklarımı bir bir yaşayacağım. ben önce yazar, sonra yaşarım, hayır kendimi kandırmıyorum, gerçek bu, vallahi de bu, bana gerçeğin farklı olduğunu söylemeyin lütfen, sizin de yüreğiniz kanar yoksa, sizin de.
Duygusal bir duygusuzluğu var bu yazarın.
klinik vaka.
şekil (a) da görüldüğü gibi çocuklarınızı severken bulaşık eldiveni kullanmayın.
Ben sizin aslında olmak istediğiniz adamım.
krep dedi yaşı 13 falan olmalı.

krebin tarihçesi nedir benim çocukluğumda yoktu öyle şeyler z kuşağıyla türedi
Uykusu gelen yazar. Pbhy amca... siz sonradan mı zengin oldunuz?
Bir noktada ana fikri kapmış ama gerçekten kopuk.
boş yapmak ve ilgi çekmek meslek tanımına girse erbabı olurdu. o derece !
Boş yapıp hoş hoplatan yazar.
Şu küfürbaz albayı bırakta sözlükte sana yüzsüz diye iftira atılmış çok zoruma gitti. Gözünden kaçmıştır. Başlık duruyor ver şunlara ağızlarının payını.
Seksi erkek.
Bu işlerin sonu yok,
Bırakın böyle gitsin,
Yakarız bu dünyayı ,
Recep tayyip emretsin.