bugün
- kiyafeti yüznden işten eve gönderilen tiktok kızı13
- evlenilecek erkekte aranacak özellikler18
- düğün takılarını gazze'ye bağışlayan çift9
- atatürk ü sevmemek10
- sevr antlaşması kabul olsa olacaklar9
- sözlük yazarlarını kahreden şeyler11
- gocu16
- gemileri karadan yürüten dahi lider9
- furkan bölükbaşına soruşturma açılması11
- fethiye12
- anın görüntüsü28
- annenin ölmesi8
- maraz ali vs polat alemdar8
- sezen aksu'nun aykolik'e benzemesi15
- biri sana ayı dese naparsın25
- altan öymen9
- lgs'de 36 türkiye birincisi aynı imam hatipten20
- ankara'da markette ayaküstü sıçan kadın12
- hadisle ayet çelişirse hadisle amel edin15
- yazarların sevmediği film türü10
- yiğit bulut9
- dövmeli erkekleri dövmeli8
- yaşadığınız şehirde hava nasıl9
- kurtuluş savaşı16
- lozanın gizli maddeleri8
- akdavarlar9
- neden iyi erkeklerle tanışamıyoruz10
- emeklilerin maaşına haciz konması16
- pandela 313
- israil'in kara ordusu20
- cuhapenin lgs için suç duyurusunda bulununması15
- mustafa varank vs ali mahir başarır20
- dünyada islam devletiyiz diyenlerin hali25
- reisin günlük saray masrafı13
- erkeklerin astrolojiye inanan kadınları sevmemesi14
- prezervatif alırken utanmak16
- oylayıp reddedeceğiz9
- kemalistlerin kemoterapiye ihtiyaç duyması9
- halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu12
- kemalistlerin ülkeden tam olarak gideceği tarih10
- uludağ sözlük kadrosu9
- sınav güvenliği konusunda parmakla gösterilmemiz15
- sözlükte seviyenin düşmesi11
- kaç yaş büyüğe abi denir sorunsalı11
- gulmekicinyaratilmis11
- pkk lıların askere alınması12
- güneşten nefret etmek9
- susuzluğu en iyi alan içecek17
- her gün erkeklerle bağıra bağıra tartışan kadın11
- israil'in şam'a bomba yağdırması26
Boş yapma ve ilgi çekmenin püf noktaları hakkında başyapıt sahibidir.
"yalnız yatan bir kadının bu durumu gizlemeye çalışması kadar hüzün verici bir şey olamaz."
Albay kemal , 1845 , cannes
Albay kemal , 1845 , cannes
o kadar laçkalaştı ki insanlar, sevmemenin ne demek olduğunu bile unuttu. sevmemek... basit bir şey işte. sevmek kadar zor da değil. nefret? değil değil... nefret etmek bir şeye düşman olmaktır. insanlar bunu hatırlamalı. ama sevmiyoruz bazen. daha doğrusu sevemiyoruz.
o size gelip çıkma teklifi eden kişiyi sevmediniz ve bu bir suç değildi. makarnayı da sevmeyebilirdiniz eğer zengin bir öğrenci olsaydınız. ama hayat bazen seçme şansı vermiyor. sevmemek bir hak. net. makarnayı sevmeme bir öğrenci olabilmek haktı bence. insanlar değişti ve ellerinden bu hak alındı.
bu kadar mı karmaşıklaştı kavramlar? bu kadar mı içi boşaldı kelimelerin. hadi ama... sevmemek, bir hak. hatta iyi bir şey. bunu size benim hatırlatmam gerekti. bunu da ayrıca bir düşünün isterseniz.
bazen sevmemen gerekir. anladın mı?
o size gelip çıkma teklifi eden kişiyi sevmediniz ve bu bir suç değildi. makarnayı da sevmeyebilirdiniz eğer zengin bir öğrenci olsaydınız. ama hayat bazen seçme şansı vermiyor. sevmemek bir hak. net. makarnayı sevmeme bir öğrenci olabilmek haktı bence. insanlar değişti ve ellerinden bu hak alındı.
bu kadar mı karmaşıklaştı kavramlar? bu kadar mı içi boşaldı kelimelerin. hadi ama... sevmemek, bir hak. hatta iyi bir şey. bunu size benim hatırlatmam gerekti. bunu da ayrıca bir düşünün isterseniz.
bazen sevmemen gerekir. anladın mı?
Emredersiniz komutanım.
Evet
Evet
Boş yapma ve ilgi çekme konsolosu olarak ülkemizi temsil edebilir.
edebiyat parçaladığına bakmayın yerde am bulsa kumunu yalayarak temizler.
mevsimlerin diyorum
en azından birinde
sadra diyorum şifa
bir merhem bulunsaydı
zorumuz neydi de
yüzümüzü tutmayalım yağmura...
en azından birinde
sadra diyorum şifa
bir merhem bulunsaydı
zorumuz neydi de
yüzümüzü tutmayalım yağmura...
Önce ki hesap daha iyidi.
Kime göre neye göre?
sizler mışıl mışıl uyuyun diye yatağınızın altındaki şeytanlarla savaştım ben. bunun sebebi benim çok iyi olmam ya da sizlerin seçilmiş olması değildi. sadece şeytandan almayı dilediğim ve beni hayata bağlayan his, intikam...
aslında uzun zamandır yapmak istiyordum bunu. sizleri terk etmek daha doğrusu kendiniz ile baş başa bırakmak. nedendir bilinmez hep yanlış anladı insanlar beni. aslında ben mevcut durumu izah etmeye çalışırken onlar beni başka şeylerle suçladı. sonunda anladım ki insanlar doğruları bilmek değil hayallerde yaşamak istiyor.
başlıklarıma sazan gibi atlayanlar da sizlerdiniz bana özel mesajla küfürler edenler de... ama ben kötü çocuk oldum. hani annelerinizin sizleri küçükken uzak dur diye uyardığı kötü çocuk. sizler içselleştirdiğiniz bu kötü çocuk korkusunu bana yansıttınız. ben ise uzaktan -daha doğrusu perde arkasından- kukla şovunu izledim. biraz sersem biraz sarhoş... ama her anına tanık oldum bu eşsiz gösterinin.
sesler...
sesler yükseliyordu gecenin karanlığında. "gitsin şu", " lanet olsun " benzeri sesler. biraz ürkütücü idi hava ve albay kemal üzerine montunu almamıştı. sesler bazen çok yükseliyordu... istenmeyen bir şarkının ikinci kez çalması gibi bir şey değildi bu sesler dediğim. korkacağını bile bile bir videoyu izlemek gibi düşün... bazen üzücü bazense kasvetli... sesler albay kemal'den bir şeyler çalma derdinde idi.
alkışlar...
insanlar artık albay kemal'e yaklaşmışlardı. aralarından bazıları maskesinin ardındaki gerçekliklere bile ulaştı. güzel sözler, gülen yüzler... o gülen yüzler bazen ağzını ters büküyordu ama yine de içten içe gülüyorlardı. kötü sesler dolaşmıyordu artık havada... hava bir baharı anımsatsa da yine de tedirginlik barındırıyordu.
sevmek...
Albay kemal bazı duyguylara hasretti uzun zamandır. sonra bir gün kapısını çaldı sevmek... ilk başlarda şüphe ile baktı sonrasında kabullendi. saygı, emek, sadakat... hepsini koydu arka cebine ve bir yola çıktı. değişti bile biraz... bazen yazdıklarından utanır oldu bazense tekrar okudu. o yazdıkları artık o değildi ama onlardan uzaklaşması alkış seslerini kıstı... seçim yaptı. sevmek güzeldi gerçekten. en azından gerçekti. ama o da bitti... albay kemal yine montunu almamıştı... lanet olsun. sevmek yerini özleme bıraktığında albay kemal bir şeyler yapması gerektiğini anladı. yaptı da... ama canı yandı
aslında uzun zamandır yapmak istiyordum bunu. sizleri terk etmek daha doğrusu kendiniz ile baş başa bırakmak. nedendir bilinmez hep yanlış anladı insanlar beni. aslında ben mevcut durumu izah etmeye çalışırken onlar beni başka şeylerle suçladı. sonunda anladım ki insanlar doğruları bilmek değil hayallerde yaşamak istiyor.
başlıklarıma sazan gibi atlayanlar da sizlerdiniz bana özel mesajla küfürler edenler de... ama ben kötü çocuk oldum. hani annelerinizin sizleri küçükken uzak dur diye uyardığı kötü çocuk. sizler içselleştirdiğiniz bu kötü çocuk korkusunu bana yansıttınız. ben ise uzaktan -daha doğrusu perde arkasından- kukla şovunu izledim. biraz sersem biraz sarhoş... ama her anına tanık oldum bu eşsiz gösterinin.
sesler...
sesler yükseliyordu gecenin karanlığında. "gitsin şu", " lanet olsun " benzeri sesler. biraz ürkütücü idi hava ve albay kemal üzerine montunu almamıştı. sesler bazen çok yükseliyordu... istenmeyen bir şarkının ikinci kez çalması gibi bir şey değildi bu sesler dediğim. korkacağını bile bile bir videoyu izlemek gibi düşün... bazen üzücü bazense kasvetli... sesler albay kemal'den bir şeyler çalma derdinde idi.
alkışlar...
insanlar artık albay kemal'e yaklaşmışlardı. aralarından bazıları maskesinin ardındaki gerçekliklere bile ulaştı. güzel sözler, gülen yüzler... o gülen yüzler bazen ağzını ters büküyordu ama yine de içten içe gülüyorlardı. kötü sesler dolaşmıyordu artık havada... hava bir baharı anımsatsa da yine de tedirginlik barındırıyordu.
sevmek...
Albay kemal bazı duyguylara hasretti uzun zamandır. sonra bir gün kapısını çaldı sevmek... ilk başlarda şüphe ile baktı sonrasında kabullendi. saygı, emek, sadakat... hepsini koydu arka cebine ve bir yola çıktı. değişti bile biraz... bazen yazdıklarından utanır oldu bazense tekrar okudu. o yazdıkları artık o değildi ama onlardan uzaklaşması alkış seslerini kıstı... seçim yaptı. sevmek güzeldi gerçekten. en azından gerçekti. ama o da bitti... albay kemal yine montunu almamıştı... lanet olsun. sevmek yerini özleme bıraktığında albay kemal bir şeyler yapması gerektiğini anladı. yaptı da... ama canı yandı
iyice abur'a bağladın be kemal..
Albay im kemal im, azizim...
Sensiz olmaz.
Net.
Evet
Sensiz olmaz.
Net.
Evet
Asla kaybedenin yanında olmayan yazar.
Kusura bakmayın azizim.
Kusura bakmayın azizim.
Nice senelerin olsun. Sevgiyle dolu olsun. Efendiliğin daim olsun...
iyi ki doğmuşsun can.
Evet
iyi ki doğmuşsun can.
Evet
Doğum günü yazarı. Yeni öğrendim.
Teşekkürler sultanım. Yıllardır doğum günümü bankalar harici kutlayan olmamıştı. Pastasız olmaz . Ev yapımı olsun.
Teşekkürler sultanım. Yıllardır doğum günümü bankalar harici kutlayan olmamıştı. Pastasız olmaz . Ev yapımı olsun.
Yedek kulübesinde çok iyi ısınır hiç problem etmez çok profesyonel.
Azizim hep söylediğm gibi. Ben yazarım sizler sözlükçüsünüz.
Kesin mizah dergileriyle büyümüş, yaşı da bana yakın. Tarzlarımız uzak ama. Mutlu ama bana uzak olsun...
Ben neden gidon'a bağladım lan. Özledim herhalde keratayı.
Ben neden gidon'a bağladım lan. Özledim herhalde keratayı.
Kaliteli bir yazar, adam yazmıyor döktürüyor.
Ahh benim dünya çeberine tutunmuş, güneşten kopup evren evren gezen arılarım...
ah benim kristal güzelliğiyle her an kırılan kadınlarım...
Ah benim küçük kemal kadar bile düşünemeyen saksağanlarım.
inanın, şu yağmurlar yağmasa kardan adam ölmezdi.
inanın, şu güneş olmasa dünyanın dönüş hızında yürüyebilirdim hepinize.
hepinizi sırayla sevebilir, kulağınıza bir kaç karakalem cümle fısıldayabilirdim.
kaybettim ben... harflerimin düşes yerlerini. şimdi büyük harf yazabildiğimde salıncak kurup sallanıyorum hayallerime... yine de üstad der ki ;
'' kimsenin, kimseyi anlamadığı bir dünyada söz, boşluğu dövmekten başka ne işe yarıyor ? ''
ah benim kristal güzelliğiyle her an kırılan kadınlarım...
Ah benim küçük kemal kadar bile düşünemeyen saksağanlarım.
inanın, şu yağmurlar yağmasa kardan adam ölmezdi.
inanın, şu güneş olmasa dünyanın dönüş hızında yürüyebilirdim hepinize.
hepinizi sırayla sevebilir, kulağınıza bir kaç karakalem cümle fısıldayabilirdim.
kaybettim ben... harflerimin düşes yerlerini. şimdi büyük harf yazabildiğimde salıncak kurup sallanıyorum hayallerime... yine de üstad der ki ;
'' kimsenin, kimseyi anlamadığı bir dünyada söz, boşluğu dövmekten başka ne işe yarıyor ? ''
iyi olmaya çalışan kötü bir adam.
inşallah kızdır.
Akp'li olmayan yazar. Bunu hepimiz biliyoruz.
Pek yakında doğduğu topraklarla buluşacak yazar. Tokat'ta olup kavga etmek ya da bir şeyler içmek isteyen mesaj atabilir.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar