bugün

ingeborg bachmann'ı türkçeye güzel bir şekilde çevirdiğine inandığım insandır.
Rasgele bir akşam vakti
geçmiş bir dua kitabının
ıslak sayfalarını bulanlar oldu
ağlaması çoktan dinmiş
bir kayanın dibinde...

(bkz: Geçmiş Bir Dua Kitabından)
uzun süredir cumhuriyet gazetesinin kültür-sanat sayfasında aydınlatıcı yazılar kaleme alıyor.
sanatla güneş sisteminin bilinen bilinçli canlıların yaşadığı dünyadaki medeniyetle bağlantılar kuran bir söz virtiözü.
Ölüm ilişkileri'nde yaşayanlara...

Bir gün, tıpkı karşılaştığımız gece
benim olduğun yaşta, bana dönmek isteyeceksin;
yüzünde solmuş kaç sabahın birikintileriyle,
yorgun olmaktan çok, aşınmış;
yüzüme kapattığın onca kapıyı
artık omuzlayamadan,
seslenmek isteyeceksin.

Zamana diş bileyeceksin o gün, belki ilk kez;
bir zamanlar dokunulmazlığına inandığın için,
yanlış çıkarttığın bütün günahların ağırlığıyla.
Hep izlerinin sürdüğün yüz ve ten çizgileriyle
insanlara yaş biçtiğin günleri anımsayacaksın,
hani titreyen parmaklardaki sıcaklığı hiç duyamadığın.
Bir gün, tıpkı karşılaştığımız gecede olduğu gibi,
dirseklerimizin birbirine değmesini isteyeceksin,
onca çizgi peşinde koşmanın günahını
artık en bulanık aynalara bile çıkartamayarak.

Yaşamından gelip geçmiş olanları sayacaksın;
hep bir iki geceliğine,
bedeninde otel gibi kalmış olanları,
en kısa ömürlü sevgilerin imzasını bile
hiçbir sayfana atamadan
ve sonra bir de gerçek yitirdiğini;sana
yüzlerindeki çizgilerin ardından,
en duyarlı kalemlerle, yalnız sana giden
yolların haritalarını çizmiş olanları.

Bir gün, tıpkı karşılaştığımız gece
benim olduğum yaşta, beni arayacaksın,
solmuş onca haritanın çizgilerini
aşınmış bakışlarınla seçemeksizin
kafka'nın dönüşüm çevirisinde önsöz kısmında kamuran şipal'e şahane bir incelik ve nezaket göstermiş müthiş ve karizmatik adam.
çeviri üstadı. babamın hocasıdır. böyle buyurdu zerdüşt*de şahane tercüme etmiştir.
tarabya çeviri ödülünü dibine kadar haketmiş çevirmen, yazın ve düşün adamıdır.
15 Haziran 2012 tarihinde Cumhuriyet gazetesindeki köşesinde: "Vergilius’un Ölümü ile yola çıktığımızdan bu yana aradan tam otuz sekiz yıl geçmiş. Bu yıllar boyunca elbette gece gündüz bu kitabı çevirmedim; ama kitap ve onun çizdiği dünya, düşüncelerimde beni gece gündüz bırakmadı. Bu yaz başı sona ulaştığımda ise, geride kalan otuz sekiz yılın ancak “tek” bir çeviri sürecinin çatısı altında yer alabileceğini fark ettim. işin tuhaf yanı, yolculuğumuzun başında ortada herhangi bir yayınevinin bulunmamasıydı. “Vergilius’un Ölümü”nü “kendim için” çevirmeye başladım. Yıllar içerisinde kitabın “dış hayatı”, birkaç liman dolaştıktan sonra şimdi artık “ithaki Yayınları”nda demir attı. " diye yazmıştı. şimdi o kitap çıkmış ama niteliksiz adam 3 hala yok. yky'nin elini çabuk tutmasını diliyorum.
Dünyada iki insan olduğu anda öteki başladı. Yakınlık derecesi ne olursa olsun her insana göre diğeri ötekidir.Her insan biriciktir, birey olarak. Ötekileştirme olumsuz değildir, olumsuzluk şurada başlar ; Siz ötekinin varlığını kabul etmez inkara kalkışırsanız orada başlar.Ötekinin varlığını doğal sayıyorsanız onun nedenlerini ve görüşlerini tartışıyorsanız o demokrasidir.

konuşan kütüphane...
38 yılda çevirdiği romanı kendi yazdığını zannedip ithaf eden çevirmen.
18 inci izmir kitap fuarı'nın bu seneki onur konuğu üstad.
Çevirileriyle tanıdığımız güzel insan. Şiirleri de vardır kendisinin... Vesvese şiiri apayrıdır.

Sen var ya,
Nedense beni hep
Senden sormalarından
Korkarsın.
Adının çevirmen olarak geçtiği her kitabı gönül rahatlığıyla okuyabilirsiniz. Niteliksiz adam'ı da çevirmiştir kendisi. Hakiki çevirmendir. Bana öyle geliyor ki ahmet cemal ondan istenen kitapları değil canının istediğini çeviriyor. Çevirdiği kitaplara bakarsanız ne demek istediğimi anlarsınız.
'önce şairleri yaktılar' adlı kitabı ile tanıdığım yazar. çevirmenliği birçok kişi tarafından övülmektedir, zaten aldığı ödüller de bu konudaki ustalığını kanıtlıyor.
75 yaşında vefat etmiştir.
http://www.haberturk.com/.../1583484-ahmet-cemal-oldu
http://www.cumhuriyet.com...Cemal_i_kaybettik....html
1 Ağustos'ta bir süredir tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. Bugünün oyuncuları,sanat insanları,yazarları (çoğu) onun öğrencisi. Nurgül Yeşilçay'dan Ushan Çakır'a genç kuşaktan kimler kimler var. Cenazesinde hep öğrencileri vardı ve okurları. Gözyaşlarıyla ve alkışlarla uğurladık hocayı. Çünkü bizi yetiştirdi. Bana sorular sormayı öğretti. Moda'daki o küçük atölyede bana dünyanın sınırsızlığını gösterdi. Edebiyat bölümü bitirmiş heyecanlı bir kız çocuğuydum onu tanıdığım zaman. Zamanla aile büyüğüm gibi oldu. Tanıdığım en tatlı yaşlıydı.

Umarım ışıklar içinde uyuyorsunuzdur hocam.