bugün

tbmm bakanlar kurulu mhp ve chp nin müdahil olduğu davadır.
geçmişten hesap sormanın karşıt ideolojilerle sınırlı kalmasının en güzel örneğidir. sivas katliamını geçiştir, faili meçhullerin üzerini kapat, orduyu düşman olarak karşına koyup her alanda hesap sor. zamanında bir konuşmasında muarrem ince yüce divana gideceksiniz demişti de girdikleri hali gördük. referandumlar, götü sağlama alma çabaları fln. yetmez ama evetçiler mutlu olsunlar şimdi. ülkede demokrasi nihayet işlemeye başladı(!)
yalnız şöyle de bir durum var ki bu halk kimin omurgasız, kimin hain, kimin gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunduğunu unutmaz. sizden de hesap soran bir nesil tüm çabalarınıza rağmen elbet yetişir.
gülünüp geçilmesi gereken dava. bok çukuruna atılan adamların, asit kuyularında eritilen adamların, faili meçhul cinayetlerin maduru ailelerin, fişlenen insanların, tecüvüze uğrayan kadınların, işkence gören sosyalistlerin, milliyetçilerin hesabını verebileceklermi. onların yitip giden hayatlarını geri verebilecekler mi.
insanları ayakta sikmenin bir değişik biçimidir. neyin adaleti? hangi adalet? kime adalet?
Yarın ilk duruşması gerçekleştirilecek davada 12 Eylül'ün yargılanacağı iddiasına karşı çıkan çok sayıda aydın, akademisyen, sanatçı, sendikacı ve siyasetçi bir imza kampanyası düzenleyerek, "12 Eylül çocukları 12 Eylül'ü yargılayamaz" dedi.
imzacılar tarafından paylaşılan metin şu şekilde:

12 Eylül 1980 darbesinin arkasında emperyalist güçler ve NATO vardı.

12 Eylül 1980 darbesi, Türkiye'de patron sınıfının çıkarlarını korumak, emekçi halkın haklarını gasp etmek için gerçekleştirilmişti.

12 Eylül 1980 darbesi, işçi sınıfı örgütlerine, sola, devrimcilere, komünistlere karşı yapılmıştı.

12 Eylül 1980 darbesi aklını, yaratıcılığını, birikimini halk için değerlendiren aydınları sindirmeyi hedeflemişti.

12 Eylül 1980 darbesi, işçi sınıfının daha fazla sömürülmesi anlamına gelen 24 Ocak ekonomi politikalarının uygulanabilmesi için planlanmıştı.

12 Eylül 1980 darbesi halkı korkutmak, çaresizleştirmek ve uyuşturmak amacıyla kurgulanmıştı.

Bütün bu gerçekler açık bir biçimde ortaya konmadan 12 Eylül'le hesaplaşılmış, 12 Eylülcüler yargılanmış olmaz. Bugün Türkiye'de yine emperyalizmin, NATO'nun borusu ötmekte, devlet sermaye sınıfının çıkarları için emeğe karşı zorbalıklarını sürdürmekte, siyasal iktidar sosyalizme, aydınlığa, bilime karşı ölçüsüz nefretle hareket etmekte, darbeci generallerin uyguladığı ekonomi-politikalar özü itibariyle aynen devam etmekte, halk polis baskısı ve gerici politikalarla kuşatılmaktadır.

12 Eylül düzeni devam etmektedir.

Bu koşullarda 12 Eylül'cülerin yargılanması tam bir aldatmacadır. Varlığını 12 Eylül'e borçlu olan AKP iktidarının "demokratlık" ve "özgürlükçülük" taslamasına izin vermeyeceğiz.

Dünkü 12 Eylülcülerle birlikte bugünkü 12 Eylülcülerden de hesap soracağız.

Metne imzasını atanların tam listesi ise şu şekilde:

A.T.Timur Turgay (Çevirmen)
Abdullah Nefes (Şair)
Abdullah Başarır
Abdurrahman Bayramoğlu (Avukat)
Adem Gür (Birleşik Metal-iş Sendikası Çimsetaş işyeri Temsilcisi)
Adem Karabaş (Maden-iş Sendikası 4. Bölge Başkanı)
Adnan Erkuş (Öğretim Üyesi, Mersin Üniv.)
Adnan Serdaroğlu (Birleşik Metal iş-Sendikası Genel Başkanı, DiSK Genel Sekreteri)
Ahmet Abakay (Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı)
Ahmet Çelebi (TDKP Davası Sanığı)
Ahmet Kale (Yayıncı)
Ahmet Sarıcan (Maden iş Sendikası Eski GYK üyesi)
Ahmet Yücel Çiftçi (Sosyalistlerin Meclisi Üyesi)
Akın Öztürk (Eski Haber-Der Üyesi)
Akif Akalın (Hekim, Yazar)
Alâeddin Şenel (Nâzım Hikmet Akademisi)
Ali Rıza Aydın (Anayasa Mahkemesi Eski Raportörü)
Alper Birdal (TKP MK Üyesi)
Alper Dizdar (Öğretim Üyesi, istanbul Üniv.)
Ataol Behramoğlu (Öğretim üyesi, Yazar)
Atasal Önşan (Mühendis)
Atilla Özdemir (Pir Sultan Abdal Kültür Derneği YK Üyesi)
Attila Aşut (Gazeteci, Yazar, Ozan, TKP Davası Sanıklarından)
Avni Haznedaroğlun (Elektrik Mühendisi)
Avni Sevinç (TKP Bakırköy Sorumlusu, Marmara Genel Der Sorumlusu)
Aydemir Güler (TKP Merkez Komite Sözcüsü)
Ayhan Ulubelen (Öğretim Üyesi, istanbul Üniv.)
Aylin Topal (ODTÜ, Siyaset ve Kamu idaresi)
B.Sadık Albayrak (Yazar)
Barbaros Tantan (Gazeteci)
Başar Yaltı (Avukat)
Beyazıt ilhan (Hekim, Ankara Tabip Odası Başkanı)
Burak Gürbüz (Öğretim Üyesi, Galatasaray Üniversitesi)
Bülent Akarsu (Birleşik Metal-iş Sendikası Yücel Boru işyeri Temsilcisi)
Bülent Ufuk Ateş (TBKP Kurucular Kurulu Üyesi)
Canan Kalaycıoğlu (Öğretim Üyesi, Ankara Üniversitesi)
Canan Koç (Tarım-iş Sendikası Uzmanı)
Celalettin Aykanat (Birleşik Metal iş-Sendikası Eski MYK Üyesi)
Cemil Fuat Hendek (TKP F. Almanya Yöre Komitesi Üyesi)
Cezmi Baskın (Tiyatro sanatçısı)
Coşkun Yılmaz (Birleşik Metal iş-Sendikası izmir Şube Sekreteri)
Cuma Hikmet (Gazeteci, Yazar)
Cüneyt Göksu (Gazeteci)
Çağlar Güven (Endüstri Mühendisi, ODTÜ)
Davut Akpolat (Öğretim Üyesi, Süleyman Demirel Üniversitesi)
Deniz Ali Gür (Öğretim Görevlisi, Muğla Üniv.)
Deniz Ilgın (Birleşik Metal-iş Sendikası Çimsetaş işyeri Baştemsilcisi)
Doğan Görsev (Barış Derneği Davası Sanığı)
E. Zeynep Güler (Öğretim Üyesi, i.Ü.)
Edip Akbayram (Müzisyen)
Eftal Yıldırım (Hekim, Çanakkale SES Şube Başkanı)
Ekrem Aydın (Emekli Bankacı)
Emin igüs (Müzisyen)
Emine Ünsal (iKD üyesi)
Ender Helvacıoğlu (Bilim ve Gelecek Dergisi Genel Yayın Yönetmeni)
Ender Yiğit (Tiyatro Sanatçısı)
Engin Ayça (Sinema Yönetmeni)
Erdal Dik (Mersin Öğretmenevi Yönetim Kurulu Başkanı
Erdal Eroğlu (Öğretim Üyesi, Süleyman Demirel Üniversitesi)
Erdoğan Özer (Birleşik Metal iş-Sendikası MYK üyesi)
Erhan Karaçay (EMO Yönetim Kurulu Üyesi)
Erhan Nalçacı (TKP MK Üyesi)
Erinç Yeldan (Öğretim Üyesi, Bilkent Üniversitesi)
Erkan Baş (TKP MK Üyesi)
Erkan Erdil (Öğretim Üyesi, ODTÜ)
Erol Eroğlu (Öğretim Üyesi, Süleyman Demirel Üniv.)
Faruk Ocakoğlu (Öğretim Üyesi, Osmangazi Üniversitesi)
Fatih Öztemel (SES istanbul Anadolu Şube Örgütlenme Sekreteri)
Fethi Bölükgiray (PSAKD Kadıköy Şube Başkanı)
Gökhan Düren (Birleşik Metal-iş Sendikası Eğitim Uzmanı)
Gül Atmaca (Gazeteci)
Gülriz Erişgen (Öğretim Üyesi, Ankara Üniv, TTB Merkez Konseyi Üyesi)
Gülsen Tuncer (Tiyatro Sanatçısı)
H. Neşe Özgen (Öğretim Üyesi)
Hakan Mıhçı (Öğretim Üyesi, Hacettepe Üniversitesi)
Hakkı Karabulut (Genel-iş Sendikası 2 Nolu Şube Başkanı)
Hamdi Maskar (TBKP kurucusu, GYK üyesi)
Hatice Funda Aydın (Emekli Bankacı)
Hilmi Uysal (Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı)
Hilmi Yarayıcı (Müzisyen)
Hüseyin Kaya (Emekli Sosyal Danışman, Mainz/Almanya)
Hüseyin Nurali (Maden iş Sendikası 4. Bölge Uzmanı)
ibrahim Akşin (Emekli Öğretim Üyesi, 12 Eylül'de Merter Muhtarı)
ibrahim Akyürek (Kimya Müh.Odası Ankara Şube Başkanı)
ibrahim Doğangül (Petrol-iş Sendikası Genel Mali Sekreteri)
ilhan Akalın (Yazar)
ilhan Cihaner (Eski Cumhuriyet Savcısı, Denizli milletvekili)
ilker Belek (Öğretim Üyesi, Akdeniz Üniversitesi)
ilyas Yüksel (Töb-Der)
ismail ilknur (Müzisyen)
ismail Sungur (Birleşik Metal-iş Sendikası Sarkuysan işyeri Temsilcisi, Gebze CHP ilçe yöneticisi)
izge Günal (Öğretim Üyesi, Dokuz Eylül Üniv.)
izzettin Önder (iktisatçı, Yazar)
Kadir Sev (Emekli Devlet Denetleme Kurulu Üyesi)
Kaya Güvenç (TMMOB Eski Genel Başkanı)
Kazım Ablak (Töb-Der)
Kemal Alım (Birleşik Metal iş-Sendikası Örgütlenme Uzmanı)
Kemal Bulut (Maden iş Sendikası Profilo Telra işyeri temsilcisi)
Kemal Okuyan (TKP MK Üyesi)
Kerim Altun (Eğitim-Sen iskenderun Şube Hukuk Sekreteri)
Korkut Boratav (iktisatçı, Yazar)
Kurtuluş Kılçer (TKP MK Üyesi)
Levent Dinçer (Basın-iş Sendikası istanbul Şube Başkanı)
Levent Ülgen (Tiyatro Sanatçısı)
Leyla Erbil (Yazar)
Leyla Uzun (Öğretim Üyesi, Ankara Üniversitesi)
M. Tevfik Özlüdemir (Mühendis, Öğretim Üyesi, iTÜ)
Mehmet Ali Es (TDKP Davası Sanığı)
Mehmet Bozkurt (Araştırmacı Yazar)
Mehmet Gaddar (Birleşik Metal iş-Sendikası Bosal-Mimaysan işyeri Baştemsilci
Mehmet Kaynak (Maden-iş Sendikası Altaş işyeri Temsilcisi ve Disiplin Kurulu Üyesi)
Mehmet Kuzulugil (TKP MK Üyesi)
Mehmet Okyayuz (Öğretim Üyesi, ODTÜ)
Mehmet Rıza Özatlı (Birleşik Metal-iş Sendikası Merkez Disiplin Kurulu Başkanı)
Mehmet Ünsal (TiP üyesi)
Mehmet Zinetbaş (Maden-iş)
Meriç Şenyüz (Gazeteci, BirGün gazetesi)
Mesut Eren (Ressam)
Mesut Muyan (Öğretim Üyesi, ODTÜ)
Mesut Odman (Yazar)
Metin Baştuğ (Öğretim Üyesi, Ankara Üniv.)
Metin Çoşkun (Tiyatro Sanatçısı)
Metin Çulhaoğlu (TKP MK Üyesi)
Metin Durgut (Öğretim Üyesi, ODTÜ)
Metin Ebetürk (Sosyal-iş Sendikası Genel Başkanı)
Metin Kurt (Eski Milli Futbolcu, Spor Emek-Sen Genel Başkanı)
Metin Özuğurlu (Öğretim Üyesi, Ankara Üniv.)
Muammet Çakıral (Yazar, Yönetmen)
Murat Akad (Öğretim Üyesi, istanbul Üniv.)
Murat Bozbeyoğlu (Sosyal-iş Ankara Şube Başkanı)
Murat Ceyişakar ( Eski DiSK Dev-Maden Sen. Eğitimcisi)
Murtaza Demir (Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı kurucu başkanı)
Murtaza Gürkan (Yazar)
Mustafa Kemal Erdemol (Gazeteci)
Mustafa Köz (Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanı)
Mustafa Özer (iktisatçı, Anadolu Üniversitesi)
Mustafa Özgen, (Petrol-iş Eski Ankara Şube Başkanı)
Mustafa Öztaşkın (Petrol-iş Sendikası Genel Başkanı)
Mustafa Sarıbaş (Eski TÖS Üyesi)
Mustafa Tozkoparan (Birleşik Metal iş-Sendikası Sarkuysan işyeri Temsilcisi)
Mustafa Uzun (Politika Gazetesi Manisa sorumlusu)
Müfide Pekin (Emekli Öğretim Üyesi)
Müjgan Tez (Prof. Dr., Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi)
Naciye Babalık (Eski iKD Yöneticisi)
Nedim Kara (Makina Mühendisi)
Nedim Türkkan (TKP F.Almanya Örgütü, Köln Bölge Üyesi)
Nejat Yavaşoğulları (Sanatçı)
Nergis Mütevellioğlu (Öğretim Üyesi, Akdeniz Üniversitesi)
Nermin Bayçin (Arkeolog, Yazar)
Nevzat Evrim Önal (Yrd. Doç. Dr., Beykoz Lojistik MYO)
Nezhun Gören (Öğretim Üyesi, Yıldız Teknik Üniversitesi)
Nihal Kemaloğlu (Gazeteci, Akşam gazetesi)
Nihat Behram (Yazar)
Nurcan Törenli (Öğretim Üyesi, Ankara Üniversitesi)
Nurettin Abacıoğlu (Öğretim Üyesi, ÜKD başkanı)
Onur Caymaz (Öykücü, Şair, Birgün Gazetesi)
Orhan Aydın (Tiyatro Sanatçısı)
Orhan Kurmuş (iktisatçı, Yazar)
Orhan Suda (Yazar, Çevirmen)
Osman Şamdan (Birleşik Metal-iş Sendikası Alstom işyeri Temsilcisi)
Ozan Özgür (Yazar)
Ömer Kara (Birleşik Metal-iş Sendikası Sarkuysan işyeri Temsilcisi)
Önder Atay (Bank-Sen Genel Başkanı)
Özen Aşut (Tıp Doktoru, 1402 Mağduru)
Özgür Aydın (Öğretim Üyesi, Ankara Üniversitesi)
Özkan Atar (Birleşik Metal-iş Sendikası MYK üyesi)
Özlem Soykaya (BES Mersin Şube Eğitim Sekreteri)
Pınar Aydınlar (Sağ) (Sanatçı)
Recai Büyükbeyhan (Birleşik Metal-iş Sendikası Demisaş işyeri Baştemsilcisi)
Redife Kolçak (Peyzaj Mimarları Odası Genel Sekreteri)
Remzi Şirin (Töb-Der)
Renan Pekünlü (Prof. Dr. Dokuz Eylül Üniv.)
Rıfat Okçabol (Eğitimci)
Sabahat Akkiraz (Sanatçı, istanbul milletvekili)
Sait Özkan (YDGD)
Selçuk Çiftçi (Birleşik Metal-iş Sendikası Sarkuysan işyeri Baştemsilcisi)
Selçuk Göktaş (Birleşik Metal iş-Sendikası Genel Sekreteri)
Selçuk işsever (Öğretim Üyesi, Ankara Üniv.)
Semih Dinç
Semiha Günal (Öğretim Üyesi, Dokuz Eylül Üniv.)
Serdar Koç (Hekim, şair)
Serdar Şencan (Ressam)
Serpil Güvenç (Yazar)
Sevgi Çıkrıkçı (Öğretim Üyesi, Ankara Üniv.)
Seyfetin Gülergün (Birleşik Metal iş-Sendikası MYK üyesi)
Sezgin Türk (Belgesel Yönetmeni)
Sükun Öztoklu (Eski iGD Yöneticisi)
Süleyman Baba (TKP MK Üyesi)
Süleyman Girgin (T. Maden-iş Yatağan Şube Başkanı)
Şafak Alpay (Öğretim Üyesi, ODTÜ)
Şahabettin Bakırsan
Şahin Ergüney (Devlet Tiyatrosu Sanatçıları Derneği DETiS Başkanı)
Şükran Soner (Gazeteci, Cumhuriyet Gazetesi)
Tahir Öngür (Jeoloji Mühendisi)
Tamer Levent (Tiyatro Sanatçısı, TOBAV Başkanı)
Tayfun Özuslu (Maden Mühendisi)
Telat Koç (Prof. Dr., Çanakkale Eğitim-Sen Şube Başkanı)
Tuncay Çelen (Eski Devrimci Toprak iş Sendikası Gen. Başk. Yard.)
Turan Kayacık (Töb-Der)
Turan Öztürk (Öğretim Üyesi, iTÜ)
Turgut Dedeoğlu (Türkiye Gazeteciler Sendikası Ankara Şube Sekreteri)
Tülay Karaoğlu (Töb-Der)
Tülin Öngen (Öğretim Üyesi, Ankara Üniv.)
Tülin Tankut (Yazar)
Ulvi Oğuz (TKP MK üyesi Ankara 2 no'lu Sıkıyönetim Mahkemesi 2 no'lu sanığı)
Ümmühan Kaynak (iKD Kartal Temsilcisi)
Üstün Akmen (Tiyatro Eleştirmenleri Derneği Başkanı)
Veysel Demir (Genel iş Sendikası istanbul Anadolu Yakası Bölge Başkanı)
Yaşar Çelik (Eski DiSK Maden-iş Üyesi)
Yaşar Özyaman (Tüm-Der)
Yıldırım Koç (Yazar)
Yılmaz Bayram (Birleşik Metal-iş Sendikası istanbul 2 No'lu Şube Başkanı)
Yılmaz Onay (Yazar, Yönetmen)
Yusuf Şirvan (Birleşik Metal-iş Sendikası Bosal Mimaysan işyeri Temsilcisi)
Yusuf Yavuz (Gazeteci, Yazar)
Yusuf Ziya Bahadınlı (Yazar)
Yümni Kement (Tüm-Der)
Zehra Güner (TKP MK Üyesi)
Zeki Bulut (Devrimci Yol Ana Dava Sanığı)
Zuhal Okuyan (Hekim)
an itibariyle ankara özel yetkili 12.ağır ceza mahkemesinde devam eden davadır. adliye dışında ise çeşitli sol gruplar halaylar çekmekte, konuşmalar yapmakta. büyük birlik partisi mensupları da adliyenin bir başka girişinde eylem yapıyorlar.

duruşmada olduğum sürede sanık avukatlarının görevsizlik kararı oybirliğiyle reddedildi, iddianame kabul edildi.
13 eylül - 14 eylül 1980 gazete manşetlerini ibretle görmek istediğim dava.
bir sonuç alınmayacak davadır.

sanıklar kenan evren ve tahsin şahinkaya tenezzül edip gelmediler bile, ikisi de raporluymuş, zannederim kılları dönmüş *

biri ankara gata da öbürü istanbul gata da askeri doktorların hizmetinde yataklarında rahatlar, ohhhh :(
12 eylül 2010 referandumunda çılgınca " hayır" kampanyası yapanların şu günlerde adliyelerde darbeciler hakkında suç duyurusu yapmak için bulunduğu davadır. şapkaların önüne koyularak düşünülmesini gerektiren davadır.
bazılarının 12 eylül 2010 refarundumunun bir paket olarak sunulduğunu unuttuğunu görmemize vesile olmuş dava.

sanki refarundumda sadece bu soruldu bizde hayır dedik. milletin hayır oyu akp'nın yargıyı ele giçirmesineydi ki sonuç evet çıktı anayasa mahkemesi ve hsyk'a kendi adamlarını doldurdular ...
2 gün önceye kadar mahsulü oldukları, nemalandıkları darbeden alacaklarını alıp içini boşalttılar. daha düne kadar sorsanız bunlara anarşi, iç savaş ve kaos ortamı idi 12 eylül öncesi, şimdi ne olduda bu ülkenin devrimcilerinin sosyalistlerinin 1990larda savundukları noktaya geldi bu milli görüş gömleğini çıkartıp, muhafazar liberal bilmem ne gömleğini giyenler.

merak etmekteyim.
--spoiler--
Kaldırımdan aksayarak yürüyen yaşlı kadın, yüzünü bir yerden anımsadığına emin olduğu adamı ısrarla takip etmeye devam eder. Sonunda onu kolundan tutar ve kirli suratında korku çukurları gibi duran karanlık gözlerine bakarak “Katil!” diye bağırır. “Sen Mengele’sin, katil Mengele!” der. Adam, tedirgin bir şekilde çevresine bakınır, yaşlı kadının elini iter ve kaçmaya çalışır. Kadın, Dr.Mengele’nin ardından koşarak onu takip eder:
Yaşlı kadının, Arjantin sokaklarında yürürken tanıdığı, Nazi toplama kampı Auschwitz’de insanlar üzerinde yaptığı ölümcül deneylerle bilinen Alman Nazi doktoru Josef Mengele’den başkası değildir.

Toplama kamplarında mahkûmlar üzerinde tüyler ürpertici insan deneyleri gerçekleştirdiği için kendisine ‘Ölüm Meleği’ adı verilmiştir. Mahkûmların hangisinin öldürüleceği, zorla çalıştırılacağı ve üstünde deney yapılacağını belirleyen SS doktorlarından biridir. Dr. Mengele, SS subaylarının kötü şartlara ne kadar dayanabileceğini ölçmek için, Nazi kamplarında toplanan Yahudiler, komünistler veya engelli insanlar üzerinde deneyler yapar. Bir SS subayının paraşütle uçaktan atladığında ne kadar basınca dayanabileceğini ölçmek için, insanlar basınç odasına sokulur; bu odada iç organları patlayana kadar basınç uygulanırdı. Kuzey Kutbu’na gidecek bir SS subayının deniz soğuğuna ne kadar dayanabileceğini ölçmek için tutukluları buz dolu bir küvete sokarak soğuktan ölene kadar orada bekletirdi. Saf Cermen ırkları üzerinde uygulanacak testlerin kobaylığı, toplama kamplarındaki esirler üzerinde uygulanırdı. Cermen soyundaki ari ırktan doğan çocukların göz renkleri mavi renkten farklı bir renk olursa; bu rengi mavi renk ile değiştirmek üzerine deneyler yaparlar, deney sonucu elde ettikleri sıvıları esirlerin göz bebeklerine şırınga aracılığı ile enjekte ederlerdi.
Savaş suçlusu ilan edilen Dr.Mengele’yi, toplama kamplarından hatırlayan yaşlı kadın Arjantin sokaklarında onu gördüğünde unutamadığı bir katilin suretini hemen tanımış ve “Katil kaçıyor, yakalayın!” diye bağırmıştı.

Dünyaya büyük acılar yaşatmış Nazi zulmünün yaşandığı yıllardan 35 yıl sonra, faşizm ‘12 Eylül Darbecileri’ eliyle başka bir ülkenin kapısını çaldı. Darbeciler, silahlı bir suç örgütü olarak Meclis’in kapısına dayandılar. Seçimle işbaşına gelmiş hükümeti, ortaklarını ve diğer tüm partileri kapattılar, liderlerini hapse attılar.

Esas hedefleri sokaktı; geleceğini ve kaderini eline almaya çalışan bir halkı susturmak istiyorlardı. Tanklarıyla, toplarıyla, helikopterleri ve uçaklarıyla geldiler. Karşı koyanı, itiraz edeni, sesini çıkaranı tutukladılar, hapse attılar, işkence ettiler, öldürdüler... Yazarını, sanatçısını, müzisyenini, öğretim üyesini, memurunu, sendikacısını sorgusuz sualsiz topladılar. Toplama kampı gibi yerlere doldurdular. ibret olsun diye çocuk yaşta gençlerin yaşını büyüterek idam ettiler. itirazlar yükseldiğinde “Asmayıp besleyecek miyiz?” dediler..

Hiçbir yasa, hukuk, yaşam hakkı dinlemeksizin her türlü işkenceyi yaptılar. Yüzlerce insan bu işkencelerde öldürüldü, binlercesi sakat kaldı.
12 Eylül darbecileri, işkenceyi çocuk, yaşlı, genç, kadın, erkek siyasi bakış ayırt etmeksizin herkese uyguladı. işkencenin her türünü denediler. Kum torbalarıyla yapılan işkencelerde, tarifsiz acılar içinde kan işedi insanlar. istiklal Marşı’nı ezbere okuyamayanlara ölümüne dayaklar atıldı, hücrelerde aç bırakıldı, makatlarına coplar sokuldu. Birçok insanın bu işkencelerde bağırsakları dışarı döküldü, sakat kaldı. Karanlık hücrelerde bileklerinden bağladıkları insanları, bağırsaklarını poşetlere doldurarak önlerine koydular. Babalarının önünde kız çocuklarına, çocuklarının önünde annelerine tecavüz ettiler. Tüm bu işkenceleri yaparken, her gün televizyonlara çıkıp, güç ve kudret gösterisinde bulundular.

Sorguda kafasına çivi çakılarak öldürülenler oldu. Meşhur ‘bambulu oda’larda insanlara çırılçıplak vaziyette işkence yaptılar. Askeri doktorlar bile bizzat işkencelere katıldı.
Pervasızdılar. Falakalarda, insanların ayak tabanlarını, el ayalarını patlattılar, kaba yerleri ezdiler, tırnaklarını söktüler. Çırılçıplak soyarak üzerlerine kurt köpeklerini saldılar. insanları ayaklarından zincirle bağlayıp bayılıncaya kadar askıda bıraktılar, testis ve erkeklik organlarından kaldırarak tarttılar; erkeklik organına ip bağlayarak koşturdular. Darbeciler, büyük bir zevkle seyrettiler bunları.
insanların makatlarına zeytinyağına batırılmış coplar soktular. Bu copları kendisine ya da bir başka tutukluya yalattılar. Havalandırmanın ortasında bulunan lağım çukurlarına attılar, buradaki pisliği yedirdiler. Tüm koğuşun önünde yere yatırarak, insanları birbirinin yüzüne işettiler. Bunu her yaptıklarında kahkahalarla güldüler, eğlendiler.
Acımasızdılar. Cezaevlerinde, genç tutuklulara merdiven altlarında tecavüz ettiler, birbirlerine tecavüze zorladılar. Birçok tutuklu verem oldu. Veremlilerin balgamlarını toplayıp, karavanadaki yemeklere karıştırdılar.
Koğuş içinde iki kişinin birbiriyle konuşması yasaktı. Gülmesi yasaktı. Düşünür gibi görünmesi de yasaktı. Böyle bir yasağa karşı gelenlere işkencenin her türlüsünü uyguladılar.

12 Eylül darbesi sonrasında 210 bin dava açıldı. 650 bin kişi gözaltına alındı. Sadece düşünce suçuyla yargılanan insan sayısı 83 bindi. 1 milyon 683 bin kişi fişlendi. 348 bin kişinin yurtdışına çıkışı yasaklandı. 14 bin 509 kamu görevlisi işten atıldı. 18 bin memur, 2 bin yargıç ve savcı, 4 bin polis, 2 bin subay ve astsubay, 5 bin öğretmen istifaya zorlandı. 30 bin kişi Türkiye’yi terk etti, 14 bin kişi vatandaşlıktan çıkarıldı. 39 ton kitap ve dergi imha edildi, 937 film yasaklandı, 8 gazete toplam 195 gün süreyle kapatıldı. 50 kişi idam edildi. 420 kişi işkence edilerek öldürüldü.

Şimdi, bir ülkenin geleceğini, umudunu ve cesaretini elinden alan darbenin sorumluları ve suç ortakları yanı başımızdalar. Kirli ve korkunç suretleriyle belleğimizden hiç çıkmadılar. Onları teşhis ettik! Sessizce saklanmış oldukları köşelerinde kana bulanmış korkularını gizleyerek, sinsi ve karanlık gözleriyle bize bakıyorlar. Katlettikleri yüzlerce insanın kanları ellerinde hâlâ sıcak. Hâlâ parmaklarında emirle verilmiş idamların izi var. Ve nefesleri hâlâ kan kokuyor...

Yaklaşın, bakın! Göreceksiniz! Kimi bürokrat maskesiyle, kimi emekli paşa, kimi müsteşar!. Kiminde işadamı, büyükelçi, siyasetçi, vekil maskesi var! Onlar, hemen yanı başımızda, aramızdalar! Darbeyi düşünenler değil bunlar, darbeyi yapanlar! Kan, zulüm, işkence, ölüm makinesi; cop sokma, dışkı yedirme, tecavüz, ranza altı, kule, lağım, zincir, elektrik, idam... Oğullarımız, kadınlarımız, kızlarımız! Bırakmayın sakın! Ne olur tutun! Kaçırmayın! Darbecileri yakalayın!
--spoiler--

yazı, yusuf nazım'ın 4 nisan 2012 tarihli radikal yazısı..

okudunuz, titrediniz mi peki? eğer içiniz ürpetmediyse, burdan sonrasını okumanıza gerek yok..

yazıyı yazan adam bir öykü yazarı evet. ama yazdığı bir öykü, bir kurgu değil. kimileri ajitasyon diyebilir. evet, olabilir. ama bu gerçek oluşunu değiştirmez. insanların acıma duygularını, çıkar ilişkileri doğrultusunda o kadar sömürmüşüz, o kadar sömürülmüşüz ki, ajitasyon bir kavganın stratejisi haline gelmiş. olabilir, ama şu an değil. bunlar gerçekler.. gerçekliğini yadsıyacak insanlar olabilir, olacaktır da. o yüzden yusuf nazım'ın nazi olaylarından giriş yaptığı kanısındayım. nihayetinde nazi kamplarında olanlar da gerçek olmayabilir değil mi? ama unutmayın, '80 darbesi, çok yakın bir tarih.

ben referandum da oy kullanmadım. boykot hakkımı kullandım. çünkü bana istemediğim maddelere de evet dedirteceklerdi. bense sadece, 15. maddenin kaldırılmasını ve birden fazla sendika koluna üye olabilmeyi istemiştim. belki bir kaç bir şey daha, ama dedirtmediler. bende o yüzden hiçbir şey demedim. şu an darbecilern yargılanıyor olmasında bu anlamda pek bir katkım yok. ama mitinglere katılıp bağırdım, yargılansınlar diye.. yaptım, sayılır mı bilmiyorum.. ama referandumu dayatma yüzünden boykot ettim.

bugün, biri 94, diğeri 86 yaşında olan darbe zanlısı iki kişinin davasının günüydü. davaya katılmışlar, katılmamışlar hiç önemli değil. müebbet hapis istemi de hiç mühim değil.. sonuçta geri gelmeyecek bir erdal eren var, cengiz baktemur var, sabri altay var. var yani 50 tane insan var.. sürülenler, vatandaşlıktan çıkartılanlar, fişlenenler var.. bunlar oldu, bir daha olmaması için dönemin darbecilerinin yargılanması gerekiyorsa yargılayalım. hapse atalım, müebbet yesinler.. çok ömürleri var ya daha..

bir şeyler gitti, geri de gelmeyecek.. iki yıl önce darbecilerin yargılanmasını sağlayan referandumu yapan hükümetin, her ne kadar amacının tamamen bu olmadığı bariz görünse de, bugün bu darbecilerin davası görüldü. demokrasi adına bir adım deniliyor ya hani, küçük belki ama, öyle..

yönetime el koymak başka bir şeydir, idam kararı imzalamak başka bir şey.. insanları suçlu addedip sürmek, fişlemek başka bir şeydir, insanları lağımlara atıp, dışkı yedirmek başka bir şey..

gazete rakamlarına göre 500 tane dilekçe verilmiş, davaya müdahil olmak için. akp, chp, mhp, bdp'de dahil.. siyasalların dışında, darbeden bir şekilde zarar görmüş yüzlerce sivilin dilekçesi de var.. çünkü 1980 çok yakın bir tarih.. kimileri için travma..

bugün iki kişiye çıkartılmış bir fatura var.. sedat celasun nerde? nejat tümer nerede? olsun, her ne kadar gecikmiş adalet, çoğu zaman adalet olamasa da, olsun..

o yüzden demem o ki, ne olursa, ne olmayacaksa fark etmez.. sırf darbe mağdurlarının içi soğusun diye bile yargılanmalı bu insanlar..
muhtemelen (bkz: hakimin sikilmiş götün davası olmaz demesi) ile sonuçlanmayıp sağından solundan yüzlerce ölüm ve işkence suçunun sembolik olsa bile hesabının sorulacağı davadır, 17 yaşındaki bebenin sağı solu mu olur lan?

bu davanın amacı 12 eylül ü yargılamak ya da cezalandırmak değil bundan sonra aklından böyle yaramazlıklar geçirene ucunu göstermektir.
http://www.bobiler.org/12...yargilaniyor_m234338n_ofb
32 yıl sonra gelecek olan adaletin kimseye faydası olmayacağı aşikardır ama en azından kenan paşa'yı sanık sandelyesinde

oturuken görmek bir çok ana yüreğni biraz olsun rahatlatacaktır.

paşa da çıksın açıklasın abd istedi bizde yaptık desin.
(bkz: sikilmiş götün davası olmaz)*
devletin askerini, polisini şehit eden devrimci ve alevileri, orak çekiçli bayrakları kapıp adliye binasına akın ettiren dava. adamlar resmen zeytinyağı gibi. kurtarılmış bölgeler, 1 mayıs mahallesi, sünni mahallelerdeki kahvehanelerinin taranması, tepecik olayları, keçiören katliamı, fatsa olayları unutuldu gitti demek.
görsel
bizim oralarda bir laf vardır. "bayramda yakmadığın kınayı..." diye başlar. işte bu dava da bayramda yakmadığımız bir kınadır. adeta.
ya, saçmadır şu 12 eylül davası sen sivas katliamına zaman aşımı de sonra 12 davasını yürüt çok saçma hem de çok...
gibi.
görsel
görsel
görsel
sagcı solcuyu, solcu sağcıyı öldurerek günde işlenenen en az 30 cinayetin durdurulmasına yönelik, ünüversiteler başta olmak üzere sokakdaki düzensizlige dur demek için yapılan darbede suclu darbe yapan değil sokakda yürünmeyecek okullarda okunmayacak duruma getirenlerdir. kuru kururya bagırmayın bir o zaman universite okuyana yasayana sorun. Anca asker kötüleme pesinde bu millet o asker olmasa sen anandan doğardın yine ama baban kim bilmezdin.
bu ülke bugün terör sorunu, enflasyon derdi ile yaşıyorsa, toplumda depresyondaki kişi sayısında patlama varsa, kaynak hep 12 eylül askeri darbe sonrasında yaratılan ortamdır.

ama beyefendiler yataklarından dahi kalkmıyorlar, onlar mahkemeye gideceklerine mahkeme onların ayağına gidiyor, böyle birşey var mı ya?