bugün

yılmaz güney

ankara'nın ortasından koyun sürüsü geçmesi bana pek güzel gelmiyor. çoban olmayan kimseye de güzel gelmez. zaten o sahnede koyun sürüsü sembolik. üstelik de kör parmağım gözüne tarzı -ki vulgar olmasının yanı sıra bu kadar kolay tahmin edilebilir semboller kullanması da sevmediğim yönlerinden biri- ancak beğendiğini söyleyen vatandaş anlayamamış ki olayı sadece ankara'nın göbeğinden koyun sürüsü geçirmek olarak ifade etmiş.
diğer iki filme dair açıklamalarsa güzel sahne örneği değil özet.
diğer yandan yol filmi için bir atı vahşice öldürmek -beğenenin fedakarlık dediği şey- iğrenç bir şey.
yılmaz güneyin filmleri en iyi ihtimalle insanda ruh kirlenmesi yaratıyor. içlerinde güzele dair bir şey yok.
çünkü yılmmazın içi de dışı gibi çirkin.
bilinenin aksine tek cinayeti hakim değil. küçük bir çocuğu da arabasıyla ezip öldürmüş. o çok eleştirdiği sistem çocuk hayatına pek değer vermediği için, çocuğun babası da şikayetini geri çekince kurtulmuş.
işte büyük sanatçınız.

edit: ben yılmaz güney filmlerine güzel diyenlerden nasıl bir güzellik gördüklerini vurgulayan birkaç film sahnesini örnek göstermelerini istedim, pek cazip gelmeyen yanlış anlaşılmış bir sahne iki de özet gördüm. o zaman şöyle söyleyeyim. ödüllü belgeselde çayci olarak görev almamış, sinemadan anlayan biri cevaplarsa sevinirim.
güncel Önemli Başlıklar