bugün

abdülhamid han ın suriye de kurduğu kasaba

merhaba arkadaşlar kanalıma hoşgeldiniz...

biliyorsunuz dün cennetmekan sultan abdülhamid han'ın vefatının 104. yıldönümüydü.

sayın cumhurbaşkanımız tayyip erdoğan'ın deyimiyle, eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri misali...

abdülhamid han'dan da geriye kalan eserlerden birini inceleyeceğiz bugün.

haritalara bakıyor musunuz gençler?
haritalar bizlere sessiz hikayeler anlatır. ben sürekli haritalara bakarım, incelerim...

yine böyle harita incelediğim bir gün, suriye'de akdeniz kıyısında bir yerleşim yeri gördüm.

adı: hamidiye...
hamidiye, bugün suriye'de tartus iline bağlı bir kasaba.
görsel

bu kasaba abdülhamid han tarafından kurulmuş ve bugün hala o'nun ismi ile anılıyor...

----------------------------------------------------
ara not: yazının buraya kadarki kısmını okuyan aktroller lütfen çıksınlar artık, bundan sonrası onları ilgilendirmiyor...
--------------------------------------------------

evet...nerde kalmıştık?
hamidiye kasabası evet...

hamidiye kasabası 1897 osmanlı-yunanistan savaşı sonrası girit'ten gelen türkler tarafından kurulmuş.
söz konusu savaşı osmanlı kazanmasına rağmen, girit yunanistan'dan gelen albay vasos komutasındaki yunanlar tarafından işgal edildi.
savaş sonrası barış antlaşması yapılıp girit osmanlı toprağı olarak kalsa da, girit'e hristiyan bir vali atandı ve özerklik verildi.
işte yunanistan'dan girit'e bu sırada binlerce göç oldu, yunanistan'dan gelen yunanlar, girit'te istediği köyleri işgal ediyorlar, burada yaşayan müslüman türkleri kovuyorlar, adanın hristiyan valisi de buna göz yumuyordu.

peki osmanlı'nın başındaki padişah ve halife efendimiz ne diyordu bu işe?
hiç...
"aman alirıza bey ağzımızın tadı kaçmasın" modundaydı sultan abdülhamid.

girit'te yaşananlar karşısında subaylarımız, denizcilerimiz kendilerini yiyor, girit'e gidip türk toprağını savunmak için sultan'a yalvarıyorlar, ama abdülhamid kendi toprağı olan girit'e müdahale etmek yerine, donanmamızı haliç'e zincirlleyerek bu soruna çözüm(!) buluyordu.

istanbul, izmir, bursa gibi kentlerdeki gazeteler birkaç defa girit'te olan biteni yazmaya, halka duyurmaya çalıştıysa da, burada da abdülhamid'in sansür politikası devreye girmiş, basında "girit" kelimesinin kullanılması yasaklanmıştı.
bu öyle bir yasaktı ki, "girit"in yazılışına benzeyen "geride" kelimesi de, akıllara girit'i getirir bahanesiyle yasaklanmıştı.

işte bu dönemde, adada yunan işgali sürüyor, türkler kendi topraklarından sürülüyor, hanya, kandiye gibi şehirlere birikiyordu. abdülhamid han, bu soruna dahiyane(!) bir çözüm buldu.
kendi toprağı olan girit'te, yerlerinden yurtlarından edilen müslüman ahali, girit'ten tahliye edilecek ve bu sorun böylece çözülecekti.

girit'te köylerinden, toprağından edilen giritlilerin bir kısmı gemilerle libya'ya yerleştirildi, bir kısmı da suriye, lübnan ve mısır'a götürüldü.

işte abdülhamid tarafından girit'ten tahliye edilen bu giritlilerden bir kısmı da suriye'deki bu bölgeye yerleştirildi, burada kurulan kasabaya "hamidiye" ismi verildi, abdülhamid han, hamidiye'yi çok sevmişti, buraya bir cami yaptırarak ismini yaşattı.

ama girit'te olanlardan, abdülhamid'in korkak bir siyasetle kendi toprağından kendi vatandaşlarını kaçırmasından kimsenin bahsetmesi yasaktı tabi...

bugün suriye'deki hamidiye kasabası hala yerinde duruyor.
burada yaklaşık 5-6 bin civarında girit göçmenlerinin torunu yaşıyor.

yani haritaya baktığınızda, suriye'nin akdeniz kıyısında "hamidiye" şehrini gördüğünüzde sevinmeyin...
burası bir islam halifesinin, bir osmanlı padişahının korkaklığının eseridir...

ek olarak: hamidiye kasabasındaki giritlilere dair video;
https://streamable.com/jbm5a7

ek olarak-2:
(bkz: girit in kaybedilişi/#41457527)

#tarih
#coğrafya