bugün
- yigitzsche17
- icardi190511
- psikoloğa gitmek mi içki almak mı14
- evlenmek istememek ama yalnızlıktan da sıkılmak22
- junkman13
- anın görüntüsü17
- sözlük kızlarının elleri şuan napıyor sorunsalı14
- erdoğan'dan sonraki başkan19
- başıboş köpek sorunu25
- görümceniz sizi engellese ne yaparsınız14
- çok fazla çirkin erkek olması13
- erdal beşikçioğlu'nun öğle yemeği24
- sexting haram mıdır24
- sophie dee'nin memeleri11
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri11
- kurtlar vadisi pusu rezaleti11
- aleyna tilki nin annesi12
- cengiz ünder'in bıyığı12
- ölmeye karar vermek19
- erdal beşikçoğlu'nun işçilerle yemek pr çalışması10
- mehmet şimşek'in türk milletine yerel halk demesi15
- icardi1905 silik olsun kampanyası14
- sağlıklı cinsel bir yaşamım var neden konuşuluyor12
- motorcu fırlama hafif demir demirkan tarzı yazar15
- 18 nisan 2024 fenerbahçe olympiakos maçı59
- assembly kodu11
- iremga8
- fenerbahçe taraftarı9
- ezgi mola9
- annem baban uğur dündar dedi9
- kuva'i milliye ne ise hamas da o dur20
- ali koç8
- fenerbahçe13
- arda güler16
- altıncı filoya karşı namaz kılmak12
- uludağ sözlük discord grubu9
- yazarların en rum özelliği15
- ismail kartal19
- konstantinos tzolakis9
- sadece sennn9
- türkiyede bütün yiyecek fiyatları aşırı fahiştir16
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti11
- eybırın manyağı kıskanması14
- kadın ayağı kokusu11
- erkeklerin bir kere küsünce geri barışmaması18
- flörtlerinizin ortak özellikleri21
- beni seviyor musunuz8
- anksiyete psikolojik değil fizyolojik bir sorundur11
- bacaklarımdan tahrik olan kız olduğunu sanmıyorum14
- yazarlardan parfüm önerileri14
bir türk destanının adıdır. bu bağlamda sözde devleti yıkma operasyonuna ad olarak kullanılmakta olması çok manidardır; türkiyelilik kavramı türklük kavramının yerine mi geçirilmek istenmektedir yoksa?
--spoiler--
Yayımcı : Mahmut Özyürek 27 Mart 2008
Rıza Zelyut 24 Mart 2008
Size, şu Ergenekon terör örgütü denilen örgütün kimin ifadesine dayanılarak uydurulduğunu anlatacağım.
O zaman Türkiye'de hukukun nasıl siyasallaştırıldığını ve AKP'nin emrine sokulduğunu anlayacaksınız. Ve göreceksiniz ki ilhan Selçuk, Doğu Perinçek gibi isimlerin gözaltına alınması; sıradan bir olay değildir. Olayın tarikatçılarla cumhuriyetçilerin mücadelesinin yansıması olduğunu kavrayacaksınız.
Ve işin gerisinde ABD emperyalizminin bulunduğunu göreceksiniz.
***
Önce işin savcı boyutuna bakalım:
Ergenekon adı verilerek Türk kimliğinin kötü gösterilmek istendiği bu operasyondan sorumlu Savcı Zekeriya Öz'ü de Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na şikayet ediyorum. Çünkü bu davanın iddianamesi veya iddianamenin nasıl olacağı yolunda, dinci/tarikatçı gazetelere ve burada çalışan özel görevli köşe yazarlarına bilgi sızdırılmıştır. Bunu en açık biçimde, hükümetin sözcüsü gibi yayın yapan Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Fehmi Koru'nun yazdıklarından anlıyoruz. Fehmi Koru; nasıl bir gelişme olacağını operasyonlardan önce yazmıştır. Fehmi Koru, Bilderberg toplantılarına eklenerek Amerikan görevlisi haline getirilmiş isimlerden birisidir.
Yine Uzan'lardan alınıp Fethullahçı kesime verilen Star Gazetesi de bu sızdırılmış bilgileri kullanmaktadır.
Bu gazeteye Ankara Temsilcisi yapılan Şamil Tayyar isimli kim olduğu bilinmeyen bir şahıs, iddianameyi sanki kendisi yazmış gibi ipuçlarını köşesine aktarmıştır. Ve polis şefi edasıyla da savcılara sanki yön vermektedir.
Yine Fethullahçı sermayenin yayımladığı Bugün Gazetesi'nde, operasyon daha yapılmadan iki önemli isimle ilgili haber yapılmış ve bu manşetten verilmiştir. Yine Fethullahçı sermayenin eline geçen Sabah Gazetesi'nde Ergenekon operasyonu ile ilgili iddialar ayrıntısıyla yer almıştır. Fethullahçılar'ın, eline Taraf diye bir gazete verdikleri, sözde solcu, Amerikan kovboyu Ahmet Altan, operasyondan önce Hitler subayı gibi, ''Darbeci Kemalistler'e Türkiye'yi dar edeceğiz!'' diye köşesinde esip gürleyerek, iddianameden haberdar olduğunu açığa vuruyordu.
Demek ki bu hükümet yanlısı tarikat gazetelerine, bunların çıkarcı yazarlarına bilgi sızdırılıyor. Bu gazeteler de elde ettikleri bu bilgileri çarpıtarak dürüst, vatansever, namuslu cumhuriyetçileri karalıyorlar.
Şimdi Savcı Öz'e soruyorum: Bu, adalet midir?
++TUNCAY GÜNEY++
Ergenekon suçlamasında dayanak noktalarından birisi de Tuncay Güney'in ifadesi;
Tuncay Güney'i iyi tanırım. Onu size anlatayım da şu Ergenekon çetesinin nasıl uydurulduğunu anlayın: 1995-96'da ben Akşam Gazetesi'nde yazardım o ise muhabirlik yapıyordu. Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Behiç Kılıç idi.
O dönemde sert bir ANAP-DYP rekabeti vardı. Özer Çiller; Behiç Kılıç'a bir fotoğraf gönderir ve bunun gerçek olup olmadığını bir gazeteci gözüyle incelemesini rica eder. Fotoğrafta Mesut Yılmaz bir toplantıdan çıkmaktadır ve arkasında da Abdullah Çatlı gözükmektedir. Bu fotoğrafı, Afyon'dan milletvekilliği yapmış bir DYP'li, ANAP Lideri Mesut Yılmaz'a karşı kullanılması için 20 bin dolara birisinden satın almıştır. Behiç Kılıç, Mustafa Dolu gibi gazetecilerin incelediği bu fotoğrafın kurgu (sahte) olduğu anlaşılır.
Ve nereden geldiği araştırılınca da Tuncay Güney'e ulaşılır;
Bu fotoğraf sahtekarlığı hakkında Mesut Yılmaz'dan başka Yaşar Okuyan'ın da bilgisi vardır. Tuncay, Fethullah Gülen' in Zaman Gazetesi'nde çalışmış (yetişmiş) birisidir. Oradan; Mehmet Ali Ilıcak aracılığıyla Akşam'a aktarılmıştır. Bu sahtekar, Kuzey Irak'a gideceğim, Talabani ile röportaj yapacağım diye Akşam Gazetesi'nden iyi bir para alır; gider; Bir hafta sonra döndüğünde; Talabani'nin çok ötelerinde, ilgisiz bir yerde göründüğü bir fotoğraf vardır elinde.
Röportajı da oturmuş; masa başında yazmıştır.
Bu yüzden ikinci kez hırpalanır;
Tuncay; bununla da yetinmez;
Akşam Gazetesi'nin arşivinde bulunan Susurlukçular'la ilgili meşhur fotoğrafı çalar, Radikal Gazetesi'ne satar.
Ve bu anlaşılınca da kaçar;
inanmayan varsa Tercüman Gazetesi Başyazarı Behiç Kılıç'a veya Akşam Yazarı Mustafa Dolu'ya sorabilir.
Tuncay Güney; şimdi Kanada'da imiş;
Ve Yahudiliğe hizmet etmekte imiş;
Tanrısal israil'in kurulması için çalışıyormuş.
Yani Nil'den Fırat'a kadar uzanan toprakların Yahudi egemenliğine geçmesi için mücadele eden bir gönüllü imiş o. Dünkü; Yeni Şafak Gazetesi Tuncay'ın Yahudileştiğini haber olarak verdi de Ergenekon Savcısı'na sormadı: ''Ey Zekeriya Bey; böyle sahtekar ve yabancı ajanı birisinin ifadesine dayanarak sen nasıl iddianame hazırlarsın?''
Behiç Kılıç, diyor ki:
''Tuncay; sersem sepelek bir tipti. Bize Fethullahçılardan, Amerikan Elçiliği'nden, bazı askerlerden güya haberler getirirdi.
Belliydi ki isteyen istediği gibi kullanıyordu.''
Bağlantıyı görüyor musunuz?
Fethullah mektebinde yetiştirilen ve şimdi Yahuduliğe hizmet eden bir sahtekar var karşımızda.
Bu kişiden alınan ifadeler kullanılarak, Veli Küçük üzerinden Cumhuriyet Gazetesi ve işçi Partisi terör örgütü üyesi gösterilmeye çalışılıyor.
Olayın Amerika'da pişirilip, Fethullahçılar üzerinden polise (Polisteki Fethullahçı isimleri Aydınlık yayımlamıştı) ve adliyeye (Şu Van savcısı Ferhat Sarıkaya'yı hatırlayın) intikal ettirildiğini acaba anlayabiliyor muyuz?
Ve okuyucularıma bir soru:
Savcı Zekeriya Öz, Tuncay Güney'in kimliğini anladıktan sonra iddianamesini değiştirmeli mi değiştirmemeli mi?
--spoiler--
allah yardımcımız olsundur.
--spoiler--
Yayımcı : Mahmut Özyürek 27 Mart 2008
Rıza Zelyut 24 Mart 2008
Size, şu Ergenekon terör örgütü denilen örgütün kimin ifadesine dayanılarak uydurulduğunu anlatacağım.
O zaman Türkiye'de hukukun nasıl siyasallaştırıldığını ve AKP'nin emrine sokulduğunu anlayacaksınız. Ve göreceksiniz ki ilhan Selçuk, Doğu Perinçek gibi isimlerin gözaltına alınması; sıradan bir olay değildir. Olayın tarikatçılarla cumhuriyetçilerin mücadelesinin yansıması olduğunu kavrayacaksınız.
Ve işin gerisinde ABD emperyalizminin bulunduğunu göreceksiniz.
***
Önce işin savcı boyutuna bakalım:
Ergenekon adı verilerek Türk kimliğinin kötü gösterilmek istendiği bu operasyondan sorumlu Savcı Zekeriya Öz'ü de Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na şikayet ediyorum. Çünkü bu davanın iddianamesi veya iddianamenin nasıl olacağı yolunda, dinci/tarikatçı gazetelere ve burada çalışan özel görevli köşe yazarlarına bilgi sızdırılmıştır. Bunu en açık biçimde, hükümetin sözcüsü gibi yayın yapan Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Fehmi Koru'nun yazdıklarından anlıyoruz. Fehmi Koru; nasıl bir gelişme olacağını operasyonlardan önce yazmıştır. Fehmi Koru, Bilderberg toplantılarına eklenerek Amerikan görevlisi haline getirilmiş isimlerden birisidir.
Yine Uzan'lardan alınıp Fethullahçı kesime verilen Star Gazetesi de bu sızdırılmış bilgileri kullanmaktadır.
Bu gazeteye Ankara Temsilcisi yapılan Şamil Tayyar isimli kim olduğu bilinmeyen bir şahıs, iddianameyi sanki kendisi yazmış gibi ipuçlarını köşesine aktarmıştır. Ve polis şefi edasıyla da savcılara sanki yön vermektedir.
Yine Fethullahçı sermayenin yayımladığı Bugün Gazetesi'nde, operasyon daha yapılmadan iki önemli isimle ilgili haber yapılmış ve bu manşetten verilmiştir. Yine Fethullahçı sermayenin eline geçen Sabah Gazetesi'nde Ergenekon operasyonu ile ilgili iddialar ayrıntısıyla yer almıştır. Fethullahçılar'ın, eline Taraf diye bir gazete verdikleri, sözde solcu, Amerikan kovboyu Ahmet Altan, operasyondan önce Hitler subayı gibi, ''Darbeci Kemalistler'e Türkiye'yi dar edeceğiz!'' diye köşesinde esip gürleyerek, iddianameden haberdar olduğunu açığa vuruyordu.
Demek ki bu hükümet yanlısı tarikat gazetelerine, bunların çıkarcı yazarlarına bilgi sızdırılıyor. Bu gazeteler de elde ettikleri bu bilgileri çarpıtarak dürüst, vatansever, namuslu cumhuriyetçileri karalıyorlar.
Şimdi Savcı Öz'e soruyorum: Bu, adalet midir?
++TUNCAY GÜNEY++
Ergenekon suçlamasında dayanak noktalarından birisi de Tuncay Güney'in ifadesi;
Tuncay Güney'i iyi tanırım. Onu size anlatayım da şu Ergenekon çetesinin nasıl uydurulduğunu anlayın: 1995-96'da ben Akşam Gazetesi'nde yazardım o ise muhabirlik yapıyordu. Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Behiç Kılıç idi.
O dönemde sert bir ANAP-DYP rekabeti vardı. Özer Çiller; Behiç Kılıç'a bir fotoğraf gönderir ve bunun gerçek olup olmadığını bir gazeteci gözüyle incelemesini rica eder. Fotoğrafta Mesut Yılmaz bir toplantıdan çıkmaktadır ve arkasında da Abdullah Çatlı gözükmektedir. Bu fotoğrafı, Afyon'dan milletvekilliği yapmış bir DYP'li, ANAP Lideri Mesut Yılmaz'a karşı kullanılması için 20 bin dolara birisinden satın almıştır. Behiç Kılıç, Mustafa Dolu gibi gazetecilerin incelediği bu fotoğrafın kurgu (sahte) olduğu anlaşılır.
Ve nereden geldiği araştırılınca da Tuncay Güney'e ulaşılır;
Bu fotoğraf sahtekarlığı hakkında Mesut Yılmaz'dan başka Yaşar Okuyan'ın da bilgisi vardır. Tuncay, Fethullah Gülen' in Zaman Gazetesi'nde çalışmış (yetişmiş) birisidir. Oradan; Mehmet Ali Ilıcak aracılığıyla Akşam'a aktarılmıştır. Bu sahtekar, Kuzey Irak'a gideceğim, Talabani ile röportaj yapacağım diye Akşam Gazetesi'nden iyi bir para alır; gider; Bir hafta sonra döndüğünde; Talabani'nin çok ötelerinde, ilgisiz bir yerde göründüğü bir fotoğraf vardır elinde.
Röportajı da oturmuş; masa başında yazmıştır.
Bu yüzden ikinci kez hırpalanır;
Tuncay; bununla da yetinmez;
Akşam Gazetesi'nin arşivinde bulunan Susurlukçular'la ilgili meşhur fotoğrafı çalar, Radikal Gazetesi'ne satar.
Ve bu anlaşılınca da kaçar;
inanmayan varsa Tercüman Gazetesi Başyazarı Behiç Kılıç'a veya Akşam Yazarı Mustafa Dolu'ya sorabilir.
Tuncay Güney; şimdi Kanada'da imiş;
Ve Yahudiliğe hizmet etmekte imiş;
Tanrısal israil'in kurulması için çalışıyormuş.
Yani Nil'den Fırat'a kadar uzanan toprakların Yahudi egemenliğine geçmesi için mücadele eden bir gönüllü imiş o. Dünkü; Yeni Şafak Gazetesi Tuncay'ın Yahudileştiğini haber olarak verdi de Ergenekon Savcısı'na sormadı: ''Ey Zekeriya Bey; böyle sahtekar ve yabancı ajanı birisinin ifadesine dayanarak sen nasıl iddianame hazırlarsın?''
Behiç Kılıç, diyor ki:
''Tuncay; sersem sepelek bir tipti. Bize Fethullahçılardan, Amerikan Elçiliği'nden, bazı askerlerden güya haberler getirirdi.
Belliydi ki isteyen istediği gibi kullanıyordu.''
Bağlantıyı görüyor musunuz?
Fethullah mektebinde yetiştirilen ve şimdi Yahuduliğe hizmet eden bir sahtekar var karşımızda.
Bu kişiden alınan ifadeler kullanılarak, Veli Küçük üzerinden Cumhuriyet Gazetesi ve işçi Partisi terör örgütü üyesi gösterilmeye çalışılıyor.
Olayın Amerika'da pişirilip, Fethullahçılar üzerinden polise (Polisteki Fethullahçı isimleri Aydınlık yayımlamıştı) ve adliyeye (Şu Van savcısı Ferhat Sarıkaya'yı hatırlayın) intikal ettirildiğini acaba anlayabiliyor muyuz?
Ve okuyucularıma bir soru:
Savcı Zekeriya Öz, Tuncay Güney'in kimliğini anladıktan sonra iddianamesini değiştirmeli mi değiştirmemeli mi?
--spoiler--
allah yardımcımız olsundur.
güncel Önemli Başlıklar