bugün

entry'ler (1298)

sherlock

4×2 ile izlediğim bütün dizi ve filmlerin içindeki en büyük hassktri çektirmiştir.

--dikkat! spoiler içerir--

4×1'de görüp mutlaka altından bi şeyler çıkacak dediğimiz kadını 3 farklı şekilde gözümüze soktular ve kimse uyanamadı. Bölümün neredeyse ilk 1 saati benim kafam da sherlock'unki gibi bi milyon olmuştu. Mary'nin bıraktığı videonun devamını görünce bir şeyler anlamlanmaya başlamıştı kendi zeka düzeylerimizde. Ama bölümün finalinde öyle bir vurdu ki moffat. Aptal yerine konmaktan zevk aldım resmen. Bu diziyle ilgili teori kasmak büyük başarısızlıklara sebep olmaya çok müsait olsa da söylemeden geçemeyeceğim: Belli ki moriarty sadece kız kardeşin tiyatrocusuymuş. Asıl aklımı kurcalayan ise şu: acaba mycroft bu kız kardeşin eylemlerine ne kadar vakıftı? Malum doğu rüzgarından 3×3'te net şekilde bahsetmişti.


-- spoiler bitişi --

4×3'ü merakla bekliyor olacağım. Umarım sadece sezon finali olur.

ösym

Türkiye'de kötü yönetilen birçok kurum var ama ösym bunların başını çeker.

6 ocak 2017 tarihli duyurusunda öabt ve kpss a grubu testlerindeki soru sayılarının artırıldığı öğrendik. Bununla birlikte test süreleri de arttı ve muhtemelen 4 saat 10 dakikalık tek oturum yapmak yerine oturum sayısını da artıracaklardır. Tabi bununla ilgili hala net bir bilgi yok. Çünkü duyuruda "2 veya 3 oturum" ifadesi geçiyor. Ayrıca puan türlerinde de geçtiğimiz günlerde bir değişiklik yapılmıştı ve kpss puanlarına yds etkisi a grubu için sıfırlanmıştı. Bununla birlikte ekonometri testi de kpss a'dan kaldırılmıştı.

Bu tarz bir değişiklik yaparsın tamam da bunu neden sınava 4,5 ay kala yapıyorsun? Geçtiğimiz sene de yine gerek dershaneler gerekse öğrenciler tarafından bütün programlar kpss a ve gk-gy sınavının temmuz ayında yapılacak olmasına göre ayarlanmışken yine dönem içinde yapılan bir değişiklikle sınav 1,5 ay öne çekilmişti. Eğer böyle önemli değişiklikler yapıyorsan bunu sınava en az 1 sene kala yapmalısın. Ha o süreyi geçirdin mi? O zaman ocak 2017'de yaptığın değişiklik en erken 2018 kpss için geçerli olmalıdır.

Çünkü yüz binlerce kişi hazırlıklarını kpss'nin değişiklikten önceki hali için yaptı. Belki binlerce insan yiyeceğinden içeceğinden kısarak zar zor deneme setleri aldı. Yayınevleri binlerce basım yaptı. Dershaneler programlarını yaptı. Yine binlerce kişi kpss'yi düşünerek yds kurslarına yazılmak için binlerce lira döktü veya yds için aylardır çalışma içindelerdi. Peki ya yıllarca ekonometri okuyup mezun olan insanların emeklerine ne demeli? Hepsi bir anda çöp oldu. Sen böyle aptalca değişiklikler yaparak bunca insanın emeğini çalıyorsun ve sonra da dalga geçer gibi kalemlerinin üzerine "emeğiniz emanetimizdir" yazabiliyorsun.

Aslında sorunlar bu kadar değil. Çünkü söz konusu kurum ösym ise neresinden tutsanız elinizde kalır. Mesela türkiye'de alanında tekel olan bu kurumun bu tekel avantajını sınava giren milyonlarca insanı ve hatta o insanların ailelerini sömürmek için kullandığı, sırf sınav ücretlerine bakılarak bile anlaşılabilir. Bunun dışında sınav merkezleriyle ilgili ulaşım zorlukları, bu ulaşım zorluklarına ek olarak neredeyse ülkenin hiçbir yerinde olmayan çok yüksek ve bir o kadar da anlamsız güvenlik önlemleriyle sınav yerlerine giriş mecburiyeti, elinde kapı gibi hastane raporu olmasına rağmen sırf ösym'ye bildirilmediği için ülkenin bi ucundan kırık elle ayakla ve binbir zorlukla sınavın yapılacağı tek şehir olan ankara'ya gelen insanların kapıdan çevrilmesi vs. vs.

Dediğim gibi neresinden tutsanız elinizde kalır. Sözün özü nefret edilesi ve gereksiz bir kurumdur. En azından üniversiteye giriş dışındaki birçok sınav için ilgili bakanlıklar ve kurumların kendi sınavlarını yapabilme imkan ve kabiliyetleri varken, özellikle kpss gibi angarya bir sınav için insanları ayrıca strese sokmanın ve çok uçuk ücretler ödemek zorunda bırakmanın sosyal devlet ilkesinin tam olarak neresiyle bağdaştığını anlayamıyorum.

Son olarak mağdur olan milyonlarca insana şunu söylemek istiyorum: boyun eğmeyin!

bugün kış geldi

Günlük bir olaydır. Ama her mevsim girişinde dikkatimi çeker bu ayrıntı.

Başlığı açalı 6 yıl olmuş. Her sene ben bile bir girdi yazsam en az 6 girdi olurdu. Ben bile ilgi göstermemişim başlığa.

içerde

ilk fragmanı yayınlanan ay yapım dizisidir.

Buralar çok değerlenecek.

içeride

Dışarıda kelimesinin zıttıdır.

13 mart 2016 ankara patlaması

Birçok kişinin olduğu gibi benim de her gün yürüdüğüm kaldırımda/yolda insanlar katledildi. Evet, hemen hemen hepimiz ölen ve yaralanan masum vatandaşlarımız için üzülüyoruz, acı duyuyoruz, gözyaşı döküyoruz. Ve yine en azından bir yakını veya tanıdığı herhangi bir fiziki zarar görmemiş olan herkes, patlamanın yaşandığı yer çok işlek bir cadde olduğu ve birçok insan o yoldan en az bir kez geçtiği için "ben ya da sevdiklerim de o an orada olabilirdik" diye düşünüp o an orada olmadıkları için utanarak da olsa şükrediyor.

Buraya kadar yazdıklarım zaten bilinen şeyler. Tüm bu acı, üzüntü, öfkeyle birlikte hissedilen bir şey daha var: korku. Yaklaşık bir senedir tek bir girdi dahi yazmamama rağmen şu an bunları yazmama sebep olan şey ise bu korkuya göstermek istediğim tepki.

3 gündür müthiş bir bilgi kirliliği var. asılsız ihbarlar, saçma söylentiler aldı başını gidiyor. Belli ki bu düşüncesizlikle devam da edecek. Haliyle insanlar tedirgin. Toplumlara hitap eden insanlar, yazılı-görsel basın ve sosyal medya fenomenleri başta olmak üzere birçok kişi, sayfa ya da kuruluş bu korku temelli toplum psikolojisini vurgulayıp kendilerine göre rant elde etme peşindeler ya da akıllarınca sadece işlerini yapıyorlar.

Evet insan tedirgin oluyor. Kendi için olmasa dahi sevdikleri için endişe ediyor. Kendi ölümden korkmasa dahi "ben ölürsem arkada bıraktıklarımın hali ne olur?" diye düşünüyor. Sadece ölüm değil yaralanıp sakat kalmak da bu saldırıların olası sonuçlarından biri. insan hiçbir şeyden korkmasa bile öyle haince bir saldırıda pisi pisine ölmeyi/yaralanmayı istemiyor. imkan bulsa gidip vatan için şehit olma pahasına düşmanla çarpışmaktan korkmayacak insan, bir amaç uğruna ölememekten korkuyor.

işte bu gerçekler bilinirken yukarıda bahsettiğim kişi ya da grupların yansıttıkları bu toplum psikolojisini yalanlamak realist bir yaklaşım olmaz. Ama bu psikolojiyi bu kadar dillendirmek bana göre kesinlikle yanlış. Bugün biz terör örgütünün tanımını yaparken ya da amaçlarını sıralarken "insanları sindirmek, korku salmak, toplumu ayrıştırmak" gibi ifadeler kullanıyorsak "sokağa çıkmaya korkar olduk" cümlesini kurup bunu bir de marifetmiş gibi dosta düşmana ilan etmek, o öfke duyduğumuz hainlerin ekmeğine yağ sürmekten başka bir şey değil. Evet ülke olarak bu tür olaylara alışmak istemiyoruz, can güvenliğimizin olmadığı bir ortadoğu ülkesi olmayı kabullenemiyoruz ve zaten kabullenmemeliyiz de. Tepkimizi en sert şekilde göstermeliyiz. Ama bu şekilde kendi ülkemizde, her gün yürüdüğümüz yollarda yürümekten korktuğumuzu dile getirerek, sinerek değil! Bu hain saldırıyla ilgili ille de birşeyler paylaşacaksanız acınızı, üzüntünüzü, öfkenizi paylaşın. En önemlisi hala millet bilincine sahip olduğumuzu, birlik-beraberliğimizi vurgulayan paylaşımlar, haberler yapın. Düşmana keyif vermek hoşunuza gitmiyorsa o korku hissini pekala kendi içinizde de yaşayabilirsiniz!

özgecan aslan

erkekliğimden utandım diyen hemcinslerim var. erkeklikle bi alakası var mı bilmiyorum ama ben cinsiyetimden değil böyle canavarlarla aynı ülkeyi, hatta aynı dili paylaşmaktan bile utanıyorum. içim acıyor özgecan için.. keşke keşkelerin bi faydası olsa da özgecan için söylediğimiz, dilediğimiz onca keşke onu geri getirse, böyle bi caniliği yaşanmamış kılsa. söylenebilecek çok şey var ama söyleyecek gücü bulamıyorum kendimde. ne dersem diyeyim bu yaşanmamış sayılmayacak özgecan geri gelmeyecek çünkü. istediğim tek şey 1 gün, 1 hafta ya da 1 ay konuşulup unutulmasın bu olay. yeni bi özgecan yeni bi münevver haberi daha gelmesin. hayatının baharındaki bu gençler, çocuklar bu canilerin canavarca hislerle işledikleri bu suçlara kurban edilmesinler. 2015 türkiyesindeysek kardeşlerimiz, annelerimiz, sevgililerimiz, eşlerimiz, akrabalarımız, arkadaşlarımız kısacası hiç kimse korkarak dışarı çıkmasın, korkarak yaşamak zorunda kalmasın. milyonlar bu olaya siyasi hiçbi kaygıları olmamasına rağmen tepki gösterdi, üzüldü.. ama bu canavarlar da bahsettiğim milyonların arasından çıktı. demek ki bi yerde biz de hata yapıyoruz. kimse kendisini taciz eden şerefsizlere karşı sessiz kalmasın. kimse tehditlere boyun eğmesin. kimse sırf cinsiyeti bu toplumda bazı değerler yüzünden güçsüz addedildiği için susmasın. bu caniler bulundukları çevreyle beraber karşısındakini de gücsüz, ezik görebildiği için böyle canavarlıklara cesaret edebiliyorlar. hiçbi bebek katil doğmaz. john locke'un tabula rasa teoremine benzer olarak, insanın kişiliğini yaşadığı çevre, ailesi ve ilgili kurumlarca aldığı eğitim vs. belirler. bu ülkede yanlış olan bir şeyler ya da birileri var ki biz bugün özgecan'a ağlıyoruz. bu zihniyet problemini, eğitimsizliği ya da yanlış eğitimi çözmek de bizim elimizde. biz diyorum çünkü bu canavarlar gibi bu ülkeyi yönetenler de yine bu toplumun içinden çıkıyor. çevresince egosu yüksek olarak bilinen biri olarak ben de milyonlar gibi yalvarıyorum. nolcaksa olsun, ne yapılacaksa yapılsın ama nolur bi şeyler olsun. nolur bu olaylar bi daha yaşanmasın.

lemi çelik

ilkokullu seviyesinde yorum yapan eski futbolcu.

klas futbolcu denince akla gelen ilk isim

yaya toure'dir. ben de birçok simge isim sayabilirdim recoba, riquelme, ronaldinho, kluivert gibi. hatta en çok sevdiğim adamı yazabilirdim bu başlığa fernando torres diyerek. ama nedense bu afrikalının hakkını bi şekilde teslim etmek istedim. adamın defansı iyidir, hava toplarında etkilidir, tekniktir, fiziği kuvvetlidir, premier lig gibi bi ligde dribbling yeteneklerini sergileyebilir, uzaktan şutları muhteşemdir, gerektiğinde 18'in içinde gol arar ve bulur, çirkeflik yapmaz, çalışkandır, yaratıcıdır... daha gider bu. kişisel bi hayranlığım yok ama izlediğim en komple futbolculardan biridir diyebilirim.

söylenmesi zevk veren ingilizce kelimeler

understand.

oğlak burcu erkeği

yay kadınından kesinlikle ama kesinlikle uzak durması gereken erkektir. yay kadınıyla çok iyi vakit geçirebilir, çok iyi dost olabilirsiniz ama sakın aşık olmayın ne yaparsanız kendinize yaparsınız a oğlaklar! biz oğlak burcu erkekleri olarak sevdiğini kıskanan, sahiplenen karakterlere sahibizdir. bu yay kadını naptığını ne istediğini bilmez. kadınsı duyguları sahiplenilmeyi ister ama burçları bi gariptir. kendilerini özgür ruhlu kılar. dolayısıyla en ufak kıskançlığa gelemezler. ha ben bu kadına/kıza güveneyim nasolsa kalbi benimdir diye düşünmek de hatadır çünkü bunlar işin b*kunu çıkarır afedersiniz. yay kadınları beni eksileyecek belki ama bol keseden konuşmuyorum son 2 sevgilim yaydı. ikisinin de birçok ortak yönü vardı ama harfi harfine aynı söyledikleri şu cümle bir oğlak erkeğiyle yay kadınının birlikte olma ihtimalinin ne kadar zor olduğunu bana göstermiştir: ben kıskanırım ama kıskanılmaya hiç gelemiyorum darkness.

yok ya kıskanırmış ama kıskanılmaya gelemezmiş. padişah kızı mısın sen ablacım bu ne şımarıklık ne iki yüzlülük. neyse sakinim.

not: sadık, güvenilir, sahiplenilmeyi ve sahiplenmeyi seven, kıskanan ve kıskanılmaktan şikayet etmeyen bi burç kadını söyleyen olursa sevinirim. bundan sonra hayatıma alacağım kişileri ya da esas isteğim itibariyle kişiyi buna göre seçeceğim.

yay burcu kadını

bir oğlak burcu erkeğinin kesinlikle ama kesinlikle uzak durması gereken kadındır. yay kadınıyla çok iyi vakit geçirebilir, çok iyi dost olabilirsiniz ama sakın aşık olmayın ne yaparsanız kendinize yaparsınız a oğlaklar! biz oğlak burcu erkekleri olarak sevdiğini kıskanan, sahiplenen karakterlere sahibizdir. bu yay kadını naptığını ne istediğini bilmez. kadınsı duyguları sahiplenilmeyi ister ama burçları bi gariptir. kendilerini özgür ruhlu kılar. dolayısıyla en ufak kıskançlığa gelemezler. ha ben bu kadına/kıza güveneyim nasolsa kalbi benimdir diye düşünmek de hatadır çünkü bunlar işin b*kunu çıkarır afedersiniz. yay kadınları beni eksileyecek belki ama boş keseden konuşmuyorum son 2 sevgilim yaydı. ikisinin de birçok ortak yönü vardı ama harfi harfine aynı söyledikleri şu cümle bir oğlak erkeğiyle yay kadınının birlikte olma ihtimalinin ne kadar zor olduğunu bana göstermiştir: ben kıskanırım ama kıskanılmaya hiç gelemiyorum darkness.

yok ya kıskanırmış ama kıskanılmaya gelemezmiş. padişah kızı mısın sen ablacım bu ne şımarıklık ne iki yüzlülük. neyse sakinim.

fernando torres

1,5 yıllığına atleti'nin kiraladığı fuleli forvet. torres'in büyük hayranlarından biri olarak tabi ki yuvasında kendini bulup yeniden el nino gibi oynaması en büyük temennimdir.

gece yatarken kombiyi kapatmayı unutmak

Yalnız olmadığımı görmek güzel. "Ben yattığımda babam uyanıktı" diyerek topu peder beye atabilirsiniz.

sözlük yazarlarının rüyaları

Rüyamda zlatan ibrahimovic arıyor ve "arabada benzin varsa merkeze gel de takılalım" diyor.

ilginç olan şu ki gerçekte benim arabam yok.

13 ekim 2014 letonya türkiye maçı

gokhan tore'ye milyon kez gokhan gonul diyen melih gumusbicak'in anlattigi, futbolun icinden gelen o kadar kaliteli yorumcumuz varken fatih altayli'nin yorum yaptigi, negatif enerjisiyle hem oyunculari hem kulubeyi hem hakemleri olumsuz etkileyen fatih terim'in yonettigi, bikac kaliteli futbolcumuz da dahil kimsenin sahada ne yaptigini bilmedigi, idari yonetim anlaminda turk futbolunu katleden yildirim demiroren'in basta oldugu, yapici degil yikici medyaya sahip, 80 milyona dayanan nufustan adam gibi bi forvet cikaramayan, alternatif stoperi olmayan bir milli takim bir mac bir ulke. 2002'deki 2008'deki takimla ne kadar gurur duyuyorsam bu takimdan da o kadar utaniyorum. cok sevdigin birini kaybedersin ya da telafisi mumkun olmayan cok yikici bi hata yaparsin da hafizani sildirmek, her seyi unutmak, uyumak ve uyanmamak istersin ya.. caresiz hissedersin hani.. yapacak sey, soyleyecek soz bulamazsin. iste aynen oyle

18 haziran 2014 ispanya şili maçı

sampiyonlar ligi finalindeki 2 takimin ispanyol olmasi, uefa avrupa ligini ispanyol bir takimin kazanmasi sonrasi dunya kupasinda da ispanya is yapar diyenlerin dumur oldugu mac olmustur. ispanya'nin grubu 2. tamamlayip son 16'da brezilya'ya elenecegini dusunuyordum ancak bunu bile basaramadilar. sebebi ispanya'nin ne real madrid, ne atletico madrid ne de sevilla'nin sistemleriyle veya oyunculariyla oynuyor olmasi. ispanya barcelona'nin sistemini ilke edinmis, onlarin pas oyununu oynayarak 3 buyuk turnuvayi kazanmis bir milli takimdi. ancak artik hem barca'nin hem ispanyanin o bogucu pas oyunu futbolseverlerin buyuk cogunluguna bikkinlik getirmisti ve ispanya bagira bagira gelen gercegi bu sekilde gormus oldu. ulan playstation oyunlarinda bile busquets'i pedro'yu oynatmiyor insanlar. bu adamlarda ne var da koskoca ispanya milli takiminda kendilerine yer bulabiliyorlar anlamak mumkun degil. ispanya'ya da barca'ya da bu sezon tokat gibi oldu. cok iyi oldu cok da guzel oldu. yeminle icimin yaglari eridi. oh olsun.

2014 brezilya dünya kupası

--spoiler--
son 16'dan itibaren agir tahminler yapacagim.

brezilya-ispanya
hollanda-hirvatistan

C grubu 1.si-uruguay
c grubu 2.si-italya

fransa-bosna
isvicre-arjantin

almanya-rusya
portekiz-belcika

ceyrek finaller:

brezilya-hollanda
uruguay-italya
fransa-arjantin
almanya-portekiz

yari finaller:

brezilya-italya
arjantin-almanya

final:

brezilya-almanya

sampiyon: almanya

tabii ki takimlarin icinde olsun maclar esnasinda olsun bircok degisken ortaya cikabilir(sakatliklar, kartlar, penaltilar vs.) ozellikle son 16'daki portekiz-belcika macinda belcika da gulen taraf olabilir. bunun disinda e grubunu isvicre 1. fransa 2. tamamlayabilir. bosna ceyrek final gorebilir. finale gelene kadarki eslesmeler farkliliklar gosterebilir. ancak ozellikle ceyrek finaldeki brezilya-hollanda macini kazanan tarafla(ki ben hollanda'ya sempati duysam da ev sahibi avantaji ve saglam savunmasiyla brezilyanin bu eslesmeden galip ayrilacagini dusunuyorum) almanya'nin final oynayacagi ve sampiyonun da almanya olacagi konusunda guclu bir inanca sahibim.
--spoiler--

ogrendim ki eslesmeler benim sandigim sekilde olmuyormus. hic kimse de cikip "yahu darkness sen bunu yapmissin da eslesmeler boyle olmayacak ki" demiyor. neyse bi guncelleme gerekti. o halde yapalim.

son 16:

brezilya-sili
kolombiya-uruguay
fransa-nijerya
almanya-h2(ki bu takimin 2 maclik performanslarina bakarak cezayir olacagini dusunuyorum)
hollanda-meksika
kosta rika-yunanistan
arjantin-isvicre
belcika-g2

ceyrek finaller:

brezilya-uruguay
fransa-almanya
hollanda-kosta rika
arjantin-belcika(ki bu eslesme tamamen ters de olabilir)

yari finaller:

brezilya-almanya
hollanda-arjantin(arjantine hic guvenmiyorum belcika da olabilir)

final:

almanya-hollanda

kazanan: almanya
3. takim: brezilya

duzenleme: bircok eslesmede surprizler olsa da yari final eslesmelerini ve fakat ozellikle de kazanan takimi tutturdugum icin mutluyum. aslinda en buyuk gururum daha turnuva baslamadan almanya'nin kazanacagindan emin olmamdi. onlar kazaninca ben de kazanmis oldum. tebrikler almanya.

mehmet umut nayır

şu anda milli takimimizda bile onun tipinde bir forvet yok. herhangi bir super lig takimimizin(buyukler de dahil) scout ekibinden olsam, kesinlikle takima katilmasi yonunde rapor yazardim. hava toplarina ve bileklerine hakim, vucudunu iyi kullanan zeki bir futbolcu. şansı da yaver giderse ilerde büyük futbolcu olur.

31 mart 2014 fenerbahçe bursaspor maçı

o kadar pozisyondan sonra bir hatadan gol buldugumuz mactir. ilk 15 dakika 4-0 olabilirdi.