bugün

entry'ler (54)

negatif com

yeni bir fotoğraf paylaşım sitesi.
http://www.negatif.com

tck 301

bu maddenin kaldırılmasını istemeyenlerin hemen hemen hepsi kemal kerincsiz gibi şovenist, ogun samast, yasin hayal gibi kukla *beslemele tiplerden olup. savunmasız insanları katletmeyi ve linç kültürünü pek bi severler.

newroz ateşi

orta doğu ve orta asya halklarının yıllardan beridir kutladığı newroz'un kendisiyle özdeşleşen ateşi, birliğin, barışın, kardeşliğin simgesi olup, Zulme ve Haksızlığa karşı gösterilen başkaldırı ve bir isyandır. kawa'nın zalim dehak'ı öldürdüğü gün yaktığı bu ateş, günümüzün çağdaş[!] dehaklarına inat 21 mart'ta hep yanacak ve yanan ateş ertafında insanlar dirilişin halayını çekip gökyüzünü zılgıtları ile innetecek.
(bkz: newroz piroz be)

bedirhan

esmer dergisinin mart sayısında detaylıca yer verilen büyük kürd ailesi.

http://www.esmerdergisi.com/
http://www.esmerdergisi.com/index.php

cemal kutay

kürdlerin büyük aşiretlerinden biri olan Bedirhan Ailesi'nin torunlarından birisidir.
bir diğeri için;
(bkz: halide edip adıvar)

markasız

guney amerika'ya ozgu bir akbaba turu olan kondorun diskisina verilen addir. yazıldığı gibi de okunur.

okuma oyunu

tiyatro koşullarını gözönüne almayan, retoriği ön plana çıkaran ve belirli bir şiir anlayışını dramatik uygulamaya yeğ tutan oyunlardır.

dersim

dersim toprağı kırmızıya, sarıya, mora çalan, yamaçları meşe ağaçlarıyla kaplı, iri yalçın dağlarla çevrelenmiş, içinde Munzur ve Harçik adında iki ırmak birleşen, üç isimli bir kasabadır: Mameki, Kalan, dersim. *

Yıl otuz sekizdi dağlarda
iri ceviz ağaçları ve atım vardı
Güneş ve sular ülkesinde orda
Orda ki eski bir öyküdür Dersim. *

kabuki

Japonya'da, soyluların tiyatrosu olan No tiyatrosu karşısında, günlük yaşama dönük halk tiyatrosudur.

abare tiyatrosu

siyasal konuları, toplumsal ve kültürel gündelik yaşamdaki yozlukları, toplum eleştirisi yaparak, acı ve iğneleyici bir dille anlatan, oyuncular ile izleyicinin içli dışlı olduğu tiyatro türü.

internethaber com

üretimden yoksun bazı sözlük yazarlarının tıkandıkları noktada sürekli başvurdukları dürüst habercilik anlayışından yoksun site.

diyonsos

sözlükte sürekli milliyetçi yazarlar tarafından kendisi hakkında olumsuz ifadelere yer verilmiş yazar kişisi.
ülkü ocağına yeni giden liseli talebelerin söylemleriyle aynı doğrultuda ülkeyi (ancak)sanal ortmada müdafa etmeye çalışan yazar arkadaşlar, nedense siyasetin sadece tek taraflı yapılmayacağını anlayamamışlar, karşıt düşüncelerin varlığıyla ancak bir bütün siyaset yapılabileceğini kavrayamamışlar. hani klasik bir söylem vardır "benim düşüncemi beğenmeyebilirsin ama saygı göstermek zorundasın" diye umarım bu ilkeyi hayat felsefeleri yaparlar ve birkaç şukela için attıkları hamasi nutuklardan kendilerini arındırırlar...
bu da klasik olacak ama kendisini tanımam, etmem. sabır dilemekten başka çare de yok gibi...

nevroz batman

(bkz: newroz)*

roj

kürtçede "gün" anlamına gelen kelime. ayrıca Avusturya'da çıkarılmakta olan kürt birası.

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=173865

zazaki

(bkz: zazaca)

tunceli ye dersim diyen kişi

baskılara ve zorlamara rağmen özlüklerini kaybetmek istemeyen, atalarına saygısızlık ve haksızlık etmeyen kişilerin kullandığı ifade.
(bkz: seyit rıza)
(bkz: dersim)

turkiye de kavramlara takilma sorunsali

türkiye'nin yıllardan beri aşamadığı sorundur.
birbirinden değerli kişilerce ülkede barış adına bir konferans yapılır, söylenebilecekler, yapılması gerekenler tartışılır, günlerce konuşulur "kan akmaması" için neler yapabiliriz diye prof.lar, aydınlar, sivil toplum örgütleri kafa yorarlar ama üç beş provakatör çıkıp ülkeyi kurtarmak adına sözde kahramanlık yaparcasına "vay efendim bunlar teröriste gerilla dedi" diyerek önce taraflı medyada sonra halk arasında bir kışkırtma, memleket elden gidiyor diyerek insanları milliyetçilik kisvesi altında gaza getirme, vuralım, kıralım, yaşatmayalım... gibi küçük, alçaltıcı hareketlere başvuruyor. ulan adamlar orada günlerce barışı tartışıyor, insanlar ölmesin acaba ne yapabiliriz diye can güvenliğinin olmadığını bile bile konuşuyor ama tüm konferansta söylenenlerin, yapılması gerekenlerin ne olduğunu anlamadan, dinlemeden bir "kelimeye takılıp" ülke yararına bir adım bile atılmasını engeleyip farklı yönlere çekilmeye çalışılıyor.
yakın zamandan bir örnek verelim, sözlüğümüze de bulaşan "hepimiz" kavramı evet "hepimiz ermeniyiz" ya da "kürdüz" yerine göre de "türküz" ne var bunda, yani ben ermeniyim dediğim zaman din mi değiştirmiş oluyorum veya ben kürdüm dediğim zaman ülke mi bölünüyor ya da bu ülke için can verenlerin kemiklerini mi sızlatmış oluyorum onu bırakın bu ülkeyle hiç alakası olmayan biri için biz hepimiz eto'yuz bile diyebiliyoruz neden peki? çünkü ezilmiş bir insanın arkasında olduğumuzu göstermek için, ezilen, hor görülen kişi ya da topluma ne olursa olsun sahip çıkmak insanlık görevidir*. bugun sana yarın bana ama sen kalkıp "hep bana" dersen de olmaz işte asıl o zaman bu ülkeyi bölmeye çalışan sen olursun...
hele birde sözlükte "halkların kardeşliğini" tanımını yapmış arkadaşları gördümde açıkcası utandım... yani bu kavramı pkk ile özdeşleştiren mi dersin yok bu cümleyle ülkeyi bölmek istiyorlar mı dersin neler neler... içinde buram buram kardeşlik kokan bir kelimeyi ne hallere getirmişler ama şunu unutmamak lazım bu kavram evrenseldir ve almanya'da, bulgaristan'da veya türklerin yaşadığı herhangi bir ülkede bile sıklıkla söylenmektedir acaba onlarda mı pkk'li yoksa yaşadıkları ülkedeki halka, birlikte mutlu ve huzurlu yaşayabiliriz uyarısını mı yapıyorlar.
malum son olarak bu ülkede bir düşünce adamı ağzından çıkan "zehirli kan" kelimesiyle hem yargılandı hemde öldürüldü anlatmak istediklerinden farklı algılandı ya da algılanmak istendi...sonuçta birini daha kavramlar yüzünden kaybettik.
konunun dağıldığının farkındayım kısacası kelimelere takılmak yerine içindeki derin mahiyeti gerçekçi olarak anlamak, bilmek lazım ve yıllardır kavramlarla uyutulmaya çalışılmış bir toplumdan çıkıp geniş anlamda bazı şeyleri çözmek ve vurgulanmak istenen bu kavramları da kötü niyetle değil de tamamen insanlığa dayalı benimsemek ve uygulamak lazım. *

29 ocak 2007 karşıyaka diyarbakır maçı

öncelikle bu iki takımı da tutmamakla birlikte sporla ilgili entry girme adetim de yoktur ama gözlemlediğim kadarıyla "Türk'ün Türk'ten başka dostu yok", "PKK dışarı", "PKK sizinle gurur duyuyor" şeklinde slogan atan Karşıyakalı taraftarların özellikle olay çıkartmak istedikleri ve başardıkları maçtır. ülke bütünlüğünü ancak atacakları sloganlarla koruyabilen bir güruhun bütünleştirmek için mi yoksa bölmek için mi? bu sloganı attığını da bilmek lazım...

edit: sporun geneliyle pek bir alakam olmadığı için şimdi beni göztepeli olarak düşünenler varsa yanılırlar burada amaç olayın siyasi yönünü eleştirmek.

şivan perwer

memleket hasreti çeken dünya sanatçısı.

"köyümün doğal renk ve parfüm senfonisini özledim. Çeşmeden akan buz gibi suyu, bol kokulu ve tadına doyulmaz nar ve karpuzu özledim. Daldan tek tek kopararak dut yemeyi özledim. Kavunu taşa vurup parçalayarak yemeyi, dağların doğal akustiğini özledim. Babamın kavalını, annemin toprağını okşamayı özledim. Ve elbette, sevdiklerimi kucaklamayı özledim."

(bkz: sivan perwer in diyarbakir da konser vermesi)*

http://hurarsiv.hurriyet..../haber.aspx?viewid=118087

şivan perwer in diyarbakır da konser vermesi

ülkesinden 30 yıl boyunca uzak kalmış bir sanatçının ve özellikle milyonlara hitap eden dünya sanatçısının kendi topraklarında konser vermesi "sıradan değil olağan üstü" bir durumdur. uzun yıllardır kürt halkının ciğerini yürekten okşayan ezgilerin sahibini görmek ve canlı canlı sesini diyarbakır surları etrafından dinlemek her ne kadar bazılarını rahatsız etse bile milyonlarca insanın büyük bir coşkuyla beklediği ve yaşamak istediği büyük bir olaydır.